657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile, oğretmenlerin devlet memurluğu kapsamı icine alınarak, devlet memurluğunun gerektirdiği genel şartlara sahip ol-ması hukme bağlanmış, 1739 sayılı Kanunla de oğretmenliğin ozel ihtisas mesleği olduğu kabul edilerek oğretmenlik mesleği icin ozel şartlar getirilmiştir. Anılan kanunda bakanlıkca, oğretmenlik mesleği icin tespit edileceği belirtilen nitelikler 1983 yılına kadar ortaya konamadığı gibi, bu donemde oğretmen ihtiyacını karşı-lamak amacıyla niteliği ve eğitim standardını duşurucu oğretmen alımının olduğu gorulmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, her ne kadar 1739 sayılı Kanun da dahil, aldığı kararlarda oğretmen alımlarında secim şartı getirmişse de, 1985 yılına kadar yapılan oğretmen atamalarında bu şartı uygulamaya koymamış ve de mesleki for-masyon belgesi aramaksızın oğretmen alımını surdurmuştur. Bu yuzdendir ki, Akyuz, 1978-80 yılları arasında onbinlerce gencin cok yetersiz bir oğretim sonunda oğretmen olduklarını belirtirken16, Kavcar da ozellikle 1975’den sonra mesleğe girenlerin alan bilgisi ve pedagojik formasyon bakımından eğitilmesine oncelik verilmesi gereğine işaret etmiştir17.
1985 yılında ilk defa sınavla oğretmen alımına başlanmış, bu sınavda oğ-retmen yetiştiren kurum mezunları ile diğer kurum mezunları, aynı kefeye konula-rak aynı şartlarla secilmeye calışılmıştır. Varış’a gore; formasyon aranmaksızın oğretmenliğe atama konusunda, MEB’nın 30 yıl geriye duştuğu gozlenmekte, bu gun Milli Eğitim’de bir kısım oğretmen once kadroya tayin edilmekte, sonra da; oğretmenlik mesleğini kısa ve yoğun kurslarla oğrenmektedir18.
1989 yılında alınan bir kararla da, oğretmen adayları icin değişik sınav şekilleri, mulakat vb. yontemlerin uygulanması benimsenmesine rağmen 1991 yılı da dahil yapılan merkezi sınavların kaliteyi artırma ve ortaya cıkarmaktan cok, eleme-secme amacını taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu sınavı kazananlardan pedagojik
15 Battal, N. (2003). Cumhuriyet Universitesi’nin Acılışında Yaptığı Konuşma, Eğitimde Yansımalar: VII Cağdaş Eğitim Sistemlerinde Oğretmen Yetiştirme Sempozyumu, Cumhuriyet Universitesi Kultur Merkezi Sivas, s.13-14.
16 Akyuz, Y. (1987). Tarihi surec icinde Turkiye’de oğretmen yetiştirme, Oğretmen Yetiş-tiren Yuksek Oğretim Kurumlarının Dunu-Bugunu-Geleceği Sempozyumu, Ankara: s.38.
17 Kavcar, C. (2003). Alan Oğretmeni yetiştirme, Eğitimde yansımalar: VII Cağdaş Eği-tim Sistemlerinde Oğretmen Yetiştirme Ulusal Sempozyumu, Cumhuriyet Universitesi Kultur Merkezi Sivas, ss.10-12.
18 Varış, F.(1989). Milli Eğitimde Birkac Kritik Sorun, A.U.Eğitim Fak. Dergisi, 22, 1, s.5-6.
Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi Sayı : 19 Yıl : 2005/2 (207-237 s.)
212
formasyonu olmayanların oğretmenliğe başladıktan sonra “formasyon kursu”na alındığı, ancak nitelik ve surec acısından tam uygulanamadığı, sitemde formasyon-suz calışan oğretmenlerin sayısının kabarık olduğu bilinmektedir19. 1992 yılı da dahil 1999 yılına kadar alınan oğretmenler icin herhangi bir sınav yapılmamış, şartları uyan her başvuru kabul edilmiştir.
Gunumuzde mevcut siyasi iktidarların kadro bakımından en fazla uzerinde oynadıkları ve yine atamalar itibarı ile en fazla soylentiler yapılan mesleklerin ba-şında oğretmenlik gelmektedir. Eylul 2004 itibariyle Turkiye de toplam 55’i devlet ve 26’sı da vakıf olmak uzere toplam 81 universite mevcuttur. Bu universitelerin istisnasız tamamında Fen- Edebiyat fakulteleri mevcut olup bu fakultelerin tarih, edebiyat, biyoloji ve kimya gibi bolumlerinden her yıl binlerce oğrenci mezun ol-makta ve bu oğrenciler surekli değişen “oğretmenlik şartlarına” ayak uydurmaya calışmaktadırlar. Şoyle ki, YOK ozellikle 1998 yılında oğretmen yetiştirme konu-sunda ayrıntılı bir mevzuat değişikliği yaparak Fen-Edebiyat mezunları icin oğ-retmen olabilme yolunu buyuk olcude kapatarak, anılan fakulte mezunlarının oğ-retmenlik sınavına dahi girebilmeleri icin tezsiz yuksek lisans şartı getirilmiştir. Haliyle bu durumda siyasal iktidarlar Fen Edebiyat Fakultesi mezunlarının ve ka-muoyunun haklı eleştirileri karşısında fazla tepkilere maruz kalmamak icin alelace-le cozum yolları bulmaya calışmışlardır. Bunlardan en guncel olanlarından birisi, 2001 yılındaki mevcut hukumetin gorevinin sona ermesine yakın bir zamanda yak-laşık beş bin Fen-Edebiyat mezununun ataması olmuştur.
