O, Samsun'a cıktığı zaman, ustu başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gordu. Yuzunun rengi bakıra donmuş, yağları eriyip kemik ve sinir kalmış bu Turk askeri ağlıyordu. O'na sordu:
— Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?
Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yuz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki Komutanını celik yay gibi selamladı.
— Soyle nicin ağlıyorsun?
İc Anadolu'nun yanık yurekli cocuğu icini cekti:
— Duşman memleketi bastı, hukumet beni terhis etti. Silahımızı elimizden aldı. Toprağıma giren duşmanı ne ile oldureceğim? Kemal Ataturk, er'in omzuna elini koydu:
— Uzulme cocuğum, dedi. Gel benimle!
Ve Samsun deposunda giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetcik oldu.

Kaynak: General Sherril - Ataturk Nezdinde Bir Yıl Elcilik, 1935
— Asker ağlamaz arkadaş, sen ne ağlıyorsun?
Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yuz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki Komutanını celik yay gibi selamladı.
— Soyle nicin ağlıyorsun?
İc Anadolu'nun yanık yurekli cocuğu icini cekti:
— Duşman memleketi bastı, hukumet beni terhis etti. Silahımızı elimizden aldı. Toprağıma giren duşmanı ne ile oldureceğim? Kemal Ataturk, er'in omzuna elini koydu:
— Uzulme cocuğum, dedi. Gel benimle!
Ve Samsun deposunda giydirilip silahlandırarak yanına aldığı ilk er bu Mehmetcik oldu.

Kaynak: General Sherril - Ataturk Nezdinde Bir Yıl Elcilik, 1935
__________________