VERGİ: Devlet ya da vergilendirme yetkisinin devredilmiş olduğu kamu kuruluşları tarafından, kamu hizmetlerinin finansmanı icin, fert ve kuruluşlardan muayen kurallara gore karşılıksız ve cebri olarak alınan bedeldir.
*VERGİ HUKUKU’NUN DİĞER HUKUK DALLARI İLE İLİŞKİSİ:
A)Anayasa Hukuku: Anayasa’nın 73.maddesine gore; Herkes kamu giderlerini karşılamak uzere vergi odemekle yukumludur.Vergi,resim,harc ve benzeri mali yukumlulukler kanunla değiştirilir veya kaldırılır.Vergi,resim,harc ve şerefiyelerin istisna,muafiyet,indirim ve oranlarında, kanunda belirtilen alt ve ust sınırlar dahilinde değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilir.
*En az gecim indirimi: Kişinin ve ailesinin ancak gecimini sağlayacak gelirinden vergi almamak ve ya daha az almaktır.
*Ayırma İlkesi:Emek ve sermayenin emek lehine duzenlemelerle ayrımcı bir vergilendirmeye tabi tutulmasıdır.
*Artan oranlı vergi sistemi:Matrah arttıkca vergi oranının artmasıdır.
Herhangi bir yasanın Anayasa’ya aykırılığı soz konusu ise,iptal davası acılıp da iptal edilmediği surece yasa gecerlidir.İptal davası iki farklı şekilde olur;
1)Doğrudan doğruya iptal davası:Cumhurbaşkanı,İktidar Partisi, Anamuhalefet Partisi ve meclis gruplarının beşte bir coğunluğunu tutturan uyeler bu davayı acabilir.Davanın acılma suresi yasanın Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren 60 gundur.
2)Dolaylı şekilde iptal davası:Herhangi bir şahıs hakkında, Anayasa’ya aykırı olduğu duşunulen bir yasa uygulanmışsa, bu kişi yapılan vergilendirme işleminin iptali icin Vergi Mahkemesi’nde acacağı davada Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunur.Vergi Mahkeme’si Hakimi bu iddiayı yerinde bulursa konuyu Anayasa Mahkemesi’ne gonderir.Anayasa Mahkemesi 5 ay icinde konuyu cozmek zorundadır.Bu sure zarfında acılmış olan vergi davası yurutulmez ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı beklenir.Anayasa Mahkemesi 5 ay icerisinde cevap vermezse dava yururlukteki yasaya gore cozumlenir. Herhangi bir konuda iptal davası acılıp da Anayasa Mahkemesi’nce aykırılık iddiası reddedilirse,10 yıl gecmedikce yeniden Anayasa’ya aykırılık ileri surulemez.
B)Ozel Hukuk: Verginin konusu Ozel Hukuk işlemleridir.Alım-satım,kira v.b konular ozel hukukla duzenlenmiştir.Vergi de esas itibariyle bir alacak borc ilişkisidir.Bu nedenle bağımsız bir hukuk dalı olması gerekmemektedir.
C)İdari Hukuk:İdari Hukukcular Vergi Hukuku’nun bağımsızlığına karşı olup, verginin tarhı,tahakkuku,tahsili ve tebliğinin birer idari işlem olduğunu ve vergi uyuşmazlıklarının da idari yargı organlarınca cozumlenebileceğini savunurlar.
*BAZI TANIMLAR:
Muafiyet: Subjektif (Belli şahsi durumlar) vergi mukellefiyetinin, vergi dışında tutulmasıdır.
İstisna:Objektif (Belli vergi konular) vergi mukellefiyetinin, vergi dışında tutulmasıdır.
Tarh:Vergi matrahına vergi oranlarının uygulanması suretiyle vergi borcunun idarece tespit edilmesidir.
Tebliğ:Yazılı bildirim.
Tahakkuk:Tarh ve tebliğ edilen bir verginin odenecek aşamaya gelmesidir.
Tahsil:Verginin kanunlara uygun surette odenmesidir.
* VERGİ HUKUNUN KAYNAKLARI:Hukukta kaynak denilince ; olaylara uygulanması gereken hukuk kurallarını ifade eden belgeler anlaşılır. Vergi Hukuku’nun kaynakları ikiye ayrılır;
1)ASLİ KAYNAKLAR: Vergi matrah ve oranlarında,mukellefinde yada konusunda kısaca verginin temel unsurlarında değişiklik yapan,kurallar koyan kaynaklardır.Bu kaynaklar 6 tanedir;
a)Anayasa: Diğer kaynaklar kesinlikle Anayasa’ya aykırı olamaz.Bu kaynaklar Anayasa’ya aykırı ise iptali mumkundur.(Uluslararası Vergi Anlaşmaları haric)
b)Yasa:Kanunlar;soyut,genel,daimi ve uyulması zorunlu kurallardır. Anayasa gereğince “vergilerin kanuniliği” ilkesi sonucu yasalarımız vergi hukukunun en temel kaynağını oluşturur.Ulkemizde yasama yetkisi T.B.M.M’ndedir.Ve yasama organınca kanun cıkarılmaksızın vergi salınamaz.
c)Bakanlar Kurulu Kararları:Yurutme organı tarafından cıkartılmaktadır. Genellikle memurların atanması ve idari işlerin yurutulmesi icin cıkarılsalar da vergi hukuku sahasında da cıkarıldıklarını gormekteyiz.