Oğretmen atamaları konusunda diğer bir dikkat cekici uygulama da 2004 yılı oğretmenlik başvuruları sırasında olmuştur. Anılan tarihte yapılan oğretmenlik başvuruları sırasında en yetkili kişiler tarafından “fen-edebiyat mezunlarının başvu-rusunun kabul edilemeyeceği...” şeklinde yapılan acıklamalardan sonra başvurula-rın bitimine dort gun kala “sertifikası olsun-olmasın” butun fen-fen edebiyat me-zunlarının oğretmenlik icin başvuru yapabileceği ilan edilmiştir. Bu durumda da aklımıza şu iki soru gelmektedir: a) Oğretmen olabilmek icin “formasyon” gerekli değilse, yuzbinlerce oğrenciyi tezsiz yuksek lisans icin yarıştırmak kimlere fayda sağlayacaktır?, b) Tezsiz yuksek lisans oğrenimi icin devlet milyarlarca liralık mas-rafı yapmasına gerek var mıdır?
Kuşkusuz oğretmen yetiştirme ve atanması konusundaki soruların sayısını arttırabiliriz. Ama onemli olanın devletin oğretmen yetiştirme ve atanması konu-sunda siyasi iktidarlar değişse bile milli bir politikasının olması gerektiği-dir.Oğretmenlik mesleğinin onemli olduğu kadar değişen iktidarların uygulamala-rından da cok hızlı etkilenmektedir. Bu etki ve etkilenme en aza indirilmediği ya da tamamen ortadan kaldırılmadığı muddetce oğretmenlik mesleği hak ettiği ve arzu edilen yere ulaşamayacaktır.
19 Dilaver, H. (1996). Turkiye’de oğretmen istihdamının dunu, bugunu ve yarını, Eğiti-mimize Bakışlar, İstanbul: Kultur Koleji Vakfı Yayınları 1, s.121.
Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi Sayı : 19 Yıl : 2005/2 (207-237 s.)
213
Oğretmenlik Mesleğinin Temel Ozellikleri
İnsanlarla ilişkiler yonunden oğretmenlik, diğer bazı mesleklerden farklı olarak geniş bir insan kesimiyle ilişki ve etkileşim icinde yerine getirilen bir mes-lektir. Oğretmenlik, sadece okul ve sınıf ortamında oğrencilerle değil, okul dışında veliler ve toplumla da ic ice olan bir meslektir. Oğretmen ozellikle hizmet verdiği bolge ve toplum yapısı, kulturu de dikkate alındığında oğretmenden beklentiler de değişebilmektedir. Şoyle ki, kucuk bir koy ya da mezradaki bir oğretmen o belde icin “koyun en onde gelen, en prestijli” kişisidir. O bolge icin oğretmen “her şeyi bilendir”. Bununla birlikte oğretmen mezra, koy, kasaba ve şehir ayrımı yapılmak-sızın nerede calışırsa calışsın oğretmenlerin en cok muhatap oldukları insan grubu kuşkusuz oğrencilerdir. Oğretmenlerin bu kitle ile birliktelikleri ve ilişkileri, okul yaşamında ve sonrasında yıllarca surebilmektedir. İlişkilerin niteliği yonunden her ne kadar oğretmen-oğrenci ilişkileri, ilgili yasa ve yonetmeliklerce belirlenmiş resmi nitelikte ilişkiler ise de mesleğin doğası gereği bu ilişkiler, duygusal yonu de ağır basan ilişkilerdir. Orneğin, hemen hemen hepimizin unutamadığı bir oğretme-ni ve ozellikle ilk oğretmeni vardır. İlk oğretmenlerimizi hep adıyla, yaşadığımız anılarıyla ve tatlı acı hatıralarıyla hatırlayabilmekteyiz.
Oğretmenlik mesleğine hazırlık, genel kultur, ozel alan bilgisi ve oğret-menlik meslek bilgisi ile sağlanır20. Bu nitelikleri kazanabilmek icin hangi oğretim kademesinde olursa olsun, oğretmen adaylarının yuksek oğrenim gormesi temel alınmıştır. Eğitim ve oğretimden istenilen başarı ve verimliliği elde etmek icin bazı şartların yerine getirilmesi gerekir. Bunlar; eğitim sistemini mukemmel hale ge-tirme, eğitim icin gerekli arac ve gerecleri temin etme ve gerekli fiziki imkanları hazırlama gibi şartlardır. Fakat bu şartların bulunması gerekli olmakla beraber, eğitimde istenilen başarı ve verimliliğe ulaşmada yeterli değildir. Cunku eğitim sistemini calıştıracak arac ve gerecleri kullanacak ve kullandıracak insan oğret-mendir. Oğretmenin niteliği ve yeterliliği eğitim oğretim faaliyetinin başarıya ulaşmasında en onemli faktordur21. Cunku eğitim-oğretim hizmetlerinde kullanılan teknolojik arac gerecler ne kadar yeni olursa olsun bunları kullanacak oğretmenleri alanlarında iyi yetişmemişse yapılan oğretim etkinliklerinden istenilen verim alı-namayacaktır. Onun icindir ki oğretmen kendisini teknolojik arac ve uygulamalar konusunda bir şekilde kendisini cağın gereklerine uygun olarak yetiştirmek zorun-dadır.

http://www.academia.edu/981817/HIZME...IN_INCELENMESI
__________________