ANTİOKSİDAN

Tıp, bir yandan hastalıkların tedavisinde yeni olanaklar araştırırken, ote yandan da sağlıklı bir yaşam surdurme, hastalıkları onleme yolunda yoğun calışmalar yapmaktadır. Bu alanda en yoğun calışmalar beslenme uzerinde surmektedir. Gıdalardaki lif oranları, vitaminler, beslenmedeki protein, karbonhidrat ve yağ miktarları, yağlardaki doymuş yağ asidi yuzdeleri neredeyse hepimizin oğrenmeye başladığımız kavramlar.
Bu konuya daha titizlikle eğilenler, son zamanlarda antioksidanlardan sıklıkla soz edildiğini gormuşlerdir. Bu konu cok konuşuluyor ama, bilgilerin yeterli olmadığını da goruyoruz. Eksik bilginin, bilgisizlikten daha tehlikeli olduğu ilkesinden hareket ederek, antioksidanlar konusu biraz anlatmak istiyorum.

Antioksidan nedir?

Vucut hucreleri tarafından uretildiği gibi, gıdalarla da alınan bir grup kimyasal maddedir. Gıdalarla alınan en onemli antioksidanlar, betakaroten, E ve C vitaminleridir.

Nasıl etki ederler?

Soluduğumuz havadaki oksijen, vucut icinde serbest radikaller adı verilen ve toksik (zehirli) etki gosteren bazı maddelerin oluşmasına neden olur. Demirin paslanması ve balığın sudan cıktıktan sonra olmesi, oksijenin zararlı etkilerine ornektir. Vucudumuzda bulunan antioksidanlar, serbest radikallere karşı etki gostererek bunların zarar vermesini onler.

Antioksidanların hastalıkları onlediği soylenebilir mi?

Bu konuda kesin konuşmak icin bazı calışmalar daha yapılmalı. Ancak tıbbi istatistik calışmaları, ne kadar yuksek dozda antioksidan alınırsa, kanser ve kalp krizi gibi amansız iki hastalığa yakalanma ihtimalinin o denli azaldığını ortaya koyuyor. Ayrıca bulaşıcı hastalıklar ve katarakt konusunda da yararlı etkilerinin olduğu biliniyor. Ancak bu etkinin, oluşmuş hastalığın tedavisini değil, hastalıkların onlenmesini sağladığını bir kez daha hatırlatmak isterim.

Ne kadar antioksidana ihtiyacımız var?

Bu konuda kesin bir rakam vermek guc. Calışmalar, alınan miktar arttıkca koruyucu etkinin de daha fazlalaştığını ortaya koyuyor. En son calışmaların ışığında, gunluk C vitamini ihtiyacının 250 ile 1000 mg. arasında olduğu soylenebilir. Bu doz, E vitamini icin 100 ile 400 unite, beta karoten icin 6 ile 30 mg. arasında olduğu soylenebilir.

Dengeli bir beslenmeyle, yeterince antioksidan almıyor muyuz?

Son calışmalar antioksidanların yuksek dozda alındıklarında daha yararlı olduğunu gosteriyor. Gıdalardan bu dozda antioksidan sağlanmasında en onemli sıkıntı E vitaminindedir. Bilindiği gibi E vitamini yağda eriyen bir vitamin olup ve en onemli kaynağı da bitkisel yağlardır. Bitkisel yağlardan ideal dozda E vitamini alabilmek icin, orneğin 2 bardak ayciceği yağı icmek gerekir ki, sağlık acısından bu miktarda yağ alınmasını da uygun gormuyoruz.

A vitamininin yapı taşı olan beta karoten ve C vitaminini, gıdalarla almak mumkun. Bunun icin temel şart dengeli bir beslenmedir. Ancak, cok yuksek dozlara ihtiyac olduğunda, vitamin takviyeleri gerekli olmaktadır.

Son zamanlarda piyasaya verilen vitamin ve mineral takviye ilacları, gerekli olan her maddeyi icerir gibi gozukuyor. Bu doğru mudur?

Her maddeyi haplardan almak mumkun değil. Gıdalarda bunların dışında olan ve vucut icin hayati onemi olan bir cok madde bulunmaktadır. Orneğin kompleks karbonhidratlar, temel yağ asitleri, temel aminoasitler gıdalardan alınır. Ayrıca son zamanlarda, bitkilerde bulunduğu ortaya konulan bazı kimyasal maddelerin de sağlık acısından cok onemli etkilerinin olduğu goruluyor. Phytochemicals adı verilen bu maddeler de, sadece iyi dengelenmiş bir beslenme ile alınabilmektedir.

Antioksidan iceren vitamin takviyelerini kullanmaya başlamak mı yoksa araştırmaların biraz daha ilerlemesini beklemek mi daha uygun?

Antioksidanların, sağlık acısından risk taşımadan yararlı etkiler sağladığı ortaya konuldu. Surmekte olan calışmalar yararın hangi oranda olduğunu ve başka hangi alanlarda kullanılabileceğini ortaya koymaya calışıyor. Orneğin kalp krizini %40 mı yoksa %10 oranında mı azalttığı belirlenmeye calışılıyor. Eğer %10 gibi bir oran bile tesbit edilse, bu da cok onemli değil mi?

Tabii ki antioksidanlar mucize değildir. Eğer siz doymuş yağlarla besleniyorsanız, sigara iciyorsanız, aşırı alkol alıyorsanız, eksersiz yapmıyor ve otonuzda emniyet kemeri kullanmıyorsanız, sadece E vitamini ya da diğer antioksidanları aldığınız icin hayatınız kurtulmaz. Diğer onlemlerle birlikte, bunlar da daha sağlıklı bir yaşam icin onemli bir yapı taşıdır. Unutmayın en onemli yapıtlar, yapı taşlarının birbirleriyle uyumları sayesinde yukselir ve ayakta kalır.

__________________