Asurlar Zamanında kurulmuş olduğu soylenen,Silvan,Diyarbakır ile ortak bir gecmişe sahiptir.Buyuk Tigran tarafından kurulan Tigranokerta olarak bilinen Silvan, Helenistik Cağın en buyuk ve en onemli kentlerinin başında gelmektedir. M.O 77 yılında 300 bin nufusu ile bir imparatorluk başkenti olan Silvan’da 12 Yunan kentinin halkı yaşamaktaydı.
M.S 410 yılında Mar Marutha tarafından İran hukumdarı II. Şapur tarafından katledilen Hristiyan askerleri arasında “Kırklar” diye bilinen 40 Hristiyan şehidinin kemiklerinin buyuk bir merasimle getirtip inşa ettirttiği kalede yapılan kemerlere bu kemikleri gomduğu icin Bizanslılar şehre Matryropolis (Şehitler Şehri ) adını vermişlerdir. VI.yy’da Bizans İmparatoru Justinanus’un Silvan Kalesini guclendirip bu kale şehre kendi adını vererek, ,Justinianopolois’iPerslere karşı cok onemli bir garnizon olarak kullandı.
639 senesinde , Hz.Omer doneminde, Iyaz Bin Ganm tarafından Bizanslıların idaresindeki Silvan fethedilir. Sonraki donemlerde Hamdaniler (980-984), Mervaniler (984-1085 ) ,Buyuk Selcuklu İmparatorluğu - Artuklu Beyliği , Eyyubiler, Anadolu Selcuklular’ın idaresinde kalan Silvan 1259 yılında Hulagu onderliğindeki Moğollar tarafından zaptedilip, harabeye cevirilmiştir.Daha sonra İlhanlılar, Akkoyunlular (1375’e kadar), Karakoyunlular, Timur Doneminde ise (1397-1506) Silvan tekrar Akkoyunlulara veriliyor.
1506’da Safevilerin idaresine gecen Silvan , 1514 Caldıran savaşı’ndan sonra 1524 senesinde Osmanlı Devleti’nin idaresine gecmiştir.
İslamiyet doneminde de Ortacağ’ın en parlak kentlerinden biri olması ,Meyyefarkin adıyla Mervani Devleti’nin başkenti, Artuklu Devleti’nin ikinci başkenti ,Eyyubilerin ana merkezi olması ,Silvan’ın tarihte onemli bir rol almasına sebep olmuştur. Mipherket, Muhargin, Farkin, Sliv, Sıliva ve bugunku adıyla Silvan, 1873 yılında ilce merkezi olarak Diyarbakır’a bağlanan en buyuk ilcelerden biri olmuştur.
Ataturk, Silvan’da bulunan 16. Kolordu Karargahı’na, 14 Nisan 1916’da Mirliva (General) olarak terfi etti. . Burada gorev yaptığı sırada verdiği taarruz emri ile 7 Ağustos’ta Muş, 8 Ağustos’ta da Bitlis , Rusların elinden geri alınır. Ataturk’un ,Silvan’da kaldığı donemlerde Sadık Ustun’e gondermiş olduğu mektupları, hala bu aile tarafından muhafaza edilmektedir.
Silvan sahip olduğu tarihle eşdeğer onemli tarihi eserlere sahiptir. Surlarla cevrili kalesi ve burclarıyla yuksekliği 25 metreyi gecen ve dunyada dolgu sistemiyle yapılan tek kale-şehir olması; efsane aşka konu olan Zembilfroş Burcu, dunyanın en geniş taş kemerli koprusu olan Malabadi Koprusu, Kemuk Koprusu (baraj altında kaldı); Bizans bazilikanı sutunlarında kullanmak suretiyle yapılan ve bolgenin buyuk camilerinden olan Selahattin-i Eyyubi Camii (Ulu Camii) ,Karabehlulbey Camii, Kıldan Kilisesi (Belediye Camii), Eyyubi Camii (Kırık Minare), Boşat Kalesi, Helda Kalesi, Şemak Kalesi kalıntıları, Roma Eseri olan Başıka Kalesi ; yine ilce merkezinde bulunan Ataturk Evi Muzesi, Ustunlerin Evi, Azizoğullarının Evi…,ceşmeler,turbeler ; Temtemburg ve Hemido Mağarası, Paleolitik cağdan kalma buluntuların olduğu ve Ortacağ’da Hristiyanlar tarafından iskan edilen , birbirine koridorlarla bağlı 300 adet odadan oluşan ve kapladığı alan itibariyle dunyada emsal teşkil eden Hasuni Mağaraları ve Hasuni Kilisesi ; cok onemli tarihi miraslarımızdandır.
