[B]
URETİM YONETİMİ

1. GİRİŞ

İşletmenin temel fonksiyonlarından biri de uretimdir. İşletme olmadan uretim yapılabilir ama uretim olmadan bir işletme duşunulemez. Yaşamlarını surdurebilmek icin insanların ihtiyaclarını surekli
karşılamaları gerekir. Bu ihtiyacların uretim olmadan karşılanamayacağı acıktır. İnsanlık tarihi kadar eski
olan uretimden soz edebilmemiz icin hesap makinesi veya saat gibi gunumuzun karmaşık urunlerinin
uretiminden soz ediyor olmamız gerekmez. Yuzyıllar oncesi yaşayan toplumlarda bir insanın giydiği
deriden yapılmış bir giysinin o şekle gelebilmesi icin derisinden yararlanılan hayvanın avlanması, yerleşim
bolgesine getirilmesi, derisinin yuzulup kurutulması ve kesilip dikilmesine kadar her aşamasında değişik
uretim faaliyetlerinden soz edebiliriz. Cok basit ihtiyaclarımızı bile yerine getirirken bunun her aşamasında
onlarca minik uretim faaliyetini yapmamız gerekmektedir.
Tum uretim faaliyetlerinin bir duzen icerisinde yapılması gerekir. Belirli bir duzen icerisinde
yapılmayan uretim faaliyetleri en temel ihtiyaclarımızı karşılarken bile bize aşırı zaman, enerji ve malzeme
kaybettirebilir. İşte bu nedenle gerek işletmelerde ve gerekse bireysel cabalarımızda uretim mutlaka
yonetilmeli, başıboş ve kendi haline bırakılmamalıdır.
Uretim yalnızca elle tutulur, gozle gorulur, somut mamullerin uretildiği bir surec olarak
duşunulmemelidir. İnsanların bir yerden diğer bir yere taşınması, hastalandıklarında muayene ve tedavi
gormeleri, bilgi ihtiyaclarını gidermek icin eğitim-oğrenim gormeleri ve tatile gittiklerinde bir otelde
kalmaları gibi elle tutulamayan, soyut faaliyetler de birer uretim faaliyetidir. Boyle olunca işletmenin
uretim fonksiyonunun kapsamı cok geniş bir alanı icerir. İki temel bileşenden oluşan bu kapsamda elle
tutulur, somut olan urunlere “mamuller”, elle tutulamaz, soyut olanlara da “hizmetler” denilmektedir.
Bundan sonraki anlatılacak bolumlerde mamuller uzerinde daha ağırlıklı olarak durulmasına rağmen
anlatılanların bircoğunun hizmetlere de uygulanabileceği hatırdan cıkarılmamalıdır.
Uretim fonksiyonu herhangi bir mamul veya hizmeti uretmede yapılması gereken faaliyetleri ve
operasyonları doğrudan yerine getiren ve onlarla doğrudan ilişkili bir fonksiyon olduğu icin, bircok
kaynakta bundan soz edilirken “uretim ve işlemler” fonksiyonu denildiğine rastlanır. Burada kısaca
“uretim” fonksiyonu denilerek konular anlatılacaktır.
Ekonomi biliminin geniş bir kısmı imalat veya uretim yonetiminin kavramlarıyla ilgilidir ve
ekonomistler genelde bu uretim faktorleriyle ve bu faktorlerin girdi olarak hizmet vermesiyle ilgilenir.
Ekonomistlere gore bu faktorler, belirli bir şekilde birleştirildiklerinde bazı mamullerin veya hizmetlerin
meydana getirilmesiyle sonuclanırlar veya diğer bir anlatımla belirli turdeki cıktıları meydana getirirler. Bu
uretim faktorlerinin en etkili bir şekilde kullanılabilmesi icin hedef, bu faktorlerin optimum bir bileşimini
veya paylaşımını bulmaktır1.
Herhangi bir işletmenin sağladığı urun veya hizmeti meydana getirmek icin gerekli olan ve belirli
bileşimler icerisinde kullanılan, belirli ceşitlilikteki kaynakların (insanlar, makineler, tesisler, bilgiler veya
malzemeler) karşılıklı etkileşimleriyle ilgilenen fonksiyona “uretim fonksiyonu” denir. Uretim
fonksiyonunun yonetsel gorevleri, soz konusu bu ilişkili faaliyetlerin kendi fonksiyonlarını yerine
getirebilmeleri icin tasarlanmalarını, planlanmalarını, yurutulmelerini ve arzulanan performansa
ulaşabilmede gerekli olan kontrol ve olcumlerini kapsar. Bu gorevleri yerine getirmek icin kaynakların en
iyi şekilde birleştirilmesine, paylaştırılmasına ve arzulanan urun veya hizmetin uygun olan miktar ve
kalitede oluşturulmasının sağlanmasına “uretim yonetimi” denir2. “Uretim yonetimi” toprak, işgucu,
sermaye ve yonetim girdilerini mamuller ve hizmetler şeklinde arzulanan cıktılara donuşturen surecin
yonetilmesidir3. Diğer bir kaynakta ise “uretim yonetim” bir organizasyon tarafından sağlanan mamullerin
ve hizmetlerin uretiminde doğrudan gerekli olan kaynakların yonetilmesidir şeklinde tanımlanmaktadır4.
3
Bir uretim faaliyetine başlayabilmek icin bu faaliyeti yerine getirecek bileşenlerin hazır bulunması
gerekir. Belirli girdi maddelerinin uretim surecinden gecirilmesi neticesinde ancak urun veya hizmet elde
edilebilir. Soz konusu bu girdi bileşenlerini bir araya getirmede insan (girişimci) aktif rol oynar. Bilgisini,
yeteneklerini ve geliştirdiği kolaylaştırıcı yontemleri işin icerisine katar. Bu sayede maksimum cıktı elde
edip verimli olmaya calışır. Amac, fiziki verimlilik olarak niteleyebileceğimiz cıktı/girdi oranını mumkun
olduğunca 1’e (yuzde yuze) yakın hale getirebilmektir. Kullanılan hammadde ve malzemelerin uretim
esnasında oluşan ısınmaları, aşınmaları, yıpranmaları; yine uretim esnasında işgorenlerde gorulen
motivasyon duşukluğu, yorgunluk gibi bircok nedenden dolayı bu oranın hicbir zaman tam olarak 1’e eşit
olamayacağı acıktır. Ekonomik verimlilik acısından ele aldığımızda ise daima 1’den buyuk oranlar yeğlenir
cunku işin icine girdi ve cıktıların değeri girmektedir. Girdinin değeri, cıktının değerinden buyuk olursa
zarar, tersi olursa kardan soz edilir.
2. URETİM VE DİĞER TEMEL İŞLETME FONKSİYONLARI
Uretim faaliyetlerinin profesyonel bir şekilde yerine getirildiği orgutler işletmelerdir. İşletmeler
gorunurde kÂr etmek amacıyla bu gorevi yerine getirmelerine rağmen, gerek kendi ve gerekse insan
hayatının surdurulebilmesi ve topluma faydalı olunması gibi daha ust amaclar icin de bu gorevi yerine
getirir. Yonetim, pazarlama ve finans gibi temel işletme fonksiyonlarıyla eş duzeyde olan uretim, işletme
icin hayati bir oneme sahiptir. Bu acıdan uretimin verimli ve etkin yonetilmesi, işletmelerin icinde
bulundukları pazarda rekabet ustunluğu elde edebilmelerinde anahtar rol oynar.
İşletme icerisinde uretim yalnız başına duşunulemeyeceği icin işletmenin diğer fonksiyonlarıyla
yakın ilişki icerisinde olacaktır. Yonetim acısından ele alındığında, her fonksiyonda yonetim nasıl etkin rol
oynuyorsa uretimin yonetilmesinde de aynı rolu ustlenir. Yonetimin işlevleri uretimin yonetilmesinde de
aynen kullanılır. Uretim faaliyetleri planlanmalı, organize edilmeli, koordine edilmeli, denetlenmeli ve
kontrol edilmelidir. Uretimden sorumlu olan kişi ve yoneticiler uretim amacıyla yaptıkları işlerde tepe
yonetimi surekli bilgilendirmelidir. Uretimle uğraşan işgorenlerin yetki ve sorumlulukları net bir şekilde
belirlenmeli, karmaşıklığa meydan verilmemelidir.
