Kanun Numarası: 1086

Kabul Tarihi: 18/06/1927

Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 02, 03, 04/07/1927

Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 622, 623, 624

BİRİNCİ BAP : UMUMİ HUKUMLER

BİRİNCİ FASIL : VAZİFE VE SALAHİYET

BİRİNCİ KISIM : VAZİFE

Madde 1 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/1 md.)

Mahkemelerin gorevi kanunla belirlenir.

Gorev, dava olunan şeyin değerine gore belirtilmiş ise, gorevli mahkemenin tespitinde, davanın acıldığı gundeki değer esas tutulmak uzere, aşağıdaki maddeler hukumleri uygulanır. Faiz, icra tazminatı ve giderler gorevin tespitinde hesaba katılmaz.

Madde 2 - Muddeabih para ise mahkemenin vazifesini tayinde miktarı esas ittihaz olunur.

Muddeabih başka bir şey olup da iki taraf kıymetinde uzlaşmazlarsa kıymeti davanın ikame edildiği mahkeme tarafından takdir ve tayin olunur.

Haciz ve iflas muamelatından dolayı ikame edilecek istihkak davaları hakkındaki ahkam mahfuzdur.

Madde 3 - Muddeabih, birden ziyade ise miktar ve kıymetlerinin mecmuu esas ittihaz olunur. Muddeabih bir tarafın birini ifa veya istifada muhayyer olduğu iki veya daha ziyade şeylerden biri ise bunlardan hangisinin kıymeti ziyade ise yalnız o nazarı dikkate alınır.

Hakkı hiyar muayyen para ile diğer şeye taalluk ettiği halde mahkemenin vazifesini tayinde yalnız para esas ittihaz olunur.

Madde 4 - Alacağın bir kısmı dava olundukta, eğer son kısım ise, mahkemenin vazifesini tayinde muddeabihin kıymetine bakılır.

Son kısım olmadığı ve alacağın tamamı da munazaalı olduğu takdirde alacağın tamamı nazarı itibare alınır.

Alacağın tamamı munazaalı değilse dava olunan kısma bakılır.

Madde 5 - Mutekabil davanın miktar veya kıymeti asıl davanın miktar veya kıymetinden cok ise mutekabil davanın kıymeti esastır.

Madde 6 - Bir mulkun diğer bir mulke karşı irtifak hakkı dava olunduğu takdirde işbu hakkın mutaallik olduğu iddia olunan mulke temin ettiği ziyadei kıymetle diğer mulke iras ettiği noksan kıymetten hangisi cok ise vazife onunla taayyun eder.

Madde 7 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/1 md.)

Diğer bir mahkeme yahut idari makam veya yargı merciinin gorevine giren bir dava veya iş kendisine arz olunan mahkeme, duruşma yapmadan gorevsizlik kararı verebileceği gibi davanın her safhasında kendiliğinden gorevli olmadığına da karar verir.

Gorev itirazı davanın her safhasında ileri surulebilir.

Bir dava, asliye mahkemesinde hukme bağlandıktan sonra, davanın sulh mahkemesinin gorevi icinde olduğu ileri surulerek ust mahkemede itirazda bulunulamaz.

Madde 8 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/2 md.)

Sulh mahkemesi:

I - İflas davalarıyla vakfa ilişkin davalar haric olmak uzere, mamelek hukukundan doğan değer veya miktarı beş milyar lirayı gecmeyen davaları, *1*

II - Dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın:

1. İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hukumleri haric olmak uzere, kira sozleşmesine dayanan her turlu tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte acılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak acılan davaları,

2. Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ait davaları,

3. Taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaları.

4. (Değişik alt bend: 09/01/2003 - 4787 S.K./9. md.) Borclar Kanununun 91, 92 nci maddelerinde mahkeme veya hakime verilen işleri,

5. Mirascılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarını,

III - Bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hakimlerini gorevlendirdiği dava ve işleri,

Gorur.


İKİNCİ KISIM : SALAHİYET

Madde 9 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.)

Her dava, kanunda aksine hukum bulunmadıkca acıldığı tarihte davalının Turk Kanunu Medenisi gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde gorulur.

Davalının ikametgahı belli değilse, davaya Turkiye'de son defa oturduğu yer mahkemesinde bakılır. Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birinin ikametgahı mahkemesinde acılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine gore davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belli edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın, sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla acıldığı belirtiler veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.

Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, davacının ikametgahı veya eşlerin davadan evvel son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

Madde 10 - Dava, mukavelenin icra olunacağı veyahut muddeaaleyh veya vekili dava zamanında orada bulunmak şartiyle akdin vuku bulduğu mahal mahkemesinde de bakılabilir.

Madde 11 - Aşağıdaki davalar muteveffanın ikametgahı mahkemesinde gorulur:

1 - Terekenin taksimine ve kısmetin butlan ve feshine ve mirascılar arasında terekenin idaresine ait iddialar,

2 - Terekenin taksimi katisine kadar tereke aleyhine ikame olunan davalar.

Terekeden bir mal hakkında istihkak davası, terekenin tahrir ve tesbiti zamanında mal nerede bulunur ise orada dahi ikame olunabilir.

Verasetin ispatına, miras hisselerinin tayinine mutedair davalar, mirascıların her birinin bulunduğu mahal mahkemesinde de ruyet olunabilir.

Madde 12 - Haczi ihtiyatiden sonra haciz kararının mustenidi olan alacak davası haciz kararını veren mahkemede de ikame olunabilir.

Madde 13 - Gayrimenkule mutaallik davalar, gayrimenkulun bulunduğu mahal mahkemesinde ikame olunur.

Gayrimenkule mutaallik dava sebebi ne olursa olsun gayrimenkulun aynına veya gayrimenkul uzerinde bir hakka veya muvakkat olsa bile anın zilyedliğine veyahut hakkı hapsine mutedair olanlardır. İrtifak haklarına dair iddialarda, uzerine irtifak hakkı taalluk eden malın bulunduğu mahal mahkemesi selahiyettardır.

Dava birden ziyade gayrimenkule ait ise gayrimenkullerden birinin bulunduğu mahal mahkemesinde ikame olunur.

Madde 14 - Davayı asliyenin ikame olunduğu mahkeme davayı mutekabileye dahi bakmağa salahiyettardır.

Madde 15 - Bir dava munasebetiyle iki taraf vekillerinin ucret ve masraf iddiaları miktarı herneye baliğ olursa olsun o davaya bakan mahkemede gorulur.

Madde 16 - Turkiye dahilinde malum ikametgahı olmıyanlar aleyhindeki mal davaları Turkiye'de sakin oldukları mahal mahkemesinde ve Turkiye'de malum meskeni yoksa emvalinin veya munazaalı şeyin veya teminatı varsa o teminatın bulunduğu mahal mahkemesinde bakılır.

Madde 17 - Hakiki veya hukmi bir şahsın muhtelif mahallerde şubeleri bulunduğu takdirde o şubenin muamelesinden dolayı iflas davası mustesna olmak uzere o şubenin bulunduğu mahalde dahi dava ikame olunabilir. Şirket ve cemiyetlerin ve tesislerin kendi işlerine mutaallik olmak uzere azası aleyhine ve azanın bu sıfatla yekdiğeri aleyhlerine ikame edecekleri dava bu şirket, cemiyet veya tesisin ikametgah addolunan mahal mahkemesinde bakılır.

Madde 18 - (Mulga madde: 20/05/1982 - 2675/46 md.)

Madde 19 - Sigorta mukavelesinden mutevellit tazminat davası sigorta emvali gayrimenkuleye veya muayyen bir yerde kalması şart kılınan emvali menkuleye muteallik ise emvali mezkurenin bulunduğu ve vaziyeti icabı mustakar olmıyan emvale mutaallik ise tehlikenin hadis olduğu ve hayat sigortalarında sigorta olunan şahsın ikametgahının bulunduğu mahallerde dahi ikame edilebilir.

