Asperger sendromunun adı Avusturyalı cocuk doktoru Hans Asperger’den gelmektedir. Asperger, 1944 yılında, tedavi icin gelen sozel olmayan iletişim becerileri eksik, yaşıtlarıyla empati kuramayan ve fiziksel olarak sakar olan cocukları tanımlamıştır. Elli yıl sonra AS Hastalıkların ve İlgili Sağlık Sorunlarının Uluslararası İstatistiksel Sınıflaması'nda (ICD-10) ve Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Sınıflandırması'nda (DSM-IV) Asperger bozukluğu olarak tanınmıştır. AS’nin bircok yonu hakkında cevaplanmamış sorular bulunmaktadır; orneğin AS ile yuksek işlevli otizm arasındaki ayrım şuphelidir;[3] kısmen buna bağlı olarak AS’nin prevalansı kesin olarak belirlenmemiştir. Her ne kadar araştırmalar genetik kokenli olduğunu desteklese ve beyin goruntuleme teknikleri beynin ozel bolgelerinde yapısal ve işlevsel farklılıklar tespit etmiş olsa da AS’nin kesin nedeni bilinmemektedir. Asperger sendromu icin tek bir tedavi yoktur ve ceşitli mudahalelerin etkinliği yalnızca sınırlı veri ile desteklenmektedir. Mudahaleler belirtileri ve işlevselliği geliştirmeye yoneliktir. Tedavinin ana yontemi davranışsal terapidir ve zayıf iletişim becerileri, takıntılı ya da yineleyici rutinler ve sakarlık gibi ozel bozukluklar uzerine yoğunlaşır. AS’i olan bireylerin buyuk coğunluğu farklılıklarıyla başa cıkmayı oğrenebilmektedir ama bağımsız bir yaşam surebilmeleri icin surekli moral desteğe ve teşviğe ihtiyacları olabilir.[4] Araştırmacılar ve AS’li kişiler, AS’in iyileştirilmesi gereken bir hastalık ve normalden bir sapma olduğuna dair goruşlerden uzaklaşılıp, bunun bir engellilikten cok farklılık olduğu goruşune yakınlaşılmasını sağlamıştır.[5]
Konu başlıkları
1 Sınıflandırma 2 Ozellikleri 2.1 Sosyal etkileşim 2.2 Sınırlı ve yineleyici ilgi ve davranış 2.3 Konuşma ve dil 2.4 Diğer ozellikleri 3 Nedenleri 4 İşleyişi 5 Tarama 6 Tanı 7 Tedavisi 8 Prognoz 9 Epidemiyoloji 10 Tarihce 11 Kulturel yonler 12 Kaynakca 13 Dış bağlantılar
Sınıflandırma
Asperger sendromu, bireyin işlevselliğini etkileyen sosyal etkileşim ve iletişim bozuklukları ile sınırlı ve yineleyici ilgi ve davranışlarla belirtilen psikolojik durumlar spektrumu olan otistik spektrum bozukluklarından (OSB) ya da yaygın gelişimsel bozukluklardan (YGB) biridir. Diğer psikolojik gelişimsel bozukluklar gibi OSB de bebeklik ya da cocuklukta başlar, remisyon ya da relaps gostermeksizin duzenli bir seyir izler ve beynin ceşitli sistemlerinde olgunlaşma ile ilgili değişikliklerden kaynaklanan bozukluklar icerir.[6] OSB, sosyal bozukluklar gibi otizme benzer kişisel ozellikler gosteren ama OSB olduğu kesin olmayan geniş otizm fenotipinin bir alt kumesidir.[7] Diğer OSB turlerinden otizm belirtileri ve olası nedenleriyle AS’ye en benzer olanıdır ama tanısı iletişim bozuklukları ve bilişimsel gelişmede gecikmeler gerektirir; Rett sendromu ve cocukluğun dezintegratif bozukluğu otizm ile ceşitli belirtileri paylaşır ama ilgisiz nedenleri olabilir; ve başka turlu adlandırılmayan yaygın gelişimsel bozukluk (YGB-BTA) ise olcutler daha belirgin bir bozukluğu gostermediğinde teşhis edilir.[8] AS ile yuksek işlevli otizmin ortuşen yonleri (yuksek işlevli otizm zek geriliği olmayan otizmdir) tam olarak belirli değildir.[3][9][9][10] OSB’nin guncel sınıflandırması, durumların gercek doğasını yansıtmıyor olabilir.[11]
Ozellikleri
Yaygın gelişimsel bozukluklar dan biri olan Asperger sendromu tek bir semptomdan cok bir dizi semptom ile ayrılır. Sosyal etkileşimde bozukluklar, stereotipik ve sınırlı ilgi ve eylemler ve bilişimsel gelişimde klinik anlamda onemli olmayan gecikme gorulmemesi ile dil becerisinde genel bir gecikme olmamasıyla belirlenir.[12] Dar kapsamlı bir konuyla yoğun ilgilenme, tek yonlu laf kalabalığı, sınırlı prozodi ve tonlama, ve motor sakarlık bu durumda tipik olarak rastlanır ancak tanı icin gerekli değildir.[3]
Sosyal etkileşim
Empati gosteriminin eksikliği buyuk ihtimalle Asperger sendromunun en onemli fonksiyon bozukluğudur.[2] AS’i olan bireyler sosyal etkileşimin en temel noktalarında zorluklar ceker, bunlar arkadaşlık kurmakta başarısızlık, diğerleriyle kendiliğinden gelişen ilgilerden ya da başarılardan zevk alma, sosyal ve duygusal karşılıklılık eksikliği, ve goz teması, yuz ifadesi, duruş, ve el hareketleri gibi sozel olmayan davranış eksiklikleridir.[1]
