Hukukta kişi terimi, haklara ve borclara sahip olabilen, yani hakları ve borcları bulunabilen varlıkları ifade eder. Başka bir soyleyişle, hak sahibi, borc sahibi olabilen varlıklar hukuk acısından birer kişidir.
• Hukuk duzeni biri gercek kişi, diğeri tuzel kişi olmak uzere iki turlu kişi kabul etmektedir. Gercek kişiler sadece insanlardan ibarettir. Tuzel kişiler ise, belli bir amacı gercekleştirmek uzere kurulmuş ve hukuk duzeninin aradığı koşullara sahip bulunan kişi toplulukları ile mal topluluklarıdır.
• Gercek kişilik, cocuğun sağ olarak tamamen doğduğu anda başlar; cocuk olu doğarsa kişilik kazanamaz. Ancak, kendisine gebe kalınan ve doğumu beklenilmekte olan cocuk (cenin) da, sağ doğmak koşuluyla kendisine gebe kalındığı andan itibaren hak ve borc sahibi olabilir.
• Gercek kişilik biri olum, diğeri gaiplik olmak uzere iki halde sona erer. Gaipliğe, bir kimsenin olum tehlikesi icinde kaybolması veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamaması halinde, ilgilinin talebi uzerine mahkemece karar verilir.
• Hak ehliyeti, bir kimsenin hak ve borc sahibi olabilme, yani hakların ve borcların sujesi olabilme iktidarıdır. Hak ve borc sahibi olabilme iktidarına sahip bulunan varlıklar hukukta kişi sayıldıklarına gore hak ehliyeti ile kişi kavramları aynı anlama gelmektedir. Hak ehliyetinden hicbir ayırım gozetilmeksizin herkes yararlanır. Haklara ve borclara sahip olma ehliyeti bakımından kişiler arasında genellik ve eşitlik ilkesi gecerlidir.
• Fiil ehliyeti ise, bir kimsenin, kendi fiilleriyle hak edinebilmesi ve borc altına girebilmesidir. Fiil ehliyetinin ikisi olumlu, biri olumsuz olmak uzere başlıca uc koşulu vardır ki, bunlar da ayırt etme gucune sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlı olmamaktır. Fiil ehliyetinin iceriğine, hukuki işlem ehliyeti, haksız fiillerden sorumlu olma ehliyeti ve dava ehliyeti girmektedir.
•Fiil ehliyetine gore gercek kişilerin hukuki durumu aynı değildir. Gercekten, ayırt etme gucune sahip ve ergin olan ve aynı zamanda kısıtlı da bulunmayan bir kişinin hukuki durumu ile ayırt etme gucune sahip olmayan bir kişinin hukuki durumu birbirinden cok farklıdır. Ote yandan, ayırt etme gucune sahip olmayan kişilerin hukuki durumu ile ayırt etme gucune sahip olan fakat ergin olmayan veya kısıtlı bulunan kişilerin durumu da aynı değildir. Bu itibarladır ki, fiil ehliyetinin koşullarına sahip olup olmamaları veya bunlardan bazılarına sahip olup, bazılarına sahip olmamaları bakımından gercek kişileri dort kategoriye (gruba) ayırmak mumkundur: tam ehliyetliler, sınırlı ehliyetliler, sınırlı ehliyetsizler ve tam ehliyetsizler.
Kişiliğin Korunması ve Tuzel Kişilik
• Kişilik hakları, bir kişinin maddi, manevi ve iktisadi butunluğu ve varlıkları uzerindeki mutlak haklardır.O halde bir kimse, kişiliğine dahil olan unsurlara orneğin sağlığına, vucut tamlığına, şeref ve haysiyetine, sırlarına, ismine, resmine ve ozgurluklerine karşı hukuka aykırı saldırılarda bulunmaktan kacınılmasını herkesten ister.Kişilik hakları kişiye bağlı hak olduklarından, başkalarına devredilemedikleri gibi, mirascılara da gecmezler.