Bu kanunun meriyetinden sonra sigorta mukavelelerine bu maddeye muhalif konulacak şartların hukmu yoktur.

Bu madde bahri sigortalara şamil değildir.

Madde 20 - Memur, asker, mektep talebesi, amele, cırak ve hizmetci gibi bir mahalde muvakkaten sakin bulunanların oradaki ikametleri meşguliyetlerine gore uzunca bir zaman devam edebilecek ise bu kabil kimseler aleyhine alacak ve emvali menkule davaları bulundukları mahal mahkemesinde bakılabilir.

Madde 21 - Haksız bir fiilden mutevellit dava o fiilin vuku bulduğu mahal mahkemesinde ikame olunabilir.

Madde 22 - Mahkemenin salahiyeti intizamı amme esasına binaen tayin edilmemiş olan hallerde iki taraf bir veya mutaaddit muayyen hususa mutaallik ihtilaflarının salahiyettar olmıyan mahal mahkemesinde gorulmesini tahriren mukavele edebilirler. Bu halde işbu mahal mahkemesi o davaya bakmaktan imtina edemez.

Madde 23 - Salahiyettar olmıyan bir mahkemede aleyhine dava ikame olunan kimse esasa girişmezden evvel bu bapta itirazda bulunmazsa o mahkemenin salahiyetini kabul etmiş addolunur. Şu kadar ki munhasıran iki tarafın arzularına tabi olmıyan mesail bundan mustesnadır. Mahkeme bu nevi davalarda hitamı mahkemeye kadar re'sen veya iki taraftan birinin talebi uzerine ademi salahiyet kararı verir. Mahkemenin salahiyattar olmadığını iddia eden taraf salahiyettar mahkemeyi beyana mecburdur.

Madde 24 - Teşkilatı Esasiye Kanunu ve Kanunu Medeni ve sair adli kanunlar ve muahedeler ile salahiyet hakkında vazolunan hukumler mahfuzdur.

Madde 25 - (Değişik madde: 26/02/1985 - 3156/3 md.;Değişik madde: 26/09/2004 - 5236 S.K./1.mad) *1* *2* Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel cıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddut edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri icin bolge adliye mahkemelerine, bolge adliye mahkemeleri icin Yargıtaya başvurulur.

İki mahkemenin aynı dava hakkında goreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, gorevli veya yetkili mahkeme ilgisine gore bolge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.

Bolge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen merci tayini kararları ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen goreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.

Madde 26 - Tayini merci hakkında tetkikat evrak uzerine icra olunabilir.

Madde 27 - Mahkeme vazifedar veya salahiyettar olmadığından dolayı dava arzuhalinin reddine karar verdiği takdirde arzuhali ve dava dosyasını ait olduğu mahkemeye gonderir ve yeniden harc alınmaz.

İKİNCİ FASIL : HAKİMİN DAVAYA BAKMAKTAN MEMNUİYETİ VE REDDİ

Madde 28 - Hakim aşağıdaki hallerde davaya bakmaktan memnudur. Talep edilmese bile bizzat istinkafa mecburdur:

1 - Kendisine ait olan veyahut doğrudan doğruya veya dolayısiyle alakadar olduğu davalarda,

2 - Aralarında evlilik rabıtası murtefi olsa bile karısının davasında ve neseben veya sebeben usul ve furuunun veya ucuncu dereceye kadar (bu derece dahil) neseben veya kendisiyle sıhriyet hasıl olan evlilik murtefi olsa dahi ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sebeben civar hısımlarının veya aralarında evlatlık rabıtası bulunanın davasında,

3 - İki taraftan birinin vekili veya vasisi veya kayyımı sıfatiyle hareket ettiği davalarda,

4 - Hini davada heyeti idaresinden bulunduğu cemiyete, belediyeye veya diğer hukmi bir şahsa ait davalarda.

Madde 29 - Aşağıdaki hallerde hakim bizzat kendisini reddedebilir veya iki taraftan biri canibinden reddolunabilir:

1 - Davada iki taraftan birine nasihat vermiş veya yol gostermiş olması,

2 - Davada iki taraftan biri veya ucuncu şahıs muvacehesinde kanunen icap etmeden reyini beyan etmiş olması.

3 - Davada şahit veya ehlihibre veya hakem ve yahut hakim sıfatiyle dinlenmiş veya hareket etmiş olması,

4 - Davanın dorduncu dereceye kadar (bu derece dahil) civar hısımlarına ait bulunması,

5 - Dava esnasında iki taraftan birisiyle davası veya aralarında bir duşmanlık bulunması,

6 - Umumiyetle hakimin bitaraflığından şupheyi mucip esbabı muhimme bulunması.

Madde 30 - Davaya bakmaktan memnu bulunan hakim ancak iki tarafı teşkil edenlerin cumlesinin sarih ve tahriri muvafakatleri ile muhakemede hazır bulunabilir. (Değişik cumle: 26/09/2004 - 5236 S.K./2.mad) *1* *2* Aksi takdirde memnuiyet sebebinin doğduğu tarihten itibaren yapılan tum işlemler, kararı veren ilk derece mahkemesi ise bolge adliye mahkemesince, bolge adliye mahkemesi ise Yargıtayca iptal olunabilir. Hukum ve kararlar ise her halde iptal olunur. Hakim masarifi muhakeme ile mahkum edilebilir.

Madde 31 - Hakim reddini mucip sebeplerden biri varken bizzat istinkaf etmezse iki taraftan biri ret talebinde bulununcaya kadar davaya bakabilir.

İki taraf muvafakat etseler bile ret sebeplerinden biri varsa, hakim bizzat istinkaf edebilir.

Madde 32 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/3 md.)

Bir hakim reddini gerektiren sebepleri bildirerek davaya bakmaktan cekinirse, ret istemini incelemeye yetkili olan merci, bu cekinmenin yerinde olup olmadığına karar verir.

Madde 33 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/4 md.)

Hakimin reddi dilekcesi reddolunacak hakimin mensup olduğu mahkemeye verilir, Vekilin, hakimin reddi isteminde bulunabilmesi bu konudaki yetkisinin vekaletnamede acıkca belirtilmiş olması şartına bağlıdır.

Hakimin reddi istemi, reddi istenen hakim katılmaksızın mensup olduğu mahkemece incelenir. Reddedilen hakimin iştirak etmemesinden dolayı mahkeme teşekkul edemez veya mahkeme tek hakimden oluşuyor ise, ret istemi o yerde asliye hukuk hakimliği gorevini yapan diğer mahkeme veya hakim tarafından incelenir. O yerdeki asliye hukuk hakimliği gorevi bir hakim tarafından yerine getiriliyorsa o hakim hakkındaki ret istemi, asliye ceza hakimi varsa onun tarafından, yoksa en yakın asliye hukuk mahkemesince incelenir.

Sulh hukuk hakimi reddedildiği takdirde, ret istemi o yerdeki diğer sulh hukuk hakimi tarafından incelenir. Sulh Hukuk hakimliği gorevi tek hakim tarafından yerine getiriliyorsa ret istemi, bulunma sıralarına gore, o yerdeki sulh ceza hakimi, asliye hukuk hakimi, asliye ceza hakimi, bunların da bulunmaması halinde en yakın yerdeki sulh hukuk hakimi tarafından incelenir.

(Ek fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./3.mad) *1* Bolge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve uyelerinin reddi istemi, reddedilen başkan ve uye katılmaksızın gorevli olduğu dairece incelenerek karara bağlanır.

Madde 34 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/5 md.)

