1.DEPREM NEDİR?

Dunyanın oluşumundan beri doğal guclerin neden olduğu, yer kabuğunun derin tabakalarının yer değiştirmesi ya da yanardağların puskurme durumuna gecmesi sonucu oluşan ani devimin yer sarsıntısına deprem denir. Depremlerin buyuk bir bolumu levhaların bitişme yerleri uzerinde olur.Bir levha kayarak diğerine dayandığı zaman arada kalan kayalar sıkışır ve yerlerinden oynar ya da kırılır.Bu durum da şok dalgaları adı verilen guclu titreşimler kayaların icinden gecerek yuzeye erişir.(Bakınız Ek 1)
1.1 DEPREM TURLERİ :
Depremler oluş nedenlerine gore degişik turlerde olabilir. Dunyada olan depremlerin buyuk bir bolumu yukarıda anlatılan bicimde oluşmakla birlikte az miktarda da olsa baska doğal nedenlerle de olan deprem turleri bulunmaktadır. Yukarıda anlatılan levhaların hareketi sonucu olan depremler genellikle "TEKTONİK" depremler olarak nitelenir ve bu depremler coğunlukla levhalar sınırlarında olusurlar.Yeryuzunde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer. Turkiye'de olan depremler de buyuk coğunlukla tektonik depremlerdir.
İkinci tip depremler "VOLKANİK" depremlerdir. Bunlar volkanların puskurmesi sonucu oluşurlar.Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryuzune cıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla bu tur depremlerin maydana geldiği bilinmektedir. Bunlar da yanardağlarla ilgili olduklarından yereldirler ve onemli zarara neden olmazlar. Japonya ve İtalya'da olusan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Turkiye'de aktif yanardağ olmadığı icin bu tip depremler olmamaktadır.
Bir başka tip depremler de "COKUNTU" depremlerdir. Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), komur ocaklarında galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun cokmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır fazla zarar getirmezler. Buyuk heyelanlar ve gokten duşen meteorların da kucuk sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir.
Odağı deniz dibinde olan Derin Deniz Depremlerinden sonra, denizlerde kıyılara kadar oluşan ve bazen kıyılarda buyuk hasarlara neden olan dalgalar oluşur ki bunlara (Tsunami) denir. Deniz depremlerinin cok gorulduğu Japonya'da Tsunami'den 1896 yılında 30.000 kisi olmustur.


1.2 DEPREMİN ŞİDDETLERİ VE NEDENLERİ

Depremin yer yuzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır. Depremlerin şiddet dereceleri cok ceşitlidir; kimisi, yalnız cok duyarlı sismograflarla tespit edilebilecek zayıf depremlerdir, kimisi toprağın yarılmasına ve yerleşim bolgelerinde yıkımlara yol acabilecek derece de şiddetlidir.Bu konuda tehlikeli sonuclar doğurabilecek yanılmalardan sakınmak icin, değerlendirmede temel sayılabilecek ceşitli unsurları iyice bilmek şarttır.Uzerinde durulabilecek ilk unsur, toprağın derinliklerideki belirli bir bolgede meydana gelen ana sarsıntıdır.Bu sarsıntı, kabaca bir tahminle “merkez” veya “alt merkez” denilen bir noktaya bağlanır (“ust merkez” terimi ise, bu noktanın yeryuzundeki karşılığını gosterir).

Depremlerin bir nedeni volkanik bolgelerde yerkabuğunun altındaki erimiş kayacların hareket etmesidir.Ancak Bu tur depremler hafif sarsıntı yaratır.Asıl buyuk depremler yerkabuğundaki kırıkların oluşturduğu fay hatları boyunca gorulur.Buyuk depremlerin toprakustu ve toprakaltı etkileri cok buyuk boyutlara ulaşır, coğu kez, yuzeysel toprak kabartmaları, cokmeler ve kırıklar oluşur. Depremin yeryuzunde oluşturduğu sarsıntı ve yol actığı yıkım depremin şiddetine bağlıdır. Dışmerkez yakınındaki yerlerde depremin şiddeti en fazladır. Buralarda yapılar sarsıntıyla yıkılabilir, toprakta catlaklar oluşabilir.