Otistiklerin aksine AS’li insanlar genellikle kendi iclerine kapanık değildir, beceriksizce de olsa başkalarına yaklaşırlar, orneğin favori konuları hakkında tek yanlı, uzun soluklu bir konuşmaya başlarlar ama dinleyicilerinin sıkılma ya da bir an once oradan ayrılma gibi tepkilerinin ve duygularının belirtilerinin farkına varmazlar.[3] Bu sosyal beceriksizlik "aktif ama garip" olarak adlandırılmıştır.[3] Sosyal etkileşime uygun olarak tepki vermekte bu başarısızlık başkalarının duygularını onemsememe gibi gorulebilir ve hassas olmadıkları kanısına varılabilir. AS’li cocukların bilişsel yetileri sıklıkla laboratuar ortamında sosyal normları anlamalarına izin verir,[1] yani başkalarının duyguları hakkında teorik bilgileri anladıklarını gosterebilirler ama gercek yaşamlarında bu bilgilerini kullanarak davranmakta zorluk cekerler.[3] AS’li kişiler sosyal etkileşimi gozleyerek yaptıkları analizle katı davranışsal ilkeler kurabilir ve bunları beceriksizce, katı ve sosyal yonden naif bir şekilde uygulayabilirler, orneğin zorla goz teması kurmak gibi. Arkadaşlık icin cocuklukta duyulan arzular, başarısız sosyal karşılaşmalar sonucu korelebilir.[1]
AS’li bireylerin şiddet iceren ve suc oluşturan davranışlara meyilli olmaları varsayımı incelenmiş ve verilerle desteklenmediği bulunmuştur.[1][13] Cok sayıda kanıt, AS’li cocukların suc işlemekten cok mağdur olduklarını gostermektedir.[14]
Sınırlı ve yineleyici ilgi ve davranış

Asperger sendromu olan kişiler sınırlı ve yineleyici ve bazende anormal olarak yoğun davranışlar, ilgiler ve eylemler gosterir. Katı rutinler ve rituellere sadık kalır, stereotipik ve yineleyici şekillerde hareket eder ya da nesnelerin parcalarıyla kendilerini meşgul ederler.[12]
Ozel ve dar ilgi alanları ile ilgilenmek AS’nin en carpıcı ozelliklerinden biridir.[1] AS’li bireyler cok dar kapsamlı bir konuda, ana konuyu gercekten anlamadan, orneğin dinozorlar ya da fritozler hakkında ciltler dolusu detaylı bilgiyi toplayabilir.[1][3] Orneğin bir cocuk fotoğrafcılık hakkında hicbir ilgi gostermeden fotoğraf makinesi model numaralarını ezberleyebilir.[1] Bu davranış anaokuluna gelindiğinde belirgin hÂle gelir.[1] Bu ozel ilgiler zaman zaman değişiklik gosterse de, gittikce daha sıradışı konularda ve daha da dar kapsamlı olur ve sosyal etkileşimi oyle etkiler ki tum aile bunun icinde yer almak zorunda kalır. Dinozorlar gibi konular genellikle cocukların ilgisini cektiği icin bu semptom farkedilmeyebilir.[3]
Stereotipik ve yineleyici motor davranışlar AS’nin ve diğer OSB’nin tanısında ana noktalardan biridir.[15] Bunların arasında el cırpma, elleri bukme ya da daha karmaşık govde hareketleri bulunur.[12] Bunlar tipik olarak uzun suren infilaklar halinde yinelenir ve daha hızlı, daha az ritmik ve genellikle daha az simetrik olan tiklerin aksine isteyerek yapılan ritualistik hareketler gibi gorunur.[16]
Konuşma ve dil
Her ne kadar Asperger sendromu olan cocuklar dikkate değer bir gecikme olmadan dil kullanma becerilerini kazansalar ve AS’li olanların konuşmaları dikkate değer anomaliler icermese de dil becerisi edinme ve kullanımı sıklıkla atipiktir.[3] Anormaliklerin icinde laf kalabalıklığı, ani gecişler, kelimeleri gercek anlamıyla yorumlama ve nuansları yanlış anlama, yalnızca konuşana anlamlı gelen metaforları kullanma, işitsel algılama bozuklukları, sıradışı bilgiclik taslayan, formel ve idiosinkratik konuşma ve ses şiddeti, tonlama, prozodi ve ritim gariplikleri bulunur.[1]
İletişim modellerinin uc yonu klinik ilgiyi ceker: Zayıf prozodi, yuzeysel ve ayrıntılı konuşma, ve dikkat cekici laf kalabalıklığı. Her ne kadar vurgu ve tonlama otizmden daha az rijit ve tekduze olsa da AS’li kişilerin sınırlı tonlamaları vardır, konuşma sıradışı bir şekilde hızlı, duzensiz ve gurultulu olur. Konuşma bir tutarsızlık hissi uyandırır, karşılıklı konuşma genelde dinleyeni sıkan konular hakkında monologlardan oluşur, yorumlar icin gecerli bağlamları sunamaz, ya da duşunceleri dışarıya vurur. AS’li kişiler dinleyenin konuşma ile ilgilenip ilgilenmediğini takip edemezler. Konuşan bir turlu sadede gelemez ve dinleyenin konuşmanın iceriği ya da mantığı uzerine duzeltme yapması ya da konuyu değiştirmeye calışması genellikle başarılı olamaz.[3]