Uretimin pazarlama ile olan ilişkileri işletmede ozel bir oneme sahiptir. Urettiği urunleri
tuketicilerin istekleri doğrultusunda pazara sunmaya calışan işletme, bu iki fonksiyonu hassas bir uyum
icerisinde surdurmek zorundadır. Pazarlama, uretim bolumunden uretilen urunun tum ozelliklerini
oğrenip bu bilgileri tuketicilerine aktarmak ister. Rakip urunlerle arasındaki avantaj ve dezavantajları bilip
pazarda ona gore hareket etmek ister. İşletmede tuketicilerin beklentilerini ne derece karşılayacak urunler
uretilebileceğini araştırır. Uretimin uzerine duşen gorevse bu bilgileri en acık bir şekliyle pazarlama
bolumune vermektir. Uretilen urunlerin belirli bir zaman diliminde ne kadarının satılabileceğini oğrenmek
ise uretim bolumunun pazarlama bolumunden bir numaralı beklentisidir. Ancak bu sayede uretim planları
yapılabilir ve gerekli kapasite dengeleri ayarlanabilir. Ayrıca tuketicilerin ne tur bir urun istedikleri, urunde
hangi ozellikleri fazlaca ve hangilerini ise daha az gormek istediklerini oğrenmek uretim icin hayati bir
onem taşır. Uretime bunu sağlayacak olan yine pazarlamadır. Bu bilgilerden sonradır ki, uretim en uygun
malzemeyi, aletleri, makineleri ve işgucunu bulup en uygun uretim yontemlerini geliştirebilecektir.
Uretim işlemlerini aksatmadan yerine getirmede fon kaynaklarına ihtiyac olacaktır. Gerektiğinde
bu fonları sağlama gorevi işletmede finans bolumune verilmiştir. Belirli bir donemde sağlanabilecek fon
kaynaklarından uretime duşen pay belirlenmeli, uretim icin bir butce hazırlanmalıdır. İleriki donemlerde
yaşanabilecek fon sıkıntılarından uretim bolumu haberdar edilmelidir. Uretim planlarının
duzenlenmesinde bu durumun da goz onunde bulundurulması gerekebilir. Sıkıntının yaşanacağı
donemlerden once, duruma gore belirli oranda bir kapasite artırımına veya azaltmaya gidilebilir.
Tıpkı diğer işletme fonksiyonlarında olduğu gibi uretim fonksiyonu da kendi icerisinde bir
orgutlenmeye gitmektedir. İşletmeler buyudukce bu orgut icerisindeki tum oğeler daha belirgin hale gelir.
Boyle bir geleneksel orgut şeması Şekil 1’de gosterilmektedir.
4
Şekil 1: Geleneksel Bir Uretim ve Stok Kontrol Orgut Şeması5
3. URETİMDE SİSTEM YAKLAŞIMI
İşletmenin diğer bolumleriyle yakın bir bilgi alışverişi icerisindeki uretim bolumu kendi gorevlerini
en etkin ve verimli olarak yerine getirmede teknolojiden ve bilimsel yontemlerden yararlanır. Yuzyıllar
suren teknolojik ve bilimsel gelişmelerin ışığı altında gunumuzde modern olarak kabul edilen bircok
uretim sistemi ve yontemi geliştirilmiştir. Peki, nedir bu sistem ve neresinden başlamak gerekir? Nerede
biter? Bu soruların cevaplarını ararken, aralarında belirli ilişkiler bulunan ve bu ilişkilerin belirli bir amacı
gercekleştirmek icin kurulduğu, belirli miktarda oğeden oluşan birlikteliğe “sistem” denildiğini
hatırlamakta yarar vardır. Belirli bir şekilde ilişkili ve birbiriyle bağlantılı olan parcaları meydana getiren
hemen her şey bir sistem olarak isimlendirilebilir. Karşılıklı ilişki icerisinde olan ve birleştirilmiş olan
şeylerden oluşan ve boylece de butunleşik bir yapı oluşturan herhangi bir grup sistem olarak
isimlendirilebilir. Bir sistemi meydana getirmede tek tek parcalar onemli değil, fakat bunların beraberce
birleşimleri veya bu parcaların karşılıklı ilişkileri onemlidir6. Orneğin odada bir masa varsa bu masanın
muhtemelen dort ayağı ve bir de ust kısmı vardır. Tek başlarına duşunulduklerinde bu parcaların hicbiri
faydalı değildir, fakat montajları yapıldığında, karşılıklı olarak etkileşmeye ve bir butun olmaya
başladıklarında faydalı hale gelirler. Bu nedenle bu masa bir sistem olarak duşunulebilir. Her sistem
kendisini oluşturan oğelerden oluşur ve her sistem kendisinden daha ustteki bir sistemin alt sistemi
olarak, diğer bir anlatımla, onun bir oğesi olarak faaliyet gosterir. İşletmenin fonksiyonları işletme
sisteminin birer oğesidirler. Uretim de bu sistemin bir oğesi olarak kendi icerisinde oğelerden oluşur.
Şekil 2’de gorulduğu gibi en genel anlatımla bir sistem girdi, donuşum, cıktı, geri bildirim ve cevre
olmak uzere beş temel oğeyi icerir. Girdi safhasında hammadde, emek, sermaye ve bilgi gibi doğadaki kıt
kaynaklardan soz edilir. Bunların tedarik kaynaklarından temin edilip sisteme sokulmaları gerekir. İkinci
aşama olan donuşum safhasında, elde edilen bu kıt kaynaklar uzerinde bir takım değişiklikler yapılmaya ve
bu sayede daha değerli hale getirilmelerine calışılır. Girdi bileşenlerini daha değerli hale getirmenin dort
temel yolu vardır. Bunlardan bir tanesi, delme, eğme, bukme, eritme, yapıştırma, ayrıştırma v.b. gibi
işlemlerle girdiler uzerinde fiziki olarak bir donuşum sağlayıp daha değerli hale getirilmeleridir. Bir diğeri
ise, cok bulundukları yerlerden alınıp az bulundukları yerlerde tuketime sunularak değerlerinin
artırılmasıdır. Diğeri, cok bulundukları zamanlarda toplanıp depolanarak, az bulundukları zamanlarda
tuketime sunulmaları yoluyla değerlerinin artırılmasıdır. Son olarak mulkiyetleri el değiştirirken daha
değerli hale getirilebilirler. Donuşum safhasından gecip değerleri artırılmış olan girdiler temel ve yardımcı
nitelikteki cıktılar olarak tuketiciye sunulur. Temel olarak sunulan cıktılar mamuller ve hizmetlerdir. Elde
5
edilen ya da tuketiciye sunulan mamulun ve hizmetin arzulanan miktar ve kalitede olması işletmenin
rekabet ustunluğu elde edebilmesinde hayati onem taşır. Dolayısıyla, miktar ve kalite oğelerine temel
cıktıları destekleyen ve onlarsız duşunulmeleri mumkun olmayan yardımcı nitelikteki cıktılar gozuyle
bakılabilir.
Şekil 2: Sistemin Oğeleri
Sistemin dorduncu oğesi olan geri bildirim işletmelerde surdurulebilir bir gelişmenin
sağlanmasında onemli bir yere sahiptir. İşletme durağan bir yapıda olamaz ve kendisini surekli yeniliklere
acık tutup geliştirmesi gerekir. Bunu sağlamada soz konusu geliştirmenin nerede yapılması gerektiğini
keşfetmelidir. Geri bildirim, bu keşifte işletmenin yararlanabileceği en temel aractır. Cıktılar (urunler) bazı
hataları iceriyor olabilir. Dahası, şiddetli rekabet ve kureselleşme ve sosyal cevre baskıları sonucu artık
tuketicilerin ihtiyaclarını karşılayıcı olmaktan uzaklaşıyor olabilir. İşte tum bunlar bir geri bildirim
mekanizmasıyla geriye doğru, gereken safhalara iletilmelidir. Hatalar veya iyileştirme gerekleri girdi
safhasında olabileceği gibi donuşum safhasında da olabilir.
