AV TURİZMİ
Turkiye'nin coğrafi yapısı, bitki ortusu ve yaban hayatı bakımından av turizminin gelişmesine elverişli konumdadır. Av turizmine acılacak avlaklar, ulkemizin av hayvanı potansiyeli dikkate alınarak, Orman Bakanlığı (Milli Parklar, Av ve Yaban Hayatı Genel Mudurluğu) tarafından tespit ve ilan edilmektedir. Yabancı turist avcılar, Orman Bakanlığınca A Grubu Seyahat Acentelerine verilen Av Turizmi İzin Belgesi ile avlanabilmektedirler. Ayrıca, yabancı turist avcılar Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-yaban Hayatı Genel Mudurluğunce tescil edilen ozel avlaklarda, sadece buralarda uretilip serbest bırakılan turleri avlayabilmektedir.
Seyahat Acenteleri aracılığıyla avlanabilen yabancı turist avcılar, 6136 Sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin yonetmelik ve MAK (Merkez Av Komisyonu) nun ilgili kararına gore, av tufeği ve aksamını beraberlerinde getirebilmektedirler.
Av İzin Belgeleri'nde; av partisine katılacak avcının adı, soyadı, uyruğu, yurdumuza giriş ve cıkış yapacakları gumruk kapıları ve tarihleri, avlanacakları yer, avlanma tarihleri ve avlayabilecekleri av hayvanı turleri ve sayıları belirtilmektedir.

KIŞ TURİZMİ

Yaz-kış uzerinde kar eksik olmayan yuksek dağlarıyla ve bu dağlarda kurulan kayak tesisleriyle Turkiye onemli bir kış turizmi merkezidir.



İNANC TURİZMİ

Ulusal sınırları hesaba katmaksızın dunyada meydana gelen teknolojik değişiklikler insanları bir araya getirmektedir. Yazının icadından bu yana, belkide 9,000 veya 10.000 yıl once, dunya uzerindeki bazı yerler, farklı kultur, uygarlık ve dinler arasında oluşan yakın ilişkilere sahne olmuştur.

Gerek ilk cağ medeniyetlerinin Anadolu'da gelişmesi gerekse Hıristiyanlığın ilk donemlerinde havarilerin ortacağda ise Musevilerin bulundukları ulkelerde karşılaştıkları ağır baskı ve yok etme politikaları sonucu, bu topraklara sığınmış olmaları Turklerin kendi dini olan İslamiyet'e ait eserlerin yanı sıra cok sayıda sinagog ve kilisenin Anadolu'da yer almasına neden olmuştur.



Milletimizin İslami anlayış paralelinde derin saygı ve hoşgoru icerisinde gunumuze kadar ulaşan bu eserler Turkiye'yi diğer ulkelerden daha avantajlı duruma getirmektedir.

İnsanların devamlı ikamet ettikleri, calıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaclarını karşıladıkları yerlerin dışına, dini inanclarını gercekleştirmek inanc cekim merkezlerini gormek amacıyla yaptıkları turistik amaclı gezilerin turizm olgusu icerisinde değerlendirilmesi İnanc Turizmi olarak tanımlanabilmektedir.

İPEK YOLU

İpek endustrisi, eski cağlardan beri bircok milletin hayatında cok onemli bir yer tutmuş; Uzak Doğudan gelen ipek ve baharat, Bat dunyası icin, uluslararası ilişkilerde onemli bir rol oynamıştır. İpek, ayrıca, Doğu kulturunun Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır.

Doğunun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Cin'den Avrupa'ya ulaşan ticaret yolların oluşturmuştur. Orta Cağda, ticaret kervanları, şimdiki Cin'in Xian kentinden hareket ederek Ozbekistan'ın Kaşgar kentine gelirler; burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar Denizine; diğeri ile de Karakurum Dağlarını aşarak İran uzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı. Anadolu'dan deniz yolu ile veya Trakya uzerinden karayolu ile Avrupa'ya giderlerdi.

Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette, daha onceki cağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Yoğun bir şekilde ipek, porselen, kağıt, baharat ve değerli taşların taşınmasının yanında kıtalar arasındaki kultur alışverişine de imkan sağlayan bu binlerce kilometre uzunluğundaki kervan yolları, zaman icinde ''İpek Yolu'' olarak adlandırılmıştır.

İpek Yolu, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının otesinde, 2000 yıldan beri bolgede yaşayan kulturlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımakta ve olağanustu bir tarihi ve kulturel zenginlik sunmaktadır. Orta Asya Turk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, İpek Yolunun hem bir ticaret yolu, hem de tarihi ve kulturel değer olarak yeniden canlandırılması gundeme gelmiş, bu yol boyunca inşa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları icin calışmalar başlatılmıştır.

SAĞLIK TURİZMİ

Onemli bir jeotermal kuşak uzerinde yer alan Turkiye, kaynak zenginliği ve potansiyeli acısından dunyada ilk yedi ulke arasına girmektedir. Sıcaklıkları 20ºC - 110ºC arasında debileri ise 2 - 500 l./ sn arasında değişebilen 1000'nin uzerinde kaynak bulunmaktadır. Bu kaynaklardan 200'un uzerinde termal merkez oluşturulmuştur.

Turkiye'nin Marmara ve Ege Bolgelerinde yoğunlaşan bu termal merkezlere İstanbul, İzmir, Pamukkale ve Marmaris Fethiye alanı gibi populer destinasyonlardan kolaylıkla ulaşılabilir. Eski Hieropolis şehri, dağdan akan kaynak suyunun yamacları goz kamaştıran beyaz kalkerli taşlardan yumuşak katmanlarla bezendirerek muazzam dairevi havuzlar oyduğu, Pamukkale'nin zengin maden suları mekanı uzerinde inşa edilmiştir. Kuşkusuz, eski Likya şehri Kaunos'un sakinleri, yakınlarındaki Koyceğiz Golunun maden bakımından zengin camurunda banyo yapmışlardır.

İzmir - Balcova termal kaynakları, Roma cağında sularının tedavi ozelliği bilinen ve yararlanılan, Agamemnon Hamamları mekanı icinde yer almaktadır. Osmanlı Hanedanı'nın ilk payitahtı Bursa, eskilerin Olimpos Dağı olarak bildiği Uludağ karşısında kurulmuştur. Burada doğal termal Cekirge kaynakları, Osmanlıları, 1. Murat (1359 - 1389 ) doneminde daha onceki Roma ve Bizans hamam kompleksinin yer aldığı mekanda daha buyuk kubbeli hamam kompleksi inşa etmeye ozendirmiştir.

Ege kıyında bulunan Ceşme, doğal termal kaynakları ve deniz sularının tedavi etkisi ile unludur ve Marmara Denizi'nin guney sahilindeki yeşil ormanlar arasında, Yalova termal kaynakları ceşitli rahatsızlıkları tedavi ettiğine inanılan, maden bakımından zengin sulara sahiptir.

Orta Anadolu Bolgesinde yer alan "Balıklı Kangal Termal Merkezi" olağanustu nitelikte ve dunyada kendi turunde onde gelen bir termal merkezdir. Sivas ili Kangal ilcesine 13 km. mesafede yer alan bu merkez 36 derece sıcaklıktaki şifalı suları, bikarbonat, kalsiyum, magnezyum ve ceşitli deri hastalıklarının tedavisinde hayati rol oynayan, (2 - 10 cm. uzunluğunda) kucuk balıklar barındırmaktadır. Bu ilde değerli sağlık kazandırıcı tedavileri ile unlu Sıcak Cermik ve Soğuk Cermik isimli iki termal merkez daha bulunmaktadır.

Termal tedavi alanında uluslararası standardını koruması ile unlu diğer bir termal kompleks Kutahya yakınında Yoncalıda yer almaktadır ve "TUTAV Termal Tesisleri" adıyla un yapmıştır.