AS’li cocukların yaşlarına gore olağanustu bir kelime hazineleri vardır ve "kucuk profesorler" diye adlandırılırlar ama mecazi konuşmayı anlamakta zorlanırlar ve kelimeleri gercek anlamları dışında kullanmazlar.[1] AS’li bireyler, mizah, ironi veya sataşma gibi mecazi anlam taşıyan dilde ozellikle zayıftırlar. Genellikle mizahın bilişsel temelini anlarlar ama iceriğini anlayamadıkları icin hoşnut kalmazlar.[10]
Diğer ozellikleri
Asperger sendromu olan kişilerin tanıdan bağımsız ama bireyi veya ailesini etkileyen belirtileri ya da semptomları olabilir. Bunlar algıdaki farklılıklar, motor becerilerde, uyku ve duygularda sorunlar olabilir.
AS’li bireylerin işitsel ve gorsel algıları genellikle mukemmeldir.[17] OSB’li cocuklar genel olarak duzenlenmiş nesneler ve cok bilinen gorsellerde bulunan ufak değişiklikleri cok cabuk algılayabildiklerini gosterirler,[18] Buna karşın yuksek işlevli otizmi olanlarla kıyaslandığında AS’li bireylerin gorsel-uzamsal algıyı, işitsel algıyı ya da gorsel hafızayı gerektiren bazı gorevlerde eksiklikleri olduğu gorulur.[1] AS ve OSB’li bircok kişide başka sıradışı duyumsal ve algısal beceri ve deneyimler bulunur. Sese, ışığa, dokunmaya, dokuya, kokuya, ağrıya, sıcaklığa ve diğer uyaranlara karşı sıradışı bir duyarlılığa ya da duyarsızlığa sahip olabilirler ve orneğin az bir kokunun bir rengi cağrıştırdığı sineztezi sergileyebilirler;[19] bu duyumsal tepkiler diğer gelişimsel bozukluklarda da bulunur ve AS ya da OSB’ye ozgu değildirler. Otizmde dovuş ya da kac tepkisinin artmasına ya da alışkanlık ediniminin başarısızlığana ilişkin cok az dayanak bulunu ama duyumsal uyaranlara azalan tepki hakkında daha fazla kanıt vardır, yine de ceşitli calışmalar arada farklılık olmadığını gostermektedir.[20]
Hans Asperger’in ilk acıklamaları [1] ve diğer tanı koyma yontemlerinde [21] motor sakarlığından sozedilir. AS’li cocuklar bisiklete binmek ya da kavanoz kapağı acmak gibi motor yetkinlik gerektiren motor becerileri kazanmakta gecikebilir ve beceriksiz gibi gorunebilirler. Koordinasyonları zayıftır, garip ve hoplayarak yururler, elyazıları kotudur ya da gorsel-motor butunlukte sorunlar cekerler.[1][3] Apraksi (motor planlama bozukluğu), denge, tandem yurume, parmak-başparmak appozisyonu gibi propriosepsiyon (vucudun konumunun algısı) sorunları gosterebilirler. Bu motor beceri sorunlarının AS’i diğer yuksek ilevli OSB’den ayırdığına dair hicbir kanıt yoktur.[1]
AS’li cocuklar, uykuya dalma zorluğu, sık sık gece uyanmak ve sabah erken uyanmak gibi uyku sorunları yaşamaya daha meyilldir.[22][23] AS ayrıca kişinin kendi duygularını tanımlama konusunda zorluk cekme olan yuksek duzeyde aleksitimi ile de bağlantılıdır.[24] Her ne kadar AS, duşuk uyku kalitesi ve aleksitimi birbirleriyle bağlantılı olsalarda aralarındaki neden-sonuc ilişkisi bilinmemektedir.[23]
Nedenleri
Ayrıca bakınız: Otizmin nedenleri
Hans Asperger hastalarının aile uyeleri arasında, ozellikle de babalar da olan ortak semptomları tanımlamıştır ve araştırmalar bu gozlemi doğrulayarak kalıtsallığın Asperger sendromuna bir etkisi olduğunu gostermektedir. Her ne kadar ozel bir gen henuz tanımlanamamış olsa da, otistik cocuklarda gorulen fenotipik değişkenlik goz onune alındığında bircok faktorun otizmin etkinlik derecesinde rol oynadığına inanılmaktadır.[1][25] Genetik bağlantısına kanıt AS’in aile icinde ortaya cıkma tandansı ve aile bireylerinde gozlemlenen AS’in semptomlarına benzer ama daha sınırlı bicimde ortaya cıkan sosyal etkileşimde, dil ve okuma becerisinde hafif zorluklar gibi davranışsal belirtilerin yuksek insidansıdır.[4] Bircok araştırma otizm sprektrum bozukluklarının ortak genetik işleyişleri olduğunu onermektedir ancak AS’in genetik bileşeni otizmden daha guclu olabilir.[1] Muhtemelen ozel alelleri bireyin AS olma eğilimini artıran ortak bir grup gen olabilir; eğer durum buysa alellerin ozel bir birleşimi bireylerin AS belirtilerini ve bunların şiddetini belirliyor olabilir.[4]
