WoW Tarihcesi
Oyun Dünyası0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Oyun Forumları
- Oyun Dünyası
- WoW Tarihcesi
-
30-09-2019, 12:01:00Daha once tarihceyi yazmıştım ama, aradım sanırım kaybolmuş tekrar yazıyorum hikayeyi bilmeyenler icin… okumanızı tavsiye ederim.. oyunu oynuyorsanız bu hikayeyi yaşayarak okuyabilirsiniz... WORLD OF WARCRAFT TARİHCESİ Kimse evrenin nasıl doğduğunu tam olarak bilmez.Bazıları dev bir kozmik patlamanın, sonsuz boşlukta yankılanarak uzaktaki Dev Karanlığı uyandırdığı ve dunyaların bir gun yok olmak icin yaratıldıklarını soyler.Bazıları ise evrenin tek ve sonsuz guclu bir varlığın eseri olduğunu soyler dururlar.Bu kaotik evrenin kokleri nereye uzandığı belirsiz olduğunu soylesek te, emin olduğumuz şey cok guclu bir ırkın, evrende bulunan her dunyaya ayrı ayrı bakarak, onları gozeterek onlara guzellik ve hayat bırakarak gittikleridir. Titanlar, dev ve metalik renkte bir deriler olan bu tanrılar evrenin istedikleri yerinde diledikleri gibi dolaşma haklarına sahiptiler ve yeni bir evren bulmuşlardı, ve bunu da diğerleri gibi dunyaları dolaşarak ve guzelleştirmek icin yola koyuldular.Dev dağlar, derin denizler yaptılar elleriyle.Kara perde gibi karanlığa boğulan gezegenlere huzuru getirdiler, atmosferler yarattılar.Bunların hepsini bu kaotik ortama, uzak bir hedef gibi gozuken, duzeni getirmek icin yaptılar. Keşmekeşten duzen yaratmak onların doğasının, ileri goruşluluklerinin bir parcasıydı. Onlar ilkel ırkları bile guclendirdiler; kendi işlerini yapabilsinler ve saygıdeğer dunyalarının butunluğunu koruyabilsinler diye. Seckin bir grup olan Pantheonlar tarafından yonetilen Titanlar, dev karanlığın icine dağılmış yuz milyon dunyaya duzeni getirdiler.Pantheon, bu dunyalara aynı zamanda koruyuculuk yapanlar, ayrıca evrenin dışından gelen Sapmış Evrenden gelen varlıklarla savaşıyorlardı. Sapmış Evren, sayısız dunyasını bağlayan keşmekeş buyulerinin dunyevi olmayan boyutu, sadece yaşayan evrendeki hayatı yoketmeye ve yaşamın enerjilerini kendilerine katmaya yemin etmiş sınırsız sayıdaki şeytani yaratığın, iblislerin ve zebanilerin eviydi.Hicbir kotuluk ve sapmayı kabul etmeyen Titanlar, bu saldırılara karşı hep bir yol aradılar ve savaştılar. Sargeras ve İhaneti: Zaman icinde, bu kotu varlıklar Titanların dunyasına giden yolu buldular ve Pantheon en iyi Savaşcısı olan Sargeras’ı savunma icin gonderdi.Dev soylu bir Titan olan Sargeras, sayısız yıllarca verilen gorevleri harfiyen yerine getirmiş ve bulduğu kotuluk varlıkları gorduğu yerde oldurmuştur.Boylece Titanlar evrenler uzerinde mutlak bir hakimiyet kurmaya başlamıştır. Sonra Eledar adı verilen bir şeytani buyu ile uğraşan ırk, Warlock buyuleri ile bircok dunyayı ele gecirmeye başladılar.Bu buyulerden etkilenen saldırıya uğramış ırklar, mutasyona uğrayarak cok farklı yaratıklar olmaya başladılar ve en sonunda saldırıya uğramış masum ırkların hepsi Eledar’lara benzemeye başladı.Sargeras neredeyse limitsiz gucunu Eledarlara karşı kullandı ve onları Sapmış evrenin koşesinde yakaladı ve onları esir aldı.Ancak Sargeras Warlock buyulerinden cok etkilendi ve kendisi de bunlardan nasibini almaya başladığında, Sargeras cok buyuk bir depresyonun icinde buldu kendini. Sargeras bu kafa karışıklığının ve umitsizliğin icindeyken, Sapmış Evren’den gelen diğer bir ırkla savaşmaya zorlandı.Nathrezim adı verilen bu ırk Vampirik guclere sahip korkunc bir ırktı.Adlarına Dreadlord da denilen bu ırk, bircok dunyayı ele gecirerek, yerlilerini golgeye cevirirdi.Zalim Dreadlordlar, dunya