1.3 DEPREM NASIL OLCULUR ?

Bir depremin Magnitudu (acığa cıkan yada harcanan toplam enerji miktarı), coğunlukla Richter Olceğine gore belirlenir. Adını Amerikalı Charles F. Richter’den alan bu olcek, sismik dalgaların genliğine dayanılarak hazırlanmış logaritmik bir cetveldir. Olcek, bir birimlik magnitut artışı, depremin boyutlarında 10 katı bir artışa karşılık gelecek bicimde duzenlenmiştir. Orneğin, Richter Olceği’ne gore magnitudu 8 olan bir deprem, magnitudu 4 olan bir depremden 10 bin kez daha buyuktur. Başka bir ornek ise Richter olceğiyle 7 kuvvetindeki bir deprem 4 kuvvetindeki depremden 1.000 kat daha şiddetlidir.

Depremleri inceleyen bilim dalına sismoloji, depremlerle oluşan sismik dalgaların sure ve genlik gibi ozelliklerini kaydeden aygıta da sismograf denir. Sismograf bir cerceve, ona asılı bir ağırlık ve bunların birbiri karşısındaki konumlarında meydana gelen değişikliği kağıt uzerine aktaran bir duzenekten oluşur. (Bakınız EK 2)

1.4 DEPREM NERELERDE OLUŞUR?
Deprem herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda oluşabilir. Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu soylenebilir. Dunyanın ceşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gozlenmiştir ve buraları hep levha sınırlarındadır. Depremlerin yoğun olarak gozlendiği bolgeler yeryuzunde uc ana kuşak oluşturur.
1.KUŞAK (Pasifik Deprem Kuşağı): Şili’den kuzeye doğru Guney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın guneyinden Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Guney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’yı icine alan en buyuk deprem kuşağıdır. Yeryuzundeki buyuk depremlerin yuzde 81’i bu kuşak uzerinde gercekleşir.

2.KUŞAK (Alpine): Endonezya’dan (Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz uzerinden Atlantik Okyanusu’na ulaşan kuşaktır. Yeryuzundeki buyuk depremlerin yuzde 17’si bu kuşakta oluşur.

3.KUŞAK (Atlantik): Bu kuşak, Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır.
1.5 MSK Siddet Cetveli :

I- Duyulmayan
(a) : Titreşimler insanlar tarafından hissedilmeyip, yalnız sismograflarca kaydedilirler.

II- Cok Hafif
(a) : Sarsıntılar yapıların en ust katlarında ,dinlenme bulunan az kişi tarafından hissedilir.

III- Hafif eprem ev icerisinde az kişi, dışarıda ise sadece uygun şartlar altındaki kişiler tarafından hissedilir. Sarsıntı, yoldan gecen hafif bir kamyonetin meydana getirdiği sallantı gibidir. Dikkatli kişiler, ust katlarda daha belirli olan asılmış eşyalardaki hafif sallantıyı izleyebilirler.

IV- Orta Şiddetli : Deprem ev icerisinde cok, dışarıda ise az kişi tarafından hissedilir. Sarsıntı, yoldan gecen ağır yuklu bir kamyonun oluşturduğu sallantı gibidir. Kapı, pencere ve mutfak eşyaları v.s. titrer, asılı eşyalar biraz sallanır. Ağzı acık kaplarda olan sıvılar biraz dokulur. Arac icerisindeki kişiler sallantıyı hissetmezler.

V- Şiddetli : Deprem, yapı icerisinde herkes, dışarıda ise cok kişi tarafından hissedilir. Uyumakta olan cok kişi uyanır, az sayıda dışarı kacan olur. Hayvanlar huysuzlanmaya başlar. Yapılar baştan aşağıya titrerler, asılmış eşyalar ve duvarlara asılmış resimler onemli derecede sarsılır. Sarkaclı saatler durur. Az miktarda sabit olmayan eşyalar yerlerini değistirebilirler ya da devrilebilirler. Acık kapı ve pencereler şiddetle itilip kapanırlar, iyi kilitlenmemiş kapalı kapılar acılabilir. İyice dolu, ağzı acık kaplardaki sıvılar dokulur. Sarsıntı yapı icerisine ağır bir eşyanın duşmesi gibi hissedilir.