Birkac OSB vakası, dollenmeyi takip eden ilk sekiz hafta icinde, doğum sakatlıklarına yol acan faktorler olan teratojenlere temas edilmesiyle bağlantılı olabilir. Bu olasılık OSB’nin daha sonra başlayabileceği ya da ortaya cıkabileceği olasılığını dışlamasa da, OSB’nin gelişimin cok erken aşamalarında ortaya cıktığına dair guclu bir kanıttır.[26] Doğum sonra bircok cevresel faktorun etkisi olabileceği varsayılmış ama bunlar bilimsel araştırmalarla kanıtlanamamıştır.[27]
İşleyişi
Daha fazla bilgi: Otizmin işleyişi Asperger sendromunun, yerel etkilerin aksine, beynin tum işlevsel sistemlerini etkileyen gelişimsel faktorlerin sonucu olduğu gorunmektedir.[28] Her ne kadar AS’in tam olarak neden oluştuğu ya da diğer OSB’den ayıran faktorler tam olarak bilinmiyor ve AS’li bireylere ozgu ortak bir patoloji ortaya cıkmadıysa da[1] AS’in işleyişinin diğer OSB’nın işleyişinden farklı olması olasıdır.[29] Noroanatomik araştırmalar ve teratojenlerle olan bağlantılar işleyişin dollenmeden hemen sonra beyin gelişiminin değişikliğe uğradığını gostermektedir.[26] Cenin gelişimi sırasında embriyon hucrelerinin anormal gocu sonucta ortaya cıkan yapıyı ve beynin bağlanabilirliliğini etkileyebilir ve duşunce ve davranışları kontrol eden noral devrelerinde değişikliklere neden olabilir.[30] AS’in işleyişi ile ilgili ceşitli teoriler bulunmaktadır ama hicbiri tam olarak acıklayamamaktadır.[31]

Bağlantı azlığı teorisi, otizmde ust duzey noral bağlantıların ve senkronizasyonunun duşuk işlevselliğinin bulunduğunu ve bunların yanı sıra alt duzey sureclerin de fazlalığını varsayar.[32] Bu teori, buyuk resmi gormede sınırlı yeteneğin otizmin merkezi bozukluğunun temelinde yattığını varsayan zayıf merkezi tutarlılık teorisi gibi genel yonlendirme teorileriyle iyi ortuşur.[34] Bağlantılı bir teori olan genişlemiş algısal fonksiyon teorisi, daha cok otistik bireylerde yerel olarak yonlenmiş ve algısal işlemlerin ustunluğu uzerine yoğunlaşır.[35]
Ayna noron sistemi (ANS) teorisi, ANS’nin gelişimindeki bozuklukların taklide engel olduğunu ve Asperger sendromunun ana ozelliği olan sosyal bozukluğa yol actığını ileri surer.[33][36] Orneğin bir araştırma AS’li bireylerde, taklit icin kullanılan cekirdek devrede aktivasyonun geciktiğini ortaya cıkarmıştır.[37] Bu teori, otistik davranışın bireyin zihinsel durumlarını kendisine ya da başkasına yukleme yetisinin olmamasından ortaya cıktığını varsayan zihin teorisi ,[38] ya da otistik bireylerin sistematik davranışlarda bulunabildiğini yani icsel olaylarla başacıkabilmek icin icsel hareket kuralları geliştirebildiğini ama diğer faktorler tarafından oluşturulan olaylarla başacıkabilmek icin empati yapmakta daha az başarılı olduğunu varsayan aşırı sistemlilik gibi sosyal bilişim teorileriyle iyi ortuşur.[39]
Diğer olası işleyişler arasında serotonin fonksiyon bozukluğu[40] ve beyincik fonksiyon bozukluğu bulunur.[41]
Tarama
Asperger sendromu olan cocukların ebeveynleri genellikle cocuklarının gelişimindeki farklılıkları 30 aylık olduklarında farkettiklerini belirtebilmektedir.[25] Rutin gelişimsel cekap sırasında bir pratisyen hekim ya da cocuk doktoru incelenmesi gereken belirtileri tanımlayabilir.[1][4] Ceşitli tarama aracları kullanılan AS’nin tanısını koymak karmaşıktır.[4][21] Bunların hicbiri AS ile diğer OSB’ler arasındaki farklı guvenilir bir şekilde ayıramamaktadır. OSB tanısında kullanılan gecerli standartlar ebeveyn ile goruşmeden oluşan Otizm Tanı Goruşmesi – Gozden Gecirilmiş (ADI-R) ve cocuk ile sohbet ve oyunu iceren goruşmeden ibaret olan Otizm Tanı Gozlem Olceğidir.[1]
Tanı
Ana madde: Asperger sendromunun tanısı
Standard tanı olcutleri sosyal etkileşimde bozukluk, yineleyici ve stereotipik davranış ve ilgiler, ve dil becerisi ile bilişsel gelişimde onemli bir gecikme olmamasıdır. Uluslararası standartın[6] dışında ABD’de kullanılan olcutler arasında gundelik yaşamda da onemli bozukluklar bulunmaktadır.[12] Tanı icin diğer olcutler Peter Szatmari [42] ve Christopher Gillberg [43] tarafından onerilmiştir.