İlce merkezinde her yıl Mayıs ayında kutlanan Sere Gulan Şenlikleri, yine Silvan’ın Kumgolu Koyunde her yıl kutlanan Murat (Serhıvde ) şenlikleri…gibi tarihi ve kulturel zenginlikler turistik cekiciliğe sahip ender yerleşim yerlerimizdendir.
Bu Kale-Şehir, tarihin butun donemlerinde ayrı bir onem ve zenginlik kazanmıştır. Ayrıca Malabadi Koprusu yakınlarında, Silvan-Kozluk İlce (Batman ili sınırlarında yer alan ) sınırlarında bulunan ve Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden olan Hallan Cemi Hoyuğu’ndeki Neolitik Donemden kalma buluntular da , Silvan’ın ve bolgenin tarihi gecmişine ışık tutmaktadır.
Bugun yalnızları yaşamakta ama yine bugun uzaklardan yakınlaşmak isteyen ve yeniden, tarihiyle geleceğini yaratan ellerin sıcak ve dost dokunuşunun yaratı gucunde buluşmak istiyor.Bugun geleceğine eski ve yeninin donuşumunde yeniden var olmak istiyor.; Bugun keşfedilmeyi değil, keşfedilmişliğin parıltısının tekrar iadesini istiyor.Odenecek borclarla değil; eskimeyi ve eskiyle buluşturan yeninin doğurgan gucu olmak istiyor. Bugun Silvan , sizlerle buluşmak istiyor. Batısında; Diyarbakır ve Hazro, Kuzeyinde ; Lice ve Kulp ilceleri, Doğusunda ; Batman ili Guneyinde Bismil ilcesi ile komşu olan Silvan, Diyarbakır ile ortak, eski bir gecmişe sahiptir. Antik donemde SOPHANANE olarak anıldığı ve İ.O 77 yılında kurulduğu kabul edilen Tigran Krallığının başkenti TİGRANOKERTA şehri olduğu bilinen Silvan, Helenistik Cağın en buyuk ve en onemli kentlerinin başında gelmekteydi. Bizanslılar doneminde Azizler Kenti anlamına gelen MARTİRAPOLİS adını aldığı, daha sonra Suryaniler tarafından MİFERKET, Ermenice NPHRKERT, MUHARGİN, İslam kaynaklarında ise MEYYAFARİKİN, MAFARKİN, FARKİN olarak anıldığı bilinmektedir.Yine Bizans İmparatoru Justinianos doneminde Silvan, Perslere karşı onemli bir garnizon olarak kullanıldığı icin şehre JUSİNİANOPOLİS olarak adlandırıldığı bilinir.Bolgede yapılan araştırmalar sonucunda Silvan’a 7 km. uzaklıktaki Hasuni Mağaralarının Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu ve mağaraların Mezolitik donemde yerleşim gorduğu tespit edilmiştir.
Silvan cevresinin daha sonra Neolitik ve Kalkolitik donemde de yerleşim gorduğu İ.O 3. binden itibaren Huri-Mitanniler, Asurlular, Urartular, Bit Zamanı Krallığı, Medler, Persler, Selevkoslar, ve Partların egemenliğine sahne olduğu, İ.O. 69- İ.S.53 tarihleri arasında kente hakim olan Romalılardan sonra İ.S. 226 yılına kadar kentin, Romalılar ve Sasaniler arasında el değiştirdiği bilinmektedir.
