
Butun bu buyuk başarıların nedeni olan Mustafa Kemal Paşa’yı gormek hevesi, gayet tabii olarak, herkeste uyanmıştı. 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetle yonetim ilan edilmiş olduğundan, her ilin halkı gibi, İstanbul halkı da, ziyaretini gozluyordu. Fakat İstanbul halkının bu istek ve arzusu boşa cıkmıştı. Mustafa Kemal Paşa, binmiş olduğu Hamidiye Kruvazoru’nden inmeyerek, top selamları altında Boğaz’dan Karadeniz’e cıkarak, İstanbul halkını uzuntulu bir durumda bırakmıştır. Hatta bir catanaya binerek, Hamidiye’nin arkasından koşan Belediye Başkanı Dr. Emin (Erkul) Bey’i bile kabul etmemiştir.
Memlekete ve devlete bu kadar bu kadar buyuk hizmetler etmiş olan bir zatı yakından gormek mumkun olmamıştı. Cumhurbaşkanının bu hareketinden en cok uzulenlerden biri de, elbette bendim. Kendimi adeta zaptedemiyordum. Doktor Emin Bey’in, belediye başkanı sıfatıyla, Cumhurbaşkanı İstanbul’dan gecmesi dolayısıyla, İstanbul halkının adına şukran telgrafını Ankara’ya arz ve bildirdiği sırada, ben de, samimi bir duyguyla, İcişleri Bakanı Recep Bey’e şu telgrafı cektim:
“İcişleri Bakanı Recep Peker Beyefendi’ye
Bugun İstanbul halkı adına belediye başkanı tarafından cekilen telgrafa ben katılmıyorum. Cunku Cumhurbaşkanı Hazretleri halkın onunden gecerken halkı selamlamamıştır. Doktor Huseyin Suat (Yalcın) Bey’de duşunceme katılarak, aynı anlamda ayrıca bir telgraf da o cekmişti.”
İstanbul Basını bu telgraftan derhal haberi olarak telgrafın metinlerini aynen gazetelerde yayınladılar. Birkac gun sonra, cevap olmak, uzere, Ankara’dan gelen bir telgrafta şoyle denmekte:
“Ali Haydar Mithat ve Doktor Huseyin Suat adlarındaki kişilerin kendilerini selamlamadığımdan dolayı, belediye başkanının, halk adına olan telgrafına katılmadıklarını İcişleri Bakanına telgrafla bildirdiklerinden haberdar oldum. İstanbul’dan gecerken binmiş olduğum gemi, usulu dairesinde İstanbul ve sayın halkını selamlamıştır. Eğer, Ali Haydar Mithat ve Huseyin Suat adındaki kişileri selamlamamış ise, onları gercekten selamlanmağa yaraşır bulmamalarından ileri gelmiştir.” (Ali Haydar Mithat’tan alınmıştır.)1
1 Kemal Arıburnu, Ataturk’ten Anılar, Ankara 1976, s. 312-313.
Kaynak: Ataturk’ten Gencliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gurel, Mayıs 2009
__________________