OBEZİTE NEDİR?

Şişmanlık, kadın erkek genc yaşlı herkesi ilgilendiren bir sağlık sorunu, diğer bir tanımla da vucudun fiziksel yapısına uymayacak olculerde aşırı derecede yağ depolamasıdır. Obezite, ilerleyici ve tekrarlayıcı olması acısından mutlaka tedavi edilmelidir. Ayrıca obezite ciddi sosyal ve psikolojik yonleri olan, tum yaş gruplarında ve her sosyo-ekonomik duzeyde gorulebilen kompleks bir hastalıktır.

Obezitenin klinik olarak değerlendirilmesinde beden yağ olcumu, vucut ağırlığı, beden kitle indeksi, deri kıvrım kalınlığı, bel-kalca oranı gibi ceşitli yontemler kullanılabilir. Bunlar icinde en cok kullanılan yontem ise beden kitle indeksi ve bel cevresi olcumudur.

Beden kitle indeksi kilonun boyun karesine olan oranıdır. Bu oran 25’in uzerinde olan yetişkinler kilolu, 30’un uzerinde olanlar obez olarak tanımlandırılır. Beden kitle indeksi 40 ve uzerinde olan morbid obez ise obezitenin gozle gorulur bir şekilde ciddi hastalıklara, fiziksel sorunlara hatta olume neden olabileceği noktaya ulaşmış şeklidir. Bel cevresi ile değerlendirme yapmak istenildiğinde, kadınlarda olması gereken değer 88 cm ve altı, erkeklerde ise 102 cm ve altıdır.

Beden yağ olcumu obezitenin en hassas gostergesidir. Normal değer kadınlarda % 20-25, erkeklerde ise %15-18 yağ yuzdesidir. Biyo elektrik empedans adı verilen alet yardımı ile kişinin kas, su ve yağ yuzdesi olculur. Bu şekilde kilonun asıl istenmeyen birleşeni olan yağ miktarı oğrenilebildiğinden daha fazla tercih edilen bir gostergedir.

Ayrıca obez kişinin bir program dahilinde zayıflamaya başladığında da vucudundaki değişikliklerin takibinde onemlidir. Cunku zayıflama programlarında kilo kaybında asıl hedeflenen vucut yağından kayıptır. Mutlaka kastan bir miktar kayıp soz konusu olacaktır ancak amac bunu minimize etmek, fiziksel aktivite ile destekleyerek engellemek ve asıl kaybı yağlardan sağlamaktır.

OBEZİTENİN NEDENLERİ NELERDİR?
Obezite, vucuttaki yağ oranının duzensiz artışına neden olan hormonlarla, genetik yatkınlıkla ve doğru olmayan beslenme alışkanlıklarıyla orantılı bir hastalıktır.

Son yıllarda obezitenin hızla artmasının en buyuk nedenleri, endustriyel ilerleme ile birlikte fiziksel guce dayalı yaşamdan hareketsiz yaşama geciş ile duşuk kalorili besinlerin tuketiminden, ulaşılabilirliliği artan, tuketimi ozendirilen bol kalorili, yuksek şeker ve yağ icerikli besinlerin tuketimine olan geciştir.

Ozellikle genetik yatkınlığı olan, ailesinde obezite hikayesi olan kişilerde bu etkilerin sonucları daha hızlı gorulmektedir.

Enerji alımının tuketiminden fazla olduğu durumlarda enerji dengesi bozulur. Bu dengeyi, diyet, egzersiz ve genetik faktorler sağlar. Kişilerin davranışlarındaki değişiklikler, televizyon ya da bilgisayar başında fazla vakit gecirmeleri, hareketsiz bir yaşam tarzını benimsemeleri, oğun aralarında yuksek enerjili gıdaları tuketmeleri ve fast food denilen tost, sandvic hamburger, patates kızartması, pizza vb. besinlerin tuketimini artırmaları, alkol kullanımı şişmanlığın en buyuk nedenleri arasındadır.

Bunların dışında kişinin gecirdiği sureclerde şişmanlamaya olan eğilimde onemlidir. Orneğin gebelikteki yanlış beslenme ile birlikte gelen fazla kilo artışı, ergenlik doneminde ve menopozda kişilerin kilo alma eğilimlerindeki artış ileriki donemlerde obezite riskini arttırır.

Hipotiroidizm, cushing sendromu gibi hastalıklar ve bazı ilaclarda obeziteye neden olabilir.