Hakimin reddi sebebini bilen tarafın ret isteğini en gec ilk oturumda bildirmesi gerekir. Taraf, ret sebebini davaya bakıldığı sırada oğrenmiş ise en gec ondan sonraki ilk oturumda yeni bir işlem yapılmadan once bu isteğini hemen bildirmek zorundadır. Belirtilen surede yapılmayan ret isteği dinlenmez.

Hakimin reddi dilekce ile olur. Bu dilekcede, ret isteğinin dayandığı durum ve olaylarla delillerin acıkca gosterilmesi ve varsa belgelerin eklenmesi gerekir.

Ret isteğinden vazgecmek hukumsuzdur.

Hakimi reddeden taraf, dilekcesini karşı tarafa tebliğ ettirir. Karşı taraf buna beş gun icinde cevap verebilir. Bu sure gectikten sonra başkatip tarafından ret dilekcesi, varsa karşı tarafın cevabı ve ekleri dosya ile birlikte reddi istenen hakime verilir. Hakim beş gun icinde dosyayı inceler ve ret sebeplerinin yerinde olup olmadığı hakkındaki duşuncesini yazı ile bildirerek dosyayı hemen merciine gonderilmek uzere başkatibe verir.

Ret sebepleri yazılı delillere dayanmıyorsa merci, isteği reddetmekte veya gosterilen tanıkları dinleyerek bir karar vermekte serbesttir.

Ret sebebi sabit olmasa bile merci bunu muhtemel gorurse ret isteğini kabul edebilir.

Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz.

Hakimi cekinmeye davet hakimin reddi hukmundedir.

Madde 35 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/6 md.)

Hakimin reddi istemi aşağıdaki hallerde kabul edilmeyerek geri cevrilir.

1. Ret isteği zamanında yapılmamışsa,

2. Ret sebebi veya inandırıcı delil gosterilmemişse,

3. Ret isteminin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı acıkca anlaşılıyorsa.

Bu hallerde ret isteğinin, toplu mahkemelerde reddedilen hakimin muzakereye katılmasıyla, tek hakimli mahkemelerde de reddedilen hakimin kendisi tarafından geri cevrilmesine karar verilir.

(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./4.mad) *1* *2* İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bolge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve uyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hukumle birlikte başvurulabilir.

Madde 36 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/7 md.)

Hakimin reddi istemine ilişkin karar duruşma yapılmaksızın verilebilir.

Reddi istenen hakim ret hakkında merci tarafından karar verilinceye kadar o davaya bakamaz. Şu kadar ki gecikmesinde zarar umulan iş ve davalar bunun dışındadır. Daha once hakkındaki ret isteği mercice reddolunan hakimin aynı durum ve olaylara dayanılarak yeniden reddedilmesi hali de hakimin davaya bakmasına engel teşkil etmez.

Merci ret isteğini kabul etmezse, reddi istenen hakim davaya bakmaya devam eder.

Hakimin reddi isteğinin merci tarafından usul veya esas yonunden kabul edilmemesi halinde istekte bulunanların her birinden bin liradan onbin liraya kadar para cezası alınmasına hukmolunur. Birden cok hakim bir arada reddedilmişse para cezasının ust sınırı uygulanır.

Hakim hakkında aynı davada aynı tarafca ileri surulen ret isteğinin reddi halinde verilecek para cezası bir onceki para cezasının iki katından az olamaz.

Bu para cezasının tahsili icin davaya bakacak mahkeme dosyanın gelişi tarihinden başlayarak onbeş gun icinde gereğini yapar. (Değişik cumle: 26/09/2004 - 5236 S.K./5.mad) *1* *2* Merci kararının uygun bulunmayarak kaldırılması veya bozulması hÂlinde tahsil olunmuş para cezası ilgilinin isteği uzerine geri verilir.

Madde 36/A - (Ek madde: 16/07/1981 - 2494/8 md.; Değişik madde: 26/09/2004 - 5236 S.K./6.mad) *1* *2* Esas hukum bakımından istinaf yolu kapalı bulunan dava ve işlerde hÂkimin reddi istemi ile ilgili merci kararları kesindir.

Esas hukum bakımından istinaf yolu acık bulunan dava ve işlerde ise ret istemi hakkındaki merci kararlarına karşı tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gun icinde istinaf yoluna başvurulabilir; bu hÂlde 426/G maddesi hukmu uygulanmaz. Bolge adliye mahkemesinin bu husustaki kararlarına uymak zorunludur.

Ret isteminin reddine ilişkin merci kararının bolge adliye mahkemesince uygun bulunmayarak kaldırılması veya ret isteminin kabulune dair merci kararının bolge adliye mahkemesince uygun bulunması hÂlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hÂkimce yapılmış olan ve ret isteminde bulunan tarafca itiraz edilen esasa etkili işlemler, davaya daha sonra bakacak hÂkim tarafından iptal olunur.

MADDE 36/B - (Ek madde: 26/09/2004 - 5236 S.K./7.mad) *1* Esas hukum bakımından temyiz yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, bolge adliye mahkemesi başkan ve uyelerinin reddine ilişkin bolge adliye mahkemesi kararları kesindir.

Esas hukum bakımından temyiz yolu acık bulunan dava ve işlerde ise, ret istemi hakkındaki karar, tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gun icinde temyiz edilebilir. Bu hÂlde 426/G maddesi hukmu uygulanmaz. Yargıtayın bu husustaki kararına uymak zorunludur.

Bolge adliye mahkemesi hÂkiminin reddine ilişkin istemin reddi konusundaki kararın temyizi uzerine Yargıtayca bozulması veya ret isteminin kabulune ilişkin kararın Yargıtayca onanması hÂlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hÂkimce yapılmış olan ve ret isteminde bulunan tarafca itiraz edilen esasa ilişkin işlemler, davaya daha sonra bakacak olan bolge adliye mahkemesi tarafından iptal olunur.

Madde 37 - Reddi hakim esbabına musteniden davanın zabıt katibi de reddolunabilir. İşbu ret talebi katibin ifayı vazife eylediği mahkeme tarafından tetkik olunur. (Ek cumle: 26/09/2004 - 5236 S.K./8.mad) *1* Bu konuda verilecek kararlar kesindir.


UCUNCU FASIL: TARAFLAR

BİRİNCİ KISIM: TARAFLARIN EHLİYETİ

Madde 38 - Davaya ehliyet Kanunu Medeni ile tayin olunmuştur.

Madde 39 - Ehliyeti haiz olan hukmi şahıslar, kanuni uzuvları vasıtasiyle ve icap eden mezuniyeti istihsal ile hareket ederler.

Aksi halde hakim tayin edeceği muddet zarfında şeraitin ikmali icin muhakemeyi talika mecbur olduğu gibi davanın her halinde taraflardan her biri de bunu talep edebilir. Ancak mustacel işlerde hakim davanın muvakkaten devamına karar verebilir.

Madde 40 - Hakimin tayin ettiği muddet zarfında şeraiti lazime ikmal olunmazsa yapılan muamele hukumsuz addolunur. Şu kadar ki kanunen davanın takibi bir makamın mezuniyetine mutevakkıf ise hakim bu makamı haberdar etmek şartiyle yeni bir muhlet de verebilir.

Madde 41 - İki taraftan birinin vefatı halinde diğer tarafın, talebiyle hakim davanın takibi icin bir kayyım tayin edebilir.

Madde 42 - Taraflardan birinin vesayet altına alınması veya kendisine kanuni bir muşavir tayin edilmesi talep edilir ise hakim bu hususta kati bir karar verilinceye kadar muhakemeyi talik edebilir.

Taraflardan biri icabı kanuniye binaen şifahaneye konulmuş veya ihtilattan meni ve tecrit edilmiş olup da asaleten veya vekaleten mahkemede bulunması mumkun değilse kezalik o kimse hakkında davayı takip icin bir kayyım tayin olununcıya kadar muhakeme talik olunabilir.

