
23 Temmuz 1923 Pazar gunu akşamı Kordon boyunda sahnesi bizim tarafımızdan gecici yapılmış olan Palas Sineması salonunda Gazi Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin katılımıyla Darulbedayi, ilk temsilini vereceğini ilan etti.”
Temsil buyuk bir başarı ile gercekleşir ve İzmir, Turk Kadın haklarında bir başka donum noktasına daha şahitlik yapar. Başta Gazi olmak uzere, butun komutanların alkışlarını alan sanatcılar, onları selamlamış ve orneğini yaşamadıkları bir heyecanı tatmışlardı. Bircok sahada hak ettiği davayı kazanmış olan Turk kadını, bu imtihanı da başarıyla verir ve boylece Turk sahnesine ‘Milli İrade’ ile yerleşip sahip olurlar.
Bedia Muvahhit Gazi’nin istemiyle 1923 Temmuz ayı sonunda İzmir’de ilk kez sahneye cıkışını şoyle anlatmıştır:
-‘Eşim Muvahhit, İzmir’e arkadaşlarıyla bir turne yapmıştı. Ben de gittim. Mustafa Kemal, merak etmiş, sordurmuş:
-‘Sahnede kimler var?’ Diye. Onlar da:
-‘Ermeni hanımlar var’ demişler. Mustafa Kemal, o zaman Muvahhit’e:
-‘Niye senin karın cıkmıyor? O oynasın! Gelip seyredeceğim’ demiş.
Mustafa Kemal’in benim sahneye cıkmamı istemesi de şundan: Ben, Ateşten Gomlek filminde oynamıştım. Halide Edip Hanım davet etmişti… Ona da tavsiye eden, Muhsin Ertuğrul Bey’di… İzmir’de; Mustafa Kemal, ‘O oynasın’ deyince, hemen sahneye cıkmaya hazırlandım. Cunku ‘Gelip seyredeceğim’ demiş.
Bende heyecan, ‘Ayol ben nasıl cıkarım, nasıl yaparım?’ filan… O gece oynanacak oyun ‘Ceza Kanunu…”
-‘Baş kadın oyuncu rolune hazırlan!’ Dediler.
Bir genc kadın rolu, Sacide’yi oynayacağım. Ne halde olduğumu duşunemezsiniz. Sonunda, Mustafa Kemal sahneye geldi… İzmir, yangından yeni cıkmıştı; O’nun ayakları kuller, camurlar icinde ve o haliyle sahneye geldi.
Piyesi cok beğendi ve İzmir civarını da dolaşıp temsiller vermemizi istedi. Denizli, Manisa gibi… Sonra bana dondu:
-‘Yalnız, Oralarda, hemen sahneye başın acık cıkma’ dedi.
-‘Neden Paşam?’ Dedim.
-‘Oralarda halk, savaştan yeni cıktı. Bir Turk kadınının sahneye cıkmasına, hem de başı acık cıkmasına hemen alışılamaz, başına başortusu gibi bir şey tak, oyle cık, sonra gitgide alışacaklardır. Turk kadını, layık olduğu, medeni seviyeye kavuşacak, medeni dunyada hak ettiği yeri alacaktır…’
Daha onceleri de bir iki Turk kadını sahne tecrubesi yapmıştı. Ornek olarak Afife Jale’yi verebiliriz. Onlara cok zorluk cıkarmışlar. Fakat ben doğrudan doğruya Mustafa Kemal’in izniyle cıktığım icin, tam tersine, son derece ilgi ve takdirle karşıladılar. Buyuk ovgu aldım.”1
1 Selma Selcuker, Sanat Tunelinde Sanatsever Ataturk, Hurriyet, 6 Kasım 1998.
Kaynak: Ataturk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gurel, Bulent Turker, Nisan 2009
__________________