Unlu Sandıklı (Afyon), Gonen (Balıkesir), Kestabol (Canakkale), Ilgın (Konya), Kızılcahamam (Ankara), Haruniye (Adana), Ayder (Rize), Ladik (Samsun), Hasanapdal (Van) ve Billoris (Siirt) termal merkezleri, termal tesisleri ile un yapmış ve tavsiye edilmektedirler.

KONGRE TURİZMİ


Tarih ve Kultur hazinesi Turkiye, heyecan verici imkÂnlar Âleminin kapısı durumundadır. Avrupa ve Asya'nın birleştiği yerde, Turkiye toplantı, insentiv ve kongrelere şahane mekÂn konumundadır.

Turkiye birinci sınıf otel konaklama ve konferans tesisi zenginliği, dunyanın belli başlı şehirlerine kolayca ulaşım, guzel dekorlar ve eşsiz manzara cazibesi sunmaktadır. Butun bunlara, mukemmel bir iklim ve alternatif destinasyonlara gore cok daha duşuk maliyet avantajı eklenmektedir.

Turkiye, Avrupa ulkelerine yakınlığı ve egzotikliği ile ideal bir destinasyondur.İzmir, Antalya ve Ankara'ya transfer bağlantısı ve direkt ucuş imkÂnıyla, Turk Havayolları ve diğer ulusal havayolu şirketlerince İstanbul'a iki ile uc saat icinde ulaştırılmak mumkundur.



Gunluk seferler İstanbul'u Amerika Birleşik Devletleri, Ortadoğu ve Asya'nın belli başlı şehirlerine bağlamaktadır. Şehir turları ve eğlence programları paket halinde duzenlenebilir. Rakipsiz dekoru ve mimari hazinelerinin zenginliğiyle, İstanbul dunyanın en buyuk turizm destinasyonları arasında yer alır. Palmiye ağacları ve eski harabeleri ile, İzmir Ege bolgesinin kapısıdır. Kuşadası, Marmaris, Bodrum ve Fethiye gibi sevimli deniz sayfiyeleri satış, toplantı, insentiv icin gayet iyi tercihlerdir. Antalya, Mersin ve Akdeniz'in kıyı sayfiyeleri,yılboyu ziyaretcileri, guneş, guzel kum plajları ve eski tarihi yerleri ile cazibe merkezleridir. Turkiye'nin başkenti Ankara muhteşem otel ve restoranları, şahane kaya kiliseleri ve yer altı şehirleri, manzaralı efsanevi Kapadokya'ya kolay ulaşıma ile onemli bir merkezdir. Osmanlı Devletinin ilk başkenti Bursa ise goz alıcı manzara, termal banyolu oteller ve Uludağ'da mukemmel kayak imkanlÂrı sunmaktadır.

Turkiye bugun her tur ve boyutta toplantı, insentiv ve konferansı uygun konfor ve tarzda duzenlemek uzere tum donanıma sahiptir. Geleneksel Turk konukseverliği, Yuksek standartta mahalli yemek ve şarap, sonsuz eğlence ve gezi imkÂnları, Turkiye'de duzenlenecek her kongreyi yankılar uyandırıcı başarıya ulaştırmanın garantisidir.

GOLF TURİZMİ

Turkiye, son yıllarda art arda hizmete giren uluslararası nitelikteki golf tesisleriyle dunya golf severlerini bir araya getiren nezaketin, kalitenin ve prestijin buluştuğu seckin bir golf merkezi konumuna donuşmuştur. Ozellikle Antalya'nın 30 km. doğusunda yer alan Belek beldesi gerek eşsiz kulturel, tarihsel ve doğal yapısıyla gerekse nitelikli golf sahaları ve tesisleri ile eşsiz bir golf turizmi potansiyelini oluşturmaktadır. Antalya'nın yanı sıra İstanbul, Ankara ve Muğla'da gerek işletme faaliyetinde gerekse yatırım kapsamında yer alan uluslararası standartlarda golf tesislerimiz planlanmıştır.

