Bir karışımın bileşenlerini, bunlara secimsel ilgi gosteren iki ya da daha cok evreden oluşmuş sistemler arasında farklı goclerine bakarak tanımak, gerektiğinde niceliklerini belirlemek amacıyla yapılan ve ayırma işlemine dayanan analitik yontemdir.
Kromatografi terimi başlangıcta, orneğin bitkisel pigmentlerde olduğu gibi cisimleri renklerine gore ayırma işleminden kaynaklandı, ama zamanla uygulama alanı oldukca genişledi.Kromatografi gunumuzde son derece duyarlı ve etkin bir ayırma yontemi olarak kabul edilmektedir.
Duruma gore iki temel mekanizma uygulanır;
*Bileşikler ya iki sıvı evre arasında paylaşılır(bu durumda dağılım ya da paylaşım kromatografisinden soz edilir)
*Hareket halindeki bileşikler durağan katı bir evre yuzeyine bağlanır(bağlar yuzeysel ve fiziksel bir nitelik taşıdığında yuzde tutma kromatografisinden[tersinir bağ, bileşiğin butunluğunun korunması], buna karşılık harerketli ve yuzde tutulan bileşikler arasında gercek kimyasal bağlar oluştuğunda iyon değişimi kromatografisinden soz edilir).
Yuzde tutma kromatografisi 'nde uygun bicimde secilen bir katının, bir karışımın ceşitli bileşnlerine gore gosterdiği yuzde tutma farkından yararlanır.Katının yuzunde tutamadığı bir cozucu icinde cozunen bu karışım, dikey kolona toz biciminde konan yuzde tutucu bir maddenin icinden gecirilir.Bu sırada yuzde tutulan maddenin farkından dolayı bir ayrılma olur.Cunku karışımdaki bir bileşen ne kadar az bir kuvvetle yuzde tutulursa o kadar aşağıda bağlanır.Bu şekilde elde edilen bir kromatogram, coğu kez kolon boğumlenerek tum bileşenlerin ayrılmasını sağlayacak bicide yurutulur; ama ayırma genellikle secme yoluyla yapılır.Yukarıdan kolonun tepesinden dokulen uygun secilmiş bir cozucu(se-cen), karışımın bileşenlerini cozerek aşağıya doğru surukler.Kromatogram, kolonun tabanına doğru duzleşir, yeterli oranda secen katılırsa karışımın bileşenleri kolon dibinde, secen icinde cozelti halinde yeniden kazanılır.
Yuzde tutma katıları aluminyum, kalsiyum karbonat, magnezya, komur, nişasta, seluloz vb. olmak uzere cok ceşitlidir.Yuzde tutma katısının seciminde her ozel durum icin ayrı ozen gosterilir ve genellikle yuzde tutulacak urunu turune gore saptanır.hayvansal yada bitkisel proteinlerin hidrolizi sonunda oluşan aminoasitlerin ayrılması, iyonsal yuzde tutma kromatografisi'yle gerceleştirilir.Bu amacla karışım sulfonlu polistiren recinesi ben- zeri, -SO H,(-SO H )gibi pek cok asit grubu iceren ve makro molekullu sentetik bir bileşik olan katyon değiştirici bir recine uzerinden gecirilir.Aminoasitin gecişi sırasında kimi PH sınırlarında R-NH katyonları durumunda bulunanlare recine tarafından tutulurken, H iyo- nu cozeltiye gecer(katyon değiştiricisi).Bağlanma aminoasitin turune gore az yada cok kuvvetlidir; bu nedenle alkali bir cozeltiyle yapılan bir secme sonucu bir ayrılma sağlanır. Bir doğal su once anyon ve daha sonra da katyon değiştirici recineler uzerinden gecirilerek bileşiminde cozunmuş olarak bulunan mineral tuzlarından arındırılır(yumuşatma).Bu recineler dolgunluğa ulaştığında kolayca yenileştirilir.
Dağılım kromatografisi: Birbiriyle temas halinde bulunan,ancak karışmayan iki sıvı evre halinde ayrılacak karışımın bileşenlerinin gosterdiği cozunurluk farkından yararlanılarak yapılır. Bu nedenle bir maddenin, bir cozucuyle ozutlenmesine benzer. Bu yontemde sıvılardan biri hareketlidir ve ayrılacak karışımın cozucusunu oluşturur, diğeri durağandır, kromatografi kolonunda yanlız taşıyıcı işlevi gorev gozenekli bir katıda tutulur. Ayrılacak karışım kolondan gecirildiginde cozeltide bulunan bileşenler iki cozucu arasında paylaşılır. Eşit hacimdeki durağan ve hareketli sıvı icindeki bileşenlerin kutlelerinin birbirine oranı olan dagılım katsayısı bileşenlere gore değişir, bu da belli bir ayrılmaya yol acar. Dagılım katsayısı en yuksek olan bileşen daha kolonun başında tutulurken, diğerleri giderek kuculen dağılım katsayılarına gore sıralanır. Burada da ayırma bolumsen bir secmeyle yapılır. Gorece daha buyuk nicelikleri ayırmada kullanılan kolon yerine, gozenikli katı taşıyıcı olarak ozel bir suzgec kağıdı kullanılabilir. Bu amacla dikey olarak yerleştirilen kağıda hareketli bir sıvı (su) emdirilir. Ayırma işleminden gecirilecek cozelti, genellikle organik bir sıvı icinde hareketli bir sıvı olarak ya usten dokulur ya da alttan verilir. Ustten dokulduğunde gelişme yercekimiyle, alttan verildiginde kılcallıkla sağlanır. Bu yolla elde edilen kromatoğrafi, ikinci bir işlemle tamamlanır; bu işlem, kağıdın dik bir doğrultuda 90 derece dondurulmesine, uygun secici bir maddeyle yukarıdan yada aşağıdan yıkanmasına dayanır. Buna iki boyutlu kağıt kromatografisi denir.
