NATO (İngilizce resmi: North Atlantic Treaty Organization, Fransızca resmi: Organisation du Traité de l’Atlantique Nord (“OTAN”) ve Turkce: Kuzey Atlantik Antlaşması Orgutu’nun kısaltması), resmen acıklanmasa da II. Dunya Savaşı sonrası oluşan politik ayrımda, İngiliz Lord Ismay’ın deyişi ile “Rusları dışarıda, Almanya’yı alaşağı edilmiş halde ve ABD’yi iceride” tutmak icin kurulmuştur. Yani amac salt SSCB’ye karşı guvenlik değil, aynı zamanda Avrupa’nın guvenliği icin ABD’nin katkı koymasını sağlamak, Almanya’nın yeniden silahlandırılmasını bolgeye tehdit oluşturmadan gercekleştirmektir. Cunku bilindiği gibi o donemde ABD kongresi ve kamuoyu ulkenin Avrupa ulkeleri arasındaki ilişkilere karışmasını istemiyordu. 9 Nisan 1949′da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kollektif savunma orgutu olarak bilinmektedir. Kurucu antlaşmanın ozellikle ucuncu, dorduncu ve beşinci maddeleri onemlidir. Bu maddelerle uye ulkeler, ortak savunma icin yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir uyenin toprak butunluğu, siyasî bağımsızlık ve guvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhut etmişlerdir. Bu cercevede belki de en onemli ve tartışmalı madde, NATO’nun gorev sahasını belirleyen 6. maddedir. Literaturde “alan-dışılık” (out of area) kavramıyla anılan bu duzenlemeye gore, NATO sadece sınırları antlaşmada acıkca tarif edilen Kuzey Atlantik bolgesinde meydana gelen saldırılara karşı işlevseldir. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra “esnek yorum” yontemiyle iceriği genişletilen bu madde, ozellikle Afganistan mudahalesiyle tamamen işlevsiz kılınmıştır.
NATO’nun kuruluşuna karşı, SSCB ve Doğu Bloğu ulkeleri kendi savunma durumlarını gozden gecirmişler ve 1955′te Federal Almanya’nın NATO’ya alınması uzerinde de Varşova Paktı’nı kurmuşlardır. Boylece Soğuk Savaş olarak anılan ve 1991′de Varşova Paktı’nın kendini lağvetmesine kadar suren kutuplaşma da iyice belirginleşmiştir.
Turkiye ve Yunanistan 1952 yılında eş zamanlı olarak NATO’ya kabul edilmiştir. Sadece demokrasi ile yonetilen Avrupa ve Kuzey Amerika ulkelerinin bulunduğu bu ittifaka, İspanya, Franko diktatorluğu yıkıldıktan sonra, 1982 yılında katılmıştır. Avrupa guvenliğinde ABD’nin bu denli etkili olmasına karşı cıkan De Gaulle doneminde NATO’nun askeri kanadından cekilen Fransa, Sarkozy donemiyle birlikte NATO’yla ilişkilerini tekrar geliştirmeyi en onemli dış politika onceliklerinden birisi yapmıştır.
NATO’nun etkinlği dış guvenlik ile sınırlı kalmamıştır. 1950′li yıllarda İtalya’dan başlayarak NATO ulkelerinde gizli Ozel Harekat daireleri kurulmuştur. Gladio adı ile anılan bu birimler ulkelerdeki devrimci sol hareketler başta olmak uzere her tur muhalefete karşı bir onlem olarak oluşturulmuştur. Bu birimler aynı zamanda Derin Devlet kavramının da ortaya cıkmasında buyuk rol oynamıştır. Pek cok ulkede daha sonra bu birimler ortaya cıkarılarak sorumluları yargılandıysa da, Turkiye dahil coğu ulke bu sureci henuz yaşamamıştır. NATO, Soğuk Savaş sonrası Gladio kurumlarının dağıtıldığını iddia etse de, bu birimlerin şu anki durumu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır.
SSCB ve Doğu Bloğu’nun dağılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle varlığı ve amacları tartışma konusu olan NATO, kendine yeni hedefler ve gorev sahaları edinmiştir. Bu cercevede 1990′lar boyunca ceşitli donuşumler geciren NATO, 11 Eylul saldırılarını takiben iyice belirginleştiği uzere uluslararası terorle mucadeleyi ana hedef olarak belirlemiştir.
Diğer yandan, doğal afetlere mudahalede harekete gecirilmesi de 2005 yılında ard arda gelen doğal afetler sonucunda gundeme gelmiştir. Ust duzey uluslararası zirvelerin ve uluslararası spor etkinliklerinin guvenliğinin sağlanması gibi farklı faaliyetlerde de bulunmaya başlayan NATO, “insani mudahale” olarak adlandırılan kimi askeri harekatlarda da bulunmaktadır. Yugoslav savaşları, NATO uyesi ulkelerin ayrılıkcı Hırvatlara, Boşnaklara ve Arnavutlara sunduğu acık siyasi ve askeri destekle, Yugoslavya devletinin yıkılışıyla sonuclandı. İlk kapsamlı NATO askeri harekatları olan Kararlı Guc ve Muttefik Gucu harekatları sonrası ise, eski Yugoslavya topraklarında, NATO askeri usleri kuruldu.
Ozellikle Gladio birimlerinin teker teker ortaya cıkması ve ABD’nin Irak ve Afganistan işgallerinde oynadığı rol, NATO’ya ciddi eleştiriler yoneltilmesine sebep olmuştur. Ayrıca, BM kararlarının NATO’ya herhangi bir etkisinin olmadığı goruldukten sonra, pek cok grup NATO’ya karşı muhalefeti arttırmışlardır. 21. yuzyıla girilirken, NATO’nun geleceği konusunda tartışmalar hala devam etmektedir.


Kaynak
__________________