Ulkemizde golf tesisleri coğunlukla sahile yakın yuksek kapasiteli zengin yeme-icme, alışveriş, eğlence olanaklarının sunulduğu konaklama tesislerinin yakınındadır. Bu tesisler doğa ile ic ice duzenlenen golf sahaları ile ziyaretcilerine doğaya donuk bir ortamda tatil gecirebilmek icin eşsiz fırsatlar sunmaktadır.

Turkiye'de Turizm Bakanlığı golf turizmine yonelik olmak uzere turizm alan ve merkezlerinde 11 adet golf alanı planlamıştır. Bu golf alanlarının bir kısmı işletme faaliyetine gecirilmiş, diğer bir kısmı ise halen yatırım aşamasındadır.


GENCLIK TURIZMI


Genclerin seyahat etmeleri; onlarin kisiliklerini gelistirmelerinde, yeni yerleri ve yasamlari ogrenmelerinde sosyal iliskilerini artirmada en etkin yollardan biridir. Turizm ise seyahat etmeyi ve seyahat ederken ogrenmeyi kazandiran bir olaydir.

Bu nedenlerle genclerin guvenilir, temiz ve uygun fiyatli dinlence ve eglence imkÂnlarinin yaratilarak turizme katilimlarinin tesvik edilmesi kamu ve ozel her sorumlu tarafin gorevidir.

Bu rehberde yer alan Yurtkur Yurtlarinin asil gorevi yuksek ogrenimdeki genclerimize ogrenimleri sirasinda kalacak yer temin etmektir. Ayni sekilde TUREM'ler yatili meslek egitimi merkezleridir. Bu iki kurum egitim disi zamanlarda yerli ve yabanci genclerin herhangi bir amacla ciktiklari seyahatlerde gecici konaklamalarinda kalacak yer temin etme amaci ile olanaklarini genclere acmislardir. Orman Bakanligi Orman Ici Dinlenme Kamplari, Genclik ve Spor Genel Mudurlugu Genclik Kamplari ile genclere ozel indirim uygulayan tesislere ait bilgiler de bu rehberde yer almaktadir.

Ulkemiz icinde herhangi bir nedenle seyahat eden genclerimiz ile yabanci ulkelerden gelen yabanci gencler, rehberde belirtilen kosullara uymak kaydiyla yatak kapasitelerinden yararlanabilecektir.

Genel Kurallar

1- Bu rehberde yer alan kurumlardan yararlanma sureleri sinirlidir.
2- Yas sinirlamasi bulunmaktadir.
3- Basvurular dogrudan tesislerin adres ve telefonlarina yapilmalidir.
4- Kurumlara ait ozel aciklamalar ilgili bolumun icinde yer almaktadir.

Kisaltmalar

K.T.B.: Kultur ve Turizm Bakanligi'ndan Belgeli
B.B. : Belediye Belgeli
TKI : 1. Sinif Tatil Koyu
TK2 : 2. Sinif Tatil Koyu
O : Ozel Belgeli

Yat Turizmi

Akdeniz, Ege Denizi, Karadeniz ve Marmara Denizi, Turkiye'yi kuzey, batı ve guneyden cevrelemektedirler. Turkiye, yatcıların her gece değişik, ozel demir atacakları koy, korfez ve plajların hazinesidir ve Mavi Yolculuğa ev sahipliği yapmaktadır. Bu şiirsel deniz yolculuğu, insanın kara yerine deniz perspektifinden tarihi deneyimi, korfezlerde ve denizlerde ruzgara yelken acmak ve tabiatla birleşmek anlamındadır. Bu yolculuk, aynı zamanda, sizi Kleopatra' nın ozel plajına, Olimpos Dağı'nın ebedi ateşine ve eski uygarlıkların binlerce arkeolojik kalıntısına goturen bir yolculuktur.

