Gazi, Kopekleri Cok Severdi Gazi Mustafa Kemal Paşa, atları sevdiği kadar, ama belki de ondan da cok kopeklerini seviyordu. Gerci tum hayvanlara karşı sevgisi vardı ama kopeklerinin onun yaşamındaki yeri apayrıydı.
Alp, Birinci Dunya Savaşı yıllarında kapısında nobet bekleyen, efendisinden işaret almadan iceriye kimseyi bırakmayan kopeğinin adıydı. İri bir kopekti. Bulgaristan’daki Ateşemiliterliği sırasında onu almıştır. Canakkale Savaşı sırasında da hep yanındadır.
Kurtuluş savaşı sırasında da Yunan komutanlarının birinin ortada kalan Alber adlı kopeğini sahiplenmişti. Sarı beyaz bir av kopeğiydi. Alber olunce cok uzulmuştu. İşte Alber’in olumune uzuntusu daha dinmemişken Foks, Gazi’nin kopeği olacaktı.
Foks ve Gazi
Foks cins değildi. Ama sevimliydi ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın sevgisini hemen kazanmıştı. Artık Gazi nereye gitse onu da birlikte goturuyor, yurt gezilerinde bile ondan ayrılmıyor. Kordiplomatik icin verilen balolarda bile yanında. Cankaya’da konukları olduğunda o da ortalarda dolaşıyor. Efendisi onu o denli seviyor ki, yatağının ayakucunda onun icin yaptırdığı bir minderde yatıyor. Foks, Gazi yatağa girinceye değin onu bekliyor, kalkınca o da kalkıyor. Aralarında gizli bir iletişim var sanki. Oylesine ki, Gaziantep’te bulundukları sırada Foks akşam yemeğine dokunmayınca,
Gazi yanındakilere: -“Kopeğe muhakkak bir şeyler soylemişsiniz. Onun icin kusmuştur” dediğinde kimse kaldıkları Vali Konağı’nın aşcısının yıllar sonra anlatacaklarını bilmiyordu:
-“Gazi Hazretleri Gaziantep’e geldiğinde Vali Konağında aşcılık yapıyordum, Gazi’nin bir kopeği vardı. Kopeği Gazi beraberinde gezdirirdi. Ben mutfakta yemek hazırlarken kopek yanıma geldi oturdu. Kopekten hoşlandım. Yemeğin yanına sokuldu. Sanki kontrol ediyordu. Kopeğin bu durumu canımı sıktı, ofkeyle elime kepceyi alarak ‘hoşt geberesice!’ dedim. Kopek kalktı gitti...”
Foks da sahibine ictenlikle bağlıydı, kendince onu korurdu. Ama bir gun eski bir Osmanlı Valisi Gazi’i gormeye geldiğinde Foks’un bu koruyuculuğu sahibini uzmekten de geri kalmayacaktı. Cunku eski Vali calışma odasına girdiğinde Gazi’ye saygılarına sunmak icin Osmanlı usulu yerlere kadar eğildiğinde, boyle bir davranışına hic alışık olmayan Foks, konuğunun efendisine bir kotuluk yapacağını sanarak onun uzerine var gucuyle atlayacak ve kaba etinden bir guzel ısıracaktı.
Bir keresinde de yine Cankaya'da sofrada bulunulduğu sırada masanın altında dolaşmakta olan Foks, her nedense Dr. Reşit Galip’in pacasını ısırıp parcalayacaktı. Gazi, Dr. Reşit Galip’e kendi terzisine bir elbise diktirerek kopeğinin bu yaramazlığını bağışlatacaktı ama onun bu comertliğini gorenlerden ya da işitenlerden kimileri, Cankaya’ya cağrıldıklarında, eski pantolonları giyip gelmeye, ayaklarını masanın altından Foks’a uzatmaya başlayacaklar, ama Foks, efendisini bir kere daha masrafa sokmayacaktı. Bu yaramazlığının Gazi’yi uzduğunu anlamıştı sanki.
Gazi, Foks’u alabildiğine şımartıyordu. Kendisi ya da konukları bilardo oynarlarken masaya sıcrayıp topları kacırmasından tutun da, gezilerinde protokolun onunde koşmasına kadar, aklına eseni yapan bir kopek olmakta gecikmemişti. Ama efendisi onun bu hallerine guler, sevecenlikle karşılardı.
Ne ki, Gazi’nin cevresindekilerden kimileri onu gulduren, neşelendiren Foks’un giderek artan şımarıklıklarına kızmaya başlayacaklardı; kim bilir, belki de Gazi ve kopeği arasındaki bu sevgiyi kıskananlar da vardı. Ve her nasılsa bir gun Foks, Gazi’nin elini ısırıverdiğinde, kopeğin kuduz olabileceği, mutlaka gerekli testlerin hayvan uzerinde yapılması gerektiğini koro halinde soyleyip durmaya başladılar. Hic kopek sahibini ısırır mıymış? Oysaki Foks’un soylu olduğunu, soyunun Avrupa'dan geldiğini soyleyenler, ‘kopek değil, adeta insandan akıllı’ diyenler de yine onlardı.
Sonunda Foks, Ciftlik’e gonderildi. Guya orada kontrol altında tutulacak, gerekli testler yapılacaktı. Testler sonucunda da kuduz olmadığı kısa surede anlaşılacaktı ama ‘sahibini ısıran kopekten hayır gelmez’ duşuncesine de kapılanlar onu geri gondermeyip Ciftlikte tutuyorlardı. Foks ise sahibini ozluyor, durmadan ağlayıp uluyordu. Sonunda hayvanı vurarak oldurmeyi yeğlediler.
Ciftlik Muduru, Foks’un vucudunu ilaclayıp ciftliğin muzesine koyacaktı. Bu muzeyi gezerken Gazi’ye derisinin ici ot doldurulmuş, gozleri cam Foks’u, iyi bir şey yapmışlar gibi, gostereceklerdi ona. Gazi’nin yuzu kararacak, kaşları catılacak: -“Severdim ben onu. Boyle gormek istemem. Kaldırın hemen!” Foks’un cansız bedeni, sevdiği efendisinin bu isteği uzerine Ciftliğin bir koşesine gomulecekti. Gazi’nin yalnız gecelerinin dostu, gunduzlerinin neşe kaynağı Foks’tan ayırmışlardı onu... Foks’u oldurenleri bir daha gormek istemeyecekti. -“Kotuluk yapmak icin ısırmamıştı beni...” Foks’un Ciftliğe gomulmeyip saklandığı gunumuzde anlaşılmıştır. İci doldurulmuş Foks, halen Anıtkabir’de sergilenmektedir.
Niyazi Ahmet Banoğlu, Nukte ve Fıkralarla Ataturk, İstanbul 1967, s. 120
Kaynak: Ataturk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gurel, Bulent Turker, Nisan 2009
__________________
Gazi, Kopekleri Cok Severdi
Türkiye, Osmanlı ve Mustafa Kemal Atatürk0 Mesaj
●48 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Türkiye, Osmanlı ve Mustafa Kemal Atatürk
- Gazi, Kopekleri Cok Severdi