Sistemin bir diğer oğesi olan cevre oldukca geniş bir kapsama alanına sahiptir. Her sistem nasıl bir
cevre icerisinde faaliyet gosteriyorsa, işletme de bir sistem olarak kendini her şeyden soyutlayamayacağı
icin bir cevre icerisinde faaliyet gosterir. Cevrenin en onemli oğeleri yasalar, rakipler, icinde bulunulan
ekonomi ve yine icinde bulunulan sosyal ortamdır. İşletme bunları goz ardı ederek faaliyette bulunamaz.
Ayrıca, işletme cevre oğesine sistemdeki diğer oğeler kadar direkt bir etkide de bulunamaz. Cevreyi
kontrol altında tutamaz. Yalnız burada şunu belirtmek gerekir ki, işletmeler sermaye, istihdam ve uretim
hacmi acısından ne kadar buyurlerse cevreyi oluşturan oğeleri etkileme yetenekleri de o kadar artar.
Bir işletmenin uretim fonksiyonunun yonetiminde sistem yaklaşımının amacı, karar vermek icin bir
catı oluşturmak ve bu catının icerisinde tum nesneleri, ozellikleri, ilişkileri ve sistemin cevresini hesaba
katarak verilen kararlarla işletmenin amaclarına ulaşmasını kolaylaştırmaktır7. Farklı turdeki işletmelerin
elbette kendine has farklı turde girdileri, donuşum surecleri ve cıktıları olacaktır. Burada onemli olan
nokta tum işletmelerde uretim sistemini ilgilendiren oğelerin tamamının mevcut olduğudur. Tablo 1’de
hizmet veya mamul ureten değişik işletme turlerine gore temel girdi, donuşum ve cıktı bileşenlerinin neler
olabileceklerine ornekler verilmektedir.
Girdi
Hammadde
Emek
Sermaye
Bilgi
Geri Bildirim
Cevre
Donuşum
Fiziki
Yer
Zaman
Mulkiyet
Cıktı
Temel
Yardımcı
Mamul
Hizmet
Kalite
Miktar
Rakipler Yasalar
Sosyal cevre
Ekonomi
Devlet
Tedarikciler
6
Tablo 1: Bir Mal veya Hizmet Meydana Getiren Farklı Turdeki Sistemler8
Uretimde amac tuketilebilecek urunler ortaya koymak olduğuna gore uretime tuketiciyle başlayıp
tuketiciyle biten bir dongu gozuyle bakabiliriz. Tuketicilerin ne istediğini, urunden neler beklediğini,
urunun hangi fonksiyonları yerine getirmesini arzuladıklarını uretime başlamadan once tum acıklığıyla
ortaya koymak gerekir. Sonucta urunden yararlanacak olanlar yine tuketicilerdir. Başlangıcı ve bitişi
tuketici olan uretim sureci bir dizi fonksiyonu yerine getirmekle gercekleştirilir.
4. URETİMİN FONKSİYONLARI
İşletmenin bir alt sistemi olan uretim de kendi icerisinde bir girdi, donuşum ve cıktı surecini
icermekte ve bunları yerine getiren fonksiyonlardan oluşmaktadır. Fonksiyonlar yerine getirilirken belirli
bir plan ve programa uygun caba harcanır. Tuketicinin daima on planda olduğu uretimde, ne kadar urun
satabileceğimizin ve istenilen urunun ozelliklerinin neler olduğunun tahmin edilmesi gerekir. Daha sonra
urunun bu satış miktarı ve ozelliklerinin tahminlerinden yola cıkarak cizimlerle ve modellerle tasarımı
gercekleştirilir. Tasarımı netleşen urunu uretmek icin gereken tesislerin (işletmenin) nerede kurulacağına
karar verilir. Gerekli olan hammadde, emek ve sermaye gibi tedarik kaynaklarının kimler ve hangi
işletmeler olacağı belirlenir. Daha sonra tesislerin kurulması aşamasına gecilir ki, burada nasıl bir yerleşim
duzeninin ve hangi uretim sisteminin kurulacağı, makinelerin, işgucunun, departmanların ve kullanılacak
sistemlerin tesis icerisinde nerelere konuşlandırılacakları ve nasıl bir akış izleyecekleri belirlenir. Hangi
zaman diliminde ne kadar uretim yapılacağını belirleyen uretim planı hazırlanır. Plan doğrultusunda
uretim işlemleri yerine getirilir. Yapılan talep tahminlerine dayalı olarak uretim planının, o donemde ne
kadar urun uretilmesi gerektiğini, elde ne kadar stok bulundurulacağını, ne kadar işgucu gerektiğini,
makinelerin hangi kapasitede calıştırılacağını gosterir nitelikte bir plan olması gerekir.
Uretim gercekleştirilirken urunu uretmek icin gerekli olan tum hammadde, malzeme, alet, makine
ve işgucu gibi unsurlar gereken yerde, zamanda ve miktarlarda hazır bulunmalıdır. Bu yer, zaman ve
miktarda meydana gelen dengesizlikler uretim esnasında birtakım darboğazların oluşmasına, gereksiz
parca, bileşen ve malzeme yığılmalarına veya bunların eksikliklerine yol acar. Gerek hammadde
depolarında, gerekse uretim esnasında ceşitli makine ve aletlerin yanlarında istenmeyen stoklar oluşmaya
başlar. Herhangi bir makinenin ve işcini arkasında işlemden gecmeyi bekleyen parcalar uzun kuyruklar
oluşturur. Bu aksaklıkların ortadan kaldırılabilmesi icin tesislerin yerleşim duzeninin cok iyi ayarlanması ve
titizlikle hazırlanmış uretim planları gerekmektedir.
7
Uretim surecinden cıkan bitmiş urunlerin ambalajlanması ve depolanması gibi konular gundeme
gelir. Bitmiş urunlerin tuketicilere en iyi şekilde ulaştırılması gerekmektedir. Uretici bu urunleri tuketiciye
direkt kendisi ulaştırabileceği gibi bir veya daha fazla sayıda aracı işletme kullanılarak da bu gorev
gercekleştirilebilir. Gerek hammadde ve malzemelerin tenim edilme aşamasında, gerek işletme icerisinde
urunler uretilirken ve gerekse bitmiş urunler tuketicilere sevk edilirken gecen tum ulaştırma ve depolama
faaliyetlerini ele alan ve son yıllarda onemini ciddi derecede artıran “lojistik yonetimi” gelişmiştir.
Mamullerde zaman ve yer kullanımı ihtiyacı belirdiği anda arz ve talebin koordinasyonunu ve urunun
hareketini ilgilendiren işlemleri kolaylaştırıcı tum faaliyetlerin yonetilmesine “işletme lojistiği” denir9.
Urunu elde eden tuketicinin urunden herhangi bir hoşnutsuzluğu olduğunda bunu rahat bir
şekilde geriye doğru ureticiye iletebilmeli ve bu hoşnutsuzluğun sebebi neyse en kısa surede
giderilmelidir. Uretici işletme, bundan sonra bu tur hataların oluşmaması icin gerekli onlemleri almalıdır.
Tuketicilerden yalnızca hoşnutsuzluklar değil ceşitli oneriler de gelebilir. İşletme tarafından bunlar da
dikkate alınmalı ve bu doğrultuda gereken iyileştirmeler yapılmalıdır.
Buraya kadar genel hatlarıyla ele aldığımız uretimin bu temel konularını biraz daha kapsamlı
anlatmak konuların butunluğu acısından yararlı olacaktır. Unutulmamalıdır ki, her biri ayrı bir ders ve ayrı
bir kitapta işlenen bu uretim konularının uzerinde calışılmaya ve verimliliklerini artırıcı yeni yontemler
geliştirilmeye devam edilmektedir.