VI- Cok Şiddetli : Deprem ev icerisinde ve dışarıda hemen hemen herkes ratafından hissedilir. Ev icerisindeki bircok kişi korkar ve dışarı kacarlar, bazı kişiler dengelerini kaybederler. Evcil hayvanlar ağıllarından dışarı kacarlar. Bazı hallerde tabak, bardak v.s.gibi cam eşyalar kırılabilir, kitaplar raflardan aşağıya duşerler. Ağır mobilyalar yerlerini değiştirirler.


VII- Hasar Yapıcı : Herkes korkar ve dışarı kacar, pek cok kişi oturdukları yerden kalkmakta gucluk cekerler. Sarsıntı, arac kullanan kişiler tarafından onemli olarak hissedilir. Sular calkalanır ve bulanır. Kaynak suyu debisi ve yeraltı su duzeyi değişebilir. Bazı durumlarda kaynak suları kesilir ya da kuru kaynaklar yeniden akmaya başlar. Bir kısım kum cakıl birikintilerinde kaymalar olur. Yollarda heyelan ve catlama olabilir. Yeraltı boruları ek yerlerinden hasara uğrayabilir. Taş duvarlarda catlak ve yarıklar oluşur.

VIII- Yıkıcı : Korku ve panik meydana gelir. Arac kullanan kişiler rahatsız olur. Ağac dalları kırılıp, duşer. En ağır mobilyalar bile hareket eder ya da yer değiştirerek devrilir. Asılı lambalar zarar gorur. Boruların ek yerleri kırılır. Abide ve heykeller hareket eder ya da burkulur. Mezar taşları devrilir. Taş duvarlar yıkılır. Dik şevli yol kenarlarında ve vadi iclerinde kucuk yer kaymaları olabilir. Zeminde farklı genişliklerde cm olcusunde catlaklar oluşabilir. Gol suları bulanır, yeni kaynaklar meydana cıkabilir. Kuru kaynak sularının akıntıları ve yeraltı su duzeyleri değişir.

IX- Cok Yıkıcı : Genel panik. Mobilyalarda onemli hasar olur. Hayvanlar rast gele ote beriye kacışır ve bağrışırlar. Heykel ve sutunlar duşer. Bentlerde onemli hasarlar olur. Toprak altındaki borular kırılır. Demiryolu rayları eğrilip, bukulur yollar bozulur. Duzluk yerlerde cokca su, kum ve camur tasmaları gorulur. Zeminde 10 cm. genişliğine dek catlaklar oluşur. Eğimli yerlerde ve nehir teraslarında bu catlaklar 10 cm.den daha buyuktur. Bunların dışında, cok sayıda hafif catlaklar gorulur. Kaya duşmeleri, bircok yer kaymaları ve dağ kaymaları, sularda buyuk dalgalanmalar meydana gelebilir. Kuru kayalar yeniden sulanır, sulu olanlar kurur.

X- Ağır Yıkıcı :Baraj, bent ve koprulerde onemli hasarlar olur. Tren yolu rayları eğrilir. Yeraltındaki borular kırılır ya da eğrilir. Asfalt ve parke yollarda kasisler oluşur. Zeminde birkac desimetre olcusunde catlaklar oluşabilir. Bazen 1 m. genişliğinde catlaklar da olabilir. Nehir teraslarında ve dik meyilli yerlerde buyuk heyelanlar olur. Buyuk kaya duşmeleri meydana gelir. Yeraltı su seviyesi değişir. Kanal, gol ve nehir suları karalar uzerine taşar. Yeni goller oluşabilir.

XI - Cok Ağır Yıkıcı : İyi yapılmış yapılarda, koprulerde, su bentleri, barajlar ve tren yolu raylarında tehlikeli hasarlar olur. Yol ve caddeler kullanılmaz hale gelir. Yeraltındaki borular kırılır. Yer, yatay ve duşey doğrultudaki hareketler nedeniyle geniş yarık ve catlaklar tarafından onemli bicimde bozulur. Cok sayıda yer kayması ve kaya duşmesi meydana gelir. Kum ve camur fışkırmaları gorulur.