OBEZİTENİN TURKİYE’DE VE DUNYADA GORULME SIKLIĞI NEDİR?
Obezitenin 1980’den gunumuze 3 katı arttı duşunuluyor. Ozellikle bu son yirmi yıldaki artış bir salgın hastalığa benzetiliyor. Dunya Sağlık Orgutu verilerine gore, dunyada 1 milyar fazla kilolu insan bulunuyor. Bu salgından Turkiye’de etkilenmiş durumda; kadın nufusunun yaklaşık ucte biri, erkek nufusunun da yaklaşık beşte biri obez. Son yapılan calışmalarda ulkemizde obezite gorulme sıklığı 30 yaş uzeri erkeklerde %21, kadınlarda ise %43.

Obezite genel olarak orta yaş sorunu gibi gorunse de her yaş grubunda gorulebilir. Bununla birlikte cocukluk cağında başlayan şişmanlığın ileriki donemde devam ettiğine ilişkin bircok calışma da bulunmakta. Ayrıca calışmalar gostermektedir ki, şişmanlık sadece sayı olarak değil derece olarakta artmakta. Obezitenin başlama yaşı kuculdukce derecesinin arttığına ilişkin calışmalar da bulunuyor.

OBEZİTE HANGİ SAĞLIK PROBLEMLERİNE NEDEN OLUR?
Vucutta aşırı miktarda bulunan ve ozelliklede bel bolgesinde toplanan yağ, koroner kalp hastalığı, yuksek kan basıncı, inme, dislipidemi (kanda anormal duzeyde yağ) ve karaciğer yağlanma riskini arttırır.

Kişilerin solunumuna verdiği mekanik yuk nedeni ile solunum gucluğu ve uyku apnesi (uyku sırasında nefes alıp vermede bozukluk) sık karşılaşılan sorunlardır. Morbid obezitede kanda karbondioksitin artmasına bağlı olarak kişilerde surekli bir uyku hali gozlenir.

Şişmanlığın neden olduğu endokrin ve metabolik rahatsızlıklar da soz konusudur. Bunlardan en fazla karşılaşılan şeker hastalığıdır. İnsuline bağımlı olmayan diğer adı ile tip 2 diyabetin ortaya cıkmasında en onemli faktorlerden biri şişmanlıktır.

Osteoartrit (eklem hastalığı) iskelet ve kasların ağır yukler altına girmesine bağlı olarak oluşan duztabanlık, diz ve kalca problemleri yaşanmaktadır.

Gunumuzde şişmanlık estetik acıdan da hoş karşılanmadığından kişilerde psikolojik sorunlara da neden olmaktadır.

Bunların dışında ceşitli kanser turleri, reflu, ozefajit, safra kesesi taşı, polikistik over ve doğurganlıkta azalma gibi ceşitli sorunlarda obezitenin neden olabildiği, tetiklediği hastalıklar olarak sayılabilmektedir.

NASIL ONLEM ALINABİLİR?
Şişmanlık, oluştuktan sonra geri donuşu oldukca zor ve ciddi bir sağlık sorunudur. Tedavi endokrinolog, diyetisyen, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından takip edilmelidir. Kazanılan yağ kitlesinin kaybı ve bu kaybı korumak uzun uğraşlar ve zaman gerektirebilir.

Eğer daha once belirttiğimiz parametrelerde obez sınıflamasında iseniz en kısa zamanda uzman yardımı almalısınız.

SAĞLIKLI BESLENME ONERİLERİ
Şu an kendinizde boyle bir risk goruyorsanız bugunden itibaren sağlığınız icin bazı onlemler almaya başlayabilirsiniz.

İlk basamak yaşam bicimini değiştirmektir. Hareketsiz yaşamınıza fiziksel aktivite eklemeli ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmelisiniz. Kilo kaybının kalıcı olabilmesi icin diyet ve egzersizin birlikte yurutulmesi şarttır. Hayatınıza katacağınız duzenli ve tempolu yuruyuşler, enerji tuketiminizi ve bazal metabolizmanızı artırarak, obezitenin neden olacağı olumsuzlukları (kan basıncı, kolesterol ve trigilseritlerin artması ve iyi kolesterol HDL’nin azalması gibi) azaltacaktır. Ayrıca, kas kayıplarının en duşuk seviyede tutulmasına yardımcı olacak ve psikolojik acıdan bir rahatlama sağlayacaktır.

Zayıflamanın şiddetle istenmesinin neden olacağı hızlı kilo verme isteği ile kişiler hatalı zayıflama diyetleri uygulamakta ve tedaviden ote başka sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmaktadır. Tum yaşam kalitesi ve sağlıklı olmak icin tek koşul her durumda yeterli ve dengeli beslenmedir. Bunun icin her besin grubundan duzenli bir bicimde tuketilmesi gerekir.

