
AKCAKOCA TARİHİ
Akcakoca’nın 1934 yılından onceki adı AKCAŞEHİR’ idi. Bu nedenle tarihi kaynaklarda Akcakoca adı yerine Akcaşar, Akcaşehir adı gecmektedir. Turklerin bu bolgeye yerleşmesinden cok onceki donemlerde de bu kasaba Bolu’nun bir iskelesi olarak vardı. Kara ulaştırmasının cok guc şartlarda yapıldığı bir donemde deniz ulaştırması buyuk onem taşıyordu ve ulaştırma deniz yoluyla gercekleştiriliyordu. Bu nedenle de o donemlerden yakın donemlere kadar Akcakocalıların en buyuk gecim kaynağı deniz ulaştırmacılığı idi.
Akcakoca’nın tarih oncesi cağlarına ait donemdeki yapılan calışmalar: mevcut bilgilerin yetersiz oluşu nedeni ile tam olarak bilinmemektedir. Hitit donemine ait bilgilerde yetersizdir. Bu nedenle bu donemler hep karanlıkta kalmıştır. İncelediğimiz kaynaklar, Akcakoca ve cevresi ile ilgili tarihi hep Bithynialar ile başlatılmaktadır. Tarih sureci icinde Bolu ve cevresi ve Akcakoca’da Romalıların, Bizanslıların, Selcukluların ve Osmanlıların eserlerine rastlamaktayız. Bu eserlerin bazıları gunumuze kadar gelmiştir.
Tarihte Trak Boğazı denilen İstanbul Boğazı’nın doğusu Anadolu Trakyası olarak bilinmektedir. Bolu, Anadolu Trakyası’nın doğusunda yer almaktadır. Bu bolgeye, yerleşen kafilelere oranla Bebrisya ve Bitinya adları verildiği gibi, Bolu cevresi ve Kuzey- Batı Anadolu’ya Bithynia denmektedir. Bolu’nun en eski adı Bitinyum idi. Daha sonraki donemlerde Bitinyum adı Kladyopolis (Cloudiopolis) olarak değişmiştir.
Genellikle Bitinya’nın deniz kıyılarında yerleşmeyi tercih eden Bebrislerin, Bitinyen’lerden olmadığı bilinmektedir. Unlu ozan Homores’un Truva savaşlarını anlatan destanlarında Bebrislerden hic soz etmemesi de Bebrislerin Trak kokenli olmadıklarının bir kanıtı sayılır. Onceleri Canakkale cevresinde krallık kuran Bebrisler Karadeniz’de Akcakoca ve Karadeniz Ereğlisi cevresinde yerleşmişlerdir. Bebris’ler bir Frik boyudur.
Bitinya krallığının kurucusu Bias’tır. Bias’ın olumu uzerine Zipitis, Bitinya’nın ikinci kralı oldu. Bu donemde Karadeniz Ereğli’sinin adı Heraklia’dır. Heraklia, krallıkla yonetiliyordu. Bitinyalılara karşı duşmanca davranıyorlardı. Zipitis M.O. 298-297 yıllarında Heraklia uzerine yurudu ve Heraklia’yı zaptetti. Bu donemde Akcakoca ve cevresi ormanlarla kaplı bir yerdi. Halk gocebe bir duzen icinde derme catma kulube ve cadırlarda yaşıyorlardı. Bu bolge, daha uygar bir duzen kuran Bitinyalılar icin cazip gorunuyordu. Zipitis, doğa olanaklarından yana zengin, insan emeğinden yana fakir olan bu geniş alanda kendi adına bir şehir kurdu. Dia veya Diapolis adları, Akcakoca’nın bilinen en eski adıdır. Diapolis, Zeus’un kenti anlamına da gelmektedir. Dia, Grekce ve Latince’de “arasından ayırmak” ya da “iki parcaya ayırmak” anlamlarına gelmektedir. Akca sozcuğunun ışıkla ilgisi vardır. Pisidya tarihi ile ilgili kaynaklarda ve rastlanan Pisidya haritalarında Dia veya Diapolis adları yer almaktadır. Bir başka kaynağa gore ise Akcakoca’nın ilk adı Tospolis idi. Şarl Teksiye’nin Kucuk Asya adlı kitabında Akcaşehir’in adı Tospolis olarak gecmektedir.