Tanı genellikle dort ile on bir yaş arasında konur.[1] Geniş kapsamlı bir değerlendirme, multidispliner bir ekip tarafından [2][4][44], ceşitli ortamlarda gozlemleme [1], norolojik ve genetik değerlendirme, bilişsel ve psikomotor işlevleri olcen testler, sozel ve sozel olmayan guclu ve gucsuz yanları, oğrenme tarzını, ve bağımsız yaşama becerilerini olcen testler yardımıyla yapılr.[4] Geciken ya da yanlış tanılar hem bireyler hem de aileleri icin travmatik olabilir; orneğin yanlış tanı sonucu verilen yanlış ilaclar davranış bozukluklarını daha da kotuleştirebilir.[44] AS’li cocukların coğuna başlangıcta yanlışlıkla dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı konmaktadır.[1] Erişkinlere tanı koymak daha da zordur cunku standart tanı olcutleri cocuklar icin belirlenmiştir ve AS’in seyri yaşla değişkenlik gosterir.[45] Ayırıcı tanı icin diğer OSB’ler, şizofreni spektrumu, DEHB, obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, semantik pragmatik bozukluk, sozel olmayan oğrenme gucluğu (SOOG),[44] Tourette sendromu,[16] stereotipik hareket bozukluğu ve bipolar bozukluk da goz onune alınmalıdır.[25]
Marjinal vakalarda, tanı konulamaması ya da yanlış tanı konması sorunları ile karşılaşılabilir. Tarama ve tanı koymanın maliyetinin yuksek olması ve bu maliyeti karşılayabilmenin zaman alması nedeniyle tanı konması gecikebilir ya da engellenebilir. Buna karşın ilac ile tedavi opsiyonlarının populerliğinin artması ve sağlanan yararların genişlemesi OSB tanısının aşırı bir şekilde konmasını teşvik etmiştir.[46] Son yıllarda giderek artan bir oranda yanlışlıkla AS tanısı konduğuna dair belirtiler vardır, ozellikle otistik olmayan ama sosyal zorluklar yaşayan normal zek duzeyine sahip cocuklar uzerinde. Ayrıca AS tanısının gecerliliği, yani yuksek işlevli otizm ve YGB-BTA’dan ayırmanın pratik olarak bir yararı olup olmadığına dair şupheler de bulunmaktadır;[47] aynı cocuk icin, değişik tarama araclarına gore farklı tanılar konabilmektedir.[4]
Tedavisi
Ayrıca bakınız: Otizm terapileri
Asperger sendromu tedavisi ızdıraplı belirtlilerle başa cıkmaya ve gelişim sırasında doğal yollarla elde edilemeyen, yaşa uygun sosyal, iletişimsel ve mesleki becerileri oğretmeye calışmaktır,[1] ve multidisipliner değerlendirmeye sonucunda cocuğun gereksinimlerine gore belirlenir.[48] Her ne kadar ilerlemeler kaydedildiyse de ozel mudahelelerin etkinliğini kanıtlayan veriler sınırlıdır.[1][49]
AS icin ideal tedavi yontemi, zayıf iletişim becerileri ile obsesif ve yineleyici rutinlerden oluşan ana belirtilere hitap eden terapilerdir. Mudahale ne kadar erken olursa o kadar iyi olduğunda hemfikir olunsa da en iyi tedavi paketi diye bir şey yoktur.[4] AS tedavisi diğer yuksek işlevli OSB tedavilerine benzer ancak dil becerilerini, sozel iletişimin guclu yanlarını ve sozlu olmayan iletişim zayıf yanlarını da dikkate alır.[1] Tipik bir tedavi programının iceriği genelde şoyledir::[4]
daha etkili bireylerarası etkileşim icin sosyal beceriler eğitimi;[50] anksiyete ya da duygusal patlamalar ile ilgili stres ile başa cıkmayı geliştirici,[51] ve obsesif ilgiler ile yineleyici rutinleri azaltıcı bilişsel davranış terapisi; depresyon ve anksiyete gibi sorunlar icin ilac tedavisi;[52] algısal butunluk ve motor koordinasyon icin mesleki ya da fizik tedavi; normal karşılıklı konuşmanın pragmatik yanlarını oğreten konuşma terapisi ile sosyal iletişimi geliştirici mudaheleler;[53] ozellikle evde kullanılacak davranışsal teknikler uzerine ebeveynlerin eğitimi ve desteklenmesi. Davranışsal temelli mudahele programları uzerine yapılan calışmaların coğunluğu en fazla beş katılımcının incelendiği vaka calışmalarıdır ve genellikle kendini yaralama, saldırganlık, uyumsuzluk, stereotipi, ya da icten gelen dil kullanımı gibi birkac davranışsal sorunu inceler; yan etkilerin uzerinde durulmamıştır.[54] Sosyal beceriler eğitiminin populerliğinin yanı sıra etkinliği kesin olarak kanıtlanmamıştır.[55] Cocuklarında AS ile ilgili davranış sorunları olan ebeveynlerin eğitim modeli uzerine tesadufi kontrol yontemiyle yapılan bir calışma sonucunda bir gunluk grup calışması ya da altı ozel ders alan ebeveynlerin daha az davranışsal sorun bildirdikleri, ozel ders alan ebeveynlerin ise AS olan cocuklarında daha az yoğun davranış sorunları bildirdikleri gorulmuştur.[56] AS olan erişkinlere ve buyuk cocuklara verilen meslek eğitimi, iş goruşmesinin ve işyerinin gorgu kurallarını oğretmek acısından yararlıdır, ayrıca organizasyon yazılımları ve cep bilgisayarları AS olanların iş ve gundelik yaşamlarını programlamaları icin faydalı olmaktadır.[1]
