Paranoya, aşırı endişe veya korkuyla karakterize edilen, sıkca mantıksız kuruntularla bilinen bir rahatsızlıktır. Kelime Yunanca'da, "παράνοια" (paranous) "dupeduz delilik" anlamına gelir (para = dışarda; nous = akıl, aklını kacırma) ve terim gecmişte kuruntu, delirme durumlarını ifade etmek icin kullanılmıştır.
Paranoya coğu zaman şizofreni gibi psikotik hastalıklarla ic icedir. Bununla birlikte seyrek olarak, paranoyak kişilik bozukluğu gibi, psikotik olmayan, diğer durumlarda da gozlenebilir.
Paranoya, bireyin herhangi bir olay karşısında olayın oluşumundan farklı olarak gelişebileceğini kendi icerisinde canlandırma yolu ile one surduğu ve sınırsız sayıda ceşitlendirebileceği hayal urunlerinin tumudur.
Halk arasında, paranoya deyimi, genellikle bir şahsın, cevresindekiler hakkında aşırı şupheciliğini tanımlamak icin kullanılır. Boyle bir kişiye yapılan tavsiyeler, iyi niyetli bile olsa, o kişi tarafından kotu niyetle yapılmış olarak algılanır. Başkalarının kendisi hakkında komplo yaptığı kuruntusuna kapılabilir, kendilerine veya mulklerine karşı bir tehdit olduğu endişesi icine duşer. Bu duşunceler, o şahısa buyuk rahatsızlık verir. Cevresindekiler de, bu durumdan rahatsız olur. paranoya deyim yerindeyse kişiye hic ummadığı anda devamlı suregen rahatsızlık vererek kuruntularının gercekleşecegi duşuncesiyle her daim sıkıntı yaşatır
Tarihce

Psikiyatrist Emil Kraepelin, en onemli veya yegÂne belirtinin kuruntulu inanclar olduğu ruhsal hastalıkları tanımlamak icin, "paranoya" terimini, kullanmıştır. Terimin kati kullanımı zaman icinde değişmiştir. Kraepelin’in tanımlaması, gunumuzde genel olarak terkedilmiştir. Psikiyatristler tarafından, gunumuzdeki kullanımıyla, paranoya; kişinin kendisine yonelik (benmerkezli) herhangi bir kuruntuyu işaret etmek icin kullanılır. Daha belirli olarak, eziyet korkusuna yol acan bir kuruntuya işaret etmek icin kullanılır. Bundan dolayı, psikiyatrik kullanım değişebilir.
Kraeplin bu koke, kuruntusal inanışları da ekleyerek kendi tanımlamasını geliştirmiştir. Kraeplin'in yaptığı paranoya tanımlasında kuruntulu inanışın ne olduğunun onemi yoktur, herhangi bir kuruntulu inanış paranoya olarak sınıflandırılabilir.
Psikiyatride paranoya

Emil Kraepelin akıl hastalıklarının değişik bicimlerini sınıflandırdığı calışmasında, kuruntunun olduğu fakat akli yeteneklerde herhangi bir kotuye gidişin gorulmediği durumu tanımlamak icin tek paranoya terimini kullanmıştır. Bu tanımda diğer şizofrenik bulgular bulunmamaktadır.
Kuruntuların belirgin olduğu şizofreni bicimini icin paranoyak şizofreni terimi kullanılır. Bu tanımlamada, kuruntuların hastaya rahatsızlık verip vermediği dikkate alınmaz Yani, hasta, kuruntuları ile uyum icinde olsa bile paranoyak şizofreni tanısı alabilir.
Ancak, son donemlerde, kişideki kuruntuların rahatsızlık verici olması kavramı tekrar onem kazanmıştır. Ozellikle, iki ana nokta ozerinde durulmaya başlanmıştır:
Kişinin, kuruntuları nedeniyle kendisine zarar verecek davranışlarda bulunması veya bulunma tehlikesinin olması, Kişinin, kuruntuları nedeniyle başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunması veya bulunma tehlikesinin olması. Paranoyak kuruntular arasında; kişinin, takip edildiği, elektronik araclarla gozlendiği, yiyecek veya iceceklerinin zehirlendiği, onemli biri, veya tanınmış bir kişilik tarafından uzaktan sevildiği (erotomani) bulunabilmektedir.
__________________