1950-75 DONEMİ
1950-75 doneminde isgucunun gerek sayisal gerekse niteliksel gelisiminde onemli asamalar saglanmistir. Isgucunun sayisal gelismesi nufus artis ve kentlesme olgusunun bir sonucudur. İzlenen ekonomi politikasi kentlesme surecini ve isgucu sunumunu artirmistir. Niteliksel gelişme, işgucunun orgutlenmesi ve buna bağli konularda toplumsak guvenlik alaninda gelismeleri icerir. Niteliksel gelismelerde yasal duzenlemeler onem kazanmaktadir.
İş kanunu ile ilgili yasa 30 yil aradan sonra yine bu donemde 1967 yilinda cikarilmistir. Bu yasa (tarim ve ev iscileri haric) tum isyerlerini ve calisanlari kapsamaktaydi. Bu yasa ile calisma suresi en fazla haftada 48 saat calisma ve gunde 3 saat mesaiyle sinirlandirilmistir. Asgari ucret uygulamasi getirilmistir. Kadin ve kuck cocuklarin yeralti ve gece islerinde calismasi yasaklanmis, ve isverenleri iscilerinin guvenligi konusunda sorumlu tutmustur.
1950-75 doneminde isgucunun gelisimi ve ilgili cozumlemeler 3 alt baslikta toplanabilir. Bunlar
I) Isgucunun arzi ve isgucunun sektorel dagilimi;
II) Isgucunun niteliksel gelisimi
III) Isgucunun orgutlenmesi (Sendikalasma)
Sayisal Gelisme:
Isgucu arzinin kaynagi genelde nufus artisi; ozelde de isgucunun hareketliligi ve ozellikle kentlesmedir. Planli donemde dogurganlik oraninin giderek azalma egiliminde oldugu saptanmistir. Nitekim 1965-70 doneminde binde 25,19 olan yillik nufus artisi orani, 1970-75 doneminde binde 25’e dusmustur. Nufus artisini belirleyen bir baska etken cocuk olum oranidir. Bu donemde cocuk olum orai binde 180’den 130’lara dusmustur.
Tabloda 1950-75 doneminde doneminde isgucu arzi ve talebi ile ilgili gelismeler yer almaktadir. (TABLO 1’i goster) tablodan cikartilabilecek ilk onemli sonuc donem suresince issizlik oraninin hizla arttigidir. Tarim kesiminde giderek azalmakla birlikte, 1975 sonunda 740 bin isgucu fazlasinin bulunmasi acik issizligin kirsal kesimdeki boyutlarini gosterir. Tarim disi issizlik ise 1950-75 doneminde giderek artmistir. Bu tanima is arayanlar ve is aramayan issizler girmektedir. Is arayanlar is ve isci bulma kurumuna basvuranlarla buna yakin bir sayinin toplanmasi ile saptanmaktadir. Bu yontem gercek issizlik miktarini aciklamakta yetersizdir. Diger buyuk bir kesim ise is aramayanlar veya is bulma umidi kesilmis issizlerdir. Bu tablodan cikartilabilecek bir diger sonuc isgucu arzinin nufus artis oranindan daha az bir hizla buyumesi ve isgucu katilma oraninin surekli azalmasidir. Bunun gibi isgucu talebinin artis hizi, arzindan daha az olmus ve bu durum mtlak ve oransal olarak issizligin artmasina yol acmistir. Ilginc nokta kentlerde issizligin giderek yayginlasmasidir. Tum bu gelismeler isgucu arzinin yaklasik yuzde 4 gibi bir kisminin yurtdisina gitmesine karsin olmustur.
Yurt disinda calisan isci miktari ozellikle 60’li yillarin sonunda hizla artmis, daha sonra, Bati Avrupa’da gorulen ekonomik bunalim sonucu yurtdisina isci akimi durmustur. Bu olgunun issizlik oranini artmasi kacinilmazdir.