Turkiye'de yatcılık, size kıyı koy ve kasabaların sevimli ve konuksever halkı ile gercekten yararlı kulturel değişim deneyimi sağlayacaktır. Genellikle batı ve kuzeybatıdan esen ılımlı ruzgarlar, doğanın tadına varılmasını sağlayarak, uzun yaz mevsimini yatcılık icin ideal hale getirmektedir. Bazı bakır turkuvaz kıyılar ve korumalı korfezlerden deniz seviyesinden neredeyse 3.000 metre yukseklikte dağ tepelerini seyretmek mumkundur.

Turkiye'de yatcılık, sizi tekrar tekrar gelmeye, kıyıda başka bir koşeyi keşfetmeye ve deniz hayatını yeniden yaşamaya ozendirecektir.

BOTANİK TURİZMİ

Ceşitli coğrafi ozellikleri, coğrafi farklılığın getirdiği iklim ceşitliliği, uc kıta arasında doğal bir kopru olması, Anadolu Yarımadası'nı dunyada benzerine az rastlanan bir bitki ceşitliliğine sahip kılmıştır. Avrupa'nın tamamında varolan bitki sayısı toplam 12.000 adet iken bu sayı ulkemizde 9.000 adettir.

Ulkemiz bitki ceşitliliği acısından ise Avrupa'dan ustundur. Zira dunyada sadece belli bir bolgede yetişen veya anavatanı belli bir bolge olan (endemik) bitkiler acısından ulkemiz Avrupa'dan ustun olmanın da otesinde dunyanın birkac bolgesinden biridir. Avrupa'nın endemik bitki sayısı toplam 2.750 adet iken bu sayı ulkemizde 3.000 adettir. Sadece Antalya ilimizdeki endemik bitki sayısı 600'dur. İngiltere'nin toplam bitki sayısı 2.000 dir (Ulkemizde 9.000). Akdeniz ulkelerinden İspanya ile Eski Yugoslavya'nın 500'er adet endemik bitkiye sahip olduğu bilinmektedir. Toplam bitki sayısı bazında Bulgaristan'ın 3.650, Yunanistan'ın 5.000, Kıbrıs'ın 2.000, Suriye-Lubnan'ın 3.500 Irak'ın 4.000, İran'ın 8.000, Fransa'nın 4.500, Almanya'nın 2.500,İtalya'nın 5.600, İspanya'nın 5.000, Romanya'nın 3.400 İngiltere'nin 2.000, Macaristan'ın 2.214, İzlanda'nın 377, Norvec'in 1715 adet bitkiye sahip oldukları bilinmektedir.

Ulkemizde en cok endemik bitkiye sahip 3 ilimiz 578 bitkiyle Antalya, 478 bitkiyle Konya ve 366 bitkiyle İcel'dir. Goruleceği uzere Antalya ili tek başına İspanya, Eski Yugoslavya gibi ulkelerden daha zengindir. İcel İlimizin de Endemik (ve Endemik olmayan) bitki zenginliği acısından coğu Avrupa ulkesinden zengin olduğu kolayca tahmin edilebilir. Antalya ve İcel bir arada duşunulurse, bu iki ilimizin bitki potansiyeliyle Avrupa ulkeleri karşısında rakipsiz olacakları kolayca gorulur.

Turkiye haricinde Avrupa'nın en cok endemik bitkisine sahip ulkesi Yunanistan 800 endemik bitkiye sahiptir. Rakip ulke olan İtalya'nın endemik bitki sayısı 712'dir. Japonya'nın endemik bitki sayısı 2.000, ABD'nin 4.036, İsvicre'nin ise 1'dir. Dikkat edileceği uzere ulkemizin vilayetleri Avrupa ulkeleri ile karşılaştırılabilmekte, ancak Avrupa kıtası toplamda Turkiye'den daha fakir kalmaktadır.