XII- Yok Edici (Manzara Değişir) : Pratik olarak toprağın altında ve ustundeki tum yapılar baştanbaşa yıkıntıya uğrar. Yer yuzeyi busbutun değişir. Geniş olcude catlak ve yarıklarda, yatay ve duşey hareketlerin yon miktarları izlenebilir. Kaya duşmeleri ve nehir versanlarındaki gocmeler cok geniş bir bolgeyi kaplarlar. Yeni goller ve cağlayanlar oluşur.


ANADOLU TARİHİNDE DEPREM

İ.O. birinci yuzyılda, adına I. Antiokhos denilen ve kendisinden başka bir şey duşunmeyen bir hukumdar varmış.Kommagene uygarlığının hukumdarı 2150 metre yuksekliğindeki Nemrut Dağı’nın doruğuna kendisi icin curetkÂr bir anıt mezar yaptırmış.Hemen orda ilan edildiğine gore bu mezarı, “zamanın acımasızlığı yok edemeyecek”imiş.

Tahmin edilemez emekler harcanarak, yumruk buyukluğundeki taşlar dağın doruğuna cıkartılmış, bir araya getirilmiş ve yuksekliği 60 metreyi aşan konik bir tumulus yapılmış.Tumulusun cevresindeki teraslarda ise hukumdarın oldukten sonra bir araya gelmeyi hayal ettiği tanrılarla mitolojik kahramanların muazzam boyutlardaki heykellerinden oluşan bir kutsal alan yaratılmış.

Tumulus, kayaların yerden aşağıya yuvarlanmasıyla 45 metre kadar cokmuş.Gun gelecek yani jeolojik zamana gore bakıldığında bugunun uzerinden bir an daha gecmiş olacak ki, hukumdarın mezarından eser bile kalmayacak. Zeus’un, Herakles’in, Apollon’un ve o kibirli hukumdarın taştan kafaları. İnsanın hayal gucunun urunu olan bu heykeller ya catlaklarla dolmuş yada yan yatmış.

Yer yuzunun bu kesiminde yaşayan insanlar, toprakta meydana gelen bu ani ve şiddetli değişimlerden cağlar boyunca doğaustu gucleri sorumlu tutmuştur.İ.O. 464’te bir deprem Sparta’yı yerle bir edip sonunda kole isyanlarının cıkmasına neden olduğunda, eski Yunanlılar da Poseidon’u yeryuzu sarsmakla suclamış.Yine 1999 yılında Atina’nın dış mahallelerini yutan depremden sonra Aya Kyprianos manastırından bir papaz, bu facianın ilahi bir uyarı olduğunu soylemektedir. “Bizi sarsarak gunahlarımızdan arındırılmamız icin gonderildi”. Konu hakkındaki bilimsel acıklamayı ise jeofizikci Rob Reilinger yapmakta: “Kıtalar arasındaki carpışma hareketleri tum hızıyla devam ediyor.Afrika ve Arabistan Yarımadası kuzeye yonelerek Avrasya’yı itiyor”Son beş milyon yıldır sure gelen bu carpışmanın yarattığı karmaşık jeolojik surecler, nasıl antik kulturlerde esrarengiz guclere inanışı ve dehşet duygusunu koruklemişse, bugunde bilim adamlarının duşuncelerine tumuyle hakim oluyor.

Doğu Anadolu Bolgesi’nde başlayan carpışma gercekte Anadolu’nun genelini etkiliyor.Kuzeye doğru hareketi Afrika’nınkinden biraz daha hızlı olan Arabistan Yarımadası, buraya carpan ilk kara parcası olmuş.İzleyen surec icinde de Avrasya’yı tam gobeğinin altından iteleyerek sadece Nemrut Dağı’nı değil, Kafkas Dağları’nı da yukseltmiştir.