• Kişilik hakları, bir kişinin "maddi", "manevi" ve "iktisadi" butunluğu uzerindeki mutlak haklarıdır. Kişilik haklarının konusunu uc noktada toplayabiliriz; "maddi butunluk uzerindeki haklar", "manevi butunluk uzerindeki haklar" ve "iktisadi butunluk uzerindeki haklar".
• Hukuk duzeni kişiliğin korunması icin gerekli onlemleri almıştır.Kişilik ice ve dışa karşı olmak uzere iki turlu korunmaktadır. Kişiliğin ice karşı korunması demek, bir kişinin kişilik haklarının bizzat kendisine karşı korunması demektir.Bu da, kimsenin kısmen bile olsa hak ve fiil ehliyetlerinden vazgecmesinin ve ozgurluklerini hukuka veya ahlÂka aykırı bicimde kısıtlamasının onlenmesi şeklinde olmaktadır.
• Kişiliğin dışa karşı korunması ise, kişilik haklarına başkaları tarafından yapılacak hukuka aykırı saldırılara karşı bir kimsenin ceşitli dÂvalarla korunmasıdır.Bu dÂvalar; tespit, saldırıya son verilmesi, onlemeve tazminat dÂvalarıdır.Tazminat dÂvaları da maddi ve manevi tazminat dÂvaları olmak uzere ikiye ayrılmaktadır.
• Hukuk duzeni, gercek kişilerin yanında bir kişi turu olarak tuzel kişilere da yer vermiştir. Bazı hizmetlerin gercek kişiler tarafından yurutulmesine imkan bulunamamış olması, tuzel kişilerin kabul edilmesi zorunluluğunu doğurmuştur. Tuzel kişilik, belli bir amacı gercekleştirmek uzere bağımsız bir varlık halinde orgutlenmiş olup haklara ve borclara sahip olma iktidarı hukuk duzenince tanınmış bulunan kişi ve mal topluluklarıdır.
• Tuzel kişiler bunyeleri itibariyle "kişi topluluğu" ve "mal topluluğu" (Orn:Vakıflar) biciminde olabilir. Tabi oldukları hukuka gore tuzel kişileri biri "ozel hukuk tuzel kişileri", diğeri "kamu hukuku tuzel kişileri" olmak uzere ikiye ayırırız.
• Tuzel kişilerin insanlar gibi fizyolojik varlığı olmadığından onların kişiliğinin başlangıc anını doğum gibi biyolojik bir olaya bağlamaya olanak yoktur. O halde, bu anın hukuk duzenince belirlenmesi bir zorunluluktur. Tuzel kişilerin hangi anda kişilik kazandıklarını tespit eden sistemler, "serbest kuruluş sistemi", "izin sistemi" ve "tescil sistemi" olmak uzere uce ayrılır. Turk hukukunda bu sistemlerden birinin benimsemesi yoluna gidilmeyerek her uc sisteme de yer verilmiştir.
• Tuzel kişilerin da hak ve fiil ehliyetleri vardır. Tuzel kişilerin de hak ehliyeti olmasına karşın; cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış icabı sadece insanlara ozgu medeni haklar pek tabii tuzel kişiler hakkında soz konusu olmaz. Aynı şekilde, fiil ehliyetinin koşulları, ayırt etme gucune sahip olmak, ergin olmak ve kısıtlı olmamak, tuzel kişiler icin gecerli değildir.
• Tuzel kişilerin sona ermesi, biri "infisah (dağılma)", diğeri "fesih (dağıtılma)" olmak uzere başlıca iki yoldan gercekleşir.
Alıntıdır
__________________
Siyasal Bilgiler / Hukuk Hukuk Acısından Kişi Kavramı
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●55 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Siyasal Bilgiler / Hukuk Hukuk Acısından Kişi Kavramı