4.1. Talep Tahminleri
İşletmeler uretecekleri urunlerin pazarda ne miktar satabileceğini onceden kestirmeye calışır. Bu
maksatla yaptıkları calışmalara talep tahmini denilmektedir. Eğer talep onceden tahmin edilmezse
rastgele bir miktarda uretim yapmak soz konusu olur ki, bu da ya tuketicilerin yeterince doyurulamaması
ya da aşırı uretim sonucu işletmenin elinde fazla miktarda urunun satılamadan kalması anlamına gelir. Her
iki durum da arzu edilmemekte ve işletmenin rekabet ustunluğunu zedelemektedir. Elde etmek istedikleri
urunu bulamayan tuketiciler diğer işletmelere kaptırılabilir. Fazla uretim yapılması durumunda ise
satılamamış bekleyen urunlere gereksiz yere sermaye bağlanmış olur. Bunların depolanmaları ve zaman
icerisinde curume, bozulma gibi olumsuzluklara karşı onlem alma gereği de katlanılan masrafları
artırmaktadır. Zaman gectikce satılamadan demode olmaları bile mumkundur. Bu ve benzeri nedenlerden
dolayı işletmeler talep tahmini yapmalı, ileriki donemlerde ne kadar urun satabileceklerini kestirmelidir.
Bir donem icin tahmin edilen taleple o donemde oluşan gercek talep arasındaki farka “talep
tahmin hatası” denir. Bu hata ne kadar az olursa uretim planlarındaki aksaklıklar da o kadar az olacaktır.
Tahmini yapılacak donem ne kadar kısa bir donemi kapsıyorsa, tahmin hatasının o kadar kucuk olması
arzulanır. Kısa donem icerisinde yapılan tahmin hatalarının giderilmesi zordur. Oysa uzun donemli
tahminlerde hatalar, zamana yayılarak daha rahat duzeltilebilme olanağı bulur. Miktar olarak cok sayıda
urunun uretilmesini gerektiren durumlarda, yapılacak talep tahminlerinin hatasının az olması arzulanır.
Boyle durumlarda yapılacak en kucuk bir hata bile miktar buyuk olduğu icin giderilmesi guc, buyuk
aksaklıklara neden olabilir10.
Talep tahmini yaparken kullanılabilecek bircok yontem vardır. En uygun yontemi tespit ederken
maliyet-fayda ilişkisini goz onunde bulundurmak gerekir. Talep tahmin yontemleri dorde ayrılır11:
1. Kalitatif (Sayısal Olmayan) Yontemler: Subjektiftir, yargıya dayanır ve ongoru ve fikirlere
dayanır.
Delphi Yontemi: Daha onceden hazırlanan soruların bir grup uzman tarafından
cevaplandırılmasıdır.
8
Pazar araştırması: Pazar hakkındaki hipotezleri test etmek icin anket, karşılıklı goruşme v.b. gibi
ceşitli yontemlerle verilerin toplanmasıdır.
Panel konsensus: Yoneticilerin, satış personelinin veya muşterilerin katılımıyla gercekleşen
toplantılarda serbest fikir alış verişinin sağlanmasıdır.
Tarihsel analoji: Daha onceki benzer bir parcanın talebiyle bağlantı kurulur.
Halka yakınlık: Orneğin kendi bolgesine en yakın kişi olan her satış personelinden verilerin
toplanmasıyla tahminler turetilebilir.
2. Zaman Serileri Analizi: Gecmiş zamanda oluşan taleplerin gelecekteki talebi tahmin etmek icin
kullanılabileceği fikrine dayanır. Bir dizi istatistiksel yontemlerden oluşur. Burada yalnızca isimlerini
vermekle yetineceğiz.
Basit hareketli ortalama
Ağırlıklı hareketli ortalama
Ussel duzgunleştirme
Regresyon analizi
Box Jenkins tekniği
Shiskin’in zaman serileri
Trend projeksiyon
3. Nedensel Yontemler: Talebi tahmin edilecek olan parcayı veya urunu cevreleyen ve belirleyen
sistemi anlamaya calışır. Burada da istatistiksel yontemlerden yararlanılır.
Regresyon analizi
Ekonometrik modeller
Girdi/cıktı modelleri
Ekonomik gostergeler
4. Simulasyon (Benzetim) Modelleri: Genellikle bilgisayar kullanılarak yapılan ve modelin icsel
değişkenleri ve dışsal cevresi hakkında varsayımlar yapabilmede, tahminde bulunan kimseye yardımcı olan
dinamik modellerdir. Tahminde bulunan kimse orneğin “Eğer fiyatlar yuzde 10 artarsa tahminim ne olur?”
veya “Eğer hafif bir ekonomik durgunluk olursa tahminimi nasıl etkiler?” gibi sorulara modeldeki
değişkenlere dayalı olarak cevaplar arar.
4.2. Urun Tasarımı
Urun tasarımı yapmadan once tuketicinin nasıl bir urun beklentisi icerisinde olduğunu araştırmak
son derece onemlidir. Tuketicinin istekleri doğrultusunda tasarlanmamış bir urunun yaşam suresi kısa
olacaktır. Tuketici cok kısa surede urunden bıkacak ve yeni arayışlar icerisine girecektir.
Urun tasarımı hedef pazardaki tuketicilerin kulturel yapıları, urunun ulke ici veya ulke dışında
pazarlanması, işletmenin elindeki uretim kaynaklarının duzeyi, işletmenin urunde on plana cıkarmayı
hedeflediği ozellikler gibi faktorlere bağlı olarak şekillenecektir. Soz konusu faktorlerin oncelik-sonralık
sırasına sokularak veya değişik ağırlıklar verilerek urunun tasarımında temsil edilmeleri sağlanabilir.
9
Yuksek kalite ve duşuk maliyet dengesini yakalayabilen urunlerin pazarda daha uzun sure tutunabildikleri
gozlenmektedir.
Bir urununun hayatı boyunca talebindeki meydana gelen değişmelerin urun ceşitliliği, urun hacim,
endustri yapısı ve rekabetin aldığı şekil acılarından incelenmesi “urun hayat eğrisi” kavramıyla
gercekleştirilir. Burada urunun hayatı boyunca izlediği beş aşama olan pazara giriş, hızlı gelişme, calkantılı
rekabet, doyma (olgunluk) ve gerileme aşamaları ele alınır12. Urun hayat eğrisi ilgili pazar bolumleri
icerisinde ve belirli bir zaman dilimi boyunca bir urunun değerlendirilerek değişik zaman noktaları
itibariyle geliştirilip değiştirilmesini icerir. Dolayısıyla bir urunun pazara ilk sunulduğu gunden itibaren
hayatını tamamlayasıya kadar, uzerinde birtakım tasarım değişiklikleri yapılabilir. Uretim sureclerinde de
aynen urun hayat eğrisine paralel olarak “uretim sureci hayat eğrisi” adı altında bir takım değişiklikler
olacaktır.
Tuketici yararlanacağı urun veya hizmette kalite arayacaktır. Kaliteyi değerlendirirken her bir kalite
boyutunu goz onune getirir. Kalite boyutları urun ve hizmete gore farklılık gosterir. Urunun kalite boyutları
“performans”, “ozellikler”, “guvenilirlik”, “spesifikasyonlara uygunluk”, “dayanıklılık”, “servis imkanları”,
“estetik” ve “algılanan kalite”dir13. Hizmetin kalite boyutları ise “guvenilirlik”, “sorumluluk”, “yeterlilik”,
“ulaşılabilirlik”, “nezaket”, “iletişim”, “tanınmışlık”, “guvenlik”, “anlayış ve bilgi” ve “fiziksel
gorunum”dur14. Belirli bir işletim ortamında onceden belirlenmiş bir yaşam suresince urunun arzulanan
bir performansı sergileme olasılığına “urun guvenilirliği” denir.