Turkiye'nin bitki zenginliğinin en onemli nedenlerinden biri, buzul cağlarında Anadolu'nun bitkiler icin bir sığınak olmasıdır. Gunumuzde de Turkiye hicbir Avrupa ulkesinde olmayan bir şekilde 3 farklı bitki alanının kesişme noktasında yer almaktadır.Bu bitki alanları Akdeniz Bitki Alanı(Akdeniz ve Ege bolgelerini kapsamaktadır), Avrupa-Sibirya Bitki Alanı(Karadeniz ve Marmara bolgesini kapsamaktadır), İran-Turan Bitki Alanı(İc Anadolu ve Doğu Anadolu bolgesini kapsamaktadır.)dır.


MAĞARA TURİZMİ

Dunyadaki diğer ulkelere gore 'mağara cenneti ulke' durumunda olan yurdumuzda yaklaşık 40.000 adet mağara bulunmaktadır. Mağara oluşumları bakımından onemli bir jeolojik-jeomorfolojik nitelik olan karstlaşma (karstik alanlar) ulkemizde Batı ve Orta Toros Dağlarında (Muğla, Antalya, Isparta, Burdur, Konya, Karaman, İcel ve Adana ) yer almaktadır. Turkiye'nin en uzun ( Beyşehir Golu batısındaki Pınarozu Mağarası, 16 km) ve en derin mağaraları (Anamur'un kuzeyinde Cukurpınar Dudeni, 1880m) bu dağ kuşağı uzerindedir.

Ulkemizde mağara araştırmaları 1964 yılında kurulan Mağara araştırma Derneği (MAD) tarafından başlatılmıştır. Daha sonra ilk universite kulubu olan 1973 yılında Boğazici Universitesi Mağara Araştırma Kulubu ( BUMAK ) kurulmuştur. 1979 yılında MTA Jeoloji Etutleri Dairesi bunyesinde kurulan Karst ve Mağara Araştırmaları Birimi, bugun mağara araştırmalarının buyuk bir bolumunu gercekleştirmektedir.

Gunumuze kadar tum yerli ve yabancı mağaracı gruplarının inceleyerek belgelendirdiği mağara sayısı 800'dur.

YAYLA TURİZMİ


Kendine has coğrafya ve iklime sahip olan Turkiye'nin zengin yaşama kulturu icindeki yayla yaşantısı cok onemli yer tutar. Eski metinlerde ve halen dillerde dolaşan halk turkulerinde (Kalktı goc eyledi Avşar illeri turkusundeki gibi) ifade edilen bu gelenek, Turkiye coğrafyasında yuzlerce mekanın yeni ve farklı yaşama alanları olarak acılmasını sağlamıştır.

Cin kroniklerinde, "Atları ve yuksek tekerlekli arabaları ile suları ve otları takip ederek yaşayan" millet olarak da tanımlanan Turkler, Anadolu coğrafyasında yerleşik hayata gectikten sonra geleneksel yaşama tarzlarını yeni olcekleriyle yaşamaya başlamıştır.

Turkiye yaylaları, tum dunyanın giderek daha fazla birbirine benzemeye başladığı yeni bin yılda, gecmişten gelen ve tadı yaşandıkca fark edilen; gunumuz modern yaşamına gore Doğulu ve egzotik, tabiattan uzaklaştığımız olcude otantik yaşama bicimi olarak kuşatıcı ve farklı yaylalardır.

Yaylalar, bakir tabiatın kirlenmemiş havasını; billur gibi soğuk suları; yazın en sıcak gunlerde bile korunma ferahlatıcı serinliği; buyuleyici guzellikte manzaraları; hormonsuz ve dalında yavaş yavaş olgunlaşan bitkileri; tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen ve yapılan gıdaları da sunarlar. Habitatı bozulmamış bir cevrede yaşayan bin bir ceşit yabani hayvan ve bitki, insanı televizyonlarda izlenilen belgesellerin kurmaca aleminden kurtarıp gercek hayatın bir parcası kılar.

Toros Yaylaları

Toros Dağları, goğsunu Akdeniz'in ılık meltemlerine acmış, karlı dorukların eteklerinde, Yoruk kilimi gibi ustunde butun renklerin ciceklendiği, yaylalar, cam, ardıc, koknar, sedir ağacları ve meyve bahceleri ile ic icedir.