İ.S. 589 yılında Bizanslıların egemenliğine giren Silvan, 639 yılında İslam Orduları tarafından fethedilir.Sonraki donemlerde Hamdaniler, Mervaniler, Buyuk Selcuklu İmparatorluğu, Artuklu Beyliği, İnaloğulları, Nisanoğulları, Eyyubiler, Anadolu Selcukluları gibi medeniyetlerin idaresine gecen Silvan, 1259 Moğollar tarafından zaptedilip harabeye cevrilir. Daha sonra İlhanlılar, Akkoyunlular, Karakoyunluların eline gecen Silvan, 1506 yılında Safevilerin, 1524 tarihinde de Osmanlı Devleti’nin idaresine gecmiştir.İslamiyet doneminde de Ortacağ’ın en parlak kentlerinden biri olması, Meyyafarkin adıyla Mervani devleti’nin başkenti , Artuklu Beyliği’nin ikinci başkenti, Eyyubilerin ana merkezi olması, Silvanın tarihte onemli bir rol almasına sebep olmuştur. Tarihte TİGRANOKERTA, MARTİRAPOLİS, MİFERKET, NPHRKERT, MUHARGİN, JUSTİNİANOPOLİS, MEYYAFARİKİN, MAFARKİN, FARKİN, SLİV, SILİVA, ve bugunku adıyla Silvan .1873 yılında ilce merkezi olarak Diyarbakır’a bağlanan en buyuk ilcelerden biri olmuştur.Silvan sahip olduğu zengin kulturu bunyesinde barındıran ve ozgun bir kultur yaratmayı başarmış ender kentlerimizden bir tanesidir. Fakat ne yazık ki bugun sahip olduğu bu tarihi ve kulturel mirasları kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Silvan kalesi: Silvan kalesinin ilk ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte İ.O. 77 yılında Buyuk Tigran Krallığının başkenti olarak kurulduğunda kent surlarının inşa edildiği, daha sonra Bizanslılar doneminde esaalı bir onarım ve eklentilerle son şeklini aldığı bilinmektedir.
Bizans İmparatoru Arkadius doneminde Farqinli Suryani ilim adamı Mar Marutha , Sasani Kralı I. Yezdigirt’e elci olark gonderilir ve II. Şapur doneminde savaşta şehit duşen ve “Kırklar” adı verilen Kırk tane azizin kemiklerinin Silvan’a getirilerek surların altına gomulduğu bilinmektedir.
Hamdaniler ve Mervaniler yonetiminde iken kaleye yeni burclar ve surlar eklenmiş, daha mustehkem bir duruma getirilmiştir.Kale yorede var olan kalker taştan inşa edilmiş olup, kareye yakın planlı, ickale, dış sur ve dış suru cevreleyen ikinci bir surdan oluşmaktadır.yaklşık 25 metre arlıklarla 50 burcla tahkim edilmiştir.Dort yone acılan dort ana kapısı bulunmakta dır.
Aslanlı Burc:
Kare planlı burcun on yuzundeki kitabenin uzerinde; bir gul bezeğinin iki kenarında karşılıklı duran aslan kabartmaları yer almaktadır.Kitabeyi Eyyubi sultanlarındanMelik Evhad Eyyub tarafından yaptırılmıştır.
Kulfa Kapısı :Surların Mervaniler donmeinde yapılmış guney bolumunde Eyyubiler doneminde acılmış olan kapının uzerinde Eyyubi sultanı Melik Eşref’e ait bir kitabe yer almaktadır.
Silvan Ulu cami
aha once 1031 tarihine burada kucuk bir caminin varlığı bilinmektedir. Ancak camide ağırlıklı olarak Artuklu Mimarisi uslubu gorulmektedir..Kubbe kasnağında Artuklulardan Timurtaş’ın oğlu Necmeddin Alpi’nin kitabesi bulunmaktadır. 1227 yılına Eyyubiler doneminde onarılmıştır.
