Not: Alıntıdır.


Ataturk, geleceği mi goruyordu?

Bazı bilim adamlarına gore geleceği gorme yeteneğinin merkezi,diansefal dediğimiz ve sempatik sinir sisteminin birleştiği beyin merkezidir.Bu sinir sistemi,Merkezi Sinir Sistemi denilen ve vucut hareketleri yani bilincli hareketleri kontrol eden sinir sisteminden busbutun başkadır.Bilginlere gore ,Diansefal,beynin en eski ,yani atalarımızda ilk olarak gelişen beyin kısmıdır.Belki de tarihten onemli insanın icguduleri ile hareket etmesini temin eden altıncı his,beynin bu merkezindeydi.Bugunku hayatımızda merkezi sinir sistemimizin faaliyeti o kadar fazlaydı ki,”diansefal” altıncı his ortaya cıkarmıyor.Ancak belli sayıdaki kişilerde kendisini gosterebiliyor.Gelecekten haber alabilmek icin yetenekler ise daha ender ortaya cıkıyor.Bu goruş doğruya,Ataturk ,Cayce,Messin gibi duyarlı kişilerde beynin bu bolumunu daha faal olduğu duşunulebilir. Beynin bu bolumunun altıncı his ile irtibatı tama olarak nedir? Ataturk’un yaşamında “geleceği gorme” gucunun kanıtları bulunmaktadır.En basit ornek Kurtuluş Savaşı’nda gorulmuştur zaten. Orneğin Muhiddin Arabi’nin gelecekle ilgili yazdığı kitabında,buyuk ihtimalle Ataturk’u kastettiği anlaşılmaktadır:

“Devleti Aliyye yıkılacak.Batıdan uzun boylu,mavi gozlu bir adam gelecek.
Baktığı zaman karşısındaki insanı eritecek.Serbest Fırka kuracak.
Adına da Serbest Cumhuriyet denilecek.
Dunyaya milletini tanıtacak ve 15 sene hukumdarlık surecek”


BULGAR IVAN MANELOF’A SOYLEDİĞİ KEHANETLER:


Mustafa Kemal başından beri Turk Milleti’nin yaşadığı zor koşullardan sıyırıp cıkaracağını biliyordu.1906’da Bulgar Ivan Manelof ile Selanik’de yaptığı konuşmalardır:

“Bir gun gelecek,ben,hayal olarak kabul ettiğiniz bu inkilapları başaracağım.Mensup olduğum Turk Milleti bana inanacaktır. Duşunduklerim demogoji mahsulu değildir.Bu millet gerceği gorunce arkasından yurur.Saltanat ortadan kalkacaktır.Devlet mutecanis(tek ceşit) bir unsura dayanamayacaktır.Din ve devlet işleri birbirinden ayrılacaktır.Batı medeniyetine doneceğiz.Batı medeniyetine girmemize engel olan yazıyı atarak,Latin kokunden alfabe secilecektir.Kadın ve erkek arasındaki farklar kalkacaktır.Emin olunuz ki hepsi bir bir olacaktır…”

Ataturk bu konuşmayı yaptığı sırada Abdulhamit ulkenin tek hakimiydi.Ve padişahlık kuvvetli ve kutsal bir kurumdu.

ONCEDEN YAPILAN BİR UYARI AMA…
Canakkale Savaş sırasında Mustafa Kemal Nablus Karargahı ‘nda ikinci defa 7 nci Kolordu Kumandanı olduğu yıllarda yaşanan bu olayı kendisi daha sonra şoyle anlatmıştır:

-“Bir gun Erkanı Harbiye Reisi bana o gunku raporlarını okudu.Basit raporlardı,her zamanki gibi…Yalnız bu raporlarlar icinde bir nokta dikkatimi cekti…”

Evet gorunurde hic bir sonuc cıkartılamayacak bu rapordan Mustafa Kemal inanılmaz bir sonuc cıkartmış ve cok değil bir veya iki gun sonra İngilizler’in buyuk taaruzu başlamıştır.Bundan sonrası Mustafa Kemal’in kendi ağzından:

“Yataktan kalktım,giyindim.İş odasına girerek bir muharebe emri yazdım."
Emirde şunlar yazıyodu:

“Duşmam 19 Eylul akşamı taaruz edecektir.” “Sonra bu emre alınması gereken tedbirleri ilave ettim.Bu emri Grup kumandanı olan Liman Fon Sanders Paşa’ya da gonderdimCok hurmet ettiğim bu zat,benim raporuma gulmuş ve ‘ihtiyattan zarar gelmez” diye bana da bir şey soylemeye luzum gormemiş”