Urun tasarlanırken ulusal ve uluslararası standartlara da uyumlu hale getirilmelidir. Standartlara
uygun olmayan urunlerin tamir ve bakımının yapılması, değişik endustrilerde veya farklı ulkelerde
kullanılabilmesi olanaksız hale gelir. Yeni urun tasarlanırken standartlaştırma, verimliliği destekler. Soz
konusu destek; uygun olan bir bileşen hazırda mevcut olduğunda gereksiz muhendislik tasarımlarından
kacınılarak, daha az sayıda bileşenin sistemde olması nedeniyle uretim esnasındaki malzeme planlama ve
kontrollerini basitleştirerek, bileşenlerin uretimini azaltarak (eğer bu bileşenler işletme icerisinde
uretiliyorsa) veya satın alma gereksinimlerini azaltarak ve satıcıların sayısını sınırlandırarak (eğer bileşenler
satın alınıyorlarsa) sağlanır. Standartlaştırmanın riskli bir tarafı ise, işletmenin tasarım yeteneklerinin
durağanlaşması nedeniyle yakalamasının gucleştiği, urunun yeni bir ozelliğinin rakipler tarafından
geliştiriliyor olmasıdır15. Yeni bir urun geliştirmenin aşamaları kısaca aşağıdaki gibi ozetlenebilir16:
1. Konsept Geliştirme ve Fizibilite: Yeni urun hakkında başlangıc fikirlerine ayrılmış bir aşamadır.
Teknik olarak urunun fizibilitesi uygun mudur? Geliştirilmesi maliyet acısından etkin midir? Bu aşamanın
coğu kısmı muhendislik ve pazarlamanın ilgi alanındadır ve uzun bir zaman alabilir.
2. Detaylı Tasarım: Yeni urunun fizibilitesinin uygun olduğu belirlenir belirlenmez, orijinal olarak
geliştirilen urun konseptinin detaylı bir muhendislik tasarımı yapılır ve uretime hazır hale getirilir.
3. Prototip: Urunun başlangıcta belirlenen olcu ve toleranslarına (spesifikasyonlarına) gore ilk
birimlerinin uretilmesi ve test edilmesi gerekir. Bu aşamada urun duşuk bir performans sergileyebilir ve
konsept ıskartaya ayrılabilir veya tasarıma yeniden başlanılması gerekebilir.
4. Prototip İmalat: Bu aşamada urunun imalat tarafından uretilebilirliği değerlendirilmiştir. Uretim
surecinin, malzeme değişikliklerinin, mevcut uretim gereclerinin kullanımının ve yeni urunun mevcut
urunlerle birleşiminin basitleştirilmesi icin bu noktada tasarım değişiklikleri yapılır.
5. Tam Olcekli Uretim: Bu aşama yeni urunun tum uretim kontrollerinin ve uretiminin mevcut
uretim tesislerine transfer edilmesi aşamasıdır.
6. Kullanım Sonrası Tasarım Değişiklikleri: Tam olcekli uretim icin urun serbest bırakıldığında,
muşterilerin urunu kullanması neticesinde ve uretiminde kazanılan tecrubeler neticesinde birtakım
tasarım değişikliği tavsiyeleri gelebilir ve bu doğrultuda urunun tasarım değişikliği gerekebilir. Bu turdeki
10
tasarım değişiklikleri cok kucuk boyutlarda bile olsa onları yapmak icin belirli bir mekanizmaya ihtiyac
vardır.
Urun tasarımında bilgisayar programlarından yararlanılabilir. Bu sayede urun uretilmeden once
boyutlarının nasıl olduğu, geometrik ozellikleri ve fonksiyonları bilgisayar ekranında gozlenebilir. Bu
olculere değişik değerler verilerek uzerindeki aksaklıklar giderilip iyileştirmeler yapılabilir.
4.3. Kuruluş Yerinin Belirlenmesi
İşletmenin faaliyette bulunacağı ulke icerisinde en uygun bolge ve yerde kurulması gerekir.
İşletmelerin başarısını etkileyen onemli unsurlardan biri olan kuruluş yeri işletme hayata gecmeden once
titizlikle tespit edilmesi gereken bir konudur. Yanlış yere kurulmuş olan bir işletmenin, daha sonra oradan
taşınması gundeme gelecektir. Bu da katlanılması oldukca ağır bir maliyet doğurur. İşletmenin kuruluş
yerini belirlemede goz onunde bulundurulması gereken başlıca kriterler şunlardır:
a. Pazara yakınlık: Urunlerin tuketiciye ulaştırılma maliyetlerinde tasarruf sağlanır.
b. Hammadde kaynaklarına yakınlık: Hammaddelerin işletmeye doğru olan ulaşım maliyetlerinde
tasarruf sağlanır.
c. Ulaşım olanakları: Dışarıdan işletmenin icerisine ve işletmenin icerisinden dışarıya doğru her
turlu ulaştırma maliyetlerinde tasarruf sağlanır.
d. İşgucu olanakları: İşletmenin insan kaynaklarının tedariki kolaylaşır. İşgucunun barınma, yeme
ve ulaşım gibi ilave maliyetlerinden tasarruf sağlanır.
e. Finansal kaynaklara yakınlık: İşletmede gerekli olan fon kaynaklarının kolay temin edilmesi
sağlanır.
f. Coğrafik koşullar: Arazinin ozellikleri, yer altı yapısı, deprem ve su baskını gibi doğal risklerin
duşukluğu onemlidir. İklimin yağışlı ve nemli olması korozyona karşı hassas urunlerin uretilmesinde
sakınca oluşturabilir. Sıcak veya soğuk iklime hassas urunlerin uretilmesinde gerekli yer secimine dikkat
edilmelidir.
g. Su ve atıkların giderilebileceği yerlere yakınlık: Son yıllarda artan onemi nedeniyle cevre dostu
urunlerin uretilmesi gerekmektedir. Atıkların nerelere boşaltılacağı onemlidir. Bozulmuş veya hurda haline
gelmiş malzemelerin geri donuşum surecinden gecirilerek değişik urunler şeklinde tekrar tuketime
sunulabilecekleri tesislere yakın yerlerde işletmelerin kurulması avantaj sağlar. Uretim ve tuketimin her
aşamasında kullanılabilen temizlik ve ayrıştırma maddesi olan suya yakınlık coğu zaman avantaj taşır.
h. Enerji temin olanakları: Komur, doğalgaz, petrol, elektrik gibi enerji kaynaklarına yakın olmak
bu kaynakların ucuza temin edilebilmeleri acısından onem taşır. Ozellikle bazı sanayi bolgelerinde ihtiyacı
karşılamak amacıyla sırf o bolgedeki işletmelere yonelik elektrik ureten işletmelerin kuruldukları
gorulmektedir.
ı. Yasal duzenlemeler: Devletin yasalarla teşvik ettiği bolgelerde işletmeyi kurmak avantaj
sağlayabilir.
i. Toplumsal beklentiler: Uretilecek urun turune gore toplumsal tepkilere neden olacak yerlere
işletme kurmak en azından etik olarak uygun değildir. Yore insanının genel beklentilerini karşılayacak
turde urunler ureten işletmeler kurmak ilerleyen yıllarda toplumun tepkisini almamak acısından
onemlidir.
11
Kuruluş yerinin secilmesi sureci bir dizi değerlendirme aşamasını icerir. Bu aşamaların sıralanışı
duruma gore değişebilmesine rağmen en sık kullanılan sıralanış aşağıdaki gibidir17:
1. Genel bolgenin secilmesi.
2. Kabul edilebilir bir toplumun secilmesi.
3. Bu toplum icerisindeki uygun olan yerlerin secilmesi.
4. Toplum-yer kombinasyonlarının değerlendirilmesinde bir yontem belirlenmesi.
5. Yerlerin karşılaştırılıp birinin secilmesi.
Her turden ulaştırma masraflarının en onemli karar alma kriteri olduğu kuruluş yerini belirlemede,
şirketin sahip olduğu bir veya birden fazla işletmenin toplam ulaştırma maliyetleri minimum yapılmaya
calışılır. Minimum toplam ulaştırma maliyetini sağlayan kuruluş yerlerinin bulunmasında kullanılabilecek
birtakım sayısal yontemler mevcuttur.