Malabadi Koprusu: batman cayı uzerinde Silvan’a 14 km. uzaklıktadır.1147-48 yıllarında Mardin artuklu hukumdarı Timurtaş tarfından yaptırılmıştır. farnsız araştırmacı Albert Gabriel kopru icin “Ayasofya’nın kubbesi koprunun altına rahatlıkla girer. Modern statik hesabının olmadığı devirde bu acıklıkta o azaman icin boyle bir eser hayranlık ve takdiri muciptir. Balkanlarda, Turkiye’de ve Orta Şark’ta boyle bir kopru yoktur”demiştir. Kopru uzerinde kitabesinin yanı sıra astrolojik betimlemelrden oluşan kabartmalar bulunmaktadır. 150 metre uzunluğunda ve biri cok buyuk olmak uzere 5 gozludur.
Eyyubiler cami minaresi: İlcenin guneydoğusunda yer alan ve Eyyubiler camii minaresi , halk arsında kırık minare olarak ta anılır.Minarenin , camii ile birlikte 1199- 1244 tarihleri Eyyubiler doneminde inşa edildiğini uzerindeki kitabeden anlıyoruz. Camisi yıkılan minare gunumuze ulaşmıştır.
Karabehlul cami:Kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte Diyarbakır valisi İskender paşa mahiyetinde bulunan Silvan’lı Şeyh Ahmet zade Elvend Bey’in oğlu Karabehlul Bey tarafından yaptırılmıştır.
Belediye Cami: İnşa tarihi bilinmemektedir.Ermeni cemaatine ait bir kilisedir. Uzun yıllar kent sineması olarak kullanılan bu yapı.1988 yılında camiye donuşturulmuştur
Hasuni mağaraları:Hasuni mağaraları, Silvan’ın 7 km. doğusunda ve tarihi malabadi koprusu ile hasankeyf yol guzergahında yer almaktadır. Anadolu’nun en eski mağara yerleşim yerlerinden bir olan Hasuni mağaraları Mezolitik donemde yerleşim gormuştur., antik donemde ozellikle , Hristiyanlığın ilk yayıldığı donemlerde ve orta cağda onemli yerleşim alanlarından biri olmuştur. Mağaraların aralarında kayalığın duzleştirilmesi ile yollar ve cıkış merdivenleri , sarnıclar ve su arkları , kaya kiliseleri, dokuma atolyeleri gibi yerlşimin sosyal ve kulturel ihtiyacını karşılayacak yapıların yanı sıra Orta cağda inşa edilmiş bir kilise de bulunmktadır.
ALINTI#
M.S 410 yılında Mar Marutha tarafından İran hukumdarı II. Şapur tarafından katledilen Hristiyan askerleri arasında “Kırklar” diye bilinen 40 Hristiyan şehidinin kemiklerinin buyuk bir merasimle getirtip inşa ettirttiği kalede yapılan kemerlere bu kemikleri gomduğu icin Bizanslılar şehre Matryropolis (Şehitler Şehri ) adını vermişlerdir. VI.yy’da Bizans İmparatoru Justinanus’un Silvan Kalesini guclendirip bu kale şehre kendi adını vererek, ,Justinianopolois’iPerslere karşı cok onemli bir garnizon olarak kullandı.
639 senesinde , Hz.Omer doneminde, Iyaz Bin Ganm tarafından Bizanslıların idaresindeki Silvan fethedilir. Sonraki donemlerde Hamdaniler (980-984), Mervaniler (984-1085 ) ,Buyuk Selcuklu İmparatorluğu - Artuklu Beyliği , Eyyubiler, Anadolu Selcuklular’ın idaresinde kalan Silvan 1259 yılında Hulagu onderliğindeki Moğollar tarafından zaptedilip, harabeye cevirilmiştir.Daha sonra İlhanlılar, Akkoyunlular (1375’e kadar), Karakoyunlular, Timur Doneminde ise (1397-1506) Silvan tekrar Akkoyunlulara veriliyor.
1506’da Safevilerin idaresine gecen Silvan , 1514 Caldıran savaşı’ndan sonra 1524 senesinde Osmanlı Devleti’nin idaresine gecmiştir.
