*
O donemlerde Edinburg,entelektuel alanda oldukca hareketli bir kentti.J.Hutton,Oyster Clup adlı bir derneğin uyesi oldu.Unlu bilim adamları ile dostluklar kurmuştu.Ekonomist Adam Smith,kimyacı Joseph Black,filozof David Hume ve fizikci-matematikci John Playfair bunlardan birkacı idi.
Mineralojiden metafiziğe kadar hemen her konuya ilgi duyuyordu.Kimyasal maddelerle deneyler yaptı.Komur madenciliği ve kanal inşaatı icin yontemler araştırdı.Tuz madenlerini gezdi.Soyacekim konusunda fikir yuruttu.Fosil topladı.Havanın bileşimi ve hareket yasalarına ilişkin kuramlar onerdi.
Ama asıl ilgisi jeoloji idi.
Kayacları incelemek ve doğal sureclerin bunlar uzerindeki etkilerini gozlemlemek amacıyla sık sık gezilere cıktı.
*
!8.yuzyılın başlarında bilimin her dalında herşey merak ediliyor ve araştırılıyordu.Ozellikle ilgi ceken bir konu da insanların kafalarını oldukca meşgul ediyordu:İlk cağlardan kaldıkları kanıtlanan midye kabukları ve diğer deniz fosilleri nasıl oluyordu da dağların tepelerinde bulunuyordu?O kadar yuksek yerlere nasıl cıkmışlardı?
Bu konuya cozum getirdiklerini soyleyenler iki ayrı gruba ayrılmıştı.Neptunculer olarak adlandırılan gruba mensup olanlar,yuksek yerlerde bulunan deniz kabukları ve yeryuzundeki her şeyi, yukselip alcalan deniz seviyeleri ile acıklıyorlardı.Dağların,tepelerin ve diğer yuzey şekillerinin Yerkure’nin kendisi kadar yaşlı olduğuna ve ancak kuresel sellerin oluştuğu donemlerde,sular altında kalınca değişime uğradığına inanıyorlardı.
Bu grubun karşısında olan Plutonculara gore,yanardağ ve depremler yeryuzunu durmadan değiştirmişti.Ama denizlerin bu değişime hicbir katkısı yoktu.
Plutoncular’ın rakiplerine sorduğu en onemli soru,sellerin oluşmadığı donemlerde onca suyun nereye gittiği ile ilgiliydi.Eğer bir zamanlar Alp Dağları’nı kaplayacak kadar su olduysa,bu su şimdi neredeydi?Ama gene de midye kabuklarının dağ tepelerine nasıl cıktığını ikna edici şekilde acıklayamıyorlardı.
*
James Hutton da bu sorulara cevap arıyordu.Kendi ciftliğinde bulunduğu ve henuz Edinburg’a yerleşmediği gunlerde arazisini titizlikle incelemişti. Toprağın,erozyona uğrayan kayaclardan oluştuğunu anlamıştı.Bu toprak parcaları sularla durmaksızın yıkanıyor ve dere veya nehirler tarafından uzak yerlere taşınıyordu,taşındıkları yerlerde tekrar cokeliyordu.Bu şekilde işleyen bir surecin sonunda Yerkure’nin iyice aşınıp engebesi olmayan bir duzluk halinde olması gerekirdi.Oysa etraf tepelerle doluydu.O halde başka bir surec daha olmalıydı. Yerkure’nin duzluk ve tepelerle dolu olmasını sağlayan bir cevirimi devam ettiren,yeni tepe ve dağlar yaratan bir etki,bir ceşit yenileme ve yukseltme sureci olmalıydı.
James Hutton,yaptığı gozlemler sonucu şu sonuca ulaştı

*
James Hutton,yeni kayacları ve kıtaları yaratıp,sıradağları yerden yukselten nedenin Yerkure’nin icindeki ısı olduğu sonucuna varmıştı.1785 yılında birorneklilik ilkesini geliştirdi.Birorneklilik ilkesine gore,yer yuzeyi bicimleri,jeolojik cağlarda gercekleşen uzun fiziksel,kimyasal ve biyolojik sureclerin sonucunda oluşur.Yağmur,akarsu,gelgit ve yanardağ gibi doğal sureclerin Yer’in gelişimi uzerindeki etkisine ilişkin olarak yıllarca surdurduğu calışmalarının,gozlemlerinin ve tartışmalarının sonuclarını topladığı bu makalesini 7 Mart 1785 yılında Royal Society’de okudu.Ayrıca jeolojik olguların gozlenebilir jeolojik sureclere dayanılarak acıklanabileceğini ileri suruyordu.
Ancak J.Hutton yazılarını cok karmaşık bir dille kaleme alıyordu.Cumleleri cok uzundu,imla kurallarına hic dikkat etmiyordu.Oyle ki bu yazıları okuyup anlamak hemen hemen olanaksızdı.Bu ozellikteki yazısını okumaya başladığında toplantıya katılanların hic ilgisini cekmedi.Hatta onun hangi konudan bahsettiğini bile anlamadılar.
*
Royal Society’e sunduğu iki makalesi jeolojide bir donum noktası oldu.Artık bu bilim, birorneklilik ilkesi uzerinde yukselen duruma geldi.J.Hutton’ın kuramına gore,doğal surecler,uzun jeolojik cağlar boyunca Yer’in ic kesimlerinde ve yuzeyinde etkili olur.Boylece Yer’i oluşturan değişik kayaclar birbirinden farklı surecler sonunda ortaya cıkar.
1793 yılında İrlanda’lı kimyacı ve mineralog Richard Kirwan yaptığı bir konuşma ile J.Hutton’ın kuramını eleştirdi ve kayacların,okyanuslardaki minerallerin cokelmesiyle oluştuğu savına dayalı cokelme kuramını destekledi.
J.Hutton o sıralar cok hasta olmasına rağmen kuramını dayandırdığı kanıtları belgeleyen calışmasını tamamlamaya başladı.İki ciltlik bu calışmasını Theory of the Earth (Yer Kuramı) başlığı altında 1795 yılında yayınladı.Yapıtın ucuncu cildi ise olumu nedeniyle yarım kaldı.
Yayınlanan iki ciltlik eserin anlatım tarzı gene anlaşılmaz ve karmaşık tarzdaydı.Ustelik butun calışmanın hemen hemen yarısını,Fransızca kaynaklardan alınmış ve kitaba orijinal halleriyle ,Fransızca olarak gecirilmiş alıntılar oluşturuyordu.Ucuncu cildi ancak 1899 yılında yayınlandı.Dorduncu cilt ise hic basılmadı.
*
Yakın dostu olan John Playfair, J.Hutton’ın ne demek istediğini bilen bir kişiydi.1802 yılında,yani J.Hutton’ın olumunden 5 sene sonra onun ilkelerinin basitleştirilmiş bir acıklamasını kaleme aldı.Kendi yorumlarını da ekleyerek ‘Hutton’ın Yer Kuramının Acıklanması’ başlığı ile yayınladı.
KAYNAKLAR:
A Short History of Nearly Everything
AnaBritannica
__________________