Dînine bağlı ve ilim ehli olan bir Âileden olan AtÂî Ahmed Efendi, cocukluğunda iyi bir tahsîl ve terbiye gordu. ZamÂnının Âlimlerinden ceşitli ilimleri tahsîl etti. LebisîzÂde Pîr Ahmed Celebinin talebesi oldu. Onun ilim meclislerinde, sohbet ve hizmetinde bulunarak istifÂde etti. Sonra Merhaba Efendiden okuyup butun ilimlerde yukseldi. Buyuk Âlim Ebussuûd Efendi ile İstanbul kÂdısı SÂdi Efendiden ilim tahsîl edip, yuksek ilmî derecelere ulaştı. SÂdi Efendiden KÂdı BeydÂvî Tefsîri'ni okudu. SÂdi Efendinin derslerine devÂm ederken 1525 (H.932) senesinde İsrÂfilzÂde Hayreddîn Efendi, Bursa SultÂniyyeMedresesine muderris olunca, AtÂullah Efendinin hocası SÂid Efendiye haber gondererek, AtÂullah Efendiyi talebe okutmak uzere Bursa'ya gondermesini istedi. Hocasının izniyle bir muddet Bursa'ya gidip vazîfe yaptıktan sonra tekrarİstanbul'a dondu. Hocasının hizmetine devÂm etti. SÂdi Efendi 1535 (H.942) senesinde Şam kÂdılığına tÂyin edilince, AtÂullah Efendi de yardımcı olarak yanında gitti. Hocasının kızıyla evlenip, ona dÂmÂd oldu, aynı senede KÂdı vekîli oldu. Şam vilÂyetinden hacca gitmek uzere hazırlanan hac kÂfilesine başkan olarak vazîfelendirildi. Hac ibÂdetini yaparak sevgili Peygamberimizin kabr-i şerîflerini ziyÂret edip, dondukten sonra, yirmi akce yevmiye ile Birgi'deki Aydınoğlu Medresesine, sonra da, yirmi beş akce ile Mudurnu Yıldırım Han Medresesine muderris tÂyin edildi. Bir muddet talebe okutup, ilim oğrettikten sonra otuz akce yevmiye ile Tokat SultÂniyye Medresesine nakledildi. Sonra otuz akce yevmiye ile İstanbul'da Hacı HasanzÂde Medresesine, daha sonra da Dursun Efendi yerine kırk akce ile KÂdı HusÂm Medresesine muderris oldu. Butun bu medreselerde İslÂm dîninin emir ve yasaklarını anlattı ve ilim ve edeb sÂhibi pekcok talebe yetiştirdi. Hasan Bey Efendi isminde bir zÂtın vÂsıtasıyla Vezîr-i Âzam Rustem Paşa ile goruşup, Rustem Paşanın iltifÂt ve ihsÂnlarına kavuştu. 1547 (H.954) senesinde Rustem Paşanın yeni yaptırdığı medreseye elli akce ile muderris tÂyin edildi. 1550 (H.957) senesinde Manisa sancağında şehzÂde olarak bulunan Sultan İkinci Selîm Hanın hocası ve terbiye edicisi Akşemseddîn evlÂdından olan Şemsî Celebi vefÂt edince, onun yerine ŞehzÂde hocalığı ile vazîfelendirildi. İlim ve edeb yonunden ŞehzÂdenin iyi yetişmesine calıştı ve bu hususta buyuk hizmetleri oldu.
1566 (H.974) senesi Rebî'ul-evvel ayında Sultan İkinci Selîm Han tahta gecip pÂdişÃ‚h olunca, AtÂullah Ahmed'i buyuk bir cÂmide halka vÂz ve nasîhat etmesi icin vazîfelendirdi. VÂz ve nasîhatleri insanlar uzerinde cok tesirli idi. Cok sevilip sayıldı.
Asrındaki Âlimlerin en buyuklerinden olanAtÂullah Efendi, ulemÂnın ve vuzerÂnın murÂcaat kaynağı oldu. Âlimler ve vezirler, pek cok meseleyi AtÂullah Ahmed'e sorarlardı. Karar vermekte keskin kılıc gibi idi. Gerek askerî, gerekse idÂrî makamlara tÂyin olunacak kimseler tÂyin edilmeden evvel, AtÂullah Ahmed ile bu konuda istişÃ‚re yapılır, istişÃ‚re netîcesinde onun fikir ve sozune gore amel edilirdi. Devlet dÂirelerinde oyle îtibÂrı vardı ki, iceriye girerken hic kimse mÂni olmaz, istediği yere serbestce girip cıkardı.
ZÂhirî ilimlerde olduğu gibi tasavvufda da yuksek derece sÂhibi idi. Gerek saray cevresinde, gerekse cÂmilerde vÂz, nasîhat ve sohbetleriyle insanlara İslÂmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Pekcok kimsenin duny ve Âhiret seÂdetine vesîle oldu. 1571 (H.979) senesi Safer ayının on birinci gunuİstanbul'da vefÂt etti. SuleymÂniye CÂmiinde cenÂze namazını Ebussuûd Efendi kıldırdı. CenÂze namazında Vezîr-i Âzam Mehmed Paşa, diğer vezirler, Âlimler, devletin ileri gelenleri ve kalabalık bir halk topluluğu hazır bulundu. Muminlerin omuzları uzerinde taşınarak Şeyh Ebu'l-Vef CÂmii hazîresinde kendisi icin hazırlanan turbeye defn edildi. EvlÂdından ve hizmetcilerinden elli kişiye vazîfe ve maaş verilerek taltîf edildi.
AtÂullah Ahmed rahmetullahi aleyh, cok zekî idi. İlim ve irfÂn kaynağı idi. Ustun hÂlleri, zÂhirî gorunuşunden de anlaşılırdı. Affı ve keremi, ihsÂnı ve ikrÂmı pek cok idi. Fehmi, anlayışı ve idrÂki, hÂfızası cok kuvvetli idi. Sunnet-i seniyyeye yapışmakta, butun işlerinin dînimizin emirlerine tam uygun olmasına gayret etmekte cok hassas idi. Cok tedbirli, temkinli ve ihtiyatlı hareket ederdi.Ver ve takv sÂhibi idi. İnsanlar icin velînîmet olup, himmet ve feyz kaynağı idi.
HÂce AtÂullah Ahmed Efendi, fıkıh, tefsîr ve diğer ilimlere dÂir bÂzı eserler tasnif etmiştir. HidÂye isimli meşhûr fıkıh kitabının baş tarafına tÂlîkÂtı, tefsîr-i şerîfi ile başka eserleri ve AtÂî mahlası ile soylediği şiirleri vardır.
1) Mu'cem-ul-Muellifîn; c.6, s.283
2) ŞezerÂt-uz-Zeheb; c.8, s.388
3) Ikd-ul-Manzûm; c.2, s.224
4) Sicilli OsmÂnî; c.3, s.474
5) ŞakÂyık-ı Nu'mÂniyye Zeyli (AtÂî

6) İslÂm Âlimleri Ansiklopedisi; c.14, s.211
Kaynak : dinikitablar.com
__________________