Gaz evreli kromatografi: Ucucu bir sıvıda ya da bir gaz karışımdaki bileşenleri ayırmak icin bu karışım, taşıyıcı (ya da vektor) bir gaz işlevi goren hidrojen, helyum, azot, karbondioksit vb. gibi bir başka gaz icinde seyreltilir. Hareketli evre olarak adlandırılan bu karışım, hareketsiz yada durağan evreyi oluşturan bir malzemeye ya da etki komur gibi bir katı ya da cogunlukla dovunmuş bir tugla gibi eylemsiz katı taşıyıcıya emdirilmiş az ucucu bir sıvıyla dolu uzun bir kolon uzerine gonderilir. Soğurucu, katı bir madde olduğunda dağım kolonundan soz edilir. Buhar evrede kolon başından herhangi bir cozunen madde gonderildiğinde, cozunen maddenin hareketsiz evre tarafından tutulan bolunme ile hareketli evrede bulunan bolumu arasında kolonun her noktasında tam bir denge oluşur. bir birim hacimdeki durağan ve hareketli evrelerde dağılan, cozunenin buhar kutleleri arasındaki oranı, dağılım katsayısı (K) denir. Kolona katılan cozunen, kolonu, cozunen-hareketli evre ciftinin ayırt edici cozunen bir ozelliği olan K katsayısına bağlı olarak belli bir zaman diriminde kat eder. Nitekim, farklı dagılım kat sayıları olan ve kromatoğrafi kolonunun başından aynı anda karışıma katılan değişik cozunenler, kolonu farklı surelerde kat eder ve boylece şu ya da bu oranda ayrılırlar; cıkışa, ayarlanmış uygun bir algılayıcı yerleştirildiğinde bileşenlerin hem tanınması sağlanır, hemde nicelikleri belirlenir.
Cozunenin bir kolonu kat etmesi icin gerekli olan sureye tutulma suresi denir.Durağan evrelerin sınıflandırılması, ceşitli cozunenlerin kutupluğuna bağlı olarak yapılır; bu da kromatogafik olarak ayrılacak bileşenlere gore durağan evreninin uygun bir secimini gerektirir.
Maddeleri algılama sorunu, son derece onemlidir, ayrıca algılama her ozgul duruma uyarlananbilmelidir. Pek cok durumda asıl ısı iletkenlik ozelliği olan bir alğılayıcı(karometre) kullanılır; bu aygıt, metal bir telin elektiriksel direncinin sıcaklıkla değişmesi ilkesine bağlı olarak calışır. İcinde bir gazın calıştırıldığı bir borunun eksenine gore yerleştirilen bu telin denge sıcaklıgı, gazın ısıl iletkenliğine dolayısıyla turune, bir karışım soz konusu olduğunda da bileşimine gore değişir. Kolondan cıkan gaz her zaman temel olarak genellikle duşuk oranda cozulmuş bir gazın karıştırıldığı taşıyıcı bir gazdan oluşur. Taşıyıcı gazlar, her ikiside gorece iyi ısı iletkeni sayılan helyum ya da hidrojendir. Bu gazlarda cozunmuş bir gazın bulunması ısıl iletkenliklerinin azalması dolayısıyla flamanın denge sıcaklığının yukselmesi ve elektriksel direncinin artması biciminde kendisini gosterir. Bu ilkeden yola cıkarak gaz bileşimin cok az oranda değişmesi halinde bile duyarlı olan hucreler yapılabilir. Boylece 0.1 ppm duzeyideki (milyonda bir) bir duyarlılık bile algılanabilir.
Yoğunluk, yanma ısısı, manyetik mıknatıslanırlık vb. nin olcumune dayalı diger gaz algılayıcıları da doğal olarak kullanılır.
Aşırı duyarlı, ama ozgur olan algılayıcılar, iyonlaşmış gazların ozellikklerine dayanır; iyonlar yuksek sıcaklıklarda (iyonlaştırmalı algılayıcı) ya da ışınımlarla uyarılan atomların carpışması sonunda (elektron kapılmalı algılayıcı elde edelir)
Pelte gecirimli kromatografi: Pelte gecirimli kromatografiye kimi zaman pelte uzerinde suzme de denir. Pelte gecirimli kromatografi, sentetik polimlerde olduğu kadar biyolojik urunler alanında da onemli bir gelişme gostermiştir. Bu yontemde molekuller,ağlaşık ya da şişkin bir polimler peltesinin gozeneklerinden gecebilme ozelliklerine bağlı olarak boylarına gaore ayrılır. Farklı boylarda molekullerden oluşan bir cozelti, bu tur pelteden gecirilmek istendiğinde irilikleri belli bir boyutun altında olanlar, gozeneklere girer ve kolondan gecişleri boylece gecikir; buna karşılık diger molekuller polimer tanelerini ayıran ayalıklardan cozucuyle birlikte suruklenerek akıp gider. Boylece molekuller, en irilerinin en once cıkması yoluyla boylarına da başka bir deyişle kutlelerine gore ayrılır.
__________________

__________________