d)İctihadı Birleştirme Kararları:Vergi ithilaflarının cozumunde Yargıtay ya da Danıştay’ın bir dairesinin vermiş olduğu kararlar ve ya iki ayrı dairenin ayrı ayrı kararları birbirine aykırı ise ,bu kararlar daha yuksek yargı organlarınca incelenerek tek bir karara bağlanır.Bu kararlara İctihadı Birleştirme Kararları denir.İctihadı Birleştirme Kararları,verginin aslını etkileyen,mukellef ve vergi dairesince uyulması zorunlu asli, kaynaklardandır.
e)K.H.K’lar:Bakanlar Kurulu tarafından hazırlanarak,Cumhurbaşkanı ’nın onayıyla Resmi Gazete’de yayınlanmakla yururluğe giren kararlardır.
f)Uluslararası Vergi Anlaşmaları:Bu anlaşmaların genel amacı uluslararası cifte vergilendirmeyi onlemektir.
2)TALİ KAYNAKLAR: Verginin matrah veya oranlarını,yada diğer temel unsurlarını değiştirmeyen,yeni kurallar koymayan,ancak var olan kuralları acıklayan,uygulamacılara yol gosteren kaynaklardır.Bu kaynaklar da 3 tanedir;
a)Tuzukler: Kanunların nasıl uygulanacağını gosterirler.Anayasa’mıza gore tuzuk cıkarmaya yetkili organ Bakanlar Kurulu’dur.Tuzukler Cumhurbaşkanının imzası ile yururluğe girerler.Tuzuklerin kanuna aykırı olup olmadıklarının anlaşılabilmesi icin Danıştay’ın incelemesinden gecmeleri gerekir.
b)Yonetmelikler:Yonetmelikler de tuzukler gibi genel,soyut ve kişisel olmayan kuralları iceren hukuki tasarruflardır.Yonetmelikler ya Bakanlar Kurulu ya da herhangi bir bakanlık tarafından cıkarılan,kanun ve tuzuklerin hukumlerini acıklayıcı kaynaklardır.Bunları tuzuklerden ayıran en onemli nokta, Danıştay’ın incelemesinden gecmemeleridir.
c)Tebliğ ve İzahlar:Vergi memurlarının aydınlatılması amacıyla Maliye Bakanlığı’nca cıkartılırlar.Tebliğler ne vergi mukelleflerini ,ne de o konuda bir ithilaf cıktığında yargı organlarını bağlar.
*VERGİ KANUNLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI: Vergi kanunlarının yururluğe girmesi ve yururlukten kaldırılması ile yururluğe girmeden onceki olaylara ,hangi hallerde ve nasıl uygulanacağının tespiti vergi kanunlarının zaman bakımından uygulanmasının konusunu oluşturur.Bu konudaki esas prensip;kanunların geriye yurumeyeceği, yani kanunların geleceği ilgilendirdikleridir.Vergi kanunlarını diğer kanunlarda olduğu gibi ya metinlerinde hangi tarihte yururluğe gireceği acıklanmak suretiye (Resmi Gazete’de ilanlarından itibaren mi,yoksa belli bir sure sonra mı),
ya da metinlerinde bu konuda acık bir ifade bulunmadığı takdirde,Resmi Gazete’deki ilanlarından itibaren 45 gectikten sonra yururluğe girerler.
Vergi kanunları ya yeni bir kanunla onceki kanunun iptal edildiği acık bir şekilde ifade edilmek suretiyle ya da yururlukte olan bir kanuna aykırı yeni bir kanun cıkarılarak yururlukten kalkarlar.Kanun metinlerinde yururlukte kalacakları sure belirtilmiş olan vergi kanunları, o surenin sona ermesi ile yururlukten kalkarlar. Vergi kanunları emredici hukumler getirirler.Bu emredici hukumlerden once yapılmış bir tasarrufun sonradan cıkan bir emirle ya da kanunla hukumsuz sayılması,kişilerin vergi kanunlarına karşı olan guvenini sarsar ve huzursuzlukların ortaya cıkmasına neden olur. Fertler elde ettikleri durumun devamından emin olmadıkları taktirde,iktisadi,sosyal ve siyasal bir takım sorunlar ortaya cıkar.Kişilerin teşebbus enerjisini kırmamak,aksine onları teşviklemek icin,kişilerin gecmişe ait durumlarını yeni cıkan bir vergi kanunu ile değiştirmemek gerekir.Diğer kanunlarda olduğu gibi vergi kanunları da gecmişe yurutulemezler.Bunun iki amacı vardır;
a)Mukelleflerin gelecekte beklenmedik vergi borcları ile karşılaşmalarını onlemek.
b)Evvelce devletin almış olduğu vergileri geri vermesinin sakıncalarını yok etmek.
Vergi kanunlarının geriye yurutulmemesi bir anayasal prensip değildir.Mukelleflerin lehine olan durumlarda ve devletin icinde bulunduğu olağanustu hallerde,vergi kanunlarının geriye yurutulmesi soz konusu olmaktadır
*VERGİ KANUNLARININ MEKAN BAKIMINDAN UYGULANMASI :Vergi kanunlarının mekan bakımından uygulanmasında iki ilke mevcuttur;
a)Şahsilik İlkesi:Her bir kişinin bağlı olduğu ulke tarafından vergilendirilmesi.
b)Mulkilik İlkesi:Her ulkenin vergi kanunlarını kendi siyasi sınırları icerisnde bulunan herkeze uygulaması.
