"Cel-Shaded tarzında hazırlanan grafikler genel olarak hoş bir gorsellik sunuyor."
İntikam ve ofke Afro Samurai, dunya capında haklı un kazanmış, bir anime ve manga serisi olmayı başardı. Boyle bir ilginin golgesinde oyun uyarlamasının yapılmaması beklenemezdi. Peki Afro Samurai efsaneye yakışan bir yapım mı? Yoksa Dynasty Warriors 2: Gundam gibi bir hayal kırıklığı mı? Bu sorunun cevabını verelim. Afro Samurai ın harika muziklerle bezenmiş menusunden cıkıp, oyuna başladığınızda ilk dikkatinizi ceken nokta grafikler olacaktır. Cel-Shaded animasyon yapısı Elbette herkes bu tur bir grafikleri sevmeyebilir, ama ben bir cizgi roman tutkunu olarak bayılırım. Prince of Presia yı andıran grafikler, goze fazlasıyla hoş gorunuyor. Kendinizi bir cizgi romanın icindeymişcesine hissediyorsunuz ki, bu da atmosfer icin onemli bir artı. Buna muzikler de destek oluyor. Harika parcalar insanın adeta icine işliyor. Oynanış mı dediniz? Eh bu tur urunlerde nasıl bir oynanış varsa, oyle bir yapısı var. Guclu atak, hızlı atak ve bunların akrobatik comboları Aslından duşmanınızı basitce alt edebilirsiniz, ama Drizzt Do'urden gibi oradan oraya zıplamadan bunun keyfi nerede kalır. Acımasız intikam hikayesi Dovuş kombinasyonu son derece basit. Kac, vur, zıpla ve tekrar vur. Cizgi romanını takip edenler bilirler, Afro Samurai kan gormekten hoşlanmayanlar icin değildir. Oyunumuzda fazlasıyla vahşi. Kafa koparmalar, kol ve bacak kesmeler, ortadan veya yandan ikiye bolmeler ve bol kanlı hareketler tek potada eritilmiş. Bu yuzden de yapımın tepesinde kocaman bir +18 uyarısı bulacaksınız. İnanın bu uyarıyı hak ediyor. Konuya donersek, dovuşler zalimliği ve yalınlığıyla oyunculara keyif veriyor. Bir mekanda 10 dakikadan fazla kalmanız, duşman ninjalara karşı bir soykırım hareketi ile sonuclanıyor. Boss ların işini bitirmek daha zalim, cunku ozel animasyonlar duzenlenmiş. Lakin boss lar tecrubeli oyuncuları zorlayacak guc ve yetenekte değiller. En azından yapımın sonuna kadar bu boyle. Bir de insan, Keşke mekanlar daha iyi secilseymiş diyebiliyor. Bana fazla tekduze geldiler Noksan kısımlar Oynanabilirliği onemli olcude zedeleyen bir faktorle karşı karşıya kalacaksınız. İnsanı zıvanadan cıkartan kamera acıları Ustune ustluk kamera acılarını ayarlayamıyorsunuz. Tam duşmanı ortadan ikiye bolecekken kor noktayı ceken bir kamera yuzunden; televizyon ekranını kırmamak icin, kendimle ne kadar mucadele ettim bilemezsiniz. Maalesef benim şansıma, bu aralar hep kamera acıları sorunlu oyunlarla boğuşuyorum. "Oyunumuzda fazlasıyla vahşi. Kafa koparmalar, kol ve bacak kesmeler, ortadan veya yandan ikiye bolmeler ve bol kanlı hareketler tek potada eritilmiş."
Karakterimiz oldukca ilginc. Bir Samuray dan başka her şeye benziyor. Elinde dev bir muzik seti ile basketbol potalarının oralarda gezinen bir siyahinin eline iki tane katana verdiğinizi duşunun. Bununla da yetinmeyin, karakter sacını uzattıkca uzatsın. Samuray tipiyle uzaktan yakından alakası olmasa da, dovuş yetenekleriyle hepsini suya goturur, susuz getirir. Hayır Dante gibi roketlerle kaykay yapmıyor, ama şahsına munhasır biri olduğu tartışılmaz. Kahramanımızın zıtlıkları ve ilginc tipi, oyuna kacınılmaz bir mizah faktoru katıyor. Eğer anlamsız kamera acıları ve mekan sıkıntısı olmasaymış, yapım tartışmasız bicimde turunun zirvesinde bir yerlere tırmanabilirmiş. Yine de, bu haliyle bile fazlasıyla eğlenceli, matrak ve sıra dışı. Aksiyon severler tarafından şans tanınmayı hak ediyor. Fakat kandan hoşlanmıyorsanız yanından bile gecmenizi tavsiye etmiyorum. __________________