yerlilerini kandırarak, aralarında karışıklıklarla yıkardı.Sargeras, Nathrezimi cok kolay yendi.Ama onların bozulmuşluğu onu cok etkiledi. Sargeras’ın duygularını şuphe aldı bir anda, gorevine sadakatini ve hatta daha onemlisi Titanların duzenli bir evren anlayışını kaybetmişti.Sonunda Sargeras sonuc olarak Titanların yapmış olduğu her şeyin yanlış olduğuna karar verdi, ona gore Titanlar bu evrende Kaotik guclerin kaynağı idi.Coğu Titan arkadaşı ona yardımcı olup yol gostermeye calıştı, ama bunun sonucunda Sargeras daha fazla icine kapandı ve Pantheon’dan ayrılıp dunyada kendine bir yer aramaya başladı.Pantheon onun terk edişine bir anlam veremedi, ve kardeşi olan Sargeras’ın neler yapabileceğini goremedi. Zamanla, Sargeras delirdi ve ruhunun ucra koşelerinde bozulan bir şeyler olduğunu fark etti.Bunun nedenini Titanlara bağladı.Bu yuzden Titanların yapmış olduğu her şeyin yanlış, hatalı olduğunu zannetti.Bu yuzden her dunya yok edilmeliydi ve tekrar kurulmalıydı.Boylece duzen sonsuza kadar her tarafta olacaktı.Bunu yapmak icin dev bir ordu kurmak icin duşunmeye başladı. Sargeras’ın Titanik goruntusu bile zamanla bozuldu ve zehirlenmiş olan kalbi ile değişim icine girdi.Gozleri, sacları ve sakalı ateşlendi ve metalik derisi karardı. Bu kızgınlığın icinde, Sargeras Eledar ve Nathrezim ırklarının hapislerini actı ve kotu yaratıkları serbest bıraktı.Bu yaratıkların onde gelenleri Karanlık Titan’a hizmetlerini sundular.Sargeras Eledar’dan iki tane şampiyon secti.İlki Kil’jaeden the Deciever di.Sargeras’ın orduları icin karanlık ırkları duzenleyecekti.İkinci Şampiyon ise, Archimonde the Defiler’di.Sargeras icin Orduları yonetecekti. Kil’jaeden’ın ilk yaptığı şey vampirik dreadlord’larını kendine kole yapmak oldu.Dreadlord’lar Kil’jaeden icin ozel ajanlardı ve bu gorevi cok iyi yerine getiriyordu.Aralarında Tichondrius denilen bir Dreadlord vardı ki bu yaratık Kil’jaeden’in mukemmel bir savaşcısı olarak Sargeras’a da hizmet etti. Muhteşem Archimonde kendine de ajanlar buldu.Malefic Pit adlı bir dunyanın barbar lideri olan Mannoroth the Destructor’u ajanı yaptı ve evrenin en iyi ordusunu yapmak icin calıştı. Sargeras ordularının yavaş yavaş oluştuğunu ve her emirini yerine getirecek gucte olduğunu gorunce, Hepsini Dev Karanlığın icine bıraktı.Sargeras bu ordusunun adına Burning Legion dedi.Bu gune kadar kac tane dunya yok edip kac tanesini koleleştirdi bilinmez ancak evrene cok buyuk bir yıkım getirdiği kesindir. Eski Tanrılar ve Azeroth’un Hakimiyeti: Titanlar Sargeras’ın yaptıklarından habersiz dunya dunya dolaşarak her dunyaya duzen getirmekle uğraştılar ve bir gun ufak bir dunya ile karşılaştılar daha sonra Adı Azeroth’ olacaktı bu dunyanın.Titanlar garip yeryuzune ayak bastıklarında, duşman olarak bircok Elemental Varlıkla karşılaştılar.Bu Elementaller, sadece eskilerin bildiği yok olmuş eski Tanrılara taparlardı ve bu yuzden Titanları geri puskurtmek icin savaştılar. Pantheon, Eski Şeytanı tanrılara tolerans gosteremediği icin Elementallere savaş actı.Eski Tanrı Orduları dort kişi tarafından yonetilirdi:Ragnaros the Firelord, Therazane the Stonemother, Al’Akir the Windlord ve Neptulon the Tidehunter.Kaotik gucler dunyayı sardı, ve Titanlarla savaşmaya başladılar.Ancak Titanlar cok gucluydu ve Elementaller savaşı kaybetti.Bir bir tum Elemental Efendiler yok edildi ve gucleri ellerinden alındı. Eski tanrıların kalelerini yıkan Pantheon’lar dort şeytanı tanrıyı yeryuzunun altına zincirledi.Eski Tanrılarının gucu kalmayınca ruhları fiziksel evrenden ayrıldı ve