*Ulkemizde karma sistem mevcuttur.Genel olarak karma sistem kullanmaktaki amac uluslararası cifte vergilendirmeyi onlemektir.
Bu ilkeler yerel hukuk duzenlemeleridir.Bu ilkelerde yapılan ic hukuk ve yerel hukuk duzenlemeleri bazen cifte vergilendirmeyi onlemede yeterli olmaz. O halde uluslararası vergi anlaşmaları yapılır veya yine ic hukuk duzenlemeleri ile yurt dışında odenen vergilerin mahsubu benimsenebilir.
*TURK GELİR VERGİSİNDE MUKELLEFİYET CEŞİTLERİ:
a)Tam Mukellefiyet: Tam mukellef olan gercek kişiler hem yurt icinde hem de yurt dışında elde ettiği gelirler uzerinden Turkiye’de vergilendirilirler.
GVK Madde 3’e gore tam mukellefler;
1)Turkiye’de yerleşmiş olanlar
i)İkametgahı Turkiye’de olanlar
ii)Bir takvim yılı icerisinde devamlı olarak 6 aydan fazla Turkiye’de oturanlar.
2)Resmi daire ve teşekkullerin veya merkezi Turkiye’de bulunan muesseselerin işleri dolayısı ile yabancı ulkede oturan Turk vatandaşları.
*Bu kişiler(2.madde) yurt dışında elde ettikleri kazancları icin gelir vergisi benzeri başka bir vergi odemiş olmaları halinde,o kazancları icin Turkiye’de ayrıca vergilendirilmezler.
*Yabancı ulkelere odenen verginin mahsubu: Tam mukelleflerin yurt ici ve yurt dışı gelirleri(2.maddedeki tam mukellefler haric)toplanarak vergilendirildiği icin, cifte vergilendirmeyi onlemek amacıyla yurt dışında odenen vergilerin mahsubu esası benimsenmiştir.
Mahsup Usulu: Tam mukelleflerin yurt dışı kazancları icin yurt dışında odedikleri gelir vergisi ve benzeri vergiler,Turkiye’de hesaplanan gelir vergisinin yabancı ulkede elde edilen gelire isabet eden kısmından indirilir.Yabancı ulkede elde edilen gelire isabet eden vergi orantılanılarak bulunur.Ve yurt dışında odenen vergi Turkiye’de hesaplanandan fazla cıkarsa fark indirilmez.Buna “sınırlı mahsup” denir.
*G.V.K Madde 3’e gore Gelir Vergisi tarifesi:
2.800.000.000 liraya kadar............................................. .................................%15
7.000.000.000 liranın 2.800.000.000 lirası icin 420.000.000 lira,fazlası........%20
14.000.000.000 liranın 7.000.000.000 lirası icin 1.260.000.000 lira,fazlası...%25
35.000.000.000 liranın 14.000.000.000 lirası icin 3.010.000.000 lira,fazlası.%30
70.000.000.000 liranın 35.000.000.000 lirası icin 9.310.000.000 lira,fazlası.%35
70.000.000.000 liradan fazlasının 70.000.000.000 lirası icin 21.560.000.000 lira,
fazlası.......................................... . .................................................. .................%40
*Bu tarife ucret dışındaki butun gelir unsurları icin 5’er puan arttırılarak uygulanır
--------------------------------------------------------------------------Ornek:New York’ta ikamet eden Ayşe Hanım’ın,Ziraat Bankası New York Şubesi’nden elde ettiği ucret geliri yıllık 15.000.000.000 T.L’dir.Bu geliri icin New York’da 5.000.000.000 T.L. vergi odemiştir.Ayrıca Ayşe Hanım’ın Turkiye’de bulunan evi dolayısıyla 6.250.000.000 T.L. kira geliri bulunmaktadır. Bu kişinin;
a)Mukellefiyet tipi nedir?
b)Turkiye’de beyanname verecek midir?Eğer verecekse hangi geliri icin verecektir?
c)Odeyeceği vergi miktarı ne kadardır?
Cevap:
a)Bu kişinin mukellefiyet tipi yukarıda belirttiğimiz 2.maddeye gore tam mukelleftir.
b)Turkiye’de sadece kira geliri icin beyanname verecektir.
c)6.250.000.000 T.L.’lik gelirinin ilk 2.800.000.000 T.L.’si icin %20’den 560.000.000 T.L.,geri kalan 3.450.000.000 T.L.’si icin %25’den 862.500.000 T.L.,toplamda 1.422.500.000 T.L vergi odeyecektir
*VERGİ KANUNLARININ YORUMU: Devletin artan fonksiyonlarına parelel olarak,ihtiyac duyduğu mali kaynaklar da artmıştır.Bu kaynaklar icerisinde en onemlisi vergilerdir.Vergilerin alınabilmesi icin yururlukte bir vergi kanununun bulunması gerekir.İktisadi ve sosyal hayattaki hızlı değişime parelel olarak,vergi kanunlarında da surekli bir değişim gozlemlenmektedir . Vergi kanunlarının surekli değişmesi,karışık ve anlaşılması guc hukumler icermesi,gerek vergi mukelleflerinin, gerekse de Maliye memurlarının,vergi kanunlarının uygulanmasında hatalar yapmalarına yol acmaktadır.İşte bu nedenle vergi kanunlarının yorumu cok onemli bir konu olarak karşımıza cıkmaktadır .Yorumun amacı; kanun koyucunun gercek iradesinin tam ve doğru bir şekilde tespit edilmesi ve kanun metninin anlamının tam olarak tespit edilmesidir .Cunku coğu zaman kanun metinlerinden kanun koyucunun gercek iradesini acık bir şekilde anlamaya imkan yoktur.Hatta zamanla kanundaki terimlerin anlamlarında birtakım değişikler meydana gelebilir.Bu gibi durumlarda yargıclar kanun metinlerini yorumlamak suretiyle vergi uygulamasına yol gosterirler.