4.4. İşletme İcinin Duzenlenmesi
İşletme ici duzensiz olursa karmaşaya neden olur. Bir oğrenci duzensiz bir calışma masasında
uzerine not aldığı kucuk bir kağıdı veya silgisini bulmak icin nasıl zaman kaybediyor, bunları ararken kitabı
kaldırdığında uzerindeki kalem masadan nasıl duşuyorsa duzensiz bir işyerindeki durumda buna benzer.
İşciler neyi, nereye koyacaklarını, neyi, nereden bulacaklarını bilemez. Taşıma mesafeleri uzar. Parca ve
aletleri ararken gereksiz zaman kayıpları oluşur. Makinelerin, iş istasyonlarının yanlarında gereksiz
yığılmalar olur. Kimi makineler tam kapasite ve tam gun calışmak zorunda kalırken kimileri anlamsız bir
şekilde boş bekler. Aynı dengesizlikler işgorenlerin calışma duzeninde de yaşanır. Kimi işgorenler aşırı
calışma yukuyle yuklenirken kimileri de zamanlarının coğunu boşa gecirir. Tum bunların sonucunda
verimlilik azalır.
Aynen kuruluş yerinin belirlenmesinde olduğu gibi işletme icinin duzenlenmesinde de toplam
ulaştırma maliyetinin minimum yapılmaya calışılması en onemli karar kriteridir. Aralarında fazla sayıda
trafik akışı olan departmanlar, makineler ve iş istasyonları işletme icerisinde mumkun olduğunca yan yana
getirilerek mesafeleri minimum kılınmaya calışılır.
Bir parcanın uretilirken işletme icerisinde nerelere uğrayacağına, hangi makine veya işcide once,
hangisinde ise sonra işlem goreceğine o parcanın “uretim akışı” denir18. İşletmede uretilen parca ve
urunler birbirine ne kadar cok benzer ve ne kadar cok standart hale getirilirse işletmenin genel uretim
akışı da o kadar tek tip haline gelir. Boylece denilebilir ki, her işletmenin belirli olculerde baskın olan bir
uretim akış tipi vardır. Uretim akışları ceşit olarak cok sayıda turetilmeye elverişli olmalarına rağmen en
yaygın kullanılanları Şekil 3’te gorulduğu gibi I, L, U, O ve S tipi akışlardır. Bunlardan iki veya daha fazlası
birlikte kullanılarak cok sayıda akış ceşidi turetilebilir.
Şekil 3: Başlıca Uretim Akış Turleri
İşletme icerisindeki toplam ulaştırma maliyetini belirleyen unsurlar taşınacak malzemenin ağırlığı,
taşınacak miktarı, taşıma icin gecen zaman ve bir birimini birim uzaklığa taşıma maliyetidir. Bunların
carpım toplamları soz konusu malzemenin toplam ulaştırma maliyetini, tum malzeme ve parcalar icin bu
işlemin yapılarak toplamlarının alınmasa da tum işletme ici uretim işlemlerinin toplam ulaştırma maliyetini
verir.
12
İşletme ici uretim akışları duzenlenirken departmanlar arasında parcaların cizdiği rotaların
mumkun olduğunca birbirlerini kesmemelerine de dikkat etmek gerekir. Bu tur kesişmelerin yaşandığı
rotalarda belirli bir zaman diliminde gercekleştirilen taşıma sıklıkları fazlalaştıkca carpışma riskleri de artar.
Boylece rotanın birini, diğerinin uzerinden veya altından gecirmek gerekebilir. Boyle bir duzenin
sağlanması ilave yatırım maliyetleri gerektirecektir.
“Yerleşim duzeni” bir işletmenin fiziksel bir mekan icerisinde uretim fonksiyonunu yerine
getirirken kullandığı makine, alet, malzeme ve işgucu gibi unsurların fiziksel konumlarıdır. Bu fiziksel
konumların bir butun olarak koordinasyonuna “fabrika duzenleme” veya “işyeri duzenleme” denir19.
Şekil 4’te en temel olan yerleşim duzenleri gosterilmesine rağmen, işletmelerde kullanılabilecek
başlıca yerleşim duzenleri aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
1. Fonksiyonel (Surece Gore) Yerleşim Duzeni: Fonksiyonel yerleşim duzeninde birbirlerine
benzeyen makinelerin, iş atolyesinin belirli yerlerinde gruplandıkları gorulur. Parcaların, uretilmeleri icin
atolyenin tamamını kat eden geniş bir rota cizmeleri gerektiğinde ve makinelerde kullanılacak aletlerin
veya aparatların benzer makineler tarafından paylaşılmaları gerektiğinde bu tur bir yerleşim duzenini
kullanmak uygun hale gelir20. Bu yerleşim duzeninde kesin olarak diğerlerinden ayrılabilecek, baskın olan
herhangi bir iş akışıyla karşılaşılmaz. Uretilen bir parcanın bir sonraki işlemi, orneğin tornalama ise, bu
parcanın bu işlem icin nereye gonderileceği bellidir. Bundan sonra o parca, butun tornaların grup halinde
bir arada bulundukları yere gider ve grupta bir sonraki boşalacak tornayı beklemek uzere sıraya girer. Eğer
boyle bir ortamda tornalar atolyenin değişik yerlerine duzensiz olarak serpiştirilmiş olsalardı, buyuk bir
karmaşa yaşanabilir ve uretim kontrolu ve malzeme taşıma faaliyetleri gucleşir, onceliği olan işlerin once
gordurulmeleri imkansızlaşır ve boşalan makinelerin belirlenerek kullanılmaları oldukca zorlaşırdı.
2. Urune Gore Yerleşim Duzeni: Bu yerleşim duzeninde eldeki makine ve aletler bir urunun ham
madde halinden en son bitmiş urun olasıya kadar, uzerinde yapılması gereken işlemlerin sırasına gore yan
yana dizilir. Bu nedenle birbirinden farklı ozelliklere sahip, farklı makinelerin bir uretim hattı uzerinde yan
yana bulunmaları mumkundur. Uretim surecinde eğer hissedilir derecede baskın olan bir akış varsa, urune
gore yerleşim duzeni, surece gore yerleşim duzeninden cok daha avantajlı bir hal alır. Malzemelerin
taşınmaları buyuk olcude basitleşir21. Malzeme taşıma maliyetleri ve taşıma uzaklıkları onemli olcude
azalır. Uretim icin gerekli olan alan azaltılabilir. Uretim kontrolu daha kolaydır. Buradaki yerleşim duzeni
onceliği olan işlemleri oncelik sıralarına gore kendi kendine yerine getirebilecek bir guctedir. Surec
icerisinde yığılan stoklar, urune gore yerleşim duzeninde, surece gore yerleşim duzenine oranla yok
denecek kadar azdır.
13
Şekil 4: Fabrika Yerleşim Duzeni Ceşitleri22
3. Sabit Pozisyonlu Yerleşim Duzeni: Mumkun olduğunca hareket ettirilmeyen, durağan bir
urunun uretilmesi icin gerekli olan malzemelerin o urunun yanına getirilmesiyle oluşturulan yerleşim
duzenine sabit pozisyonlu yerleşim duzeni denir. Eğer uretilecek olan urun uretim sureci icerisinde
taşınamayacak kadar, boyut ve ağırlık olarak cok buyuk ise, bu yerleşim duzeninin uygulanması mantıklı
hale gelebilir. Buyuk bir bina, bir baraj, gemi, kopru, metro yapımı gibi projeye dayanan uretimlerde sabit
pozisyonlu yerleşim duzeninin kullanılması kacınılmazdır. Değişik bir ornek vermek gerekirse, otomobil
tamir ve bakımı yapılan servis atolyelerinde de bu tur yerleşim duzeninin kullanıldığı gorulur.