İKİNCİ KISIM :TARAFLARIN TAADDUDU, DAVANIN TEFRİK VE TEVHİDİ

Madde 43 - Birden ziyade kimseler aşağıdaki hallerde birlikte dava ikame edebilecekleri gibi birlikte aleyhlerine de dava ikame olunabilir:

1 - Muddeiler veya muddeaaleyhler arasında muddeabih olan hak veya borcun iştirak halinde bulunması veyahut muşterek bir muamele ile hepsinin lehine bir hak taahhut edilmiş olması veya kendilerinin bu suretle taahhut altına girmeleri,

2 - Davanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi.

Madde 44 - Muctemian muddei veya muddeaaleyh olanlar birlikte hareket ederler. Ancak bunlardan biri hususi bir iddia veya mudafaa vasıtasına malik ise onu ayrıca kullanabilir. Birlikte hareket edenler herhalde davaya bakan mahkemenin, dairei kazası dahilinde muşterek bir ikametgah gostermeğe mecburdurlar.

Madde 45 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/9 md.)

Aynı mahkemede gorulmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek uzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.

Davalar ayrı mahkemelerde acılmış ise, bağlantı nedeni ile birleştirme talebi ikinci davanın acıldığı mahkeme onunde ilk itiraz olarak ileri surulebilir. Birinci davanın acıldığı mahkeme, ilk itirazın kabulune ve davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra bununla bağlıdır.

Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hukmun diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde bağlantı var sayılır.

(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/4 md.;Mulga fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./20.mad) *1* *2*

Madde 46 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/10 md.)

Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yurutulmesini sağlamak icin, birlikte acılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her safhasında, istek uzerine veya kendiliğinden karar verebilir.

Madde 47 - Kanunu Medeni mucibince muştereken dava ikame etmeleri veya aleyhlerine ikame olunması iktiza edenlerin davalarında tefrik kararı verilemez.

Madde 48 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/11 md.)

Birleştirme ve ayırma istekleri, dilekce ile veya duruşmada sozlu olarak da yapılabilir.

(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./9.mad) *1* *2* Aynı mahkemede gorulmekte olan davalar yonunden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararları hakkında istinaf yoluna; bolge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna; ancak hukumle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına; bolge adliye mahkemesinde hukmun kaldırılarak esastan incelenmesi, Yargıtay da bozma sebebi teşkil etmez.

UCUNCU KISIM: DAVANIN İHBARI

Madde 49 - İki taraftan biri davayı kaybettiği takdirde ucuncu şahsa rucu hakkı olduğu mulahazasında bulunursa makamına kaim olarak davayı takip veya davada ucuncu şahıs sıfatiyle kendisine iltihak etmesi luzumunu o şahsa ihbar edebilir.

Davanın her halinde ihbar caizdir. Şu kadar ki ihbar icin iki tarafın biri canibinden vuku bulacak muhlet talebi davanın ikamesini veya davada rucuu icap eden vasıtanın mahkemeye arzını mutaakıp dermeyan edilmezse muhlet verilemez.

Madde 50 - Ucuncu şahıs ihbar eden kimsenin makamına kaim olarak davayı takip etmeği kabul ederse davayı kendi namına takip edemeyip yalnız ihbar eden şahsı temsil eder.

Madde 51 - Ucuncu şahıs ihbar eden kimsenin makamına kaim olarak davayı takip veya davaya mudahale eylemediği halde bu hususu ihbar eden kimse davada bulunmağa mecburdur. Şu kadar ki ihbar tarihinden itibaren ucuncu şahsa karşı yalnız hilesinden veya ağır kusurundan mesuldur.

Madde 52 - Kendisine ihbar vakı olan ucuncu şahıs o hususta başkasına hakkı rucuu olduğu mulazahasında ise kendisi de o kimseye keyfiyeti ihbar edebilir. Bu suretle ihbarın tevalisi caizdir. Bu gibi hallerde hakim ancak zaruri olan muhletleri verir ve muhlet talep edenlerden teminat da istiyebilir.

DORDUNCU KISIM: UCUNCU ŞAHSIN MUDAHALESİ

Madde 53 - Hakkı veya borcu bir davanın neticesine bağlı olan ucuncu şahıs iki taraftan birine iltihak icin davaya mudahale edebilir.

Madde 54 - Mudahale talebi muhakeme bitinciye kadar dermeyan olunabilir ve davayı asliyenin cereyanı talik olunur. Mudahale talebi arzuhal ile olur.

Tahkikat hakimi tarafından tayin olunacak muhakeme gunu arzuhale işaret edilerek suretleri iki tarafa tebliğ olunur.

Madde 55 - Tayin olunan gunde iki taraftan her biri mudahale talebine itiraz edebilir ve işbu itiraz tahkikat hakimi tarafından hadiseler hakkındaki usule tevfikan tetkik ile karar verilir.

Madde 56 - Mudahale talebinin kabulu halinde mudahil ancak davayı bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir.

Madde 57 - Mudahil iltihak ettiği tarafla birlikte hareket eder. Fakat hukum iltihak olunan tarafa muzaf olarak verilir. Mahkeme iltihak olunan tarafla mudahil arasında tahaddus edecek hakkı rucu davasını birlikte halledebilir.

Madde 58 - İşbu fasıl ahkamı kanunen muddeiumuminin mudahalesi lazımgelen hukuk davalarında da tatbik olunur.

DORDUNCU FASIL :İKİ TARAF VEKİLLERİ

Madde 59 - Dava ikamesine ehil olan her şahıs davasını bizzat veyahut intihap edeceği vekil vasıtasiyle ikame ve takip edebilir.

Kanuni mumessiller dahi bu hakkı haizdir.

Madde 60 - Davaya vekalet, aşağıdaki hukumler mustesna olarak Kanunu Medeninin umumi hukumlerine tabidir.

Madde 61 - (Değişik madde: 19/03/1969 - 1136/194 md.)

Davaya vekalet deruhte etmesine kanunen imkan bulunmıyan vekil mahkemeye kabul olunmaz. Bu takdirde, mahkemeye kabul edilmiyen vekilin muvekkiline, keyfiyetten bahisle, bir defaya mahsus olmak uzere re'sen davetiye gonderilir.

Madde 62 - Kanunen salahiyeti mahsusa itasına mutevakkıf hususlar mustesna olmak uzere vekalet, hukum katiyet kesbedinciye kadar davanın takibi icin icap eden bilumum muameleleri ifaya ve hukmun icrasına ve masarifi muhakemenin tahsiliyle bundan dolayı makbuz itasına ve kendisi aleyhinde de işbu muamelatın kaffesinin ifa edilebilmesine mezuniyeti mutazammındır.

İşbu mezuniyeti takyit edecek butun kayıtlar diğer taraf indinde gayri muteber addolunur.

Madde 63 - Sarahaten mezuniyet verilmemişse vekil sulh olamaz ve aharı tahkim veya ibra ve davadan hicbir suretle feragat veya hasmın davasını ve teklif olunan yemini kabul veya mahkumunbihi kabız ve haczi fekkedemez. Yeminin kabul veya reddini beyan icin salahiyet ancak yemin edecek kimse tarafından yemin teklif olunan meseleye ittıla kesbettikten sonra verilebilir.

Madde 64 - Davaya muteaddit vekil tayin olunmuş ise her biri munferiden icrayı vekalet edebilir. Hilafına vuku bulan şart hasım indinde muteber değildir.

