Kuruluş yıllarında Osmanlı Donemi'nin yıkılış doneminin savaş yenilgileri gecmişiyle başlayan Turkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi. İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu. En basit urunler dahi ithal edilmek zorundaydı. Anadolu'daki buyuk toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan cok uzaktı.
II. Dunya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra ABD'nin de etkisiyle buyuk bir sanayi kalkınma donemine girdi. Bugun de surmekte olan bu kalkınma sureci ozellikle buyuk toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına donuşmesine yolactı. Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması surecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borc oluştu. GAP projesi ile Doğu ve Guneydoğu Anadolu teşvik programları halen surmektedir.
Ortalama %6'nın uzerindeki ekonomik gelişme ile beraber buyuk bir değişim ve modernleşme başladı. Oncelikle İstanbul, İzmir ve Batı bolgeleri, 1980'den sonra da butun Anadolu illerinde buyuk sermaye ve sanayi oluştu. Bir milyar ABD doları ve uzeri sermayeye sahip holding sayısı 25'i gecti. Bunun altındaki yuzbinlerce buyuk, orta ve ufak olcekteki şirket, ve oluşan işci sınıfı dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular. Arap ulkelerinde petrol sayesinde oluşan refah, Turkiye'de toplumun calışmasıyla zor şartlarda oluştu.
Gunumuzde Turkiye'nin pek cok bolgesi sanayi toplumu olarak nitelenebilir. Turkiye sanayi toplumuna hızlı geciş olgusunu Muslumantoplumlar arasında başarıyla gercekleştirebilen az sayıdaki ulkeden birisidir.
Turkiye, dunyanın en buyuk Musluman ekonomisi, yani Musluman dunyasının en zengin ulkesidir. Turkiye'yi Endonezya ve Suudi Arabistan izler. Turk dunyasının da en gelişmiş ekonomisi olan Turkiye'yi Kazakistan izler. Turkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugune değin uc iktisat kongresi yapmış ve onemli kararlar alınmıştır.
Tarihi
1923-1938
Cumhuriyetin ilk onbeş yılında, yani Ataturk Turkiye’sinde Turkiye Cumhuriyeti Devleti, ilk yıllarında uyguladığı ekonomik devrimlerle, siyasal bağımsızlığının ardından ekonomik bağımsızlığını da kazanma yolunda onemli adımlar atmıştır.
1927 yılında yapılan ilk nufus sayımında Cumhuriyetin nufusunun 13.648.000 kişi olduğu belirlenmiştir. Genel nufusun %47,71’ini ciftciler (4.368.061) %3,7’sini sanatkarlar (299.000) ve %2,8’ini de tuccarlar (257.000) teşkil ediyordu.
1924-1929 doneminde yılda ortalama yuzde 10,9, sanayi uretim ise yuzde 8,5 oranında artış kaydetmiştir. Bu sonuc, uretim kapasitesine yapılan ilavelerden cok, gecmişte meydana gelen kapasite boşluklarının kullanılmasının bir sonucudur.
29 Ekim 1929’de ABD’de yaşanan ekonomik krizden genc Turkiye Cumhuriyeti de etkilenmiş; devletci, mudahaleci ve korumacı politikalar uygulanmaya başlanmıştır. 1923-1929 yılları arasında ozel sektor girişimlerinin ulke kalkınmasında yetersiz kaldığını duşunen CHP, 1931 yılında programına devletciliği almıştır. [31]
1935’de Ataturk’un devletcilik kavramı hakkındaki goruşleri şoyledir:
Turkiye’nin tatbik ettiği devletcilik sistemi 19. asırdan beri sosyalizm nazariyatcılarının ileri surduğu fikirlerden alınarak tercume edilmiş bir sistem değildir. Bu, Turkiye’nin ihtiyaclarından doğmuş Turkiye’ye has bir sistemdir. Devletciliğin bizde manası şudur: Fertlerin hususi teşebbuslerini esas tutmak, fakat buyuk bir milletin ve geniş bir memleketin butun ihtiyaclarını ve bircok şeylerin yapılmadığını goz onunde tutarak memleket iktisadiyatını devletin eline alması.1933 yılında, Sumerbank'ın kurulması ve Mevduatı Koruma Kanunu ile Odunc Para Verme İşleri Kanunlarının kabul edilmeleri başlıca iktisadi olaylardır. Devlet bu tarihte ilk defa faiz oranlarını belirlemeye başlamıştır.