Sağlıklı zayıflama diyetlerinde kişiye bağlı olarak değişmekle birlikte haftada 0.5-1 kg olmak uzere ayda 2-4 kg kayıp hedeflenir. Ancak bu yuksek kilolu kişilerde daha fazla olmaktadır.

Zayıflama diyetlerinin temelinde dengeli ve yeterli beslenme ile birlikte bol sıvı tuketimi, posa tuketiminin arttırılması ve gunluk 5-6 oğun beslenme yatmaktadır. Zayıflama diyetlerinde gunluk olarak en az 2 litre sıvı tuketimi hedeflenmelidir. Posalı besinler, tokluk oluşturması, barsak hareketlerini artırması, kan- kolesterol ve şekeri dengelemede yardımcı olması bakımından zayıflama diyetlerinde onemlidir. Yapılan hatalardan biri de tamamen yağsız diyet tuketerek yağda eriyen vitaminlerin emiliminin ve bağırsak calışmalarının azalmasına neden olmaktır. Stresli zamanlarda yediklerimizi kontrol altına almak, oğun atlamamak, cok hızlı yemek yememek gibi basit gorunen hataların engellenmesi de kilo kaybı ve kontrolunde oldukca onemlidir.



---
PKO ve OBEZİTE (ŞİŞMANLIK)
Polikistik over sorunu (PKO) olan kadınların onemli bir kısmı kilo sorunuyla karşı karşıyadır. Kilo sorunu arttıkca yumurtlama bozukluğu daha da artmakta, yumurtlama bozukluğu arttıkca kilo verme sorunu da daha bariz hale gelmektedir. Bu yazının hazırlanma amacı obezite hakkında genel bilgiler edinmenizi sağlamaktır.
Obezitenin Tanımı

Obezite, yani şişmanlık genel anlamda vucutta gereğinden fazla yağ dokusu depolanması şeklinde tarif edilebilir. Bir kişi gunluk ihtiyacından daha fazla kalori aldığında fazla olan bu enerji yağ hucrelerinde trigliserit adı verilen maddeler şeklinde birikir.

Burada hemen obezite ile kilo fazlalığı arasındaki fark vurgulanmalıdır. Obezite vucuttaki yağ dokusunun gereksiz yere fazla olmasıyken kilo fazlalığı “ideal vucut ağırlığının“ ustunde olmak demektir.

Bir kişi ideal kilosunun ustunde olmasına rağmen şişman olmayabilir. Ozellikle duzenli egzersiz yapma alışkanlığını surduren kadınlarda kas kitlesinin artışı vucut ağırlığının yukselmesine neden olabilir. Bu nedenle kilo belirlenmesi yerine vucut yağ oranının saptanması bir kişinin obez olup olmadığının belirlenmesinde daha gecerli bir kriterdir.

Vucut yağ oranının saptanması en doğru şekilde insanın suya batırılarak (hidrodansitometre) vucut yoğunluğunun olculmesiyle gercekleştirilir. Deneysel olarak en başarılı yontem bu olmasına karşın, pratik olmaması nedeniyle klinik değerlendirmede kullanılamamaktadır. Bunun yerine cilt kalınlığı olcumu veya diğer bazı teknikler veya aşağıda yer alan basit hesaplamalar kullanılmaktadır.

BMI (VKİ): vucut ağırlığı (kilogram) / boy (metre) kare

VKİ'nizi hesaplayın>>

VKİ’ye gore kadınlar:
24.0-29.9 arası olanlar “kilolu”
30.0-40.0 arası olanlar “obez”
>40.0 olanlar ise “morbid (hastalık derecesinde) obez” olarak değerlendirilir.


VKİ ideal kiloyu değerlendirme acısından cok ideal bir yontem değildir ve yaşla birlikte omurga kemik kutlesi azaldıkca VKİ’nin doğruyu yansıtma ozelliği daha da azalır.

Bel Cevresi Olcumu ve Obezite

Bel cevresi olcumune gore obezite değerlendirmesi aşırı kiloluk derecesini belirlemekten cok kiloya bağlı sağlık sorunu hastalığı gelişme olasılığını belirlemek icin kullanılır. Aynı model bel/kalca oranı hesaplanması şeklinde de kullanılabilmektedir.