İlkbaharla birlikte ciğdemler cicek actığında Yorukler hayvanlarını otlatmak icin Toros yaylalarına cıkmaya başlarlar. Akdeniz sıcaklıklarının etkili olduğu yaz aylarında ise cevre yerleşmelerden, soğuk ve billur gibi temiz pınarların kaynadığı, serin yaylalara cıkışlar giderek hızlanır.

Bitki Turleri: Bitki turleri bakımından cok zengin olan Toros Dağlarında; kıyıdan başlayarakrım yukseldikce bitki turlerinde de değişiklik ve ceşitlilik başlar. Narenciye bahceleri, maki turleri, sandal, meşe turleri, cınar, yabani zeytin, boğurtlen, melengic, kesme, funda, sığla ağacı (Muğla), sakız ağacı, erguvan, kocayemiş, karacalı, kızılcık, defne, cam turleri, ardıc turleri, kayın, toros koknar, sedir ağacları ile mevsimine gore kardelen, yabani siklamen, nergis, sumbul, gelincik, kekik, lavanta, nane, semizotu, papatya, lale vb. gibi bitkilere cok sıkca rastlanır.

Yaban Hayatı: Toros Dağları florası olduğu gibi yaban hayatı bakımından da zengindir. Toros Dağlarında guvercin, karatavuk, keklik, turac, bıldırcın, uveyik, culluk, kartalgiller, sığırcıkgiller, ispinozgiller, doğangiller, sarıasmagiller gibi kuş turleri ile geyik, alageyik, yaban kecisi, yaban domuzu, vaşak, karaca, tilki, tavşan, kurt, cakal, sansar, sırtlan gibi hayvanlar doğal ortamları ile gozlenebilirler.

Toros Yaylaları Gazi Antep, Hatay, Adana, İcel, Antalya ve Muğla il sınırlarındadır.

Karadeniz Yaylaları

Rengarenk kır cicekler, dağ cayırları ile kaplı olan Karadeniz Bolgesindeki yaylalarımızın cevresi genellikle ladin turu cam ağacları ile kaplıdır. Karadeniz kıyıları sahip olduğu yeşillikleri sadece bol yağmuruna değil, nemli ve sisli havasına da borcludur. Ancak sahil şeridindeki şehirlerde yuksek nem ve sisli hava yukseklere cıkıldıkca yerini pırıl pırıl bir guneşe, bol oksijenli tertemiz havaya bırakır.

Karadeniz yaylalarında bitki ortusu genel olarak koknar, ladin, sarıcam, sedir, kayın, meşe, ıhlamur, karaağac, gurgen, kızılağac, yabani fındık gibi ağac turleriyle kardelen, yabani acelya, orman gulu, gokovan gibi binlerce ceşit kır ciceği ile kaplıdır.

Karadeniz Yaylaları Sinop, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gumuşhane, Bayburt İl sınırlarındadır.


HAVA SPORLARI

Turkiye, Yamac paraşutu, Yelken Kanat, Planor, Paraşut, Balon gibi hava sporları meraklıları icin keşfedilmesi gereken bir ulkedir.
DAĞCILIK
Turkiye, farklı yuksekliklerde, zengin jeo morfolojik ve tektonik yapıya sahip, flora ve faunası olan ormanlara ve siluete sahip, zengin av ve yaban hayatı olan dağlarıyla hem kış turizmi hem de dağ yuruyuşu ve tırmanışları icin dağcılık sporunu sevenlere olağanustu cekici ve ilginc olanaklar sunar. Turkiye'yi her yıl dunyanın ceşitli yerlerinden cok sayıda turist dağ tırmanışı ve yuruyuşu icin ziyaret etmektedir.

