Muzaffer Kılıc anlatıyor;

26 Ağustos'ta 1922 tarihinde şafakta başlayan Buyuk Taarruz altı gun altı gece devam etmiş ve Mehmetciklerin aslanlar gibi saldırmalarıyla duşmanın buyuk kısmı kılıctan gecirilmişti.

31 Ağustos'ta guneş Turklerin buyuk zaferiyle doğmuştu.

Aynı gunun sabahı Ataturk'le harp sahasını dolaşıyorduk. Etraf binlerce insan ve hayvan oluleriyle adeta bir mahşer yerini hatırlatıyordu. Buyuk asker bu manzara karşısında cok rahatsız oldular ve "Bu feci manzara, butun insanlık icin utanc verici bir olaydır. Ama biz vatanımızı korumak icin gerekli savunmamızı yaptık. Buna bizi zorladılar." demiş ve oluler kaldırılıp gomulunceye kadar hicbir yerli ve yabancı gazetecinin bolgeye sokulmamasını, kesin olarak emretmişlerdi.

-"Bu feci manzarayı goren ecnebiler, yarın bizim icin neler soylemezler." demişlerdi.

Bunun uzerine, Ataturk'un emri tutulmuş ve oluler gomulunceye kadar bolgeye hicbir gazeteci ve fotoğrafcı sokulmamıştır.

Boylece, o durum hicbir gazetede resimlenmemiş ve fotoğrafla belgelenmemiştir. Hala da o manzarayı gosteren bir resim yoktur.

Kaynak: Ataturk'ten Hic Yayınlanmamış Anılar, Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul, Truva Yayınları. ISBN: 975-6297-37-6. Sayfa: 97

__________________