*Yasama Organı --------- Yasama Yorumu
Yargı Organı --------- Yargı Yorumu
Bilim Adamları --------- Doktrin Yorumu
*Yasama Yorumu 1964 Anayasa’sı ile kaldırılmıştı
Butun kanunlar gibi vergi kanunlarının da Anayasa’ya aykırı olması soz konusu değildir.Vergi Kanunlarının anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilir.Aynı şekilde vergi kanunları yorumlanırken de Anayasa’ya uygunluk ilkesi goz onunde bulundurulmalıdır.İki adet yorum metodu vardır;
a)Teknik Yorum: Kanun Metinlerinin dış gorunuşlerine gore yorum yapılır.Yani Kanun Metinlerinin lisan ve dil bakımından anlamı ortaya konmaya calışılır.Kanun Koyucunun kullandığı bazı kelimelerin halk arasında kabul gormuş anlamlarının yanısıra,bilimsel ve teknik anlamlarının da olacağı, yorum yapılırken goz onunde bulundurulmalıdır.Teknik yorum yapılırken kanun gerekceleri ve raporlarından yol gosterici olarak yararlanılabilir.
b)Mantıki Yorum:Kanun Metinlerinin kelimelerinden cok hukuk kurallarının anlmına onem verilir.Mukellef lehine yorum yapanların ileri surdukleri arguman,vergilerin fert ve kurumların ozgurluklerini kısıtladıkları goruşudur.Devlet lehine yorum yapanlar ise, sosyal hukuk devleti anlayışının gelişmesiyle birlikte,devletin ustlendiği gorevlerde artış olduğunu ve artan bu kamu harcamalarını finanse edebilmek icin vergi toplamak zorunda olduğunu ileri surerler.
*VERGİNİN TARAFLARI: Vergi bir alacak-borc ilişkisinden başka birşey değildir.Bir tarafta devlet diğer tarafta mukellef vardır.Devletin aktif vergi sujesinin olmasının nedeni;vergilendirmeye ilişkin tum kuralların mukelleflerin goruşu olmadan,tek taraflı olarak,devletin ustun iradesine gore belirlenmesidir.Mukellef ise sadece devlet tarafından konmuş kurallara uyarak vergisini odemek zorunda olduğundan,pasif vergi sujesidir.Mukellefler vergi kanunlarıyla kendilerine duşen gorevleri yerine getirirlerken,vergi daireleri de verginin tarh,tahakkuk ve tebliğ işlemlerini, vergi kanunlarına uygun olarak yapmak zorundadırlar.Ancak bazı durumlarda devlet bu hakkını İl Ozel İdareleri ve belediyeler gibi kuruluşlara devredebilir.Bu kuruluşlar devletin kendilerini yetkili kıldığı oranda vergilendirme selayetine sahiptirler.Bu nedenle esas vergi alacaklısı devlettir.
Kanuni Mukellef: Vergi kanunlarına gore kendilerine vergi borcu duşen gercek yada tuzel kişilerdir.Mukellefiyet şahsi olduğundan başkalarına devredilemez.Kanuni mukellefin olumu halinde,vergiye ilişkin odevler, mirası reddetmemiş kanuni mirascılara gecer.
Vergi Sorumlusu(Aracı Odeyiciler):Gercekte vergi mukellefi olmadıkları halde,alacaklı vergi dairesine karşı muhattap olan kişilere vergi sorumlusu denir.(Or stopaj kesintisi yapan işveren)
Aracı Mukellefler:Vergiyi kendi adına odeyen ve daha sonra odediği bu vergiyi yansıtma yoluyla başkalarına devretmeye calışan kişiye denir.Genellikle bu yansıtma olayı fiyat mekanizması yoluyla ve konjonkturel duruma bağlı olarak coğu kez başarılı olur.Bu tip mukellefler gumruk vergilerinde karşımıza cıkarlar.Gumruk Vergilerinin kanuni mukellefleri ithalatcılardır.İthalatcılar gumruk vergisini odedikten sonra,ithal ettikleri malın fiyatını arttırmak suretiyle bu vergiyi malı kullananlardan tahsil edebilirlerse,kanunen kendi adlarına odedikleri vergiyi başkalarına yansıttıklarından aracı mukellef durumundadırlar.
Vergi Taşıyıcısı:Kanuni mukellefler odedikleri vergiyi yansıtma yoluyla 3.kişilere devretmeye calışırlar.İşte bu mucadele sonucunda, vergiyi nihai olarak odeyen kişiye vergi taşıyıcısı yada vergi yuklenicisi denir.
*VERGİNİN HUKUKİ SEBEPLERİ VE PRENSİPLERİ:Verginin alınabilmesi icin;
1)Anayasa’da bir duzenleme yapılması ve buna bağlı olarak bir kanun cıkarılması gerekir.