AS’in ana semptomlarını doğrudan tedavi eden bir ilac yoktur.[52] Her ne kadar AS icin farmakolojik mudahelelerin etkinliği uzerine araştırmalar az sayıdaysa da,[1] komorbid durumların tanısını koymak ve tedavi etmek cok onemlidir.[2] Kendini tanımlayan duyguların eksikliği ya da birinin davranışının başkaları uzerinde olan etkilerini gozlemleme eksikliği, AS olan kişilerin ilac almanın neden uygun olduğunu anlamalarını zorlaştırabilir.[52] Anksiyete, depresyon, dikkat eksikliği ve saldırganlık gibi komorbid semptomların tedavisinde ilac kullanımı davranışsal mudaheleler ve cevresel koşulların değiştirilmesiyle etkili olabilir.[1] atipik noroleptik ilaclar olan risperidone ve olanzapine kullanımının AS ile bağlantılı semptomları azalttığı gosterilmiştir;[1] risperidone yineleyici ve kendini yaralayıcı davranışları, saldırganlık krizlerini ve tepkiselliği azaltabilir ve davranışın stereotipik modelleri ile sosyal ilişkilendirmeyi iyileştirebilir. Selektif serotonin gerialım inhibitorleri (SSRI) fluoksetin, fluvoksamin ve sertralin sınırlı ve yineleyici ilgi ve davranışların tedavisinde etkili olmuştur.[1][2][25]
İlac kullanımına dikkat edilmelidir; bu ilacların kullanımı sonucu metabolizma ve kardiyak elektriksel iletim sureleri anomalileri ve artan tip 2 diyabet riski sorunları olduğu,[57][58] ve uzun donemde norolojik yan etkileri olduğu duşunulmektedir .[54] SSRI tepkisellik, saldırganlık ve uyku sorunlarının artması gibi davranışsal etkinliğin gorulmesine neden olabilir.[25] Kilo alma ve yorgunluk risperidonun sıklıkla bildirilen an etkileridir, ayrıca huzursuzluk ve distoni gibi ekstrapiramidal belirtilerilere yakalanma riskini [25] ve serum prolaktin duzeyinin artma riskini [59] artırır. Yatışma ve kilo alma olanzipin kullanımında gorulur,[58] aynı zamanda diyabet ile de bağlantılıdır.[57] Okul cağındaki cocuklarda yatışma yan etkisinin [60] sınıfta oğrenmeye etkileri olmaktadır. AS olan bireyler icin, bircok kişi icin sorun olmayacak olan yan etkileri tolere etmek ve hissettiklerini anlayıp bildirmek zor olabilmektedir.[61]
Prognoz
Asperger sendromu olanların uzun donemde durumlarının ne olduğu hakkında calışmalar bulunmamakta ve AS olan cocukları uzun sureli olarak sistematik bir izleme calısması da yoktur.[3] AS olanların beklenen yaşam sureleri normaldir ancak prognozu onemli derecede etkileyebilecek depresyon ve anksiyete gibi komorbid psikiyatrik durum prevalansları yuksektir. Her ne kadar sosyal bozukluklar yaşam boyunca suregelse de sonucları genellikle daha duşuk işlevli otizm sprektrum bozukluklarından daha olumludur;[1] orneğin, AS ve yuksek işlevli otizmi olan cocuklarda OSB semptomlarının zamanla azalması dah buyuk bir olasılıktır.[62] Her ne kadar AS ya da yuksek işlevli otizmi olan cocukların ortalama matematik yeteneği olsa da, matematik sınavlarından normal zekÂda olanlardan biraz daha duşuk sonuclar elde etseler de bazıları matematik konusunda cok başarılıdır [63] ve AS bazı erişkinlerin onemli başarılar kazanmasını, orneğin Nobel odulu gibi, engellememiştir.[64]
AS olan cocuklar sosyal ve davranışsal bozuklukları nedeniyle ozel eğitime ihtiyac duyabilir ama yine de bircoğu normal eğitim almaktadır.[3] AS olan yeniyetmeler kendilerine bakma, duzenli olma, sosyal ve romantik ilişkilerde sorunlar yaşayabilir; yuksek bilişsel potansiyellerine rağmen coğu evlerinde ayrılmamakta ama bazıları evlenip bağımsız olarak calışmaktadır.[1] Yeniyetmelerin yaşadıkları "farklı-lık" travmatik olabilmektedir.[65] Rutin ve rituellerin bozulma olasılığından, acık bir beklenti ve ajanda olmadan bazı durumlara sokulma ya da sosyal ortamlarda başarılı olamama nedeniyle anksiyete oluşabilir;[1] ortaya cıkan stres kendini dikkat eksikliği, icine kapanma, obsesyonlara guvenme, hiperaktivite, ya da saldırgan ya da karşı cıkma davranışları olarak gosterebilir.[51] Başkaları ile surekli olarak ilişki kuramama nedeniyle ortaya cıkan depresyon ve karakter değişiklikleri tedavi gerektirir.[1]
