Meclisten Hilafetin kaldırılması konuşuluyordu. O gunku gundem bu idi. Butun milletvekilleri noksansız meclisteydiler, İzmir milletvekili rahmetli Seyit Bey, Hilafet konusunda ilmi ve esaslı bir konuşma yapıyordu. Bu sırada bazı arkadaşlar arasında İstanbul’daki Hilafeti yok edersek kim Halife olacak? Diye dedikodu geciyordu…

Bu sırada, Isparta milletvekili rahmetli Hacı Husnu Efendi ayağa kalktı:

-“Gazi Paşamız Halife olsun… Teklif ediyorum” der demez orada bulunan Gazi birdenbire kukredi:

-“Hoca! Hoca! Ne yapıyorsun, otur yerine!”

Gozlerinden fışkıran kıvılcımlar kalbimin en derin noktasına kadar işlemişti. Hocanın rengi bozuldu ve yerine oturdu. Ben, Gazi’nin iki defa kukrediğini gozumle gordum. Gozundeki şimşeğin caktığını iki defa gordum. Biri bu, diğeri de şoyle bir olaydı:

Bir gun mecliste, halk partisi tuzuğu konuşulduğu zaman, Konya milletvekili Naim Hazım kursude ağır eleştirilerde bulunuyordu. Eleştiriler hic de hoşa gidecek şeyler değildi. Hoca bir aralık:

-“Bu ‘asri’ kelimesi ne demektir?” deyince, Gazi, başkanlık makamında oturduğunu unutarak, yukardan konuşmacıya doğru eğilerek:

-“Adam olmak demektir, hocam adam olmak...” demişti. Hoca da yığılır gibi yerine coktu.

Doğrusu butun devrimlerin programının da ozeti bu idi.

(Besim Atalay, Yakın Tarihimiz.)1

1 Kemal Arıburnu, Ataturk’ten Anılar, Turkiye İş Bankası Kultur Yayınları, Ankara 1976. s. 237

Kaynak: Ataturk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gurel, Bulent Turker, Nisan 2009

__________________