İktisat Kongreleri
17 Şubat 1923 tarihinde duzenlenen I. İktisat Kongresi'deki tablo ile, Kurtuluş Savaşından galip olarak cıkan Turkiye, Osmanlıdan devralınan borc yuku ile karşı karşıya, halkın buyuk coğunluğu fakir ve eğitimsiz, sanayisi yok denecek kadar az ve sermaye birikiminden yoksun, geri kalmış bir ulke konumundaydı. Bu Kongrenin ortaya konulan fikirler acısından o donemin Turkiye ekonomisini yeniden inşa etmede buyuk katkıları olmuştur.
1981 yılında duzenlenen II. İzmir İktisat Kongresi ise, iktisadi ve siyasi bunalımların gozlendiği, iktisadi olarak ice donuk sanayileşmenin yarattığı bunalımların biriktiği ve hemen ardından bu alanlarda buyuk değişimlerin gozlendiği bir donemde duzenlenmiştir.
1992 yılında duzenlenen III. İzmir İktisat Kongresi, bu değişim ortasında olan ve coğrafi acıdan etrafında siyasi calkalanmaların gozlendiği Turkiye icin, iktisadi acıdan gelecek yuzyıla hazırlanmada, hedefleri belirlemede, kamu ve ozel kesimin fikirlerini ortaya koymada onemli bir yere sahiptir.
1930 yılında Merkez Bankası kurulmuş ve Turk Parasını Koruma Kanunu TBMM'de kabul edilmiştir. Merkez Bankası ozerk bir yapıya sahiptir ve para politikalarının belirlenmesinde onemli rol oynar.
24 Ocak kararları
Ana madde: 24 Ocak Kararları24 Ocak Kararları ile 1980 oncesi donemde uygulanan ithal ikameci buyume stratejisi terk edilerek dışa acık buyume stratejisi uygulamaya konulmuş ve buyume stratejisi, temel olarak, verimlilikte artış sağlamayı ve ekonominin rekabet gucunu artırmayı amaclamıştır. Bu cercevede, piyasa ekonomisinin kurumsallaşması yonunde adımlar atılmıştır.
Makro-ekonomik veriler
Ana maddeler: Guneydoğu Anadolu Projesi ve Turk firmaları
Yıl Toplam İc Buyume US Dolar Değişimi Enflasyon Endexi (2000=100)
1980 5,000,000 71.30 TL 0.008
1985 35,000,000 521.49 TL 0.041
1990 393,000,000 2,634.10 TL 0.34
1995 7,762,000,000 46,634.58 TL 6.50
2000 124,583,000,000 628,477.02 TL 100
2005 487,202 1.34 YTL 327
Yıl Milyar US-$ Milyar YTL Buyume %
2005 361.500 488.100 7,6
2004 300.600 428.900 9,9
2003 239.800 356.700 5,9
2002 180.100 273.500 7,9
2001 146.100 176.500 -9,5
2000 201.500 125.600 6,3
Kaynak: DİE
Sanayi sektoru
Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet temel tuketim ve ara malları alanında ithal ikamesi sağlamak amacıyla un, şeker, pamuk ile komur, demir ve akaryakıt uretimine ozellikle oncelik vermiş, cumhuriyetin ilk on bir yılında dort şeker fabrikası acılmıştır. Şu an ise, Turkiye son birkac yıllık kalkınmayla otomotiv, elektronik, ucak, beyaz eşya, demir celik ,giyim vb. alanlarda ilerleyerek bu urunleri ihrac etmeye başlamıştır. Turkiye bir tarım ulkesi değil, bir sanayi ulkesi olmuştur. Turkiye, ekonomide dunyanın en hızlı buyuyen birkac ulkesinden biri haline gelmiştir.