Madde 65 - Katibiadil, nahiye meclisi veya ihtiyar heyeti veyahut sulh hakimi tarafından imzası musaddak bir vekaletname ile vekaletini vekil ispat etmeğe ve vekaletnamenin aslını veyahut musaddak suretini dava dosyasına konulmak uzere vermeğe mecburdur. Şu kadar ki nahiye meclisi, ihtiyar heyeti veya sulh hakimi tarafından tasdik edilecek vekaletname ancak sulh hakimleri huzurunda gorulecek davalar hakkında muteberdir. Devairi resmiye vekillerine mensup oldukları daire amiri tarafından usulune muvafık surette verilen vekaletnameler, muteber olup ayrıca tasdika tabi değildir.

Madde 66 - Davanın her halinde ve esas hakkındaki hukme kadar vekaletnamenin aslı istenilebileceği bunun kafi veya usulune muvafık olmadığı hakkında da itiraz olunabilir.

Madde 67 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/12 md.)

Vekaletnamenin aslını veya orneğini vermeyen vekil dava acamaz ve yargılama ile ilgili hicbir gorev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde mahkeme, verecegi kesin bir sure icinde vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava acmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu sure icinde vekaletname verilmez veya aynı sure icinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekce ile mahkemeye bildirmezse dava acılmamış sayılır ve yapılan işlemler hukumsuz kalır. Bu durumda vekil, oturum harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları odemeye mahkum edilir.

Bunları kotu niyetle yapan vekil aleyhine ceza takibi yapılmak ve disiplin cezası uygulanmak uzere Cumhuriyet Savcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına yazı gonderilir.

Bir tarafın vekil tutmak istemesi, vekilini azletmesi, vekilin istifa etmesi, kendisinin yahut vekilinin dosyayı incelememiş bulunmaları sebebiyle yargılama başka bir gune bırakılamaz. Ancak vekil tutulmaması veya dosyanın incelenememesi kabul olunabilir bir ozure dayanıyorsa hakim bir defalık kısa bir sure verebilir. Verilen sure sonunda, vekil oturuma gelmemiş veya dosya incelenmemiş olsa bile davaya devam olunur.

Vekaletname aslının veya onanmış orneğinin her dosya icin ayrı ayrı verilmesi zorunludur.

Madde 68 - Muvekkili namına muamele yapmış olan vekil nefsini azlettiğini veya muvekkili tarafından azlolunduğunu dava zaptına kayıt veya tebliğ ettirilmek suretiyle diğer tarafa bildirmedikce, istifa ve azlin o taraf hakkında hukmu yoktur.

Madde 69 - Vekilin esnayı muhakemede muvekkili huzurunda vakı beyanatı muvekkili tarafından derhal tekzip edilmezse muvekkilden sadır olmuş addolunur.

Madde 70 - Davasını bizzat takip eden kimse huzuru mahkemede munasip olmıyan hal ve tavırda bulunur ise hakim kendisine ihtar eyler. Buna da riayet etmezse hakim derhal dışarıya cıkarılmasını emir ve icabı halinde kendisini vekil tayinine icbar eder. Vekil tayin etmediği surette gıyaben muhakeme icra ve hukmolunur.

Vekil, munasip olmıyan hal ve tavırda bulunursa yukarki fıkralar mucibince mahkemeden cıkarılır ve mahkemece kati luzum gorulurse bu bapta esbabı mucibenin zikriyle tayin edeceği muddet zarfında başka bir vekil gondermesinin asile tebliğine karar verilir.

Muvekkil mahkemece tayin olunan muddet zarfında diğer bir vekil gondermezse mahkemeye gıyaben bakılır.

Madde 71 - Tahkikat hakimi iki taraftan birinin layıkiyle davasını takip edecek ehliyette olmadığını gorurse bir vekili refakatine alınmasını emredebilir o kimse emre riayet etmezse muhakeme gıyaben icra olunur.

BEŞİNCİ FASIL :İKİ TARAFIN HAK VE VAZİFELERİ

Madde 72 - Hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın re'sen bir davayı tetkik ve halledemez.

Madde 73 - Kanunun gosterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve mudafaalarını beyan etmeleri icin kanuni şekillere tevfikan davet etmedikce hukmunu veremez.

Madde 74 - Kanunu Medeni ile muayyen hukumler mahfuz olmak uzere hakim her iki tarafın iddia ve mudafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hukum veremez. Tahakkuk edecek hale gore talepten noksan ile hukum caizdir.

Madde 75 - Kanunun tayin eylediği istisnalardan başka hallerde hakim iki taraftan birinin soylemediği şeyi veya iddia sebeplerini re'sen nazarı dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz.

Ancak muphem ve mutenakız gorduğu iddia veya sebepler hakkında izahat istiyebilir.

Hakim davanın her safhasında iki tarafın iddiaları hududu dahilinde olmak uzere kendilerini istima ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini emredebilir.

Madde 76 - Hakim re'sen Turk kanunları mucibince hukum verir. Ancak bir ecnebi hukukunun tatbikı lazım olan hallerde, buna istinat eden taraf o kanun hukmunu ispatla mukelleftir. İspat olunmazsa Turk kanunları mucibince hukmolunur.

Madde 77 - Hakim tahkikat ve muhakemenin mumkun olduğu derecede surat ve intizam dairesinde cereyanına ve beyhude masrafa meydan verilmemesine dikkatle mukelleftir.

Madde 78 - Hakim muhakeme adabı haricinde cıkan tarafı meneder.

Okunamıyan veya munasebetsiz olan evrak iade edilir. Ve yeniden tanzim icin munasip bir muhlet verilir. Bu muhlet zarfında tanzim olunmazsa yeniden muhlet verilemez.

Madde 79 - Kanunen sarahat olmadıkca hic kimse kendi lehine olan davayı ikameye veya hakkını talebe icbar olunamaz.

Madde 80 - İki tarafın veya hakimin, zahir ve acık olan yazı ve hesap hataları daima tashih olunabilir. Bu tashih neticesinde bir munazaa, mahiyetini değiştirir veya halledilmiş bulunursa masarifi muhakemeyi tayinde bu cihet nazarı dikkate alınır.

Madde 81 - (Değişik madde: 04/07/1956 - 6769/1 md.)

Gunluk muhakeme listesinde yazılı işlerle keşif ve delillerin tesbiti gibi yapılması zaruri veya mustacel gorulen işler mustesna olmak uzere mahkemeler, resmi calışma saati dışında ve resmi ve adli tatil gunlerinde, hic bir adli muamele yapamazlar.

(İkinci fıkra Mulga: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 82 - Esaslı merasime riayet edilmeksizin yapılan usule mutaallik muameleler bu bapta menfaati bulunan kimsenin davayı takipten evvel talebi sebkederse iptal olunur.

Umumi intizamı veya muamelei usuliyenin istihdaf ettiği maksadı temin mulahazasiyle vazolunan ahkam esaslı merasimden addolunur.

Esaslı olmıyan merasime riayet edilmezse bu bapta menfaati olan kimsenin davayı takipten evvel talebi sebkederse tashih veya ikmal olunur.

ALTINCI FASIL: ISLAH

Madde 83 - İki taraftan her biri usule mutaallik olarak yaptığı muameleyi tamamen veya kısmen ıslah edebilir. Aynı davada her taraf ancak bir kere ıslah hakkını kullanabilir.

Madde 84 - lslah, tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinciye kadar ve tabi olmıyanlarda muhakemenin hitamına kadar yapılabilir.

Madde 85 - Islah, muayyen celsede diğer taraf hazır olduğu halde yapılabileceği gibi evvelemirde o tarafa tebliğ edilmek şartiyle arzuhal ile de yapılabilir.

Madde 86 - Islah eden taraf bu tarihe kadar olan dava masrafiyle diğer taraf icin - takdir olunacak zarar ve ziyanı davada mahkum olmuş gibi derhal mahkeme veznesine vermeğe mecburdur. Aksi halde ıslah yapılmamış addolunur.