2)Vergi Yasasında duzenlenmiş bir alacağın tahsili icin,butce kanunu ile devlete, vergi kanunlarını uygulamasına izin verilmiş olması gerekir.
3)Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi gerekir.
4)Tarh,tebliğ,tahakkuk ve tahsil işlemlerinin gercekleşmesi gerekir.
Vergi matrah ve nispetinin hesabı,vergiyi doğuran olayın gercekleştiği tarih itibariyle yapılır.Zaman aşımının başlangıcı,tarihi ve vergiyi doğuran olaya gore saptanmıştır.Artık beyan usulu yaygınlaştığı icin,vergi borcu mukellef tarafından hesaplanmakta ve bu da idari işlerin onemini azaltmaktadır.Vergi odememek icin vergiyi doğuran olayın gercekleşmesinden once alınan onlemler suc oluşturmazken,vergiyi doğuran olaydan sonra vergi odememe cabaları suc oluşturur.
*Vergi Hukukunda Ehliyet:Vergi Hukukunda Ehliyet kişi olmaya bağlıdır.Mumeyyiz olmaya gerek yoktur.(Hukuken kişilik, sağ doğmak kaydıyla ,ana rahmine duşmekle başlar.)
Kucuk ve kısıtlılarla,tuzel kişilerin, vergiye ilişkin odevleri kanuni temsilcilerince yerine getirilir.Vergi kucuk yada kısıtlının malvarlığından alınır. Ancak kanuni temsilcinin ihmali yuzunden,kucuk yada kısıtlıdan alınamayan vergi,kanuni temsilciden alınmış ise,kanuni temsilci bu vergiyi kucuğe ya da kısıtlıya rucu eder.Tuzel kişiliklerde de temsilci icin aynı olay soz konusudur.
*Vergide Zaman Aşımı:Vergi hukukunda iki ceşit zaman aşımı mevcuttur;
1)Tahakkuk Zaman Aşımı:Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden takvim yılının başından itibaren 5 yıl icerisinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrar.
2)Tahsil Zaman Aşımı:Vadenin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşından itibaren 5 yıl icerisinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrar.(Vade KDV’de bir sonraki ayın 25’i,Gelir Vergisi’nde bir sonraki yılın Mart ayıdır.)
*Terkin:Yangın,yer sarsıntısı,yer kayması,su basması,kuraklık,muzur hayvan ve haşerat istilası ve bunlara benzer tabi afetler yuzunden;
1)Varlıklarının en az 3’te 1’ini kaybeden mukelleflerin, bu afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili vergi borcları ve cezaları silinir.
2)Mahsullerinin en az 3’te 1’ini kaybeden mukelleflerin, afete maruz arazi ile ilgili olan,zararın oluştuğu doneme ilişkin arazi vergisi borcu ve cezası silinir.
*VERGİ SUC VE CEZALARI:Vergi sucları temelde iki grup altında incelenebilir.Bunların bir bolumu para cezası gerektiren vergi suclarıdır.Bu sucların cezası vergi idaresi tarafından verilir.Bir bolumu ise hapis cezası gerektiren vergi suclarıdır.Bu sucların cezası ise yargılama sonucunda hakim tarafından verilir.
*Cazalandırma Proseduru:
1)Vergi İnceleme Elemanları mukellefler nezdinde yaptıkları incelemelerde, para cezası gerektiren bir vergi sucunun bulunduğuna karar verirlerse,durumu ilgili vergi dairesi mudurune bildirirler.Bundan sonra vergi dairesi mudurunun imzasını taşıyan bir ceza ihbarnamesi ile ceza mukellefe tebliğ edilir.Mukellef 30 gunluk dava acma suresinde itiraz etmezse ceza kesinleşir.Mukellef isterse 30 gun icerisinde Vergi Mahkemesi’nde dava acarak cezanın iptalini isteyebilir.
2)Vergi İnceleme Elemanları mukellefler nezdinde yaptıkları incelemelerde, mukelleflerin hapis cezası gerektiren bir suc işlemiş olduğuna dair deliller bulursa,bu durumu suc duyurusunda bulunmak suretiyle Cumhuriyet Savcılığına bildirir.Savcılık gelen rapor ve delillerle mukellefin suclu olabileceğine inanırsa kamu davası acacaktır.Bu dava Adli Mahkemelerde acılır.Yapılan yargılama sonucunda Adli mahkemelerin kararı uzerine, mukellef ya sucsuz bulunacak,ya da suclu bulunarak hapis cezasına carptırılacaktır.
*Para Cezası Gerektiren Suclar:
1)Vergi Ziya-ı Sucu: Kelime anlamı 341.maddede,sucu 344.maddede acıklanmıştır.Vergi mukellef ya da sorumluları tarafından, vergilendirilmeye ilişkin odevlerin zamanında yerine getirilmemesi ya da eksik yerine getirilmesi yuzunden,verginin vaktinde tahakkuk ettirilememesi ya da eksik tahakkuk ettirilmesidir.Şahsi,medeni ve ailevi hallerle ilgili olarak,gerceğe aykırı şekilde beyanda bulunmak suretiyle, verginin eksik tahakkuk etmesi ya da haksız yere iadesine yol acılması da vergi ziya-ı sayılır.
