Ne kadar zaman oncedir bilinmez, tanrı dunyayı yarattı. İki gun boyunca dağları, denizleri, nehirleri ve ormanları yarattı. Hepsini uzerlerine titreyerek yarattı. Hepsini kendi gibi kusursuz yarattı tanrı. Hepsine ayrı ayrı mucizeler verdi tanrı. Onlara yarattığım dunyayı, size verdiğim mucizelerle guzelleştirin diye buyurdu tanrı. Daha sonra birileri bu guzelliklerden faydalanmalı diye duşunup canlıları yarattı. Sonraki iki gun boyunca da sırasıyla butun hayvanları yarattı. Hepsine ayrı guzellikler bahşetti tanrı. Hepsine ayrı gorevler verdi. Tanrı onlara evlerinize dağılın, coğalın ve hayatta kalın buyurdu. Butun hayvanlar, yaradılışlarında tanrının onlara verdiği ozellikler ve gorevlerle yeryuzunun ceşitli yerlerine dağıldılar. Tanrı en son insanları yarattı. Tanrı onlara akıl verdi, mantık verdi. Onlara ellerini kullanma yeteneği verdi. Bazılarına gorme ve emretme yeteneği verdi. Tanrı, yarattığı herbir insan grubunu yeryuzunun farklı bir yerine koydu. Hepsine aynı anda seslendi: hayatta kalmak icin ne gerekiyorsa yapın dedi. İnsanlar akıllıydı. Tanrı onlara akıl vermişti. Onlar da bunu kullanacaklar ve bu sayede sonsuza dek yaşayacaklardı. Tanrı 5. gun, canlıların gozle goremeyeceği, fakat bazılarının hissedebileceği ateşten bir dunya yarattı. Ateşten varlıkları yarattı tanrı. Cinleri, iblisleri, ifritleri ve daha bircok varlığı yarattı tanrı. Onları bu ateşten dunyaya attı ve emredildiğinde hizmet edin, ve dunyanıza geri donun buyurdu tanrı dunyanızda bulacaksınız huzuru dedi fakat borclu donmeyin. Tanrı 6. gunde eline bir tutam saf nur aldı. Onunla oynamaya başladı. Nur parcasını insana benzetti. Nurdan kanatlar ekledi sırtına. Ona sonsuz hayat, sonsuz guc verdi tanrı. Ona irade, kontrol, yaratma gucu verdi tanrı. Nurdan yaratılmış varlık, gozlerini actı tanrının avucunda. Gozlerini actı, kırpıştırdı ve etrafa bakındı. Gozleri bir-iki saniye sonra aradığını buldu ve onu izlemeye başladı. Varolan en guzel şeyi izliyordu şimdi. Her şeye hakim olanı, kusursuz olanı izliyordu hayranlıkla. Tanrıyı izliyordu doyasıya. Tanrı onun bilincinden memnun kaldı. Onun turunden daha fazla yaratmak istedi. Onun turunden daha fazla yarattı tanrı. Hepsine ayrı ayrı yetenekler, ayrı ayrı gucler verdi tanrı. Hepsine guc, irade, hayat ve daha bir suru ozellik verdi tanrı. Onlara ak melekler dedi tanrı. İlk yarattığı meleğe Anakhra dedi. Anakhra onun icin ozeldi. Diğerlerine de isimler verdi tanrı. Hepsine gorevler verdi. Daha sonra bir tutam nur ve bir tutam atesi elinde birlestirdi tanri. Elindekini, ak meleklere benzetti tanri. Onlara da `kara melek` dedi. Onlari da bir cok gucun yaninda kara guclerle donatti tanri. Onlari atesten alemin efendileri kildi tanri. 6. gunun sonunda Anakhraya buyurdu tanrı: Anakhra, ilk olan! Sana ve ak kardeşlerine dunyayı veriyorum! Dunya sizindir! Ona istediğiniz gibi hukmedin! Ona iyi bakın! İlk olan, huzursuzca kanatlarını kımıldattı ve emredersin en buyuk ve tek olan! dedi. Bu sorumlulugu nasil tasiyacagini dusunuyordu binlerce zihninden biriyle de. Tanrıya hitap etme şekline ister istemez hayranlık duyan ak kardeşlerine dondu ve onlara sorgulayan gozlerle baktı. Emredersiniz tanrım dediler ak melekler bir ağızdan. Tanrı Anakhranın hitabından memnun kaldı ve kıdemine kıdem kattı. Ona seni vekilim kıldım ilk olan! dedi.... devamı birazdan.. __________________