Carpışma, doğuda yerkabuğunu kalınlaştırmış; gunumuze kara kesiminde yerkabuğunun kalınlığı 45 kilometreyi buluyor.Oysa daha batıda, Ankara yakınlarında bu kalınlık 49 kilometre.Sonuc olarak bolge bugun, ortalama yuksekliği 2 kilometrelik bir plato gorumunde. Ancak carpışmadan once neredeyse deniz seviyesindeymiş.Bazı yerlerde ise carpışma halindeki kıtaların arasında sıkışıp kalan deniz tabanının eğri buğru kalıntıları, yuzeye fışkırarak dağları oluşturmuş. Ancak bu deniz tabanını dolduran kayaların buyuk bolumu ezile ezile iyice cokerek yeryuzunun manto denilen 35-40 kilometre derinliklerindeki katmanına yanaşmış.Bu da yer kabuğunun alt tabakalarını eriterek magma oluşumuyla sonuclanmış.

Yakın donemde Ağrı Dağı ve onun kardeşi kucuk Ağrı yanardağlarında da patlama olmadı. Ama Doğu Anadolu Bolgesi’nde yaşayanların depremden korkmak icin haklı nedenleri var. Arabistan Yarımadası’nın kuzeye doğru yaptığı sıkıştırma sonucunda Turkiye batıya doğru itiliyor.

Kapadokya’ya cığ gibi yağan volkanik oluşumlar da bolgenin hemen tum jeolojik hareketleri gibi Afrika’nın Anadolu’ya yaklaşmasından kaynaklanıyor.Gitgide yaklaşan kıtanın onundeki yoğun okyanus kayacları Turkiye’nin altına dalmış ve yuksek oranda su iceren kayaların daha derinlere inip yerin mantosuyla karışması ile butun Kapadokya’da, gaz iceriği yuksek magma acığa cıkmıştır.

Anadolu’nun batı yununde ilerleyişi, buyuk olcude Kuzey Anadolu Fayı boyunca gercekleşiyor.Anadolu’yu Avrasya’nın diğer bolumunden ayıran fay hattı, Marmara Denizi’ni Ege’ye bağlayan, 60 kilometre uzunluğundaki Canakkale Boğazı’nın oluşumunda da buyuk rol oynamıştır.

Mitolojide de geciyor Canakkale Boğazı; Tunc Cağı boyunca boğazın girişine etmiş antik Troia kentiyle ilgili efsanede.Homeros’un destanı Odysseia’de Yunanlı kahraman Odysseus’un yaptığı bir hileyle sona erer.Troia Savaşı.Yunan askerleri de dev bir tahta atın icine saklanırlar ve hicbir şeyden şuphelenmeyen Troialılar da kent surlarının icine alıverirler atı.Tubingen Universitesi arkeologlarından Manfred Korfmann’nın Troi atıyla ilgili soyledikleri ise şoyle : “ Kuledeki dev gri taşlarındaki catlaklar pek cok kişiye gore depremlerden olmuşlardır.

İ.S. 500 dolaylarında meydana gelen son derece yıkıcı iki deprem Troia’yı sonsuza dek silmiş haritadan .Zaten dorduncu yuzyılın ortalarına kadar suren, eşi benzeri gorulmemiş bir buyuk deprem dalgası, Ege Bolgesi’nde kurumuş olan belli başlı butun kentleri yerle bir etmiş: Pergamon, Aphrodisias, Ephesos, Smyrna.


TURKİYE’DE DEPREMLER

Yerkabuğunun buyuk levhaları arasında bir sıkışma kuşağı uzerinde bulunan Turkiye Alp deprem kuşağında yer alır.Anadolu dunyanın en etkin deprem bolgelerinden biridir. Turkiye topraklarının yuzde 92’si deprem kuşağı uzerinde yer alır.Genc kabuk hareketlerinin yol actığı basınc ve gerilmeler gunumuzde de devam ettiğinden ulkeyi kesen faylardan bircoğu diriliklerini muhafaza etmekte ve zaman zaman yatay ve duşey doğrultuda oynamaktadır.Turkiye’nin sınırları icinde litosferin yapısal ozelliklerine bağlı olarak depremler her yerde aynı şiddette ve sıklıkta olmaz.