Cezası:Ziyaa uğratılan verginin 1 katına,bu verginin kendi kanunlarında belirtilen normal vade tarihinden,cezaya ilişkin ihbarnamenin duzenlendiği tarihe kadar gecen sure icin uygulanacak olan gecikme zammının yarısının eklenmesi ile bulunur.
Ornek:Mukellef 25 Haziran 2000 vadeli 100 milyonluk KDV’i ziyaa uğratmıştır.Ve kendisine 25 Eylul 2000 tarihinde ceza ihbarnamesi duzenlenmiş, 25 Ekim 2000 tarihinde tebliğ edilmiştir.(Gecikme Zammı:Aylık %6)
Ceza=100.000.000 + 3 X 6.000.000
2
=100.000.000 + 9.000.000
=109.000.000
*Vergi ziya-ına yol acan bu fiiller aynı zamanda kacakcılık sucuna da yol acarsa,vergi ziya-ı sucunun cezası 3 kat olarak kesilir.
2)Usulsuzlukler:Vergi Kanunlarının şekle ve usule ilişkin hukumlerine uyulmamasıdır.Bu usulsuzlukler kendi icinde 1. ve 2. derece olmak uzere ikiye ayrılır.1.derece usulsuzlukler nitelik itibariyle diğerlerinden daha ağırdır.Ama ikisindede duşuk miktarlı para cezaları mevcuttur.
1.derece usulsuzluklere ornek:İşe başlamanın bildirilmemesi,defter ve belgelerin kanuni surenin gecmesinden itibaren 1 aylık sure icerinde de tasdik ettirilmemesi,vergi beyannamelerinin vaktinde verilmemesi.
2.derece usulsuzluklere ornek:Kanunda yazılı bildirimlerin vaktinde yapılmaması,defter ve belgelerin herhangi birinin tasdik işleminin suresinin sonundan başlayarak 1 ay icinde yaptırılmış olması,beyanların doğruluğunu bozmayacak şekilde bazı belgelerin bulunmaması yada ibraz edilmemesi.
3)Ozel Usulsuzlukler: Bazı belgelerin verilmemesi,alınmaması,tek duzen hesap planına uyulmaması,matbaaların bildirim odevini yerine getirmemesi, Maliye Bakanlığı’nın ozel işaretli gorevlisinin ikazına rağmen aracın durdurulmaması gibi suclardır.Ozel usulsuzluk suclarının cezası ağır para cezasıdır.(75 – 750 Milyon arası)
4)Bilgi Vermekten Cekinme: Vergi yasalarında iki tip bildirim odevi vardır.Bir tanesi surekli bilgi verme,diğeri ise talep uzerine bilgi vermedir.Vergi inceleme elemanlarının talebi uzerine vergilendirmeye ilişkin bilgi istenildiğinde, bu bilginin verilmesi gerekir.İstenilen bilgi sozlu olarak verimezse, talep yazılı olarak yenilenir.Bilgi yine verimezse ilgili şahıs para cezasına carptırılır.Surekli bilgi vermede ise;noterler,sulh mahkemesi hakimleri, muhtarlar,ilgili yerlerdeki Turk Konsoloslukları,bankalar,bankerler ve de tapu memurları her ay oğrendikleri olum olaylarını bir sonraki ay ilgili vergi dairesine bildirmek zorundadırlar.Bu gorevi yerine getirmeyenlere para cezası verilir.Ancak bazı meslek yasalarında,mesleki bilgilerin sır olarak saklanması zorunlu tutulmuştur.Bu bir istisnadır.Ama bu sırlar vergiyi ilgilendiren fatura bilgilerini iceremez.
*Hapis Cezası Gerektiren Suclar:
1)Kacakcılık:
a)Vergi kanunlarına gore; tutulması,saklanması ve ibrazı gereken;
i)Defter ve kayıtlarda;muhasebe hileleri yapanlar,gercek olmayan ya da kayda konu olan işlemle ilgisi bulunmayan adlara ya da kişilere hesap acanlar ve vergi matrahının azalmasına yol acacak şekilde defterler kaydı gereken hususları kısmen yada tamamen başka defter,belge ya da hesap ortamlarına kaydedenler,
ii)Defter ve kayıtları tahrif edenler ya da gizleyenler,icerik itibariyle yanıltıcı belge duzenleyenler ve ya bu belgeleri kullananlar,kacakcılık sucu işlemiş olurlar.
Butun bu kişiler hakkında 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir.Yasada (VUK m.359) bu hapis cezasının paraya cevrilmesi icin;hapis cezasının her bir gunu icin, sanayi sektorunde calışan 16 yaşından buyuk işciler icin uygulanan asgari ucretin brut tutarının yarısı esas alınır.
b)Vergi kanunlarına gore; tutulması,saklanması ve ibrazı gereken;
i)Defter ve kayıtları yok edenler,defterlerin sayfalarını yok edip yerine yeni sayfa koyanlar ve ya boş bırakanlar,belgelerin asıl suretlerini farklı şekilde duzenleyenler ve ya tum bu belgeleri kullananlar,
ii)Belgeleri Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmadığı halde basanlar,sahte belge basanlar ve ya tum bu belgeleri kullananlar,kacakcılık sucu işlemiş olurlar.