Turizm Ceşitleri

RAFTİNG

Zengin doğal kaynaklarına sahip olan Turkiye su sporları (rafting, kano ve nehir kayağı) icin ziyaretcilerine onemli bir akarsu turizmi potansiyeli sunmaktadır. Ulkemizdeki tarihi, arkeolojik, kulturel ve otantik değerlerine entegre olan akarsu turizmi, cevrenin ve diğer turizm ceşitleriyle bir butun oluşturmaktadır.

Turkiye'de irili ufaklı yuzlerce akarsu bulunmakta olup, bir coğu akarsu sporlarına elverişli yapıdadır. Yeryuzunun en hızlı akan nehirlerinden biri olarak un yapan Coruh nehri dunyaca tanınmakta olup, 1993 yılında 28 ulkeden 300 sporcu, bilim adamı ve basın mensubunun katıldığı 4. Dunya Akarsu Şampiyonasına ev sahipliği yapmıştır.

SU ALTI DALIŞ TURİZMİ


Turkiye sularında bulunan onemli batıklar ve su altı mağaraları dalıcılar tarafından keşfedilmeyi beklemektedir.

KUŞ GOZLEMCİLİĞİ

Kaynak: Turkiye'nin Onemli Kuş Alanları Doğal Hayatı Koruma Derneği

Kuş gozlemciliği doğayı kuşların dunyasından tanımayı sağlayan bir gozlem sporudur. Sağlıklı bir cevrenin en iyi gostergesi olan kuşlar her turlu yaşam ortamında bulunurlar. Kent icerisinde parkta, sulak alanda, bozkır, orman, col gibi hemen her yerde kuş gozlemciliği yapılabilir. Kuş gozlemciliğinin mevsimi, zamanı da sınırlı değildir; 365 gun 24 saat yapılabilir. Turkiye'de şimdiye kadar 450 ceşit kuş turu kaydedilmiştir.

Kuşları izlemek ve anlamak, aynı zamanda kendi doğal cevremizi izlemenin en akılcı yoludur. Cevre koşullarına oldukca duyarlı olan kuşlar, orman kaybının, sulak alan tahribatının ya da fazla tarım ilacı kullanmanın etkileri gibi konuların onceden habercisi olabilirler. Bu anlamda kuş gozlemciliği, sağlıklı ve kapsamlı bir cevre koruma stratejilerin unsurları arasındadır.

Turkiye'deki toplam kuş turlerinin sayısı Avrupa'nın tamamında bulunan kuş turleri kadardır. Ulkemizin kuşlar acısından zengin olmasının en onemli nedenlerinden biri zengin sulak alanlar olması, diğeri ise onemli kuş goc yolları uzerinde yer almasıdır. Ulkemizin onemli sulak alanlarında (Manyas, İzmir, Goksu Deltası vb gibi) kuş gozlem istasyonları ve gozlem kuleleri kurularak ornitoturizm ile ilgili atılımlar yapılmıştır. Ulkemizde ozellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında gorulen kuş goclerinin onemli geciş noktaları İstanbul ve Canakkale Boğazları, Doğu Akdeniz (Adana, Hatay, Gazi Antep) ve Kuzeydoğu Anadolu'dur (Artvin, Rize, Kars). Kuzeydoğu Anadolu bolgesi ozellikle yırtıcı kuşlar acısından onemli bir potansiyel arz etmektedir. Orneğin Kuzeydoğu Anadolu'da, sadece Gurcistan ve bu yoreye has bir tur olan Kafkas Horozu'na (Lyrurus mlokeesiewiczi) dunyanın başka hicbir yoresinde rastlanamaz. Ozellikle kuş goc yolları uzerinde yer alan sulak alanların kuşlar acısından cok onemli potansiyel icerdiği dikkat cekmektedir. Turkiye'de kuş gozlemciliği son yıllarda hızla yayılmaktadır. Halen bircok ilde "kuş gozlem gurupları" oluşturulmuştur. Guruplar yaptıkları gozlemlere ilişkin bilgi ve kayıtlarını internet ortamında birbirleriyle paylaşmaktadırlar
__________________