Bu tabloda ( TABLO 2’yi goster) isgucunun sektorel dagilimini gormektesiniz. Donem bir butun olarak alinirsa isgucu talebi hizmet kesimlerinde yuzde 97,43, sanayide de yuzde 86,83 oraninda artmistir. 60’li yillarda hizmetler kesiminde isgucu talebi artis orani sanayiden fazladir. 70’lerin basinda sanayide is bulma hizi hizmetlerden daha yuksektir. BU tablodan cikartilabilecek bir baska ilginc sonuc tarim kesiminde isgucunun 9 milyon dolayinda kaldigi, mutlak anlamda azalma egiliminin giderek azaldigidir. Bununla birlikte 60 –75 arasi tarimsal isgucu %15 dolayinda azalmistir. Gelisme kentlerde isbulma olanaklarinin giderek azalmasi kadar tarimsal urun fiyatlarinin desteklenmesi sonucu tarim kesiminde isbulma olanaklari yaratilmasinada baglanabilir.
Hizmet alt kesimlerinde isgucu artisi onemli farkliliklar gostermektedir.
BU verilere gore calisan nufusun sektorel dagilimi devletin istedigi yonde gitmemistir. Tarim kesiminde isgucu ongorulen miktarda azalmamistir. Ayrica bir diger onemli konu sanayi kesiminin toplam isgucu icindeki payi planlananin cok altinda gelismesi buna karsilik 60’li yillarda hizmetlerin planlanandan daha fazla isgucu cekmesidir.
70’lerin ortalarinda basgosteren ekonomik bunalim ulke icinde isbulma olanaklarini sinirlamaktadir. Buna kosut olarak yurtdisina isci gonderilmesinin, ilgili ulkelerde gorulen ekonomik bunalim sonucu yavaslamasi, issizlik sorununu dahada agirlastirmaktadir. Sanayi kesiminin giderek daha sermaya yogun uretim teknikleri kullanmasi, tarim disi isbulmanin hizmetlerde yogunlasmasina neden olmaktadir.
Ozetlemek gerekirse varolan veriler issizligin giderek daha buyuk oranlara ulastigi isgucu talebinin hizmet kesimlerinde sanayinin daha fazla arttigini ve tarim kesiminde isgucu azalisinin devletin planladigi duzeyde gerceklesmedigini gostermektedir.
ISGUCUNUN NITELIKSEL GELISIMI
İsgucunun niteliksel gelisimi egitim duzeyi ile belirlenir. Genis anlamda isgucunun niteligi uretim teknolojisinin bir gostergesi olarak alinabilir. Ileri teknoloji kullanan uretim sureclerine gecildikce nitelikli isgucu talebide artacaktir.
iktisaden faal nufusun ogrenim durumuna iliskin veriler yalnizca 1970 ve 1975 yillari icin vardir. Buna gore 1970’de 12 ve daha yukari yas grubunda calisan nufusun yuzde 45’i okuma yazma bilmemektedir. Bu oran 1975’de yuzde 37.1’e dusmustur. Okur yazar oldugu halde bir ogrenim kurumundan mezun olmaanlarin orani 1970 ve 75’te sirasiyla 11.5 ve 8.9 olmustur. Iktisaden faal nufusun 1970’de %36’si ilkokul, yuzde 2,7 si ortaokul ve dengi meslek okulu %3’u ise lise ve dengi meslek okulu, % 1,4’u ise yuksek okul ve universite mezunudur. Bu oranlar 1975’de sirasiyla %44, %3,7 %4,3 %1,7 olmustur. BU verilere gore isgucunun niteliksel gelisimi cok sinirli bir duzeyde kalmistir. % 40’a yakin bir kisminin okur yazar olmadigi bir isgucu yapisi, “egitime oncelik” sozlerinin ne derece sinirli oranda gerceklestiginin bir gostergesidir.
Isgucu niteligi acisindan temel sorunlardan biri, nitelikli isgucunun kullanim bicimidir. Ekonomik gelisme, cogu uretim kesiminde teknolojik gelismelere gore belirlenen teknolojik uzmanlasmayi gerektirmeyebilir.
Bir diger onemli istatislik ise, Yuksek ogrenimi tamamlayanlarin %57’si toplum hizmetleri %14’u mali kuruluslar, %5,6’si da ticaretle ugrasmaktadir. Sanayi kesiminde calisanlar toplamin %5’i dolayindadir. Meslek okullari olarak adlandirilan teknik okullari bitirenlerinde %72 gibi bir bolumude toplum hizmetleriy ugrasmaktadir. Diger hizmet kesimleride ele alinirsa bu oran %80’i gecmektedir. Bu durumda niteliksel isgucunun uretim kesimlerinde degil hizmet kesimlerinde yogunlastigi kesin olarak soylenebilir.