1942’ten gunumuze kadar kaydedilen ve kuvveti Richter olceğiyle 5 ile 8 arasında olan 47 depremin 24’u Kuzey Anadolu deprem kuşağında olmuştur.Bu sayı ortalama yılda bir kez buyuk bir deprem olduğunu gosterir.Depremlerin neden olduğu olumler yonunden Turkiye dunyada beşinci sırada yer alır.Deprem zararlarının bu kadar cok olmasının payı buyuktur. (Bakınız Ek 11)

Bundan yaklaşık 25 milyon yıl once Anadolu'nun guneyinde yer alan Afrika ve Arabistan levhaları kuzeye doğru harekete gecmiştir. Bunun sonucunda, Anadolu yarımadası sıkışmış ve bir butun olarak yavaş yavaş yukselmeye, batıya doğru hareket etmeye başlamıştır. Bu hareket sonucu ulkemizde uc buyuk fay hattı meydana gelmiştir.(Bakınız Ek 7).Bunlar;


à Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF)

à Guneydoğu Anadolu Fay Hattı (GAF)

à Batı Anadolu Fay Hatları (BAF)


Afrika ve Arabistan levhaları Anadolu yarımadasını hÂlen batıya doğru itmektedir. Bu nedenle yurdumuzda sık sık depremler olmaktadır.(Bakınız Ek 8)
TURKİYE’DE MEYDANA GELEN DEPREMLERİN SEBEBİ NEDİR ?
Ulkemizin depremlerin sebebi, Alp orojenik haraketleri sonrasında meydana gelen tektonik haraketlere bağlı olarak meydana gelen kırılmalardır. Ozel anlamda, Kuvaternerin başında Anadolu yarımadasının bir butun olarak yukselmesi sunucunda, uc buyuk fay hattı meydana gelmiştir. Bunlar, Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Guneydoğu Anadolu Fay Hattı (GAF) ve Batı Anadolu Fay Hattı (GAF)’dır. Genel anlamda ise Arabistan Kalkanı ile Sibirya Kalkanı arasında bulunan yarımadasının sıkışarak yukselmesi ve kıvrılamayan direncli tabakaların kırılmasıdır.

KUZEY ANADOLU FAY HATTI :

Doğuda Karlıova ile batıda Mudurnu vadisi arasında doğu-batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır. Dunyanın en aktif ve en onemli kırık hatları arasında yer alan Kuzey Anadolu fay
zonunun uzunluğu yaklaşık 1200 km dir; genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir.

Kuzey Anadolu fay hattında, 1939'dan 1999'a kadar, 7 şiddetinin uzerinde toplam olarak 7 deprem meydana geldi. Bir sonraki şekilde gorulduğu uzere, butun bu depremlerde, doğudan batıya doğru bir kırılma gozlemlendi.
Kuzey ve Doğu Anadolu Fay hattındaki kırılma bolgeleri. 1939'dan onceki deprem bolgeleri, eldeki bilgilere gore yaklaşık olarak işaretlenmiştir. Deprem oluşumları, uc ayrı sıra icinde; ama ceşitli yon ve hareketlerde gercekleşmiştir.

1939'dan beri meydana gelen depremler, Kuzey Anadolu fay hattında buyuk kırıkların oluşmasına neden oldu. Her karede bir sonraki depremin merkezi daire icine alındı. Ozellikle 1943 depreminde sıkışmış enerji, buyuk bir ondalık oran olarak depremin şiddetine yansıdı.

a) Turkiye'deki aktif fay hatları, kırmızı cizgilerle ifade edilmiş. Anadolu ve Avrasya yonunde derin kırıklar bulunuyor.
b) Sağdan doğru meydana gelen depremler
c) Kırmızı ile işaretlenen bolge, olası bir Anadolu-Avrasya deprem bolgesine işaret ediyor. Sağdan doğru 40 km'lik olası bir fay hattı belirtilmiş.