İleride zarar ve ziyanın fazla veya noksanlığı sabit olursa fazlayı, tazmin ve noksanı istirdat eder.

Madde 87 - Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren usule mutaallik bilcumle muamelelerin yapılmamış addolunmasını mustelzimdir. Ancak hakim huzurunda sebkeden ikrarlarla bir mahallin keşif ve muayenesi uzerine tesbit olunan hali mubeyyin her nevi zabıt varakalarının ve ehli hibre raporlarının munderecatı ve şahitlerin şahadetleri mahfuzdur. Şu kadar ki ıslahtan sonra cereyan edecek tahkikat neticesinde tebeyyun edecek hal, mezkur reylerin nazara alınmasını icap etmezse bunlara da olmamış nazariyle bakılır.

Madde 88 - Islah eden taraf davasını kamilen ıslah ettiği ve bunun tebliğ tarihinden itibaren uc gun zarfında yeni bir dava ikame eylemediği halde davası iptal olunur.

Madde 89 - Davasını tamamen ıslah eden muddei iptal tarihinden itibaren uc ay zarfında yeniden dava ikame eylemezse davasından feragat etmiş addolunur.

Madde 90 - Islah hakkının, mucerret hasmı izac ve davayı suruncemede bırakmak gibi fena bir maksatla kullanıldığı karinei haliye ile anlaşılırsa, hakim ıslah talebinde bulunan kimseyi diğer tarafın bilumum zarar ve ziyanını tazmin ile mahkum ettikten başka yuz liraya kadar cezayı nakdiye de mahkum edebilir.

YEDİNCİ FASIL: FERAGAT VE KABUL

Madde 91 - Feragat, iki taraftan birinin neticei talebinden vazgecmesidir.

Madde 92 - Kabul, iki taraftan birinin diğerinin neticei talebine muvafakat etmesidir.

Madde 93 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/13 md.)

Feragat ve kabul beyanı dilekce ile veya yargılama sırasında sozlu olarak yapılır.

Madde 94 - Feragat veya kabul eden taraf mahkum olmuş gibi masarifi muhakemeyi tediyeye mecburdur.

Şu kadar ki muddeaaleyh hal ve vaziyeti ile aleyhine dava ikamesine sebebiyet vermemiş ve ilk muhakeme celsesinde de muddeinin iddiasını kabul etmiş ise masarifi muhakeme ile ilzam olunamaz.

Feragat veya kabul neticei talebin yalnız bir kısmı hakkında ise masarifi muhakeme buna gore tayin olunur.

Madde 95 - Feragat ve kabul, kati bir hukmun hukuki neticelerini hasıl eder. Bilbeyyine hukme raptı kanunen mecburi olan hallerde muddeaaleyh muddeinin neticei talebini kabul ederse muddeaaleyhin davada devamı huzuru mecburi değildir ve bu kabul bundan başka hukuki bir netice husule getirmez.

SEKİZİNCİ FASIL: TEMİNAT

Madde 96 - Bir davada verilecek teminat mahkemenin takdir edeceği nakit veya mahkemece kabul olunacak sehim ve tahvil veya gayrimenkul rehin veyahut muteber bir banka kefaleti veya katibiadilden musaddak senetle kefil iraesi suretiyle yapılır.

İki taraf teminatın nevi ve şeklini mukavelenamelerinde tasrih etmişlerse teminat ona gore tayin olunur. Kanunun başka şekilde teminat gosterilmesine musaade ettiği haller bundan mustesnadır.

Madde 97 - Turkiye'de Kanunu Medeni mucibince ikametgahı olmıyan muddei veya davaya mudahale eden kimse diğer tarafın muhtemel zarar ve ziyaniyle masarifi muhakemesine mukabil 96 ncı madde mucibince teminat gostermeğe mecburdur.

İşbu kaide tahkikat ve muhakeme esnasında ikametgahını ecnebi memlekete nakledenler hakkında da caridir. Muahede hukumleri mahfuzdur.

Madde 98 - Teminat talebi davanın ikamesini mutaakıp ve esasa girişilmezden evvel veya Turkiye haricinde mukim olan kimse davaya dahil olur olmaz dermeyan edilmek lazımdır.

Davanın ruyeti esnasında ikametgahını ecnebi memlekete nakledenler hakkında teminat talebi nakil keyfiyetinin diğer tarafa bildirilmesini mutaakıp vakı olmak iktiza eder. Aksi halde her iki surette teminat talebi hakkı sakıt olur.

Madde 99 - Hakim tarafından tayin olunan muddet icinde teminat verilmezse muhakemede hazır bulunulmamış addolunur.

Madde 100 - Teminatın kafi veya muteber olup olmadığı hakkındaki ihtilaflar davayı tahkikeden hakim tarafından hallolunur.

DOKUZUNCU FASIL: İHTİYATİ TEDBİRLER

Madde 101 - Hakim iki taraftan birinin talebiyle davanın ikamesinden evvel veya sonra aşağıda gosterilen hal ve şekillerde ihtiyati tedbirler ittihazına karar verebilir:

1 - Menkul ve gayrimenkul malların ayni munazaalı ise bunun haciz veya yeddiadle tevdiine,

2 - Munazaalı şeyin muhafazası icin lazımgelen her turlu tedbirlerin ittihazına,

3 - Kanunu Medeni ile muayyen hallerde nafaka alınmasına,

4 - Ayrılık veya boşanma davası uzerine Kanunu Medeni mucibince icap eden muvakkat tedbirlerin ittihazına.

Madde 102 - (Mulga madde: 18/04/1929 - 1424/342 md.)

Madde 103 - 101 ve 102 nci maddelerde gosterilen hallerden başka tehirinde tehlike olan veya muhim bir zarar olacağı anlaşılan hallerde tehlike veya zararı defi icin hakim icap eden ihtiyati tedbirlerin icrasına karar verebilir.

Madde 104 - Dava ikamesinden evvel haczi ihtiyati kararı mahkeme tarafından verilir.

Haczi ihtiyatden maada talep olunan ihtiyati tedbirlerin en az masrafla ve en cabuk nerede ifası mumkun ise işbu tedbirlere o mahal mahkemesi tarafından dahi karar verilebilir.

Dava ikamesinden sonra bilumum ihtiyati tedbirlere tahkikata memur hakim tarafından karar verilir. Şu kadar ki hakim ihtiyati tedbirin diğer bir mahalde daha az masrafla ve daha cabuk ifasını kabil gorurse bu hususta karar verilmek uzere o mahal hakimini naip tayin edebilir.

Madde 105 - Hakimden ihtiyati tedbire karar verilmesi arzuhal ile talep olunur. Bunun uzerine derhal ve mustacelen iki taraf davet edilip gelmeseler bile iktiza eden karar verilir.

Mustacel veya muddeinin hukukunu derhal muhafaza zaruri olan hallerde her iki taraf davet edilmeksizin dahi ihtiyati tedbire karar verilebilir.

Madde 106 - İhtiyati tedbir kararı, icabı halinde kuvvei musellaha istishabiyle icra dairesince tatbik olunur. Şu kadar ki haczi ihtiyatiden maada tedabirlerin tatbikı mahkeme başkatibine veya katiplerinden birine de tevdi olunabilir.

Kararın sureti alakadarlara icra esnasında ve bulunmazlarsa muteakiben tebliğ olunur.

Madde 107 - Gıyaben verilmiş olan ihtiyatı tedbir kararlarına itiraz caizdir. İşbu itiraz icranın tehirine karar verilmedikce icranın tehirini mustelzim değildir.

Madde 108 - İtiraz arzuhal ile yapılır ve evrakı subutiyeside arzuhale raptolunur.

