Aynı-ı Mansur Karargahından 30 Mart (1912)
“İzzetli Beyefendi, gunluk ciddi calışmalarınız arasında elinize gecmek bahtiyarlığına erişeceğine umit ettiğim işbu varakpare, Cebel-i Ahzar’ın hayatına ait hisleri aksettireceği icin meşgalelerinizden birkac dakika terk et-meye değer zannederim.
Selanik’ten İstanbul ve oradan Akdeniz’i gecerek Mısır’a ve Mısır’dan da 700 kusur kilometrelik boş colleri gecerek şimdiki mevkiimize gelişimiz oyle bir tarihtir ki ancak Selanik’in “paşa gıdası” ile anlatılabilir Buna muvaffakiyet şimdilik bir hayal ise de hakikat olması da uzak değildir.
19 Şubat Muharebesinde Nişancı Taburu Kumandanı iken Sedes civarında Pertev Beyin idare ettiği karşılıklı hareketimiz munasebetiyle zatı alinizi hatırladım. Muharebenin, manevramızın bazı safhalarıyla benzerliği vardır. Esasen 70 kişilik bir pusu kurulmuştu. İtalyanlar sabahleyin bu kuvvetle muharebeye tutuştu. Bizde taarruz fikri yoktu. Kuvvetlerimizin hepsi ortulu hazırlık mevziinde bulunuyordu. Saat 6 oldu, gunduz. İtalyanlar pusu kuvvetini taredemedi. Butun kuvvetini muharebeye hazırladı ve taarruza gecti. Pusu yeri Derne’nin 4 kilometre batısındaydı. Biz, bu umum kuvvetle taarruza gectik. Şark kolunu da getirttik. Seyitabdullah noktasında (pusu yeri) “….” muharebesinde olduğu gibi 8-9 defa duşmanın taarruzu kırıldıktan sonra saat 11’de butun İtalyan safları avcı hattı, ihtiyat, istinat, hepsi birbirine muvazi olarak kacmaya başladılar. Biz bu hattın sol tarafında, topcu mevziinde manzarayı tamamen goruyorduk. Gecenin gelmesi muharebeyi sona erdirdi. O gun Derne’ye gelmiş bulunan iki Alman, bir İngiliz subayı harbin cereyanını anlayamıyorlardı. Netice meseleyi halletti. Bizde onlara oldukca yuksek perdeden attık. Benzerlik cenah hucumlarımızdadır.
Arzı hurmet ederim efendim” Derne Kumandanı M.Kemal
***
Aynı Mansur Karargahından 16 Temmuz 1912
“Muhterem kardeşim Behic Bey,
Pek ziyade teselli veren mektubunuzu aldım. Selanik’in Olimpos’unda iadesi vaad buyurulan gecmiş tatlı gunlerin hulyalarına daldım. O ciddi kardeşlik hayatına ornek olan gunlerin tekrar yaşanması ne kadar buyuk saadet olur.
Buradaki hayat tarzımız ve calışmamız artık cumlece anlaşılmış bir hale geldiğinden bahsini bile luzumsuz buluyorum. Ancak şurasını arz edeyim ki bizde buradaki vaziyet ve mukavemetimizle milletin şanına uygun bir netice alınması umidi pek kuvvetli iken, son zamanlarda memleket icinde cıkan elem verici levhalar bizi uzdu. Bizim ahlaksızlığımızın, menfaatperestliğimizin derecesi malum idi. Fakat bunun hıyanet ve katibeten tasavvur etmiyorduk.
İhtiraslar, cehalet ve mantıksızlık yuzunden koca Osmanlı Devletini mahvedeceğiz. Kuvvetli bir Osmanlı İmparatorluğu vucuda getirmeyi duşunurken vaktinden evvel esir, sefil ve rezil olacağız.
Askeri, siyasetle uğraşmaktan men icin kanun maddeleri yapmışlar. Ben iki sene evvel tesadufen bulunduğum bir kongrede “askeri bırakınız” dediğim icin murteci oldum, idama mahkum edildim. Zaman ve hadiseler her turlu hakikatleri ispat ve izhar eder, fakat bazen boyle helak eden bir darbe indirerek.”
kaynak : listelist
__________________
Ataturk’un Behic Erkin’e yazdığı mektup
Türkiye, Osmanlı ve Mustafa Kemal Atatürk0 Mesaj
●49 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kültür
- Türkiye, Osmanlı ve Mustafa Kemal Atatürk
- Ataturk’un Behic Erkin’e yazdığı mektup