İslamiyet doneminde de Ortacağ’ın en parlak kentlerinden biri olması ,Meyyefarkin adıyla Mervani Devleti’nin başkenti, Artuklu Devleti’nin ikinci başkenti ,Eyyubilerin ana merkezi olması ,Silvan’ın tarihte onemli bir rol almasına sebep olmuştur. Mipherket, Muhargin, Farkin, Sliv, Sıliva ve bugunku adıyla Silvan, 1873 yılında ilce merkezi olarak Diyarbakır’a bağlanan en buyuk ilcelerden biri olmuştur.
Ataturk, Silvan’da bulunan 16. Kolordu Karargahı’na, 14 Nisan 1916’da Mirliva (General) olarak terfi etti. . Burada gorev yaptığı sırada verdiği taarruz emri ile 7 Ağustos’ta Muş, 8 Ağustos’ta da Bitlis , Rusların elinden geri alınır. Ataturk’un ,Silvan’da kaldığı donemlerde Sadık Ustun’e gondermiş olduğu mektupları, hala bu aile tarafından muhafaza edilmektedir.
Silvan sahip olduğu tarihle eşdeğer onemli tarihi eserlere sahiptir. Surlarla cevrili kalesi ve burclarıyla yuksekliği 25 metreyi gecen ve dunyada dolgu sistemiyle yapılan tek kale-şehir olması; efsane aşka konu olan Zembilfroş Burcu, dunyanın en geniş taş kemerli koprusu olan Malabadi Koprusu, Kemuk Koprusu (baraj altında kaldı); Bizans bazilikanı sutunlarında kullanmak suretiyle yapılan ve bolgenin buyuk camilerinden olan Selahattin-i Eyyubi Camii (Ulu Camii) ,Karabehlulbey Camii, Kıldan Kilisesi (Belediye Camii), Eyyubi Camii (Kırık Minare), Boşat Kalesi, Helda Kalesi, Şemak Kalesi kalıntıları, Roma Eseri olan Başıka Kalesi ; yine ilce merkezinde bulunan Ataturk Evi Muzesi, Ustunlerin Evi, Azizoğullarının Evi…,ceşmeler,turbeler ; Temtemburg ve Hemido Mağarası, Paleolitik cağdan kalma buluntuların olduğu ve Ortacağ’da Hristiyanlar tarafından iskan edilen , birbirine koridorlarla bağlı 300 adet odadan oluşan ve kapladığı alan itibariyle dunyada emsal teşkil eden Hasuni Mağaraları ve Hasuni Kilisesi ; cok onemli tarihi miraslarımızdandır.
İlce merkezinde her yıl Mayıs ayında kutlanan Sere Gulan Şenlikleri, yine Silvan’ın Kumgolu Koyunde her yıl kutlanan Murat (Serhıvde ) şenlikleri…gibi tarihi ve kulturel zenginlikler turistik cekiciliğe sahip ender yerleşim yerlerimizdendir.
Bu Kale-Şehir, tarihin butun donemlerinde ayrı bir onem ve zenginlik kazanmıştır. Ayrıca Malabadi Koprusu yakınlarında, Silvan-Kozluk İlce (Batman ili sınırlarında yer alan ) sınırlarında bulunan ve Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden olan Hallan Cemi Hoyuğu’ndeki Neolitik Donemden kalma buluntular da , Silvan’ın ve bolgenin tarihi gecmişine ışık tutmaktadır.