19 Eylul gecesi kolordu kumandanları telefon başında cağırarak verdiği emirlerin ve alınması gereken tedbirlerin yerine getirilip getirilmediğini sordu.Kendisine tum tedbirlerin alındığı bildirildi.Ancak ne yazık ki,kolordu kumandanları da boyle bir emri ciddiye almamışlar ve gerekli hic bir onlemi almamışlardı. Mustafa Kemal gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını oğrenmek icin bir muddet sonra telefon actı… Olayın sonucunu yine Mustafa Kemal’den dinleyelim:

“Ben daha telefon konuşmamı bitirmeden,duşman topcusu muharebe hattımız uzerine ateş etmeye başladı.Gece muharebe ile gecti.Benim ordumun sağ cenahındaki ordu yarıldı,esir oldu ve boş kalan cepheden gecen duşman suvarileri Leyman Fon Sanders’in karargahına bastı.Hakikat anlaşılmıştı.Fakat neye yarar…”


DUŞMAN DONANMASI İLE İLGİLİ KEHANETİ…


Almanya ile birlikte,Birinci Dunya Savaşı’na giren Osmanlı İmparatorluğu her şeyini kaybetmiş durumda idi. 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros mutarekesi ile Turk topraklarını kaybettiği gibi yavaş yavaş tarih sahnesinden de silinmeye başlamıştı… İstanbul’un işgal edildiği gunlerde,İstanbul’a donen Mustafa Kemal duşman zırhlılarını Dolmabahce onunde gorduğu zaman uzuntuyle:
“Geldikleri gibi gidecekler..”
Daha sonrasını zaten biliyoruz.Sonuc olarak geldikleri gibi gittiler. İşin ilginc tarafı Nostradamus’un da bu konuyla ilgili bir kehanetinin bulumasıdır.”Centurien” adlı kitabdaki kehanet şu şekildedir:

Kongre başkanını tutan devlet adamları
İşgal kuvvetlerince surulecek Malta’ya
Girilmiş İstanbul’a alınmış Rodos Adası
Ama geldikleri gibi gidecekler

4 Eylul 1919’da hatırlanacağı gibi Sivas Kongresi toplanmıştı.Kongre Başkanlığı’na, işgal kuvvetlerine karşı acıkca tavır alan Mustafa Kemal secilmişti.Kurtuluş Savaşı’nı ve Ataturk’u destekleyen İstanbul’daki mecliste olan milletvekilleri de işgal kuvvetlerince Malta Adası’na surgune gonderilmişti.Bu hatırlatmanın ışığında dortluk bir kere daha okunursa ,durum daha iyi anlaşılacaktır


MUSTAFA SAGİR’İN CASUS OLDUĞUNU İLK KONUŞMADA BİLMESİ…

16 MART 1920’de İstanbul’un işgal edilmesi uzerine ,Kemalettin Sami Paşa Anadolu’ya Gecerken gemide bir Hintli ile tanışır.Bu adam Mustafa Sağır’dir. Milli Harekete yardım icin Hint muslumanlarını’nın kendisini gonderdiklerini soyler.Boylelikle paşayı etkilemiştir.Ankara’ya telgraf ceken Sami Paşa,Mustafa Sagir’e ilgi gosterilmesini ister.Bir sure sonra Sami Paşa Ataturk’e Hintliyi anlatır ve goruşmesini rica eder.Ertesi gun Ataturk ,Mustafa Sagir’i kabul eder. Bu goruşme uzun surer.Hintli gonderilir.İki paşa yalnız kalınca Ataturk:
“Bana bak Kemal bu adam casus!…” der Sami paşa:”Aman paşam siz de cok şuphecisiniz” diyerek Ataturk’e inanmaz. Ataturk konuşmayı keserek yaveri Hayati Bey’i cağırır ve şu emri verir:

-“Bu Hintli İngiliz Casusu olacak..Kendisini takip etsinler.Mektuplarını da sansurde cok dikkatli okusunlar...”

Bundan sonra mektuplar o zamanlar kimya hocası olan Avni Refik Bey’e verilir.Bir iki tecrubeden sonra gizli yazılar bulunur.Mustafa Sagir yakalanarak sucu itiraf ettirilir ve idam edilir.


GOZLE GORULMEYEN YERİ BİLMESİ…

Sakarya Savaşı’ndan sonra bir subay cepheden alınan bilgileri Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal’e okuyordu.Kağıttaki notta cephe komutanlarından biri ,Seyit Gazi’nin kuzey-doğu tarafında bir duşman fırkasının gorunduğunden bahsediyordu… Bunun uzerinde Mustafa Kemal kaşlarını catarak:
“ Hayır!..Orada duşman yoktur..İyi baksınlar..”
Subay oğle yemeğinde geri geldi.Biraz da sıkılarak: -
“Haber aldım komutanım.Bahsedilen yerde duşman yoktur.”
__________________