Butun bu kişiler hakkında 18 aydan 3 yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
2)Mukelleflerin Ozel İşlerini Yapma Sucu: Vergi muamele ve işlemleri ile uğraşan memurlar ve vergi mahkemelerinde calışan yargı personeli; mukelleflerin, vergi yasalarının uygulanması icin gerekli olan,hesap,yazı ya da diğer ozel işlerini yapamazlar.Aksi takdirde 16 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına carptırılırlar.Bu işlemler karşılığında ucret almamış olmaları,sucu ortadan kaldırmaz.
3)Vergi Mahremiyetini İhlal Sucu: VUK’nda duzenlenmiş olan vergi mahremiyeti ile ilgili hukumlere uymayanlara 2 aydan 3 aya kadar hapis cezası verilir.
*Vergi Mahremiyeti:Aşağıda yazılı kimseler gorevleri dolayısıyla mukellefin ya da mukellefle ilgili kimselerin şahıslarına ,muamele ve hesap durumlarına,işlerine,işletmelerine,servetlerine ya da mesleklerine ilişkin olarak oğrendikleri sırları ya da gizli kalması gereken diğer hususları acıklayamazlar ve kendilerine ya da 3.şahıslar lehine kullanamazlar.
*Vergi Mahremiyetini Ortadan Kaldırmasına Rağmen Suc sayılamayan Fiiller:
1)Vergi levhasının asılması
2)Vadesi geldiği halde vergi borc ya da cezalerını odemeyenlerin ilan edilmesi.
3)Sahte belge duzenlemiş oldukları,inceleme elemanları tarafından tespit edilen mukelleflerin,ilgili meslek teşekkullerine bildirilmesi.(Avukat –Baro, Tuccar –Ticaret Odası)
*İşyeri Kapatma Cezası: Fatura ve benzeri belgelerin bir takvim yılı icerisinde en az 3 kere kullanuılmadığının ya da bulundurulmadığının tespiti halinde,ikinci tespitten sonra mukellef yazılı olarak ikaz edilmiş olmak kaydıyla, 3.tespitin uzerine mukellefin işyeri Maliye Bakanlığı’nca 1 haftaya kadar kapatılabilir.Ancak bu ceza da yine uygulanmadan once, mukellefin yazılı talebi uzerine,paraya cevrilebilir.Burada paraya cevirme usulu şoyledir;Sanayi sektorunde calışan 16 yaşından buyuk işciler icin belirlenen,ve kapatma kararına ilişkin yazının mukellefe tebliğ edildiği tarihte yururlukte bulunan asgari ucretin 1 yıllık brut tutarından az olmamak uzere,mukellefin 1 onceki yıl gelir ya da kurumlar vergisinde yer alan donem kazancının %5’i olarak hesaplanır. Hesaplanan bu tutar mukellefe tebliğ edilir ve 15 gun icerisinde odemezse işyeri kapatılır.Bu ceza bir takvim yılında sadece bir kez paraya cevrilir.
*Vergi Cezasını Ortadan Kaldıran Haller:
1)Odeme
2)Pişmanlık:Henuz hakkında bir ihbar ya da inceleme yapılmamış olan bir vergi suclusunun,suc işlediğini kendiliğinden vergi idaresine bildirmesi uzerine, kendisine, yasadaki diğer şartlara da uyması kaydıyla ceza verilmez.
3)Cezalarda İndirim:Ceza ihbarnamesinin tebliği uzerine 30 gun icerisinde indirim talebiyle idareye başvuran ve uyuşmazlık yaratmayarak borcunu, aynı 30 gun icerisinde odeyen mukelleflerin cezaları, yarısı ile 3’te 1’i arasında değişen bir oranla indirilir.
4)Uzlaşma ve ya Tarhiyat Oncesi Uzlaşma:Mukellefle uzlaşma komisyonu arasında yapılan karşılıklı goruşmelerle uzlaşmaya varılması halinde,hem sure kazandıram,hem mahkemelerin iş yukunu azaltan ve de ceza miktarını indiren bir usuldur.
5)Olum Hali:Vergi suclusunun olumu halinde ceza ortadan kalkar.
6)Hatanın Duzeltilmesi
7)Zaman Aşımı:Vergi ziya-ında 5,usulsuzlukte 2 yıl icerisinde vergi borcları ve cezaları zaman aşımına uğrar.
8)Mucbir Sebep
9)Yanılma
*VERGİ UYUŞMAZLIKLARI VE COZUMLENMESİ: Vergilendirmeyle ilgili hukum ifade eden hususlarda,vergi idaresi ile vergi mukelleflerinin ya da sorumlularının farklı goruşte olmaları halidir.Goruş ayrılığı olan bu gibi durumlarda ya idare ya da mukellef vergi mahkemelerine başvurmak suretiyle uyuşmazlığı başlatabilir.Bazen de uyuşmazlık konusu olan hususlar hakkında dava acılması yerine,idari cozumlerden herhangi biri tercih edilerek cozum sağlanabilir.Ulkemiz vergi hukuku acısından idari cozum yollarıyla,dava acmak arasında mukellef tamamen serbest bırakılmıştır.Biri diğerine nazaran on koşul oluşturmamaktadır.
*İdari Cozumler:
1)Vergi Hatalarının Duzeltilmesi: Vergiye ilişkin hesaplarda ya da vergilendirmede yapılan hatalar yuzunden verginin eksik ya da fazla alınması ve ya istenmiş olmasıdır.Vergi hataları iki ceşittir;
a)Hesap Hataları:Matrah hataları,miktar hataları ve verginin mukerrer istenmesi.
b)Vergilendirme Hataları:Mukellefin şahsında hata,mukellefiyette hata,verginin mevzuunda hata,vergilendirme ya da muafiyet doneminde hata.