Gobek deliği seviyesinde olculen bel cevresi kadınlarda ideal olarak 80 santimetre, erkeklerde ise 94 santimetre ve altında olmalıdır. Erkeklerde bu cevrenin 102 santimetreden, kadınlarda ise 88 santimetreden fazla olması durumunda kiloya bağlı sağlık sorunları gelişme olasılığı belirgin bir şekilde artmaktadır.

Santral Obezite (“merkezi şişmanlık”) adı verilen ve PKO’da sık gorulen obezite paternini ortaya koymak icin yapılan bel-kalca olcumunde bel/kalca oranının erkekte 1.0 ve daha fazla olması, kadında ise 0.8 ve daha fazla olması da kiloya bağlı sağlık sorunları gelişme olasılığı belirgin bir şekilde artıran diğer bir durumdur.

Amerika ve Avrupa’da obezite giderek yaygınlaşmaktadır ve bu maalesef ulkemizde de boyledir. Amerika Birleşik Devletlerinin verilerine gore bu ulkede yaşayan kadınların %25’i kilolu, %25’i ise obez kategorisindedir.

Obezitenin artmasının en muhtemel nedeni insanların sedanter yaşam tarzı dediğimiz enerjinin fazla harcanmadığı bir yaşam tarzı benimsemesi, ote yandan muhtemelen zaman sorunu nedeniyle egzersiz yapmaya fazla zaman ayırmamasıdır. Sedanter yaşam tarzı “iki kat icin bile asansor kullanmak”, “bakkala bile arabayla gitmek”, “faturalarımızı telefon veya internet kanalıyla odemek”, “akşam yuruyuş yapmak yerine, muhtemelen buna uygun alan olmaması nedeniyle TV seyretmeyi tercih etmek” gibi farklı şekillerde acıklanabilir. Bunlar bizim fazladan aldığımız kalorileri harcamamamıza neden olan durumlardır.

Obezite sorununun yaygınlaşmasında diğer onemli bir etken de bizi gunluk aldığımız kalori miktarının artmasına iten nedenlerdir. Yıllar oncesiyle gunumuzu karşılaştırdığımızda “porsiyonların” ne kadar buyuduğunu bariz olarak gorebiliriz. 10-15 yıl oncesinde icecekler 200 mililitrelik şişelerde, “aile boyu icecekler” de 1 litrelik şişelerde satılırdı. Gunumuzde ise bu boyda bir icecek artık bir insanın ihtiyacına bile zor cevap verir hale gelmiştir. Porsiyonlarının buyukluğuyle un yapmış Amerikan tarzı beslenmeyi giderek daha fazla adet edinen toplumumuzda cocuklarda bile şişmanlık oranı artmaktadır.

Calışmalar, kadınlarda erkeklere gore obezitenin daha fazla olduğunu gostermektedir. Bu fark ozelikle ileri yaşlarda daha da acılmaktadır. Bunun en muhtemel nedeni kadınların doğal olarak “bazal metabolizma hızlarının”, yani vucudun genel işlevlerinin surmesi icin gerekli en az en az enerji ihtiyacının daha duşuk olmasıdır. Menopoz donemine giren bir kadında yumurtlama sonrası donemde artan kalori harcanımı da devre dışı kaldığından bu durum daha da belirginleşir.

Bazal Metabolizma, yani vucudumuzun “rolantide” calışırken harcadığı enerji yaşla birlikte azalma eğilimindedir. Bilimsel veriler kadınlarda bu enerjinin 18 yaşından itibaren 10 yılda bir %2 azaldığını gostermektedir. Kadınlar bu duşuş nedeniyle gunluk aldıkları besin maddeleri sabit kalsa bile her yıl yaklaşık 0.4 kilogram almaktadırlar. Egzersiz yapılarak gunluk harcanan enerji miktarının artırılmasıyla bu durum bertaraf edilebilir. Bu nedenle “benim yaşım gecti, egzersiz neyime” anlayışını terk etmek, bunun yerine “yaşım ilerledikce kilomu korumak icin daha fazla egzersiz yapmalıyım” felsefesi benimsenmelidir.

“Ne yesem yarıyor” yakınması insana ilk başta kilolu olan birinin bahanesi gibi gorunmektedir. Ancak bu maalesef doğrudur. Bazı kadınlar sıkı bir diyet yapmalarına rağmen zayıflayamamaktadır. Nefsine hakim olamama ve tembellik, obezite gelişimin acıklamada yetersiz kalmaktadır. Bazı insanlar tumuyle sağlıklı olmalarına karşın bazal metabolizmaları cok duşuk olduğundan kolay kilo almakta, zor kilo vermektedir. Bu sorunu cozmek icin yapılması gereken bir doktora başvurarak kilo alma sorununa neden olan tıbbi bir durumun soz konusu olup olmadığının belirlenmesi ve gerekli tedavinin alınması, bir sorun saptanmadığında ise gunluk yapılan egzersiz miktarının artırılmasıdır.