17 Ağustos 1999’da Golcuk’te meydana gelen deprem, Golcuk’un hemen doğusunda, yerin yaklaşık 15 kilometre altında olan ve yer kabuğu uzerindeki, Kuzey Anadolu Fay Hattı adı ile bilinen kırıkta başlamıştı.Doğu Anadolu’dan başlayıp Yunanistan’a kadar uzunluğu 1600 kilometreyi bulan fay, Kaliforniya’nın, yarattığı depremlerle kotu bir une sahip San Andreas Fay Hattı’yla buyuk benzerlik gostermektedir. Amerika’daki benzeri gibi Kuzey Fay Hattı da aslında kucuk fay parcalarından oluşuyor ve bunlar iki tektonik levha halinde birbirinden ayrılıyor: Avrasya levhası ile ondan cok daha kucuk olup Turkiye’nin buyuk bolumunu sırtında taşıyan Anadolu Levhası.(Bakınız Ek 8)

Bu iki levhanın kenarlar birbirine bitişik, ancak Anadolu Levhası, jeolojik etkenler sonucu her yıl yaklaşık 2,5 metre kadar batıya ilerleyerek Yunanistan’a yaklaşıyor; bu da fay boyunca gerilim birikimine yol acıyor.Biriken gerilim belli bir duzeyi bulduğunda ise fayın bir ya da daha fazla bolumu harekete gecerek şiddetli sarsıntılar yaratıyor. Kucuk bir bolum hareket etmişse, yol acacağı depremin buyukluğu 6 ya da daha aşağısı olabilir.Oysa Golcuk’un altından gecen bolum kırıldığında acığa cıkan enerji, hem doğuya hem de batıya doğru uzanan uc bitişik kesimde de yer değiştirmeler başlatarak cok daha buyuk bir felakete yol acmıştı. Marmara depreminde Akyazı ile Golcuk arasında 125 km uzunluğunda bir fay ortaya cıkmıştır

12 Kasım’da Kuzey Anadolu Hattı bir kez daha kırıldı.Ağustostaki sarsıntıdan sonra biriken gerilim, ilk depremin olduğu yerin doğusuna duşen fay hattının bir bolumunun kırılmasına yol acmıştı.Buyukluğu 7,1’di.Nufusu cok daha az bir bolgeyi vurmuştu ama yine de 800’den fazla insanın olmesine, en az 5000 kişinin yaralanmasına yol acmıştı.


17 Ağustos Golcuk ve 12 Kasım Duzce depremleri oncesi ve sonrasında, Marmara Denizi’nin ic yapısını denetleyen fayları ilgili bircok model uretildi.Bu depremlerden sonra, Fransız ve Turk bilim adamlarının “Le Suroit” adlı gemi ile elde ettikleri veriler, İzmit’ten başlayan ve Murefta acıklarına kadar uzanan fay hattının (5 kilometrelik bir ara haric) kesintisiz devam ettiğine dikkat cekiyor. Ote yandan, uzerinde hÂl durulan bir başka model de hattın kesintisiz değil, sıcramalar yaparak ilerlediğini savunuyor.

Kuzey Anadolu Fayı, Marmara Bolgesi’nde tarifsiz yıkımlara yol actı.Son 2000 yılda belgelenen yaklaşık 600 deprem (ki hepsinin de buyukluğu 7 ve ustudur) bolgeyi defalarca yerle bir etti.İzmit defalarca yıkıldı, İstanbul ise son 500 yılda meydana gelen buyuk depremlerle dort kez ağır hasara uğradı.

BATI ANADOLU DEPREM KUŞAĞI

Bu bolge, Marmara Denizi’nin guneyi ile İzmir-Isparta arasındaki geniş bir kuşağı icine alır.Batı Anadolu’da, yerşekillerinin bicimlenmesinde kırılmaların cok onemli etkisi olmuştur.Bolgede Denizli ili altındaki doğu-batı doğrultusunda uzanan dağlar ve bu dağlar arasındaki ovalar kırılmalar ve cokmeler sonucu oluşmuştur.Boylece Denizli ilimiz birinci dereceden deprem bolgesi olur.