Turizm sektoru
Turkiye son yıllarda cok onemli bir turizm merkezi haline gelmiş bulunmaktadır. 1980 yılında sadece 326 milyon dolar olan turizm gelirleri, yaklaşık 24 kat artarak 2001 yılında 8,1 milyar dolar duzeyine yukselmiştir. Turizm gelirlerindeki yıllık ortalama artış oranı yuzde 16,5 olmuştur.[32]

1 TL.
Kaliteli tıbbi servisleri ve yetenekli doktorları ile Turkiye, duşuk fiyatları ve Avrupa ile Orta Doğu arasındaki konumu ile onemli bir sağlık turizmi bolgesi olmuştur. Yabancı turist sayısı 2002 ve 2005 yılları arasında 12.8 milyondan 21.2 milyona ulaşmıştır ki, bu sayı Turkiye'yi "Yabancı Ziyaretciler icin En İyi 10 Ulke" sıralamasına sokmuştur.
Finans sektoru
Ana madde: Turk LirasıMerkez Bankası 1930 yılında kurulmuştur. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 1985, İstanbul Altın Borsası ise 1995 yılında kurulmuştur.
Doğal kaynaklar
Turkiye'de 60'a yakın mineral uretimi yapılmaktadır. Bor varlığı bakımından Dunyanın % 70'lik rezervi ile ilk ulkesidir. Ayrıca demir, bakır, aliminyum, magnezyum, mermer gibi bircok doğal kaynak işlenerek tuketilmekte ve ihrac edilmektedir.
Enerji
Ana madde: Baku Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı

Turkiye, enerji ihtiyacı olarak, petrol tuketiminin yaklaşık %90’ını ithalat ile karşılıyor. 1990'lı yıllarda doğalgaz kullanımına son derece yoğun bir bicimde geciş yaşandı. Ozellikle buyuk kentlerin ısınma sistemleri doğalgazla calışır hale getirildi. Hidroelektrik uretim bicimi acısından elinde cok buyuk fırsatlar olan bir ulke olmasına karşın Turkiye, doğalgazı elektrik uretiminde de kullanmaya başladı. Doğalgaz ve petrol rezervi bulunan Turkiye petrol ve doğal gaz ihrac eder. Ancak OPEC'e uye değildir.
Turkiye, komur de ihrac etmektedir, ne var ki, kalitesiz ve taklit olan ayrıca Cernobil faciasına damgasını vuran ithal Sibirya komuru de pazarlarda daha fazla yer kaplıyor.
Baku–Tiflis–Ceyhan Petrol Boru Hattı ya da kısaca BTC, Azerbaycan petrolunu Gurcistan uzerindenTurkiye’nin Akdeniz kıyılarına taşımayı amaclayan bir petrol boru hattı projesidir.
Tum Dunya'da ucuz ve istikrarlı enerji kaynaklarına sahip olabilmek icin yoğun bir mucadelenin yaşandığı ve Sovyetler Birliği’nin 1991 yılının sonunda resmen dağılmasının ardından Kafkaslar ve Hazar Denizicevresinin bu mucadelenin en cok hissedildiği bolge olduğu duşulduğunde BTC Boru Hattı'nın statejik bir oneme sahip olduğu soylenebilir.
2006 yılı butcesi
Ana madde: Turkiye Ekonomisi/2006 yılı butce tablosuMaliye Bakanlığı Muhasebat Genel Mudurluğu'nun 2006 yılı verilerine gore Turkiye'de 19 il giderlerinden fazla gelir ureterek geri kalan bolgelerin kalkınmasına ve giderlerinin karşılanmasına destek oldular. Onceki yıllarda bu yeterlilik oranına ulaşan il sayısı 2004 ve 2005 yıllarında 13'te kalmıştı.
__________________