Guclu ve zayıf yanları anlama stratejileri geliştirebilmek icin ebeveynlerin eğitimi cok onemlidir;[2] ailenin başa cıkabilmesine yardımcı olmak cocuk icin olumlu olmaktadır.[14] Erken mudahelelere izin verecek kadar genc yaşta tanı koymak prognozu iyileştirebilir. Erişkinlikte yapılan mudaheleler de değerlidir ama daha az yararlı olur.[2] Başkaları tarafından kolayca faydalanılabilecekleri ve eylemlerinin toplumsal etkilerini anlayamayacakları icin AS olan kişilerle ilgili yasal sorunlarda cıkabilir.[2]
Epidemiyoloji
Ayrıca bakınız: Otizm spektrum bozuklukları ile komorbid durumlar
Prevalans tahminleri cok değişkenlik gostermektedir. Cocuklar uzerinde epidemiyolojik araştırmalar uzerine 2003 yılında yapılan bir değerlendirme calışmasında prevalans oranlarının 1.000 kişiye 0,03 ile 4,84 arasında değişiklik gosterdiği gorulmuştur. Otizmin Asperger sendromununa olan oranı da 1,5:1 ile 16:1 arasında değişmektedir.[66] Ortalama 5:1 oranı ile otizmin oldukca konservatif bir prevalans oranı olan 1.000 kişiye 1,3’u birleştirince, indirekt olarak AS’in prevalansının 1.000 kişiye 0,26 olduğu ortaya cıkar.[67] Tahminlerde gorulen varyans, Asperger sendromunun tanısında gorulen farklılıklar nedeniyledir. Orneğin, 2007 yılında Finlandiya’da sekiz yaşında 5.484 cocuk uzerinde yapılan gorece kucuk bir araştırmada 1.000 cocukta 2,9’unun ICD-10 AS tanısı olcutlerine, 2,7’sinin Gillberg ve Gillberg olcutlerine, 2,5’inin DSM-IV olcutlerine, 1,6’sının Szatmari et al. Olcutlerine ve 1.000 cocukta 4,3’unun bu dort farklı standartın ortak olcutlerine uyduğu gozlemlenmiştir. Erkek cocuklar kız cocuklara nazaran AS olma konusunda daha yuksek bir risk taşımaktadır, Gillberg ve Gillberg olcutleri kullanıldığında cinsiyet oranı 1.6:1 ile 4:1 arasında değişmektedir.[68]
Aynı anda gorulen diğer durumlar arasında anksiyete ve depresyon en sık karşılaşılanlardır; AS olanlarda bu durmların komorbiditesi %65 olarak tahmin edilmiştir.[1] Depresyon yeniyetmelerde ve erişkinlerde yaygındır; cocuklarda ise dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gorulmektedir.[69] AS ile aminoasiduri ve ligament gevşekliği gibi tıbbi durumların bağlantısı olduğunu gosteren araştırmalar varsa da bunlar genellikle vaka calışmaları ve kucuk araştırmalardır ve AS hakkındaki geniş caplı araştırmalarda bunlarla ilgili faktorler belirtilmemiştir.[1] AS olan erkekler uzerine yapılan bir calışma yuksek epilepsi ve sozel olmayan oğrenme gucluğu (%51) oranı bulmuştur.[70] AS tikler, Tourette sendromu ve bipolar bozukluk ile bağlantılıdır ve AS’in yineleyici davranışları obsesif kompulsif bozukluk ve obsesif kompulsif kişilik bozukluğu semptomları ile bircok benzerlikler gosterir.[71]
Tarihce
Ana madde: Asperger sendromunun tarihcesi
Adını Avusturyalı pediyatrist Hans Asperger’den (1906–80) alan Asperger sendromu otizm alanında gorece yeni bir tanıdır.[72] 1944 yılında Asperger tedavi ettiği ve kendilerini sosyal butunleşmede zorlak ceken dort cocuğu tanımlamıştır.[2] Cocuklar sozel olmayan iletişim becerilerine sahip değildiler, akranlarıyla empati kurmakta başarısız oluyorlardı ve fiziksel olarak sakardılar. Asperger bu durumu "otistik psikopati" olarak adlandırmış ve en dikkat ceken noktasının sosyal izolasyon olduğunu belirtmiştir.[4] Gunumuzde AS’in aksine, otistik psikopati zek geriliği olanlar da dahil olmak uzere tum zek duzeyinde kişilerde gorulebilmekteydi.[73] Genc hastalarına "kucuk profesorler" adını vermişti,[74] ve bazılarının yaşamlarının ileriki donemlerinde sıradışı başarılara ve ozgun duşuncelere ulaşabileceğine inanıyordu.[2] Araştırma yazısı savaş zamanında ve Almanca yayımlanmıştı dolayısıyla başka bir yerde cok fazla okunmadı.