Bu yedi ceşit hata icin idari cozum olan Duzeltme’ye başvurulur.
Vergi mukellefinin ilgili vergi dairesine yaptığı yazılı bir başvuru uzerine işlem başlar;
i)Dava Acma Suresi Dolmadan(İlk 30 Gun):Boyle bir durumda mukellefin yaptığı bu başvuru dava acma suresini durdurur.İdare mukellefin talebini kabul ederse uyuşmazlık biter,hata duzeltilir.İdare mukellefin talebini reddederse dava acma suresi yeniden işlemeye başlar.Ayrıca idare mukellefin talebine 60 gun icerisinde cevap vermezse , dava acma suresi yeniden başlar. Kalan sure icerisinde isteyen mukellef vergi mahkemesinde dava acabilir.
ii)Dava Acma Suresi Dolduktan Sonra:İdare talebi kabul ederse uyuşmazlık biter.İdarenin talebi reddedmesi yada 60 gun icerisinde cevap vermeyip zımni red gercekleşmesi durumunda,mukellef ilgili vergi idaresini Maliye Bakanlığı’na şikayet eder.Maliye Bakanlığı mukellefin bu şikayetini kabul edebilir,red edebilir veya cevap vermeyerek zımni red gercekleşebilir. Mukellef red ve ya zımni red durumunda vergi mahkemesinde iptal davası acabilir.
2)Cezalarda İndirim: Vergi sucu işlediği anlaşılan ve kendisine ceza ihbarnamesi tebliğ edilen mukellef ya da ceza muhattabı,ihbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gun icerisinde ilgili vergi dairesine başvurarak,dava acmayacağını beyan ederek,1 ay icerisinde vergi ve indirimden arta kalan cezayı odeyecek olursa, cezanın; vergi ziya-ında ilk kez yarısı,birden cok kez bu sucu işlemişse 3’te 1’i,usulsuzluklerde de 3’te 1’i indirilir.
3)Uzlaşma:Yapılan incelemeler sonucu,mukellefe resen ya da ikmalen yeni bir vergi tarh edilirse,yeni tarhiyata ilişkin olarak mukellef 30 gun icerisinde talepte bulunmak kaydıyla, idareyle uzlaşabilir.
4)Tarhiyat Oncesi Uzlaşma: Vergi incelemesi yapılan mukellefler icin henuz inceleme bitmeden once,yani yeni bir tarhiyat yapılmadan once,mukellefin talebi uzerine, idareyle mukellefin karşılıklı goruşerek uzlaşması halidir. Tarhiyat oncesi istenip de uzlaşmaya varılamaz ise,artık tarhiyat sonrası uzlaşma istenemez.Ancak cezalarda indirim istenebilir ve ya vergi mahkemesinde dava acılabilir.
5)Pişmanlık:Henuz hakkında bir ihbar yapılmamış,henuz hesapları incelemeye alınmamış ve ya henuz hesapları takdir komisyonuna sevkedilmemiş mukellefler kendiliğinden bir dilekceyle ilgili vergi dairesine başvurarak sucunu itiraf eder ve dilekce tarihinden itibaren 15 gun icerisinde doğru beyanda bulunursa,ve yine aynı surede vergi aslı ile birlikte pişmanlık zammını da oderse, işlemiş oluğu sucun cezası verilmez.
*Yargısal Cozumler:
Turk Vergi Yargı Sistemi
Tek Hakimli Vergi Kuruldan Oluşan Vergi
Mahkemeleri Mahkemeleri
Uyuşmazlık tutarı 1 Milyarı Uyuşmazlık tutarı 1 Milyarı
aşmayan ithilaflar cozumlenir. aşan ithilaflar cozumlenir.
Buradan cıkan kararlara itiraz Buradan cıkan kararlara
edildiği takdirde,bolge idare itiraz edildiği takdirde karar
mahkemesine başvurulur. temyiz edilerek Danıştay’a
Başvurma suresi 30 gundur. başvurulur.Başvurma suresi
30 gundur.Danıştay onama kararı verirse,karar kesinleşir Danıştay bozma kararı verir ise dosyayı geri gonderir.
Vergi Mahkemesi bu durumda bozma kararına uyma kararı verebilir,karar kesinleşir.Kendi kararında ısrar kararı verebilir.Bu durumda Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu konuyu inceler.Buradan cıkan karar kesin hukum niteliğindedir.
*Kanun Yararına Bozma: Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu’ndan gecmeksizin, yani temyiz surecine hic girmeden, vergi mahkemeleri tarafından verilmiş ve de itiraz ya da temyiz edilemediği icin kesinleşmiş olan bir kararda hukuka aykırılık var ise,ilgili bakanlıkların ya da Danıştay Savcısı’nın istemi uzerine,karar kanun yararına temyiz edilir.Ve temyiz sonucu hukuka aykırılık giderilerek,sonraki olaylara yanlış ornek teşkil etmesi onlenmiş olur.Ancak bu şekilde yapılan kanun yararına bozma,taraflar acısından oluşmuş olan kesin hukmu değiştirmez.
__________________
Siyasal Bilgiler / Hukuk Vergi Hukuku
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●58 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Siyasal Bilgiler / Hukuk Vergi Hukuku