Elementallerin hepsi başka bir boyutta sıkıştılar.Elementallerin gidişi ile, doğa sakinleşti ve dunya barışcıl ve bir o kadar guzel bir yere donuştu ki Titanlar burayı cok sevdiler. Titanlar bircok ırk yaratıp dunyanın şekillenmesinde onlara yardım ettirdiler.Sonsuz mağaralar yaratmak icin cuce gibi yaşayan taşlar yarattılar.Denizleri yukseltip kara yapmak icin Deniz Devlerini kullandılar.Birkac cağ boyuncu Titanlar bu dunya uzerinde calıştılar ve en sonunda inanılmaz gucleri olan bir gol oluşturdular.Bu gol, onların deyimi ile Sonsuzluk Kuyusu, bu dunyada yaşamı başlatacak olan şeydi.Zamanla, bitkiler, ağaclar, yaratıklar ve canavarlar dunyada dolaşmaya başladılar.İşlerinin son gununde oluşan kıtaya Kalimdor dediler, Sonsuz Yıldız Işığının ulkesi… Ejderhalar Zamanı: Kucuk dunyanın duzenlenmesinden ve işlerinin bitmesinden tatmin olan Titanlar, Azeroth'u terketmeye hazırlandılar. Yinede, gitmeden once, herhangi bir gucun onun mukemmel butunluğunun tehdit etmesi olasılığına karşılık Titanlar dunya uzerindeki en harika ırkı Kalimdor'a goz kulak olma işiyle gorevlendirdiler. O zamanlar bir cok ejderha turu vardı. Yinede kendi turlerinden olanlara egemenlik sağlayan 5 tane ejderha turu vardı. Titanlar'ın yeni yeşeren dunyanın cobanlığını yapmaları icin tuttuğu beşli bu beş ejderha turuydu. Pantheon'un en yuce uyeleri kendi guclerinin birazını bu turlerin liderlerine verdiler. Bu ulu ejderhaların her biri Yuce Ozellikler veya Ejderha Ozellikleri olarak bilinmeye başladılar. Aman'Thul, Pantheon'un Buyukbabası, uzaysal guclerinin bir kısmını devasa bronz ejderha Nozdormu'ya bahşetti. Buyukbaba, Nozdormu'ya zamanı ve surekli ilerleyen kaderin yolunu koruması icin guc verdi. Hissiz, onurlu Nozdormu Zamansız Olan olarak bilinmeye başladı. Eonar, butun yaşamın Titan patronu, kendi guclerinin bir kısmını kızıl deve verdi, Alexstrasza'ya. Ondan sonra Alexstrasza dunyada yaşayan butun canlıları korumak icin calıştı ve Hayat-Bağlayıcı olarak bilinmeye başlandı. Ustun bilgeliği ve butun canlılara gosterdiği sınırsız şefkat sayesinde, Alexstrasza Ejderha kralice olarak taclandırıldı ve turundeki diğerlerine egemenlik sağladı. Eonar; aynı zamanda Alexstrasza'nın genc kız kardeşi olan yeşil ejderha Ysera'yı da, doğanın etkisinin kucuk bi parcasıyla kutsadı. Ysera Yaratılış Ruyasını oluşturmak sonsuz soyutlanmaya girdi ve Hayalperest olarak bilinmeye başladı. O, yeşil evreninden buyumekte olan yeşil dunyayı izleyebilecekti, Zumrut Ruyasından… Norgannon, Titanlar'ın bilgelik saklayanı ve usta buyucusumavi ejderha, Malygos'u gucunun bi kısmıyla donattı, O zamandan itibaren Malygos Buyu-Yayan, sihirin ve gizli bilgilerin koruyucusu, olarak bilinmeye başladı. Khaz'goroth, Titanlar'ın şekillendirici ve yaratıcı, kudretli siyah ejderhaya, Neltharion'a, guclerininn bir kısmını bahşetti. Yuce kalpli Nelthraion'a, daha sonra Dunya-Koruyan olarak bilinicekti, dunya ve dunyanın derin yerleri uzerinde egemenlik verildi. O dunyanın gucune guc kattı ve Alexstrasza'nın en buyuk destekcisi oldu. Guclendirilmiş 5 Yuce Ozellik, Titanlar'ın yokluğunda dunyanın savunmasından sorumlu hale getirildi. Ejderhaların yarattıklarını korumaya hazır olduklarının bilincinde Titanlar, Azeroth'u sonsuza kadar terketti. Ne yazıkki Sergeras'ın yeni doğmuş dunyanın varlığını oğrenmesi an meselesiydi.. Dunyanın Yapılışı ve Sonsuzluk Kuyusu: İnsanlar ve Orklar arasındaki ilk savaşdan onbin yıl once, Azeroth dunyası etrafı denizlerle cevrili dev bir tek kıtadan oluşuyordu.Kalimdor denilen bu dev kıta, dunyanın şartlarında