----
Obezite Nedir


--------------------------------------------------------------------------------

Tanımı
Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vucutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya cıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Obezite, besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fizik aktivite ile tuketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya cıkar.
Obezite, insan vucudunda kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi sistemleri etkileyen ve bircok onemli rahatsızlığa zemin hazırlayan bir hastalıktır.
Kalp hastalıkları, yuksek tansiyon, şeker hastalığı, yuksek kolesterol, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, adet duzensizlikleri, kısırlık, iktidarsızlık, safra kesesi hastalıkları, taş oluşumu, bazı kanser turleri, obezite ile doğrudan ilişkili hastalıklardan birkacıdır.
Sonuc olarak obezite, insan yaşamını kısaltan ve yaşam kalitesini olumsuz yonde etkileyen bir hastalık olarak tanımlanabilir. Yapılan araştırmalara gore, obezite ozellikle son 20 yılda, butun dunyada suratle artmakta ve bir salgın hastalık gibi yayılmaktadır. Bu salgından ulkemiz de etkilenmektedir. Kadın nufusumuzun yaklaşık ucte biri, erkek nufusumuzun da yaklaşık beşte biri obez, yani şişmandır.


Obezite nasıl olculur?
Obezite icin en yaygın kullanılan olcum, Beden Kitle İndeksi ya da İngilizce adıyla "Body Mass Index" (BMI) ve bel cevresi olcumudur.

BMI değeri ve anlamı
BMI, vucut ağırlığının (kg), boyun karesine (m&#178 bolunmesi ile hesaplanır. Bu değer yaş ve cinsiyetten bağımsızdır. Bununla beraber, BMI kullanımı, cocuklarda, hamile kadınlarda ve cok adaleli kişilerde doğru sonuc vermez, bu nedenle kullanılmamalıdır.

BMI hesaplanmasında iki ornek:


Ayşe Hanım'ın ağırlığı 70 kg, boyu ise 1.60 m'dir.
Buna gore Ayşe Hanım'ın BMI değeri:

70 / (1.60)²= 70 / 1.60 x 1.60 = 70 / 2.56 = 27.34 kg / m²'dir.


Hasan Bey'in ağırlığı da 90 kg, boyu ise 1.70 m'dir.
Buna gore Hasan Bey'in BMI değeri:

90 / (1.70)² = 90 / 1.70 x 1.70 = 90 / 2.89 = 31.1 kg / m²'dir.



Sağlık otoriteleri, BMI değerlerini, normal kilolu, fazla kilolu ve obez şeklinde gruplara ayırmışlardır.


BMI değeri

18.5 kg / m²'nin altında olanlar
Zayıf

18.5-24.9 kg / m² arasında olanlar
Normal kilolu

25-29.9 kg / m² arasında olanlar
Fazla kilolu

30-39.9 kg / m² arasında olanlar
Obez (şişman)

40 kg / m²'nin uzerinde olanlar
İleri derecede obez


olarak tanımlanmaktadır.
Bu sınıflamaya gore, Ayşe Hanım fazla kilolu, Hasan Bey ise obezdir.
Siz de bu formul ve tabloya gore kendi kendinizi değerlendirebilirsiniz.



BMI değerinizi hesaplayın
BMI değerinizi hesaplamak icin boy ve ağırlık bilgilerinizi giriniz.
Boy bilgisini cm olarak (orn: 175) ağırlık bilgisini kg olarak (orn: 70) giriniz.

Boyunuz



Kilonuz





Bel cevresi olcumu ve anlamı
Vucuttaki toplam yağ miktarı onemli olmakla beraber, yağın nerede biriktiğini bilmek daha onemlidir. Karın cevresinde yağ birikimi, kalca ve vucudun diğer bolgelerinde yağ birikiminden daha fazla sağlık risklerine neden olur. Bu risk icin basit fakat doğru bir yontem bel cevresi olcumudur. Bununla birlikte, bel cevresi ile ilişkili hastalık riskinin, farklı toplumlarda değişkenlik gosterdiği unutulmamalıdır.

Bel cevresi ile ilişkili metabolik hastalıklar icin sağlık riski
Artmış risk
Yuksek risk

Erkek
> 94 cm
> 102 cm

Kadın
> 80 cm
> 88 cm
__________________