İbn-i HibbÂn; "O, zamÂnının en zÂhidi idi. DunyÂya duşkun olmıyan, Âbid, hadîs ilminde sika, guvenilir bir Âlim idi." demiştir.
Fudayl bin İyÂd buyurdu ki: "Abdullah bin Abdulazîz ile İbn-i MubÂrek'in huzûruna gidip, yanında bulunmayı cok seviyorum."
Ebû Ca'fer el-HızÂ, Abdullah Omerî'nin bir gun buyuklerden birisinin şu sozunu naklettiğini bildirdi: "Kur'Ân-ı kerîmi cok okumalı. Cunku, Kur'Ân-ı kerîm, okunup emirlerine uyulduğu zaman Cennet'e goturur."
Abdullah Omerî hazretleri dÂim kitaplarıyla beraberdi. Onları yanından hic ayırmazdı. Mutlak yanında bakacağı bir kitap bulunurdu. Ona; "Nicin kitapları bu kadar seviyorsun?" dediler. O, bunlara şu sozlerle cevap verdi: "İnsana kabirden daha ibret verici ve daha cok nasîhat eden bir şey yoktur. Yalnızlıktan daha emin bir şey yoktur. Kitap ise, insana yakın ve samîmî bir arkadaştır."
Bir gun şoyle du etti: "Y Rabbî! Sana, buyuğumuz, kucuğumuz tovbe ederiz. Tovbelerimizi, doğru kıl. Bizi tovbesine uymayanlardan eyleme, Allahım!".
Ebû Munzir İsmÂil bin Omer anlattı. Abdullah Omerî şoyle diyordu: "İnsanoğlu gaflete dalar ise, Allahu teÂlÂnın emirlerini yapmaz ve yasakladığı şeyleri yapmaya başlar. İnsanlardan korkarak, emr-i ma'rûf ve nehy-i an-il-munker; iyiliği emredip, kotuluklerden alıkoyma farzını terkeder."
Birisi Abdullah bin Abdulazîz'e; "Bana nasîhat et." dedi. Bunun uzerine, o zÂta donerek; "VerÂ, şuphelilerden sakınmak cok kıymetli bir haslettir. İnsanın kalbinde verÂnın bulunması, butun dunyÂya bedeldir. Onun icin, bir şey şupheli ise ondan sakın. Yoksa haram işlersin." dedi.
Talebelerinden biri; "Şukredici ve sabredici kimlerdir?" diye sorduğunda, Enes bin MÂlik'den rivÂyet ettiği şu hadîs-i şerîfi okudu. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Duny husûsunda, kendisinden yukarı olanlara, din husûsunda kendisinden aşağıda olanlara bakan kimseyi, Allahu teÂl şukredici ve sabredici olarak yazmaz. Duny husûsunda kendisinden aşağıda olanlara bakıp, din husûsunda kendisinden yukarıda olana bakan kimseyi Allahu teÂlÂ, şukreden ve sabırlı bir kul olarak yazar."
EshÂb-ı kirÂma karşı cok muhabbeti vardı. Onlar Peygamber efendimizin en yakınları, dostları, arkadaşları olduğu icin butun muslumanların onları sevmesini emrederdi.
İbrÂhim bin Sa'd'dan rivÂyet ettiği şu hadîs-i şerîfi sık sık okurdu: "EshÂbım hakkında, Allahu teÂlÂdan korkun. Sakın benden sonra onlara duşmanlık yapmayınız. Onları seven beni sevdiği icin sever. Onlara buğzeden, kin tutan, bana duşmanlığından dolayı boyle yapmış olur. Onlara eziyet eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden, Allahu teÂlÂya eziyet etmiş olur. Kim Allahu teÂlÂya eziyet ederse, Allahu teÂlÂnın onu cezalandırması cok yaklaşmış demektir."
DuÂların kabûl olması ile ilgili olarak sorduklarında Peygamber efendimizin şu hadîs-i şerîflerini nakletti: "Allahu teÂlÂya yalvarıp du etmeden once ma'rufu (iyiliği) emredip, munkerden nehyediniz. Gunahınıza pişman olup, Allahu teÂlÂdan af ve mağfiret dilemeden once, elbette Allahu teÂl sizin duÂlarınızı kabul etmeyecek. O zaman af ve mağfiret de olunmayacaksınız. Yahûdî Âlimler ve hıristiyan din adamları emr-i ma'ruf ve nehy-i an-il-munkeri terkettikleri icin, Allahu teÂl onları, kendi peygamberlerinin lisÂnı uzere lÂnetleyip, umumî bir bel vermiştir."
KABİR AZABINI HATIRLAYIN
Muhammed bin Harb el-Mekkî şoyle anlatır:
Abdullah bin Abdulazîz Omerî hazretleri yanımıza gelmişti. Onun etrafına toplandık. Mekke-i mukerremenin ileri gelenleri de oradaydı. Bu sırada Abdulazîz Omerî hazretleri başını kaldırınca, KÂbe-i muÂzzamanın etrafında yukselen sarayları gordu. Şiddetli bir şekilde bağırarak; "Ey bu koşkleri bu mukaddes mekanın yanına dikenler! Olunce, yapayalnız kalacağınız mezarların zifiri karanlıklarını hatırlayınız. Ey zevk ve sef sahipleri, ey duny nîmetleri icerisinde yuzenler! Kabirde, kurtların, boceklerin, yiyecekleri ve gıdÂları olacağınızı, şu guzel vucutlarınızın, toprak altında curuyeceğini, o goren gozlerinizin akacağını, konuşan dillerinizin susacağını hic duşundunuz mu?" Abdulazîz hazretleri bunları soyleyince gozleri doldu.
1) Hilyet-ul EvliyÂ; c.8, s. 283
2) Tehzîb-ut-Tehzîb; c.5, s. 302
3) TabakÂt-ı İbn-i Sa'd; c.5, s. 435
4) İslÂm Âlimleri Ansiklopedisi; c.2, s.90
5) TabakÂt-ul-Kubr (İmÂm-ı Şa'rÂnî

Sadakat.Net © İslami web hizmetleri
__________________