Tarim, madencilik, sanayi enerji, ve bir olcude insaat alt kesimlerinde calisan nitelikli isgucu oraninin azligi uretim teknolojisinde kaynaklanmaktadir. Varolan uretim teknolojisi duzeyi, uzmanlasmis, nitelikli isgucunun kullanabilecek durumda degildir. Daha dogrusu uretim teknolojisi degisimiyle nitelikli isgucu saglanmasi arasinda baglanti ve uyum bulunmamaktadir. Nitelikli isgucu kullaniminin uretimde kullanilmasinin cok sinirli bir duzeyde kalmis olmasi, uretimde etkin kaynak kullanimi ve verimlilik yonunden eksiklikler yaratmaktadir. Salt ekonomik acidan, isgucunun niteligini artirmaya yonelik toplumsal harcamalarin uzun donemde getirisi cok sinirli kalmakta ve bu sure uretimdeki darbogazlarla, birikimli bir ozellik kazanmaktadir.
(TABLO 3’u goster)
bu tabloda isgucunun ogrenim durumuna gore sektorel dagilimi oransal olarak verilmektedir.
Ustteki sira sutun olarak calisanlarin o sektordeki oranlarini, alttaki sira ise calisanlarin butun sektorlere gore oranini vermektedir. Tablo nitelikli isgucunun uretim kesimleri yerine hizmet kesimlerinde yogunlastigini gostermektedir.
Ekonominin teknik personel gereksinmeleri dengeli bir bicimde karsilanmamaktadir. Birkisim muhendislik dallarinda ozellikle makina ve elektrikte, arz yetersizligi sureklilik kazanmistir. Buna karsilik mimar ve insaat muhendislerinde talep fazlasi bulunmaktadir.
Teknik personel dengesizligi teknisyen duzeyinde daha da belirgindir. Once teknik ressamlik disinda kalan dallarda teknisyen acigi giderek buyumektedir. İkinci ve daha onemli bir sorun teknisyen-muhendis oranlarinda gorulmektedir. Alt dallara gore degismekle birlikte teknisyen muhendis orani 1970’li yillarda 1,11 dolayinda olmustur. Ilginc olan bu oranin artmasi gerekirken azalmasidir.
Bu olgunu temek nedeni ucret farkliliklaridir. Ek olarak ulkemizde yuksek ogretime olan asiri istemin gelir farkina ek olarak diger nedenlerine bakmak gerekir. Ozellikle orta ogretimin niteligi, askerlik hizmeti suresinde farklilik , yabanci dil ogrenme, degisik is olanaklari arasinda secim yapma ve geleneksel-toplumsal deger olculeri asiri yuksel ogrenim isteminin baslica nedenleri arasinda siralanabilir. Kamusal nitelikte olan egitim hizmetlerinde ekonomik ve toplumsal gelismenin nitelikli isgucu gereksinmelerini karsilayacak bunlarla uyum sagliyacak duzenlemelere gidilmemistir.
Isgucu niteliginin bir baska boyutu nitelikli isgucunun yurtdisina gitmesidir. Genellikle yuksek ogrenim gorenlerin ulke disinda calismalari az gelismis ekonomilerin onemli sorunlarindan biridir.
Kisaca, isgucunun niteligi ve bunun degisimine iliskin veriler cok sinirlidir. Eldeki veriler isgucunun en az ucte birinin okur yazar olmadigini; nitelikli isgucununde hizmet kesimlerinde yogunlastiginib gostermektedir. nitelikli isgucunun uretimde kullanilamamasi uretim teknlojisi yonunden oldugu kadar etkin kaynak kullanimi acisindan da kisitlayici sonuclar dogurmustur. Bu uyumsuzluk beyin gocunu hizlandirmistir.
UCRETLER
( TABLO 4 ) Tabloda Donemdeki parasal ve gercek ucretlerin gelisimi gozukmektedir. Parasal ucret ortalamasinin surekli olarak artmasina karsilik gercek ucret artisi cok sinirli kalmistir.
Gercek ucretlerin artis hizi ile ulusal gelirin buyume orani arasinda bir baginti bulunmamaktadir. Oysa ekonomi kuraminin temel onermelerinde biri gercek gelirlerin ekonomik buyume oranin kosut bir gelisme gosterecegi ; ekonomik buyumenin az oldugu yillarda gercek gelirlerinde azalicagi, fazla oldugu yillarda artacagi bicimindedir.