4. Karma (Melez) Yerleşim Duzeni: Bir fabrika icerisinde bir onceki bolumlerde acıklanan yerleşim
duzenlerinden bir veya birkac tanesi de kullanılıyor olabilir. Bu tur yerleşim duzenlerine “melez yerleşim
duzenleri” denir23. Bazı kaynaklarda buna “karma yerleşim duzeni” dendiğine de rastlanır24. Aslında
uretim ortamında kullanılan sureclerin coğu karmadır. Bu şekildeki karma surecler de karma yerleşim
duzenlerinin oluşmasına neden olurlar. Uygulamada en yaygın kullanılan karma yerleşim duzeni, fabrika
kapasitesinin bir kısmının surece gore yerleşime, bir kısmının da urune gore yerleşime odaklandığı
duzendir25.
5. Grup Teknolojisi Yerleşim Duzeni: Uretilecek urunu oluşturan parcaların birbirlerine benzer
olanlarının gruplandırılarak parca ailelerinin oluşturulmasına dayanır. Benzer parcalar benzer makinelerde
uretileceği icin bu gruplama makinelere gore de yapılır. Boylece benzer makine ve parcalardan oluşan
grupların her biri uretim hucrelerini oluşturur.
L
L M
G
M G G
L G
M
D
D
D
L M D
L
L
M
D
L
M M
D
G G
L D
G
M
G
D
L
L
L
L
M
M M
M
G G
G G
D
D
D
D
a)Hat yerleşim duzeni
b)Grup yerleşim duzeni
c) Fonksiyonel yerleşim duzeni
L=Torna
M=Freze
G=Taşlama
D=Matkap
14
4.5. Uretim Planlarının Yapılması
Ne uretileceğine, ne miktar uretileceğine, ne zaman uretileceğine ve hangi kaynakların
kullanılacağına karar verme faaliyetine “planlama” denir26. İşletme, onundeki belirli bir donemde ne kadar
urun ureteceğini, bu uretim miktarının soz konusu donemin daha kucuk dilimlerine nasıl dağılması
gerektiğini bilmek ister. Bu amacla hazırlanan planlara uretim planları, bu planları hazırlama işine de
uretim planlaması denir. Uretim planlarının hazırlanışı işletmenin uretim sistemine gore değişiklik gosterir.
Tam bir uretim planı kendisini oluşturan daha kucuk planlardan oluşur. Uretimi ilgilendiren diğer
fonksiyonlardan elde edilen bu kucuk planlar tek bir catı altında birbirlerine uyumlu hale getirildiklerinde
ana uretim cizelgesi oluşur.
Bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler neticesinde uretim planlama işinin bilgisayar programları
haline donuşturulduğu ve bu maksatla geliştirilen programların kullanılmaya başlandığı gorulmektedir. İlk
once MRP kısaltması ile tanınan “malzeme ihtiyac planlaması” ve bu planlamayı daha kolay hale getiren
bilgisayar programları geliştirilmiştir. İlerleyen yıllarda kapsam genişletilerek MRP’yi de icine alan ve MRPII
kısaltmasıyla tanınan “malzeme kaynak planlaması” oluşturulmuş ve bunu yapan bilgisayar programları
geliştirilmiştir. Daha yakın yıllara gelindiğinde bu planın da kapsamı genişletilerek ERP kısaltmasıyla
tanınan “kurumsal kaynak planlama” geliştirilmiştir. Gelinen bu son noktada tum kurumun icerisindeki
işletmelerin tum departmanlarının uretim ve diğer fonksiyonlardaki planlarının butunleştirilerek eş
zamanlı bir şekilde kullanılabilmesi istenmektedir. Bir MRPII sistemi aşağıdaki temel bileşenlerden (alt
sistemlerden) oluşmaktadır27:
İşletme Planlama: Firmanın parasal kavramlar icerisinde tanımlanan planıdır. Amaclanan kÂr veya
zarar belgeleri, bilancoları, fon kaynakları ve uygulamaları, hisse başı gelir, yatırım getirisi ve varlıkların
getirisi gibi performans olculerini icerir.
Pazarlama Planlama: Bir pazarlama planı işletmenin hangi urun gruplarını uretip pazarlayacağını,
muşteri ve coğrafik bolgelere gore hizmet verilecek olan pazarı, dağıtım kanallarını, pazar payını ve
hedeflenen talep duzeylerini icerir.
Uretim Planlama: Urun grup ve aileleri gibi toplu kavramlarla birlikte acıklanan ve belirli planlama
donemleri şeklinde işletmenin planlanan genel uretim duzeyini gosteren bir belgedir. Bu plan aynı
zamanda stokların, bekleyen işlerin ve sevkiyatların miktarlarını da icerir.
Kaynak Planlama: Kaynak planlama alt sistemi, uretim planını karşılamak icin gerekli olan
kapasiteyi belirler. Bu kapasitenin belirlenmesi departmanlardaki veya bir butun olarak tum işletmedeki iş
veya makine saatlerine gore olabilir. Gereken kapasitelerle, halen mevcut olan kapasiteler karşılaştırılır.
Farklılığın olduğu yerlerde, mevcut kapasiteyi, gereken kapasiteyle uygunlaştırmak icin bir plan
geliştirilmelidir. Eğer tatmin edici bir plan geliştirilemezse, o zaman, pazarlama ve işletme planlarının da
elden gecirilmesini gerektirecek şekilde uretim planı yeniden duzenlenmelidir.
Ana Uretim Cizelgelemesi: Asıl planlama donemi icerisinde gercekleşen, genel olarak bir ila uc yıl
arası bir planlama donemini iceren ve bu sure icerisinde belirli donemlerde kac tane nihai parca
uretileceğini gosteren bir plandır. Bu nihai parcalar, urunler, ana bileşim maddeleri veya secimlik parcalar
(orneğin otomobillerdeki klima opsiyonu veya airbag opsiyonu gibi) olabilir. Ana uretim cizelgelemesi
nihai urunlerin uretim miktar ve zamanlarını gosteren bir belgedir.
15
Dağıtım İhtiyac Planlaması: Bu alt sistem planlanan donem icerisinde sevkiyatı gercekleştirilecek
olan miktara gore, kaynağından bolgesel depolara doğru olan sevkiyatlar icin yapılan bir plan
niteliğindedir. Kaynağın bir imalat fabrikası olduğu durumda, dağıtım ihtiyac planlaması ana uretim
cizelgelemesine direkt bir girdi niteliğindedir. Bu sayede imalat ve dağıtım birbirine bağlanır ve arada
oluşabilecek bir stok ihtiyacı ortadan kalkar.
Son Montaj Cizelgelemesi: Bu cizelgeleme faaliyeti, urun icin gerekli olan ana uretim
cizelgelemesinin yapılmasından sonra, daha ileri bir duzeyli ve geriye kalan işlemlerin tamamlanması icin,
bir cizelgenin daha hazırlanmasını kapsar. Montajın sipariş uzerine yapıldığı durumda son montaj
cizelgelemesi, muşteri siparişi alındıktan sonraki opsiyonların ve değişken parcaların montajını icerecek
şekilde yapılmaktadır.
Malzeme İhtiyac Planlaması (MRP): MRP alt sistemi, malzeme cetvelini, malzemelerin tedarik
zamanlarını, uretim icin gerekli olan parti buyukluklerini ve stokların durumunu gosterir bilgileri
kullanarak, uretim icin gerekli olan malzemelerin ne zaman ve ne miktarda hazır bulunmaları gerektiğini
gosterir. MRP, ana uretim cizelgelemesindeki değişmelere cevap vermek icin, planlanmış olan siparişlerin
bitiriliş tarihlerini guncel hale getirir. MRP’nin hazırlanmasında oncelikle uretilecek olan urunde hangi ana
bileşenlerin kullanıldığının ve bu bileşenlerde de hangi parcaların kullanıldığının bir şema şeklinde
gosterilmesi gerekir. Buna malzeme cetveli (bill of materials, BOM) denir. Buradan, bağımlı ve bağımsız
talep kavramları ortaya cıkar. Eğer B parcası A parcasında girdi malzemesi olarak kullanılıyorsa, B’ye talep
ancak A’ya talep olduğunda oluşabileceği icin B’nin talebine “bağımlı talep” denir. Eğer bir parcanın talebi
kendisinden once gelen diğer bir parcanın talebinden etkilenmiyorsa “bağımsız talep”ten soz edilir.