Makedonya kralı Buyuk İskender, İran hukumdarı III. Dara’ya karşı Asya seferini actığı zaman, Bitinyalılar la Heraklialılar savaş halinde idi. (Bolu Salnamesi, 1338, s.224) Bitinyaya bağlı Akcakoca ile Ereğli arası devamlı savaşların yapıldığı bir bolgedir. Bolge daha sonra Buyuk İskender’in himayesine girdi. İskender’in Babilde olmesi uzerine, bolge once komutanlarından Antigon’un ve daha sonra da Lazirmark’ın eline gecti. Sezar, Pontos’u zaptederek Roma İmparatorluğuna kattı.
Boylece Bitinya, Romalıların Anadolu’daki beş eyaletinden biri oldu. Roma İmparatorluğu M.S. 395 yılında ikiye ayrılınca Akcakoca bolgesi, merkezi İstanbul olan Doğu Roma İmparatorluğuna katıldı.
Akcakoca, Bizans doneminde Arap akınlarına uğradı. Halife Velid doneminde (705-714) Emevilerin ikinci halifesi ve ilk İslÂm parasını basan Birinci halife Abdul Melik bin Mervan’ın (685/705 oğlu) Karadeniz Ereğlisi’ni ve Amasra ‘yı yakıp yıktı. Mutaasım (833-842) zamanında, hassa ordusu, Turklerden kurulmuştu. Mutevekkil (847-861); Abbasilerin 10. Halifesi zamanında, Arap askerleri terhis edildi. Halife ordusu yalnız Turklerden ibaret kaldı. Bu donemde Turkler, halife adına Abbasi Saltanatını yonetiyordu. Boylelikle Anadolu’da Turklerin eline gecmiş bulunuyordu. Bunlar Anadolu’ya fatih olarak değil, halife askeri sıfatıyla gelmişlerdi. Gorunuşte halifeye bağlı, ama gercekte bağımsız idiler. Hemen her sene gazaya cıkarlar, Anadolu’ya akın ederler, Bizansa hucum ederler bir veya birkac şehir alırlardı. Profesor Mukrimin Halil Yinanc derki; “Anadolu’da bunların akınına uğramayan hemen hemen hicbir şehir yoktur.” Yaklaşık iki bucuk uc asır suren bu “Gaza ve Cihad” devri, Bizansın temeli sayılan Anadolu’daki şehirlerin yıkılmasına ve servetlerin mahvına neden oldu. Bu Turk akınları XI yuzyılda doğudan gelecek olan Turk fatihlerinin, Anadolu’da ki fetihlerini kolaylaştırmıştır. Bolu ve Duzce bolgesi de huduttaki, uc eyalet gazileri tarafından istilaya uğramıştı.
Oğuzların, Bizansa karşı yaptıkları akınlar on birinci yuzyılda (1019) başladı 1079 yılına kadar surdu. 1071’de Alpaslan’a yenilen Bizanslılar Anadolu’yu terk etti ve Anadolu’da Selcuklu Devleti kuruldu. Kutulmuş oğlu Suleyman Bolu ve bolgesini zaptetti. Buyuk Selcuk Sultanı Melikşah ile kıymetli veziri Nizamulmulk Anadolu’yu Turkmenlere yurt olarak gostermiş; Turkmen boyları Anadolu’nun her tarafına yayılmışlardı. Anadolu’ya gelen gocmenlerin miktarı yaklaşık yerli halk kadardı. Gunumuzde ilce, bucak ve koy isimleri Turkmenlerin ulus, boy, oymak isimlerini saklamaktadır.”
Prof. Dr. Mecdi Emiroğlu’nun “Bolu Yoresi Yer Adları” adlı araştırmasında şu ifadeler yer almaktadır. “11.yy. dan itibaren Anadolu’ya doğudan gelip yerleşen Turkler bu yerlere yeni adlar verirlerken bunların bir kısmını da eski şekliyle kullanmaya devam ettikleri veya dillerine uygun hale sokarak adlandırıldıkları gorulmektedir. Bolu (Cloudiopolis), Mudurnu (Modrenae), Duzce (Dusea pros Olympum) vb.”
Yorede ozellikle oz Turkce adlar Oğuz Turkleriyle verilmeye başlamış ve Osmanlıların yukseliş donemine dek (1450) surmuştur.
Enver Konukcu’nun “Koroğlu’nun Yaşadığı Asırda Bolu’nun Siyasi Durumu XVI-XIII. Yuzyıllar, Ankara 1983 s 53” adlı araştırmasında şu ifadeler yer almaktadır.
“Bolu Kuzey-Batı Anadolu’nun eski ve onemli yerleşme merkezlerinden biri idi. Bizans devrindeki Klaudiopolis’in son kısmındaki polis (şehir) den halk arasında Bolı, Boli ve Bolu diye soylenmiştir.