İhtiyati tedbir kararına itirazdan evvel dava ikame edilmiş ise itiraz arzuhali tahkkiat hakimine verilir. 104 uncu maddenin son fıkrası hukmu mahfuzdur. İtiraz vukuunda hakim iki tarafı davet ve her birini istima ettikten sonra kararını tadil veya tebdil veya refedebilir. Şu kadar ki iki taraftan biri veya ikisi gelmezlerse evrak uzerine tetkikat icrasiyle karar verilir.

Madde 109 - İhtiyati tedbir kararı dava ikamesinden evvel verilmiş ise tatbik edilmiş olsun olmasın kararın verildiği tarihten itibaren on gun zarfında esas hakkında dava ikamesi lazımdır. Bu muddette muddi davasını ikame eylediğini musbit evrakı, kararı tatbik eden memura ibrazla dosyaya vaz'i ve kaydettirerek mukabilinde ilmuhaber almağa mecburdur. Aksi takdirde ihtiyati tedbir bir guna merasime hacet kalmaksızın kendiliğinden kalkar ve iktizasına gore vazolunan tedbirin fiilen kaldırılması ihtiyati tedbiri tatbik eden daire veya memurdan talep olunabilir.

Madde 110 - İhtiyati tedbir kararını talep eden taraf bundan dolayı diğer tarafın ve ucuncu şahsın ducar olması muhtemel zarar ve ziyanlarına mukabil teminat iraesine mecburdur. İcabı hale gore hakim işbu mecburiyeti refedebilir ve ihtiyati tedbir kararını talep eden Devlet veya muzahareti adliyeye nail kimse ise teminat iraesi lazım gelmez.

Madde 111 - Aleyhine ihtiyati bir tedbire karar verilmiş olan taraf teminat gosterirse icap vaziyete gore bu tedbir tebdil veya refiolunabileceği gibi vaziyet ve şeraitin tebeddulu sabit olursa ihtiyati tedbirin teminatsız tadil veya ref'i de caizdir.

Madde 112 - Esas hakkında mahkeme tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğ olunmasını mutaakıp ihtiyaten icra kılınmış olan tedbir murtefi olur. Şu kadar ki mahkeme hukmun icrasını temin icin işbu tedbirin tayin edeceği muddet zarfında devamına karar varebilir.

Madde 113 - İhtiyatı tedbirin ittihazına mutaallik evrak, dava esas dosyasiyle birleştirilir.

Madde 113/A - (Ek madde: 30/04/1973 - 1711/2 md.)

İhtiyati tedbir kararının uygulanması dolayısiyle verilen emre uymayan veya o yolda alınmış tedbire aykırı davranışta bulunan kimse eylemi T.C.K.'na gore daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, aidolduğu ceza mahkemesince bir aydan altı aya kadar hapisle cezalandırılır.

ONUNCU FASIL: MUAMELELERİN ŞEKLİ

BİRİNCİ KISIM: DAVETİYELER VE TEBLİGAT

Madde 114 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 115 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 116 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 117 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 118 - (Mulga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)

Madde 119 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 120 - ( Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 121 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 122 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 123 - ( Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 124 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 125 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 126 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 127 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 128 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 129 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 130 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 131 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 132 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 133 - (Mulga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)

Madde 134 - (Mulga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)

Madde 135 - (Mulga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)

Madde 136 - (Mulga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)

Madde 137 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 138 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 139 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 140 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 141 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 142 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 143 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 144 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 145 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 146 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

Madde 147 - (Mulga madde: 16/01/1939 - 3560/9 md.)

Madde 148 - (Mulga madde: 11/02/1959 - 7201/62 md.)

İKİNCİ KISIM: MUHAKEME CELSELERİ, ZABITLARI, DOSYALAR

Madde 149 - (Değişik madde: 26/09/2004 - 5236 S.K./10.mad) *1* *2*

Duruşma herkese acıktır.

Genel ahlÂkın veya kamu guvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hÂllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.

Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekceli karar acık duruşmada acıklanır.

Kapalı yapılan duruşmalar hakkında Ceza Muhakemeleri Usulu Kanunu hukumleri uygulanır.

Madde 150 - Muhakemenin idare ve zabıta işleri reise aittir. Reis iki taraftan her birine icabına gore soz verir ve soz soylemekten meneden ve mahkemenin intizamını bozan her şahsı derhal mahkemeden cıkartır.

Bir kimse mahkeme huzurunda munasip olmıyan bir kavil veya fiilde bulunursa derhal reis tarafından mahkeme karariyle tevkifhaneye gonderilir ve yirmi dort saat zarfında isticvap olunarak bir haftaya kadar hafif hapis veya yirmi beş liraya kadar hafif cezayı nakdi ile mucazat olunmasına mahkemece karar verilir. Bu kimse derhal tutulamadığı takdirde yukardaki ceza gıyabında hukmolunur. Ancak bu husustaki ilamın tebliği tarihinden itibaren on gun mururuna kadar hapis olunmak uzere kendiliğinden gelirse def'i davaya hakkı olur. Munasip olmıyan kavil veya fiil daha ağır cezayı mustelzim ise derhal tutulacak zabıt varakasiyle ait olduğu ceza mahkemesine verilir.

Madde 151 - Zabıt katibi hakimin nezareti altında tahkikat ve muhakematın cereyanını zabıtnameye kaydeder.

Zabıtname, mahkemenin ve hakimlerin isimlerini, tahkikat ve muhakematın cereyan ettiği mahalli, celsenin acıldığı gun ve saati, iki tarafın ve vekillerinin isimlerini, cereyan eden muhakeme ve muamele ile iki tarafın ne gibi evrak ibraz ettiklerini, muhakemenin aleni icra kılındığını veya aleniyetin ref'ini icap eden esbabı, ikrarı veya sulhu veya davaya kısmen veya tamamen nihayet veren feragati, hulasai iddia ve mudafaatı, şuhut ve ehli hibrenin beyanatını, munaziunfihin keşif ve muayenesi halinde rapor hulasasını ve ittihaz olunan kararla sureti tefhimini ihtiva eder.

Zabıtnamade raptedildiği zikrolunan vesikalar munderecatı da zabıtname metni hukmundedir.

Hakim tarafından mezuniyet verilmedikce iki taraf veya vekilleri ifadelerini zabıtnameye imla suretiyle yazdıramazlar. Reis, iki tarafın ifadeleri hulasasını alenen soyliyerek zabıtnameye yazdırır.

Zabıtnamenin, şahitlerin ve ehlihibrenin ifadelerine ve iki tarafın ikrar ve sulh ve feragatine taalluk eden kısımları bunların huzurunda okunarak kendilerine imza ettirilir.

Madde 152 - Muhakeme celsesinin hitamında zabıtname muhakemede hazır bulunan hakimlerle zabıt katibi tarafından derhal imza olunur.

Madde 153 - Şifahi muhakemenin tarzı cereyanı ancak zabıtname ile ispat olunabilir.

Madde 154 - Mahkemenin haricinde hakim veya naip huzuriyle yapılacak bilumum muamelede zabit katibinin hazır bulunması lazımdır.

Madde 155 - Zaptın tamamının veya bir kısmının suretleri talep vukuunda iki tarafa verilir. İşbu suretlere mahkemenin muhuru vazı ve aslına mutabık olduğu başkatip tarafından imza olunarak tasdik olunur.

Madde 156 - Muhakeme esnasında veya haricinde ibraz olunan evrak zabıt katibi tarafından dosyasına konularak zabıtnameye işaret edilir. Dosyanın başka bir mahalle gonderilmesi icap ederse evrakı ibraz edenler asılları yerine musaddak suretlerinin gonderilmesini talebe salahiyettardırlar.

Bu baptaki karar tahkikat hakimi tarafından verilir. Zabıt katibi, dosya muhteviyatını mubeyyin listeye ilave veya istirdat olunan evrakı derhal kaydetmek mecburiyetindedir.