Bugun yalnızları yaşamakta ama yine bugun uzaklardan yakınlaşmak isteyen ve yeniden, tarihiyle geleceğini yaratan ellerin sıcak ve dost dokunuşunun yaratı gucunde buluşmak istiyor.Bugun geleceğine eski ve yeninin donuşumunde yeniden var olmak istiyor.; Bugun keşfedilmeyi değil, keşfedilmişliğin parıltısının tekrar iadesini istiyor.Odenecek borclarla değil; eskimeyi ve eskiyle buluşturan yeninin doğurgan gucu olmak istiyor. Bugun Silvan , sizlerle buluşmak istiyor. Batısında; Diyarbakır ve Hazro, Kuzeyinde ; Lice ve Kulp ilceleri, Doğusunda ; Batman ili Guneyinde Bismil ilcesi ile komşu olan Silvan, Diyarbakır ile ortak, eski bir gecmişe sahiptir. Antik donemde SOPHANANE olarak anıldığı ve İ.O 77 yılında kurulduğu kabul edilen Tigran Krallığının başkenti TİGRANOKERTA şehri olduğu bilinen Silvan, Helenistik Cağın en buyuk ve en onemli kentlerinin başında gelmekteydi. Bizanslılar doneminde Azizler Kenti anlamına gelen MARTİRAPOLİS adını aldığı, daha sonra Suryaniler tarafından MİFERKET, Ermenice NPHRKERT, MUHARGİN, İslam kaynaklarında ise MEYYAFARİKİN, MAFARKİN, FARKİN olarak anıldığı bilinmektedir.Yine Bizans İmparatoru Justinianos doneminde Silvan, Perslere karşı onemli bir garnizon olarak kullanıldığı icin şehre JUSİNİANOPOLİS olarak adlandırıldığı bilinir.Bolgede yapılan araştırmalar sonucunda Silvan’a 7 km. uzaklıktaki Hasuni Mağaralarının Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu ve mağaraların Mezolitik donemde yerleşim gorduğu tespit edilmiştir.
Silvan cevresinin daha sonra Neolitik ve Kalkolitik donemde de yerleşim gorduğu İ.O 3. binden itibaren Huri-Mitanniler, Asurlular, Urartular, Bit Zamanı Krallığı, Medler, Persler, Selevkoslar, ve Partların egemenliğine sahne olduğu, İ.O. 69- İ.S.53 tarihleri arasında kente hakim olan Romalılardan sonra İ.S. 226 yılına kadar kentin, Romalılar ve Sasaniler arasında el değiştirdiği bilinmektedir.
İ.S. 589 yılında Bizanslıların egemenliğine giren Silvan, 639 yılında İslam Orduları tarafından fethedilir.Sonraki donemlerde Hamdaniler, Mervaniler, Buyuk Selcuklu İmparatorluğu, Artuklu Beyliği, İnaloğulları, Nisanoğulları, Eyyubiler, Anadolu Selcukluları gibi medeniyetlerin idaresine gecen Silvan, 1259 Moğollar tarafından zaptedilip harabeye cevrilir. Daha sonra İlhanlılar, Akkoyunlular, Karakoyunluların eline gecen Silvan, 1506 yılında Safevilerin, 1524 tarihinde de Osmanlı Devleti’nin idaresine gecmiştir.İslamiyet doneminde de Ortacağ’ın en parlak kentlerinden biri olması, Meyyafarkin adıyla Mervani devleti’nin başkenti , Artuklu Beyliği’nin ikinci başkenti, Eyyubilerin ana merkezi olması, Silvanın tarihte onemli bir rol almasına sebep olmuştur. Tarihte TİGRANOKERTA, MARTİRAPOLİS, MİFERKET, NPHRKERT, MUHARGİN, JUSTİNİANOPOLİS, MEYYAFARİKİN, MAFARKİN, FARKİN, SLİV, SILİVA, ve bugunku adıyla Silvan .1873 yılında ilce merkezi olarak Diyarbakır’a bağlanan en buyuk ilcelerden biri olmuştur.Silvan sahip olduğu zengin kulturu bunyesinde barındıran ve ozgun bir kultur yaratmayı başarmış ender kentlerimizden bir tanesidir. Fakat ne yazık ki bugun sahip olduğu bu tarihi ve kulturel mirasları kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Silvan kalesi: Silvan kalesinin ilk ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte İ.O. 77 yılında Buyuk Tigran Krallığının başkenti olarak kurulduğunda kent surlarının inşa edildiği, daha sonra Bizanslılar doneminde esaalı bir onarım ve eklentilerle son şeklini aldığı bilinmektedir.