Mesut’un Ankara Meliki olmasından az once II. Kılıc Aslan (1155-1192)’ın Selcuklu kuvvetleri, 1177’de bu kale onlerinde gorunerek kısa muddet kuşatmışlardı. Ancak Mycrikephalon Meydan Savaşı mağlubu Manuel Komnenos burada kendi şerefini iade edecek kucuk bir başarı kazanabilmişti. Melik Mesut Bolu’nun doğusunda yeni fetihlerde bulunmuş Kastamonu Bolgesini ve Safranbolu’yu kuşatarak ele gecirmiş ve Turk gocmenlerini iskÂn ettirmiştir. Gerede,, Mengen, Koroğlu Dağları ve Bolu cevresi Oğuz kabileleri birliğine dahil bircok Turkmen gruplarının yeni vatanı olurken, Mudurnu istikametinden de Sakarya vadisine doğru yayılışları gorulmektedir.
Selcuklu Devletinin yıkılmasından sonra Umur Hanlılar bu bolgeye hakim oldular. Osmanlı ve Candar Beylikleri arasında kalan Umur Hanlıların yerini, Goynuk, Bolu ve Gerede’de kucuk beyler almışlardır ki, bunların askeri kuvvetleri 3000 - 5000 atlıyı gecmiyordu.
Anadolu’ya oranla Bolu yoresinde Oğuz boylarına ait yer adlarının oldukca fazla olduğu gorulmektedir. Akcakoca’da Kınık ve yer adı olarak Yoruk Yatağı Tepesi buna ornektir. Kınık adı ile 46 yerleşme bilinmektedir. Bunun 6 tanesine (0/0 13’u) Bolu yoresinde rastlanmaktadır.”
Bir başka kaynağa gore Akcakoca’ya Selcuklu Turkleri gelerek yerleşmeye ve koyler kurmaya başlamışlardı. İlk gelenlerin Kocar Bey ve onun yakınları olduğunu soylemektedir. Kocar Beyin yerleştiği yer bugunku Kocar koyudur. Selcuk kollarının orman bolgesinde kurdukları koyler şunlardır; Gokceali, Doğancılar, Beyoren, Balatlı, Kınık, Ketmenli, Kepenc, Goktepe, Keramettin, Kapkirli ve Cuma yeri vb
Cevdet Turkkaya’nın “Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar-İstanbul, 1979” adlı eserinde:
Kerameddinler bugunku Akcakoca’ya yerleşmişlerdir. Denizden gorunuşu beyaz olduğu icin Kerameddinler buraya Akcaşar veya Akcaşehir adını vermişlerdir. Keramettin (Kazanın Merkezi); Akcaşehir’i, Bolu kazası (Bolu sancağı) olarak belirtilmekte, halkının yorukan tarifesinden olduğu (s. 507) ve Keramettinin mezarının ise, Orhan Gazi İlkokulunun 50 metre yakınında ve yolun sağında olduğu ifadesi yer almaktadır.
Osmanlılar batıdan doğuya doğru ilerledikce şehir isimleri de değiştirildi. Dia/Diospolis, Akcaşehir ya da Akkent adını aldı. Bu sahil kasabasının ilk sakinleri Kerameddinlilerdir
Aynı şekilde Tahirli, Arabacılar, Fadıllar, Kınık koyleri halkının da Yoruk olduğu belirtilmektedir. Kınık icin aynen şu ifadeler yer almaktadır.
“Adana, Hama, Hums, Ankara, Aksaray, Konya, Karaman, Kutahya ve Corum sancakları, Kochisar kazası (Kengir sancağı), On iki Divan kazası (Bolu sancağı) Edirne kazası (Paşa sancağı), Corlu kazası (Vize sancağı), Tekfur dağ kazası (Cimen sancağı) Turkmen yorukan taifesindendir. Kara koyun aşiretinden olan Kınık cemaatı, Adana’da kışlardı. (s. 517)
Halk arasında yaygın olarak kullanılan Manav Turkleri hakkında yaptığımız incelemede; Manavların; İcel sancağı, Anamur kazası (İcel sancağı), Manisa kazası (Saruhan sancağı) Duşenbe kazası (Ala iye sancağı) yorelerindeki yorukan taifesidir. Yoruk deyimi; iyi ve cabuk yuruyen, gocebe, (Anadolu’da cadırda oturana) Turkmenler, bir yerde yerleşmeyen gocebe halkı anlamına kullanılmaktadır.