Ucret artislarinin enflasyona yol actigi gorusu ekonomik gerceklerden cok belki psikolojik-toplumsal etmenlerle aciklanabilir. Ucretlerin sanai uretimindeki payi ortalama yuzde 15-25 dolaylarindadir. Dolayisiyla bir malin fiyat artisina etkiside bu cercevede olabilir. Ancak ucret artislari sonucu Dagitim ve hizmet kesimlerindeli sunum aksamalarinin varliginda saticilarin fiyatlari yukseltmelerinde soz edilebilir. Ek olarak incelenen donemde memurlarin ve diger sabit gelirlilerin gelirleri ucretler duzeyinde artmadi. Bu durum, geleneksel kamu burokrasisinde hosnutsuzluklara yol actigi gibi işcileşme ozlemlerinide artirdi. Ulkemizde o donemde bir iscinin gunluk kazanciyla alabilecegi mal sepeti gelismis ulkelerde ayni isin yapan iscinin 5-10’da biri duzeyindedir. Denilebilirki ucret verimlilik iliskisi temelde, birim emegin alim gucu-verimlilik biciminde kurulmalidir. Isgucunun verimliligi bu noktada onem kazanir.
SENDİKALASMA
Sendika kurma hakki bir oneceki donemin basinda 1940’li yillarda duzenlenmis, ancak toplu is sozlesmesi ve grev hakki taninmamisti. 60’li yillarin basinda bu haklarin taninmasi sendikaciligin yayginlasmasina yol acti. Sendikalasma siyasal glismeye kosut bir egilim gostermektedir. Sendikalasma yalniz işci orgutlerine taninan yasal haklardan degil, Anayasa’nin olusturdugu demokratik ortamdan da etkilenmistir. Tabloda toplu is sozlesmesi ve grev hakkinin kullanimi verilmistir. Tablo’dan da anlasilabilecegi gibi toplu is sozlesmesinden yararlanan isci sayisi sinirli bir duzeyde kalmaktadir. Toplu is sozlesmesi yapan isci sayisi tarim disi istihdam’in %8’i ve iktisaden faal nufusun %3’unun altindadir. Toplu is sozlesmesi yapilmasi sendikal orgutlenmenin bir gostergesi olarak alinirsa 25 yillik uygulamanin bu hakkim kullanilmasindaki yayginlik acisindan basarili olmadigi sonucuna varilabilir.
Ozetlemek gerekirse sendikacilik hareketi incelenen donemde hizli bir gelsme gostermistir. Baslangicta sendikal hak ve ozgurluklerin isci kesiminden gelen baskilardan cok ustten; devletin yasal duzenlemesinden kaynaklanmasina karsin, zaman icinde sendikal haklar genis isci kesimlerince benimsenmis ve zaman zaman etkili bir bicimde kullanilabilmistir. Yasal duzenleme ile saglanan sendika aidatinin kaynaginda kesilmesi yontemi sendikalarin mali gucunu artirmis, daha cok etkin calismalarina olanak vermistir. Ek olarak sendikalar kamusal ust kuruluslarda temsil edilmeye ve goruslerini belirtmeye baslamslardir. Bununla birlikte ulkemizde isci sendikaciliginin daha cok ‘isyeri sendikaciligi’ biciminde olustugu ve bu durumun gerek alt ve gerekse ust duzey sendikaciligi sizirlayici bir oge oldugu soylenebilir. İncelenen donemin son yillarinda, yetki uyusmazligi sorununun buyuk boyutlara ulastigi, toplu sozlesmede yetkili sendikanin saptanmasinda iscilerin oyuna basvurulmasinin mahkeme kararlariyla ve cok sinirli duzeyde uygulanabildigi belirtilmelidir.