yaşamaya calışan bircok ırkın ve yaratığın yuvasıydı.Bu kıtanın ortasında inanılmaz gucleri olan bir gol bulunurdu.Bu gole daha sonra Sonsuzluk Kuyusu dendi, ve dunyanın icindeki Buyunun gercek kaynağı bu goldu.Sonsuzluk Kuyusu guclerini Dev Karanlıktan alırdı, ve dunya uzerine sacardı. Zamanla, dunyada bu golden etkilenen yaratıklar, gol kıyısına ilkel evler kurmaya başladılar.Golun kuvvetleri, bu yaratıkları guclu, akıllı ve neredeyse olumsuz yaptı.Bu yaratıklar daha sonra kendilerine Kaldorei dediler, anlamı yıldızın cocuğuydu.Kendi gelişimleri ile birlikte dev binalar ve tapınaklar inşa ettiler. Kaldorei veya daha sonra bilinen isimleri ile Night Elfler, ay tanrıcası olarak bilinen Elune’ye taptılar ve onun gunduzleri Sonsuzluk Kuyusunun dibinde uyuduğuna inanırlardı.İlk Night elf Rahipleri ve Bilgeleri kuyu uzerinde calışarak, onun gucunu nasıl kullanabileceklerini anlamaya calıştılar.Night Elf’ler gittikce gelişerek, Kalimdor’un buyuk bir bolumune yayıldılar onları durduran şey ise Dev Ejderler oldu.Bu dev yaratıklar bolgelerini korumak adına cok titizdiler.Night Elfler daha sonra anladılar ki, Ejderler bu dunyayı koruyorlardı ve bu yuzden onları sırları ile yalnız bıraktılar. Zamanla, Night Elfler daha fazla bencil olmaya başladılar, cunku cok guclenmişşerdi ve bircok yaratıkla arkadaşlık kurmuşlardı.Bunlardan en unlusu Cenariusdu.Bir Yarı tanrı olan Cenarius Night Elflere Doğayı anlattı ve oğretti.Kaldorei yaşayan ormanlarla bu şekilde bir empati kurmaya başladı ve doğanın dengesini bozmamayı oğrendi. Sayılamayacak kadar cok cağ gectikten sonra, hem kulturel hem de alan olarak gelişti Night Elfler.Tapınakları,Yolları ve Muhteşem Binaları ile Kalimdor’a hakim bir ırktılar.Azshara, Night Elf’lerin guzel ve akıllı kralicesi, Golun kıyısına dev gibi harika bir saray inşa ettirdi ve oraya Hizmetkarları ve arkadaşları ile birlikte yerleştiler.Hizmetkarlarına Azshara Quel’dorei ya da bilinen ismi ile Highborne dendi.Bu Highborne, Azshara’nın dediklerini bire bir yerine getiren seckin bir gruptu.Azshara her Night Elf tarafından sevilen birisiydi ancak, Highborne her zaman kendilerinden başka hicbir Night Elf’den hoşlanmadı. Rahiplerin Sonsuzluk Kuyusu ile ilgili bilgilerini, Azshara Highborne’ye vererek, bu gizlerin ortaya cıkartılması ve bu dunyanın asıl amacının oğrenilmesini istedi.Highborne bu işle uğraştılar ve Kuyuyu kullandılar.Deneyler surdukce, Highborne kuyunun hem yaratmak hem de yok etmek icin kullanılabileceğini gordu.Highborne kendini kuyuya bıraktıkca buyunun icinde onu kullanmaya calışırken buldular kendilerini.Buyunun kontrollu ve sorumluluk gerektiğini bilmeden, Azshara ve onun Highborne’si buyu kullanmaya başladığında bozulumun icine girdiler.Cenarius ve bircok bilge Night Elf, buyunun sınırsızca kullanımının zararları olabileceğini soylediler.Ancak Azshara ve onun takipcileri inatla buyu kullanmaya devam ettiler. Gucleri geliştikce, Azshara ve Highborne değişmeye başladılar.Kendilerini bir Night Elf’den ustun gormeye başladılar ve kendilerini halktan soyutladılar, ve Karanlık bir golge Azshara’yı değiştirdi.Sevdiği her şeyden vaz gecti ve Highborne’den başka kimse ile konuşmak istemedi. Genc bir Bilge olan Malfurion Stormrage, olanları ilk goren oldu.Zamanının coğunu cok sevdiği Druidizm calışarak geciren Malfurion, Azshara ve Highborne’nin korkunc bir guc tarafından bozulmaya başladığını hissetti.Ardından nasıl bir şeytanlığın cıkacağını bilemedi ancak Night Elflerin hayatlarının sonuna kadar değişeceğini anladı…. __________________