Dorduncu Haclı Ordusunun coğu Fransızdır. Venedik gemileri ile Venedik’ten hareket ettiler. İstanbul’a gelerek konakladılar. O sırada Bizans’ta yine post kavgaları devam ediyordu. Haclılar bu nedenle İstanbul’a davet edilmişlerdi. Cenevizler şehrin guzelliğine dayanamadılar ve İstanbul’u zaptettiler. (MS 1204) Latin İmparatorluğunu kurdular. (1204-1261)
Dorduncu Haclı Seferi sırasında Karadeniz kıyılarında Cenevizliler mustemlekeler kurmuşlardı. Ticaret merkezlerini elde ederek limanlardan sahile doğru yayılmışlardır. Karadeniz sahilinde bulunan Ereğli ile Amasra ve havalisi Cenevizlilerin eline gecti. Gebe kilise (Aktaş), Kızılca kilise (Nazımbey) koylerinin bulunduğu arazi ile Ceneviz kalesi ve cevresinde bağcılık ve ciftcilikle gecinen Hıristiyan halk bulunuyordu.
Selcuklular Moğol istilası karşısında yenilince (1227-1330) gocebe Turkler Moğollara karşı devamlı isyan etmeye başladılar ve beylikler kurmaya başladılar. Bolu’da Bolu Beyliği, Soğutte Osman oğulları bulunuyordu. Osman Bey, Bizans hududunda uc tane uc beylik kurdu. Kara Denize doğru olan yerlere Konuralp’i İzmit ve havalisine Akcakoca’yı İznik’e, Samsa Cavuşu ucbeyi secti. Ancak Bitinye Bolgesinde bulunan şehirlerin alınması işi Orhan zamanında tamamlanabilmiştir. Orhan Bey tahta gecince İzmit havalisine, Konuralp’i Gerede nahiyesi, Akbaş Mahmut’u Karadeniz sahiline, Gazi Abdurramanı Yalova ve Gemlik bolgesinde gorevlendirdi. Orhan Bey’in Akcakoca Bolgesine geldiği ve Gocurler koyunde Baki Celebi’de ve Kepenc Koyunde Cavuşoğlu’nun evinde misafir kaldığı soylenir. (1323) Zaman icinde kuculen ve 17 hane kalan Gocurler Koyu bugunku Tongelli koyu civarında idi. 1891 yılında dağılmıştır.
Akcakoca’nın Osmanlılar tarafından zaptedildiğine dair bir belgeye rastlanmamıştır. Akcakoca Beyin Akcakoca’yı zaptettiğine dair bilgi yoktur. Bazı yazarlara gore, zaten Yoruk olan Akcakoca yoresi kendiliğinden Osmanlılarla birleşmiştir. Bu goruşu destekleyen bazı kanıtlardan soz edelim
1. 1337/1923 tarihli Bolu İl Salnamesi s. 550’de; “Orhan Gazinin akıncılarından Akbaş Mahmut’un Amasya’ya kadar uzanan Karadeniz kıyılarını zaptettiği” yazılıdır. Akcaşehir’in zaptedildiğinden soz edilmemektedir.
2. Cevdet Paşanın Kısas-ı Enbiyasında da “Orhan Gazi”den bahsederken Akcakoca’yı İzmit havalisine, Konuralp’i Gerede nahiyesine, Akbaş Mahmut’u Karadeniz sahiline, Abdurrahman Gaziyi Yalova ve Gemlik havalisine izam eyledi”, denilmektedir. Burada da Akca şehrin fethedildiğine dair bir ifade bulunmamaktadır.
3. Orhan Gazi’nin Prusya’yı (Uskubu) ele gecirmek uzere 40 atlı ile Akcaşehir’e geldiği, Aftunağzı (Cayağzı) koyunde konakladığı, hatta oradaki caminin Orhan Gazi’nin buyruğu ile o zaman yapıldığı, Akcaşehir’den Baki Celebi ile Cavuşoğlu’nu alıp Uskubu’nun fethine gittiği, yararlıklarını gorduğu bu iki kişiye Uskubu’den bol miktarda toprak verilerek odullendirildiği bugunde halk arasında soylenmektedir. Ayrıca, Akcaşehir’in guneyindeki dağlara Orhan Dağları, Yalı Mahallesindeki akan dereye Orhan Deresi denilmektedir. Aynı derenin doğusundaki topraklara tapu kayıtlarında ise “Orhan Gazi vakfındandır.” Şeklinde kayıt bulunmaktadır.
İdari bakımdan hep Bolu’ya bağlı kalmış olan Akcakoca, 1999 yılında il olan Duzce’ye bağlanmıştır. Akcakoca idari yonden şu aşamalardan gecmiştir.
Kaynak
__________________