Bu fay hattı boyunca fışkıran sıcak şifalı sular da bu bolegeyi aynı zamanda kaplıcalar diyarı yapar. M.T.A. Enstitusu Genel Mudurluğunce bu bolgede başlatılan sondaj calışmaları sırasında 1965'de ilk jeotermal buhar kaynağı bulunmuş, fay hattı boyunca bunu diğerleri takip etmiştir. Bugun Turkiye'de ilk defa burada jeotermal buhar enerjisi ile elektrik uretilmekte, ayrıca "sıkıştırılmış karbondioksit gazıyla" kurubuz fabrikası, seralar, ılıcalar bulunmaktadır.

Bu deprem kuşağı icinde, Bakırcay, Gediz, Kucuk ve Buyuk Menderes ovaları ile Burdu, Acıgol ve Sultan Dağları’nın kuzey etekleri yer alır.

Batı Anadolu Fay Hattı kuzey-guney yonlu cekim gerilmelerinin etkisi altında gelişmiştir. Batı Anadolu kırık kuşağında 1970’te gercekleşen Gediz depreminde, kırık kuşak boyunca 2,2 metre cokme oluşmuş ve 30 cm kayme gorulmuştur.Ritcher olceğiyle 7,3 şiddetindeki bu depremde 10 bine yakın yapı yıkılmış, 1.086 kişi hayatını kaybetmiştir.
ONEMLi BATI ANADOLU DEPREMLERi
1899 Buyuk Menderes
1928 Torbali
1955 Balat
1969 Alasehir
1969 Simav
1970 Gediz
1995 Dinar
GUNEYDOĞU ANADOLU DEPREM KUŞAĞI:

Dunyanın en buyuk kırık hattı olan Guneydoğu Anadolu deprem kuşağı, Doğu Afrika, Kızıldeniz, Lut Golu uzerinden, Antakya, Kahraman Maraş, Adıyaman ve Varto uzerinden Ağrı’ya kadar uzanır. Bu kırık hattı tehlikeli bir deprem kuşağıdır. Bu deprem kuşağı, Marmara Denizi’nin guneyi ile İzmir-Isparta arasındaki geniş bir kuşağı icine alır.Bu hattın ozellikle Doğu Anadolu Bolgesi’nde bulunan kısmında şiddetli depremler olmaktadır.

Ozellikle Hatay cukurundan Bingol’e kadar uzanan deprem kuşağı boyunca yer alan yorelerde zaman zaman şiddetli depremler olmaktadır.(Bakızın Ek 7)

TURKİYE'DE DEPREMLERİN BOLGELERE GORE DAĞILIMI:

Turkiye dunyanın en onemli deprem kuşaklarından biri uzerindedir. Topraklarının % 42’si, I. Derece Deprem Bolgesi uzerinde bulunmakta: 328 bin 995 km2’lik bu bolgeye Doğu ve Guneydoğu Anadolu’nun onemli bir bolumu, kısmen Akdeniz Bolgesi, İc Anadolu’nun kuzeyi, Orta ve Batı Karadeniz ile Marmara ve Ege Bolgelerinin tamamı giriyor. Nufusun % 45’i bu I. Derecede Deprem Bolgesi’nde yaşıyor. Turkiye’nin % 24’u ise II. Derece Deprem Bolgesi’ndedir. Bu alanın yuzolcumu 186 bin 411 km2. Nufusun %26’sı bu alana yayılmış. III. Derece Deprem Bolgesi’nde (139 bin 594 km2) nufusun % 18’i, IV. Derecede (97 bin 737 km2) % 2’si yaşıyor. Yani topraklarımızın %96’sı deprem bolgesi ve nufusun % 98’i de bu topraklarda barınıyor.

Marmara ve Ege bolgelerinin % 95'i I. derece deprem bolgesi icindedir. Nufus yoğunluğunun oldukca yuksek olduğu bu bolgeler, deprem bakımından en riskli yerlerdir. Doğu Anadolu Bolgesi'nin buyuk bir bolumu I. ve II. derece deprem bolgesinde yer alır. Guneydoğu Anadolu Bolgesi ise deprem tehlikesinin en az olduğu bolgedir.(Bakınız Ek 9 ve 10)





__________________