Tablo 1)
1957
1962
1967
Yillik artis %
1972
Yillik artis %
1977
Yillik artis %
Toplam nufus
26,265
29 655
32 724
2,519
37,132
2,00
42 078
2,065
İşgucu arzı
12,292
13,133
13,868
1,12
15 013
1,65
16 161
1,53
Katılma oranı
44,3
42,4
40,4
38,4
İşgucu talebi
12 643
13 238
0,94
13 917
1,03
14 726
1,16
İşsizlik:
Kırsal
950
1050
2,10
900
-2,86
740
-3,56
Kentsel
490
830
5,71
1096
14,79
1435
6,19
Toplam
1440
1880
1996
2175
İşsizlik orani %
10,3
11,0
12,1
13,3
13,5
Tablo2)
Yıllık buyume oranı
1962
%
1967
%
1972
%
1977
%
63-7
68-72
73-7
Tarım
9 740
77,0
9556
72,2
9 307
66,9
9,100
61,8
-0,4
-0,5
-0,4
Sanayi
995
7,9
1 222
9,2
1 491
10,7
1,859
12,6
4,2
4,1
4,5
Hizmetler
1 908
15,1
2 460
18,6
3 119
22,4
3,767
25,6
5,2
4,8
4,2
İnşaat
300
15,7
384
15,6
454
14,6
537
14,3
5,6
3,6
3,6
Ulaştırma
261
13,7
312
12,7
391
12,5
496
13,2
3,9
5,1
5,3
Ticaret
366
19,2
434
17,6
537
17,2
632
16,8
3,7
4,7
3,5
Banka-Sg
52
2,7
87
3,5
157
5,0
188
5,0
13,5
16,1
3,9
Diger hiz.
711
37,3
916
37,2
1 298
41,6
1 644
43,6
5,8
8,3
5,3
Bilinmeyen
218
11,4
327
13,3
282
9,0
270
7,2
-
-
-
Toplam
12643
100
13238
100
13917
100
14726
100
0,9
1,0
1,1
Tablo 3)
tarım
Madencilik
Sanayi
Enerji
İnşaat
Ticaret
Ulaştırma
Mali
Toplam
Okur yazar olmayan
51,69
21,57
12,36
2,44
18,02
13i61
6i19
2i44
6,68
89,31
0,38
2,53
0,0006
1,33
1,84
0,52
0,07
2,05
Okul bitirmemis okur yazar
10,27
14,65
6,82
4,27
12,94
9,59
4,82
1,70
3,61
73,72
1,09
5,80
0,05
4,0
5,38
1,69
0,02
4,62
İlkokul
36,57
50,0
68,57
62,19
59,0
61,97
73,59
23,49
45,96
53,43
0,76
11,89
0,01
3,68
7,07
5,25
0,96
11,95
Ortaokul
0,96
0,05
6,0
6,1
4,61
8,31
8,98
16,91
10,76
17,03
0,93
12,68
0,17
3,50
11,55
7,81
5,06
34,10
Lise
0,3
2,49
1,77
6,1
1,50
3,00
2,99
25,14
7,75
9,93
0,85
6,91
0,30
2,10
7,73
4,81
13,53
45,43
Meslek okulu
0,09
3,69
3,09
11,58
1,56
1,34
2,19
6,64
15,79
2,36
0,98
9,43
0,47
1,72
2,70
2,75
2,87
72,36
Universite
0,07
2,30
1,17
6,1
2,10
1,88
1,13
21,68
8,41
2,87
0,91
5,31
0,36
3,42
5,60
2,11
13,89
57,05
Tablo 4
Memur Maaslari
Ucretler
Parasal
Gercek
Yuzde Artışı
Parasal
Gercek
Yuzde artışı
1963
33,3
33,3
-
17,9
17,9
-
1964
33,3
32,4
(-) 2,7
19,5
19,0
6,1
1965
33,3
30,4
(-) 6,2
21,6
19,8
4,2
1966
33,3
28,8
(-) 5,3
23,3
20,2
2,2
1967
33,3
27,6
(-) 4,2
25,8
21,4
5,9
1968
33,3
26,5
(-) 4,0
28,2
24,5
14,5
1969
33,3
25,1
(-) 5,3
32,1
24,2
(-) 1,2
1970
59,8
40,3
60,6
35,3
23,8
(-) 1,7
1971
59,8
33,5
(-) 16,9
39,3
21,8
(-) 8,4
1972
59,8
28,7
(-) 14,3
43,9
21,1
(-) 3,2
1973
59,8
24,8
(-) 13,6
54,4
22,3
5,7
1974
72,9
26,2
5,6
68,3
24,5
9,9
1975
92,9
24,1
(-) 5,1
115,3
32,1
24,4
__________________
Sanat Tarihi / Arkeoloji Ekonomide 1950-75 Donemi
Üniversite Ders Notları0 Mesaj
●50 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Üniversiteler
- Üniversite Ders Notları
- Sanat Tarihi / Arkeoloji Ekonomide 1950-75 Donemi