Madde 157 - Zabıt katibi, hakimin nezareti ve emri altındadır. Her iki taraf veya vekilleri dava dosyasını tetkik ve mutalaa edebilirler.

Madde 158 - Zabıt katibi muhakemeden evvel ve icap ettiği halde muhakemenin hitamından sonra da dava dosyasını berayı tetkik mahkeme azalarına vermek ve vaktı zamanında noksansız almak ile mukelleftir.


ON BİRİNCİ FASIL: MUDDETLER VE HALİ SABIKA İRCA

BİRİNCİ KISIM : MUDDETLER

Madde 159 - Muddetleri kanun veya hakim tayin eder. Kanunda gosterilen mustesna hallerden başka hakim kanunen tayin edilen muddetleri tezyit veya tenkis edemez. Kendinin tayin ettiği muddetleri iki tarafı dinledikten sonra makul sebeplere binaen tenkis ve tezyit edebilir.

Madde 160 - Muddetler iki tarafa tefhim ve lazım ise usulen tebliğ tarihinden itibaren başlar.

Madde 161 - Muddet gun olarak tayin edilmiş ise tefhim veya tebliğ edildiği gun hesaba katılmaz ve son gunu tatil saatinde biter.

Muddet hafta veya ay olarak tayin edilmiş ise başladığı gune son hafta veya ayda tekabul eden gunun tatil saatinde biter. Muddet ay nihayetine doğru başlayıp da bittiği ayın aynı gunu yoksa muddet bu ayın sonunda biter. Bu suretle pazartesi gunu başlamış olan muddet munkazi olacağı haftanın pazartesi gununde ve ayın birinci gunu başlayan muddet munkazi olacağı ayın birinci gununde ve otuz bir Kanunuevvelde başlıyan iki ay muddet şubatın son gununde biter.

Madde 162 - Tatil gunleri muddette dahildir. Şu kadar ki muddetin son gunu tatile tesaduf ederse tatilin ertesi gunu hitam bulur.

Madde 163 - Kanunun tayin ettiği muddetler katidir. Bu muddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği muddetin kati olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan muddeti gecirmiş olan taraf yenisini istiyebilir. Bu suretle verilecek muddet katidir. Bir daha verilemez.

Madde 164 - Kendisine muddet verilen kimsenin ikametgahı muamele yapacağı mahalden altı saat ve daha ziyade uzakta ise muddete beher altı saat ve kusuru icin bir gun zam olunur. Zammı lazım gelen muddet esbabı mucibe gostermek suretiyle iktizasına gore tenkis veya tezyit olunabilir.

Madde 165 - Kanunun veya hakimin tayin eylediği muddetin başlaması tebliga mutevakkıf ise muddet, tebliği yaptıran taraf aleyhine dahi tebliğ tarihinden itibaren başlar. Meğerki hilafına kanunda sarahat buluna.

İKİNCİ KISIM: HALİ SABIKA İRCA

Madde 166 - Bu kanunun veya hakimin tayin ettiği kati muddetin mururiyle sukut etmiş olan hakkın hali sabıka ircaı aşağıda beyan olunan hallerde talep ve hukmolunabilir.

Madde 167 - Sakıt olan hakkın hali sabıka ircaına karar verebilmek icin:

1 Muayyen muhlet zarfında muameleyi yapmağa mecbur olan kimsenin veya vekilinin, arzu ve ihtiyarı haricinde olarak muameleyi yapmaktan aciz bulunduğunun tahakkuk etmesi,

2 - Kanuni yollara muracaatın hukukan imkansız bulunması lazımdır.

Madde 168 - Hali sabıka irca talebi maniin zevali tarihinden itibaren on gun zarfında usulen dermeyan edilmedikce mesmu olmaz.

Tahkikat esnasında murur etmiş olan muddetlerin esasa mutedair vicahi hukumden sonra hali sabıka ircaı talep olunamaz.

Madde 169 - Hali sabıka irca talebi meselenin esasını halle salahiyettar olan hakime arzolunur. Bir hukum hakkında kanuni yollara muracaat hakkının sakıt olması uzerine hali sabıka irca talebi, verilen hukmu tetkika salahiyettar olan mahkemeye arzolunur.

Madde 170 - (Değişik madde: 26/09/2004 - 5236 S.K./11.mad) *1* *2* İlk derece mahkemeleri veya bolge adliye mahkemelerine yapılacak eski hÂle getirme istemleri, hadiseler hakkındaki usule, Yargıtayda ileri surulecek eski hÂle getirme istemleri, temyiz usulune gore yapılır ve incelenir.

Madde 171 - Hali sabıka irca talebi muhakemenin talikını icap etmez ve hukmun icrasına da mani olmaz. Şu kadar ki bu talebi tetkika salahiyattar mahkeme icabına gore teminat verilmek şartiyle muhakemenin talikına ve hukmun tehiri icrasına karar verebilir. 110 uncu maddenin son fıkrası hukmu burada da caridir.

Madde 172 - Mahkeme hali sabıka ircaa dair verdiği kararda hangi muamelenin keenlemyekun addedildiğini tasrih eyler. 87 nci maddede bildirilen muamelelerin hukum ve kuvvetleri bakidir.

Madde 173 - Hali sabıka irca talebinin ve hukumsuz addolunan muamelelerin masrafı irca talebinde bulunan tarafa tahmil olunur.

Madde 174 - Bir davada aynı tarafın birden ziyade hali sabıka ircaı talebi kabul olunamaz.

ON İKİNCİ FASIL: TATİL

Madde 175 - (Değişik madde: 14/07/2004 - 5219 S.K./2.mad) *1* Her sene bilumum mahkemeler ağustosun birinden eylulun beşine kadar tatil olunur.

Madde 176 - (Değişik madde: 30/04/1973 - 1711/1 md.)

Adli ara vermede ancak aşağdaki dava ve işler gorulur:

1. İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti, deniz raporlarının alınması ve dispecci tayini istekleri ve bunlara karşı yapılacak itirazlar hakkında karar verilmesi,

2. Aravermede yapılmasına karar verilen keşifler,

3. Her ceşit nafaka davaları,

4. Velayet ve vesayet işlerine ait davalar,

5. Nufus davaları,

6. Hizmet akdinden doğan davalar,

7. Kıymetli evrakın kaybından doğan iptal davaları,

8. Tahkim babındaki hukumlere gore mahkemenin gorevine giren anlaşmazlık ve işler,

9. İflas ve konkordatoya ait davalar,

10. Kanunların sulh mahkemesini veya hakimini gorevlendirdiği dava ve işler,

11. Kanunlarda ivedi olduğu veya adli aravermede de bakılabileceği belirtilen veya basit yargılama usulune bağlı tutulan başka dava ve işler,

12. Mahkemece taraflardan birinin isteği uzerine ivedi gorulmesine karar verilen dava ve işler,

(Değişik fıkra: 26/02/1985 - 3156/5 md.) Tarafların uyuşması halinde veya dava bir tarafın yokluğunda gorulmekte ise hazır olan tarafın isteği uzerine yukarıdaki iş ve davalara bakılması adli ara vermeden sonraya bırakılabilir.

(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./12.mad) *1* *2* Adlî ara verme suresi icinde, yukarıdaki fıkralarda gosterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşılık dava, istinaf ve temyiz dilekceleri, bunlara karşı verilen cevap dilekcelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekcelerinin alınması, ilÂm verilmesi, her turlu tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bolge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gonderilmesi işlemleri de yapılır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu hukumleri saklıdır.

(Değişik fıkra: 26/09/2004 - 5236 S.K./12.mad) *1* *2* Bu madde hukumleri bolge adliye mahkemesi ve Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.

Madde 177 - Bu kanunun tayin ettiği muh