"Yapım daha once DS icin tasarlandığından grafiksel acıdan fazla bir beklentiniz olmasın. Lakin grafikler kesinlikle şirinler ve ilgi cekiciler."
Daha once de soylediğimiz gibi, urun once DS icin tasarlandığından grafiksel acıdan fazla bir beklentiniz olmasın. Lakin grafikler kesinlikle şirinler ve ilgi cekiciler. Hele karakterlerin tipleri… İyisi veya kotusu; Lego Star Wars modellerine benziyor. Oynanış mı dediniz? Diablo’yu alın, yeni grafikler ve yeni karakterler koyun. Yani oynanış tipik Hack’n Slash yapısında… Bu biraz monoton olsa da, buyuk eğlence vadediyor. Ne kadar cok yaratık avlarsanız; buyu, uzak silah veya yakın dovuş konusunda o kadar uzmanlaşıp, gucleniyorsunuz. Herhangi bir strateji beklemeyin. Sessizce yaklaşayım, bir yere saklanayım gibi taktikler yok. Gorduğunuz duşmana bodoslama saldırıyorsunuz. Lakin bunu Wii kumandası ile yapmak ekstra eğlence sunuyor. En azından ben aksiyon sırasında buyuk keyif aldım. Buyulerde kendi aralarında gruplara ayrılıyor. Bu da klasik olculerde, element buyuleri, rahip buyuleri, vb… Bazı lanetli yuzukleri buyunuzle temizleyip, amaclarınız doğrultusunda kullanabiliyorsunuz. Sakın ola her bulduğunuz eşyayı, parmağınıza takmaya kalkmayın yoksa epey başınız ağrır. Zayıf kısımlar Bulmacalar fazla kolay. O sutunu al, buraya it, kapıyı ac, gizli gecidi bul tarzındalar. Zekanızı zorlayacak tek bir bilmece-bulmaca bile yok. Acıkcası DS tabanlı bile olsa, bir RPG oyunundan cok cok daha fazlasını beklerdim. "Oynanış tipik Hack'n Slash yapısında… Bu biraz monoton olsa da, buyuk eğlence vadediyor. Ne kadar cok yaratık avlarsanız; buyu, uzak silah veya yakın dovuş konusunda o kadar uzmanlaşıp, gucleniyorsunuz. "
Wii’de, Legend of Zelda: Twilight Princess’i oynadınız mı? Bu urunde konuşma diye bir şey yoktu ve tek konuşma uzunca bir “Hey” cekmekti. Bunu fazla kafaya takmazsanız, ses efektleri guzel. Lakin diyaloglarınız, C64’teki metinler gibi olacak, demedi demeyin. Nintendo’nun Wi-Fi sağ olsun, coklu oyuncu desteği son derece başarılı. Kablosuz ağ da bir o kadar iyi… 4 arkadaşınız ile birlikte, zindanları talan edebiliyorsunuz. Bu da, single player’daki monotonluğu ortadan kaldırıp zevk veriyor. Ben, arkadaşlarımla fazla lag yaşamadım, fakat bu konuda şikayetci olanları da duydum. Bu biraz da bağlantınızın gucu ile doğru orantılı. Sonuca gelirsem; Final Fantasy Crystal Chronicles: Echoes of Time, 20 saati aşan oyun omru ile verdiğiniz parayı hak eden bir yapım. Single player biraz tekduze olmasına rağmen, buyu ceşitliliği bunu unutturmayı başarıyor. Hangi savaşcı tipini secerseniz secin yetenek ağacı epey geniş. Şunu da soylemezsem haksızlık etmiş olurum, Final Fantasy Crystal Chronicles: Echoes of Time, cok daha iyi olabilirmiş. Muthiş bir potansiyeli, harcamışlar gibi hissettiğimi ekleyip, noktalıyorum. __________________