BOM’da bir urunun alt dallarını oluşturan parcalarda daima bağımlı talep soz konusudur.
Kapasite İhtiyac Planlaması: Bu alt sistem MRP ile birlikte bu planlama donemi icerisinde MRP’nin
gereksinim duyacağı kapasiteleri belirlemede kullanılan diğer verileri de kullanmaktadır. Her donem icin
gerekli ortalama kapasite, mevcut kapasiteyle uyumlu hale getirilmeye calışılır. Eğer gerekirse mevcut
kapasite, fazla zaman, alternatif rota veya başka tur şeyler kullanılarak ayarlanabilir. Eğer kabul edilebilir
bir kapasite planına ulaşılamazsa, o zaman, MRP ve ana uretim cizelgelemesinin yeniden duzenlenmesi
gerekir.
Uretim Faaliyet Kontrolu: Bu alt sistem cizelgeler şeklinde hazırlanarak belirlenen uretimin
yapıldığı yerdeki “iş emirlerinin” verilmesini, işlerin bir başlangıc ve bitiş zamanına gore sırasını belirleyen
“işlem cizelgelemesini”, işlerin detaylı bir şekilde iş istasyonlarına ve işcilere “atanmasını”, cizelgenin
gerisinde olan siparişlerin “anında sevk” edilmelerini ve “uretim raporlarını” icerir. “Uretim raporlama”
uretim yerindeki siparişlerin yerine getirilmesi, mevcut kapasitenin ayarlanması, gunu gecmiş siparişler
veya reddedilen parcalar gibi problemleri ilgilendiren bir takım bilgilerin geri bildirilmesi işlemidir.
Satın Alma: Satın alma fonksiyonları satıcıların secimini, satın alma emirlerinin verilmesini,
satıcıların cizelgelenmesini ve siparişlerin takip edilmesini kapsar.
16
Performans Olcumlemesi: Bu olcumleme bir dizi sistem amaclarını, bu amaclar etrafındaki
toleransları ve amaclara ulaşma duzeyini gosteren olcumleme yol ve yontemlerini kapsar. Olcumleme
donemlik yapılır ve eğer performans toleransların dışarısındaysa bir sebep araştırması yapılıp, bundan
kurtulmak icin gereken faaliyet belirlenir.
Uretim planları bir donemi oluşturan birbirine eşit zaman dilimlerinde, her dilim icin eşit uretim
miktarında yapılabileceği gibi, toplam uretim miktarı aynı kalmak koşuluyla belirli zaman dilimlerinde daha
az veya fazla uretim de yapılabilir. İşte bu zaman dilimlerine gore uretim miktarının sabit ve değişken
olmasından yola cıkılarak ceşitli uretim plan turleri geliştirilmiştir. İşletme buna gore toplam uretim
miktarı aynı kalmak kaydıyla iki veya daha fazla uretim planı yapıp bunlar arasında oluşabilecek maliyet
farklılıklarına gore en uygun olanı secer. Maliyet acısından kıyaslama yapılırken benzetim (simulasyon)
tekniğinden yararlanılabilir. Benzetim, uretim planı gercekte uygulanıyormuş gibi işletmedeki uretim,
taşıma, işcilik ve bakım onarım gibi maliyetlerin değişik senaryolar altındaki değişimlerini gozlemlemektir.
Benzetim işlemi kağıt uzerinde hesaplamalarla yapılabileceği gibi, gelişmiş programlar kullanılarak
bilgisayar uzerinde animasyonlarla da desteklenebilir.
Uretim planları işletmenin diğer departmanlarıyla ve tedarik zincirindeki diğer işletmelerle uyumlu
olarak yapılmalıdır. Donem icerisindeki beklenmedik talep artış ve azalışlarına karşı uretim duzeyini
cabucak ayarlayabilecek esnek uretim planları yapılmaya calışılmalıdır.
4.6. Depo ve Dağıtım İşlemleri
Hammadde, malzeme, yarı mamul ve mamul depolarının etkin bicimde yonetilmeleri işletmenin
verimliliğini artırıcı onemli bir unsurdur. Hammaddelerin işletmede uretim surecinden gecmeden once
depolara alınması soz konusu olabilir. Uretim esnasında işletme ici ceşitli depolar gerekebilir. Uretimi
tamamlanan urunlerin bitmiş urun depolarında belirli bir muddet bekletilmeleri gerekebilir. Urunlerin en
son tuketiciye ulaştırılmadan once ceşitli ara depolarda depolanmaları da gerekebilir. Depolama ihtiyacı
genelde gereken malzeme ve urunlerin istenildiğinde hazır bulunmasını sağlamak ve bunların
bozulmadan, sağlam muhafaza edilmelerini temin etmek icin doğar.
Depoların ısı ve ışık duzenleri yeterli olmalı, nem ve toza karşı yalıtım onlemleri alınmalıdır. Depo
icerisindeki alan, malzemelerin aktarılmasına yetecek buyuklukte olmalı, depo icerisinde oluşan boşluklar
gereğinden buyuk olmamalıdır. Bir deponun yerine getireceği başlıca fonksiyonlar aşağıdaki gibidir28:
a. Teslim Alma: Malzeme imalattan, satıcıdan veya muşteriden (geri gelen) teslim alınabilir. Bu
malzeme teslim icin duzenlenmiş olan belgelerle uyumlu olmalı, sayılmalı ve kalite kontrolu yapılmalıdır.
Parcalar daha sonraki kullanımlar icin markalanmalı ve etiketlenmelidir.
b. Yerleştirme: Parcalar depo alanına gore ceşitlendirilmeli, bu alanlara taşınmalı ve raflar veya
diğer depo gereclerine yerleştirilmelidir.
c. Depolama: Parcalar kendilerine olan ihtiyac ortaya cıkasıya kadar depoda zapt edilmeli ve
korunmalıdır.
d. Siparişin Alınması: İmalattan veya muşterilerden gelen siparişler doğrultusunda listelenen
parcalar depolandıkları yerlerden cekilirler.
e. Sıraya Koyma: Siparişi alınan parcaların bir sıra icerisinde montajı ve kontrolu yapılır. Bazı
siparişler bir taşıyıcı arac veya raylı araba uzerinde beraberce taşınırlarken, bir kısım siparişler de
gruplandırılmaktadır.
17
f. Sevkiyat: İmalat siparişleri uretim departmanının girişine fork lift arabalarla veya diğer taşıyıcı
araclarla taşınırlar. Muşterilerden gelen siparişlerse, once paketlenirler, sonra uygun olan kapının onune
veya rıhtıma cıkarılırlar ve orada bekleyen araca yuklenirler. Bazı durumlarda siparişler mevcut bekleyen
taşıyıcı arac veya raylı arabaya gore de ayarlanabilir.
g. Fiziksel Stoklar: Depoda bulundurulan parcaların stok kayıtlarıyla olan tutarlılıklarının
doğrulanması icin sayılmaları gerekir. Bu sayım işlemi orneğin yıllık olarak belirli donemlerde periyodik
olarak yapılabileceği gibi “devir (dongu) sayımı” olarak isimlendirilen surekli olarak da yapılabilir.
h. Raporlama: Stok kayıtlarının surekli guncelliğinin sağlanabilmesi icin butun belgelerin, cıkışların
ve ayarlamaların raporlarının tutulması gerekir.
ı. Surecten Gecirme: Ozellikle uretimin yapıldığı fabrikadan uzak olan bazı depolarda orneğin
boyama veya ilave opsiyonlar gibi bazı işlemler de yerine getirilebilir. Buradaki amac nihai urun
farklılaştırmalarını mumkun olduğunca erteleyebilmektir.
Dağıtım i&#3