Lorna Wing, 1981 yılında yayımlanan ve benzer semptomlar gosteren cocuklar uzerine bir dizi vaka calışmasını iceren[72] araştırma yazısıyla[75] Asperger sendromu tabirinin İngilizce konuşan tıp topluluğunda yaygınlaşmasını sağladı ve Uta Frith Asperger’in araştırma yazısını 1991 yılında İngilizce’ye cevirdi.[74] Tanı olcutleri dizileri 1989 yılında Gillberg ve Gillberg ile Szatmari et al. tarafından tanımlandı.[68] AS 1992 yılında Dunya Sağlık Orgutu’nun tanı el kitabı olan Uluslararası Hastalık Sınıflaması ‘na (ICD-10) eklenerek standart bir tanı oldu; 1994 yılında Amerikan Psikiyatri Derneği’nin tanı el kitabı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Sınıflandırması ‘nın (DSM-IV) dorduncu basımına eklendi.[4]
Şimdilerde yuzlerce kitap, makale ve websitesi AS’i tanımlamaktadır. AS onemli bir altgrup olarak tanımlandıktan sonra OSB prevalansı onemli olcude artmıştır.[72] Yuksek işlevli otizmden farklı olup olmadığı sorusu temel bir konudur ve daha fazla araştırma gerektirmektedir.[2] Kilinik araştırmacılar arasında Asperger sendromu teriminin kullanılması yonunde cok az fikir birliği vardır, ve DSM-IV ile ICD-10 olcutlerinin ampirik validasyonu hakkında soru işaretleri bulunmaktadır.[3]
Hastalik mizahi bir dille "Mary and Max" isimli animasyon filmine konu olmustur. Filmde Asperger hastasi Amerikali bir adamla hic arkadasi olmayan Avustralyali bir kizin mektup arkadasi olmasi anlatilmaktadir.
Kulturel yonler
Ayrıca bakınız: Otizmin sosyolojik ve kulturel yonleri
Asperger sendromu olanlar İngilizce gunluk konuşma dilinde kendilerinden aspies olarak sozeder, bu sozcuk 1999 yılında Liane Holliday Willey tarafından uydurulmuştur.[76] Norotipik sozcuğu (kısaltması NT) norolojik gelişimi ve durumu normal olan kişiyi tanımlar ve sıklıkla otistik olmayanları belirtmek icin kullanılır. İnternet AS olan bireylerin birbirleriyle iletişimini sağladı ve bir aspies altkulturu ortaya cıktı.[77]
Otistiklerin, otizm spektrum bozukluklarının iyileştirilmesi gereken hastalıklardan cok karmaşık sendromlar olduğu algısının oluşmasında katkıda bulunmuştur. Bu goruşu savunanlar, "ideal" beyin konfigurasyonunun olduğu ve bu normdan her sapmanın patolojik olduğu goruşunu reddeder; norodiversite adını verdikleri kavrama hoşgoru gosterilmesini destekler.[78] Bu goruşler otizm hakları hareketi ve otistik onur hareketinin temelini oluşturur.[79]
Simon Baron-Cohen AS ve yuksek işlevli otizmin farklı bilişsel tarzlar olduğunu, yetersizlik olmadığını tartışmaya acmıştır. AS ya da yuksek işlevli otizm tanısının bir aile trajedisi olarak algılanmamasının gerektiğini, cocuğunun solak olduğunu oğrenmek gibi ilginc bir bilgi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Baron-Cohen,’e gore, "AS/yuksek işlevli otizm olanlar, ozellikle tam bir zihnin kucuk detaylara takılacağı bir cevrede ozurlu olarak değil, avantajlı olarak gorulmelidirler."[5] Tony Attwood ise, "Asperger sendromu olarak tanımladığımız sıradışı yetenek profilinin evrim boyunca turumuz icin onemli ve değerli bir ozellik olduğunu" soyler
__________________