Bizans İmparatoru Arkadius doneminde Farqinli Suryani ilim adamı Mar Marutha , Sasani Kralı I. Yezdigirt’e elci olark gonderilir ve II. Şapur doneminde savaşta şehit duşen ve “Kırklar” adı verilen Kırk tane azizin kemiklerinin Silvan’a getirilerek surların altına gomulduğu bilinmektedir.
Hamdaniler ve Mervaniler yonetiminde iken kaleye yeni burclar ve surlar eklenmiş, daha mustehkem bir duruma getirilmiştir.Kale yorede var olan kalker taştan inşa edilmiş olup, kareye yakın planlı, ickale, dış sur ve dış suru cevreleyen ikinci bir surdan oluşmaktadır.yaklşık 25 metre arlıklarla 50 burcla tahkim edilmiştir.Dort yone acılan dort ana kapısı bulunmakta dır.
Aslanlı Burc:
Kare planlı burcun on yuzundeki kitabenin uzerinde; bir gul bezeğinin iki kenarında karşılıklı duran aslan kabartmaları yer almaktadır.Kitabeyi Eyyubi sultanlarındanMelik Evhad Eyyub tarafından yaptırılmıştır.
Kulfa Kapısı :Surların Mervaniler donmeinde yapılmış guney bolumunde Eyyubiler doneminde acılmış olan kapının uzerinde Eyyubi sultanı Melik Eşref’e ait bir kitabe yer almaktadır.
Silvan Ulu cami

Malabadi Koprusu: batman cayı uzerinde Silvan’a 14 km. uzaklıktadır.1147-48 yıllarında Mardin artuklu hukumdarı Timurtaş tarfından yaptırılmıştır. farnsız araştırmacı Albert Gabriel kopru icin “Ayasofya’nın kubbesi koprunun altına rahatlıkla girer. Modern statik hesabının olmadığı devirde bu acıklıkta o azaman icin boyle bir eser hayranlık ve takdiri muciptir. Balkanlarda, Turkiye’de ve Orta Şark’ta boyle bir kopru yoktur”demiştir. Kopru uzerinde kitabesinin yanı sıra astrolojik betimlemelrden oluşan kabartmalar bulunmaktadır. 150 metre uzunluğunda ve biri cok buyuk olmak uzere 5 gozludur.
Eyyubiler cami minaresi: İlcenin guneydoğusunda yer alan ve Eyyubiler camii minaresi , halk arsında kırık minare olarak ta anılır.Minarenin , camii ile birlikte 1199- 1244 tarihleri Eyyubiler doneminde inşa edildiğini uzerindeki kitabeden anlıyoruz. Camisi yıkılan minare gunumuze ulaşmıştır.
Karabehlul cami:Kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte Diyarbakır valisi İskender paşa mahiyetinde bulunan Silvan’lı Şeyh Ahmet zade Elvend Bey’in oğlu Karabehlul Bey tarafından yaptırılmıştır.
Belediye Cami: İnşa tarihi bilinmemektedir.Ermeni cemaatine ait bir kilisedir. Uzun yıllar kent sineması olarak kullanılan bu yapı.1988 yılında camiye donuşturulmuştur
Hasuni mağaraları:Hasuni mağaraları, Silvan’ın 7 km. doğusunda ve tarihi malabadi koprusu ile hasankeyf yol guzergahında yer almaktadır. Anadolu’nun en eski mağara yerleşim yerlerinden bir olan Hasuni mağaraları Mezolitik donemde yerleşim gormuştur., antik donemde ozellikle , Hristiyanlığın ilk yayıldığı donemlerde ve orta cağda onemli yerleşim alanlarından biri olmuştur. Mağaraların aralarında kayalığın duzleştirilmesi ile yollar ve cıkış merdivenleri , sarnıclar ve su arkları , kaya kiliseleri, dokuma atolyeleri gibi yerlşimin sosyal ve kulturel ihtiyacını karşılayacak yapıların yanı sıra Orta cağda inşa edilmiş bir kilise de bulunmktadır.
ALINTI#
__________________