Anne baba ya da calışan, patron olmanız fark etmez. Kanserle baş etmek sizin icin olduğu kadar etrafınızdakiler icin de zor.
Hangi kanserin ustesinden gelmeye calıştığınız, kanserin hangi evresinde olduğunuz etrafınızdakilerle ilişkileriniz duşunulduğunde cok onemli değil. Her şeyden once kendinize ve cevrenize karşı durust olmalı ve insanların size yardım etmelerine izin vermelisiniz.
[h=2]Kanser haberini işvereninizle paylaşın[/h]

Patronunuza kanser olduğunuzu soylemenin faydaları
Patronunuza kanser olduğunuzu soylemek fikri aklınızı karıştırabilir. Onun nasıl tepki vereceğini bilemezsiniz. Ancak oğrenmenin tek bir yolu var. Belki de daha once patronunuza bu kadar kişisel ve ozel bir şey anlatmadınız. Bu haberin iş yerinde size karşı bakışları değiştireceğini duşunuyorsunuz.
Patronunuza hastalığınızı anlatmanın yararlarını sıralayalım:
Kanser tedavisi icin gereken ekstra zamanı elde edersiniz.
Tedavinizin yan etkilerinden dolayı performansınızda oluşabilecek duşukluk hakkında patronunuzu bilgilendirmiş olur, dinlenmek icin yardım isteyebilirsiniz.
Patronunuzla bu konuşmayı yapmadan once hazırlıklı olmanızda fayda var. Onun hangi konular hakkında soru sorabileceğini duşunerek hastalığın belirtilerini, tedavi programını ve tedavinin yan etkilerini bir yere yazabilirsiniz.
Konuşma sırasında pozitif bir ses tonu işinize yarayacaktır. Konuşurken heyecanlanırsanız onceden tuttuğunuz notlara bakabilirsiniz. İşvereniniz henuz bilmediğiniz bir şey sorarsa “henuz bilmiyorum ama oğrendiğimde size bilgi verebilirim” demekte sakınca yok. Duygularınız konusunda durust olun ama konuşmanızın gozyaşlarıyla bolunmemesine dikkat edin.
[h=2]Kanser haberini cocuklarınızla paylaşın[/h]

Kanserli bir ebeveynle uğraşmak ozellikle genc biri icin zorlayıcı bir deneyim. Cocuk ebeveynlerini koruyucu olarak gorur. Onları zayıf duşmuş, acılar icinde gormek cocukları derinden etkiler. Bu etkileri en aza indirecek birkac ipucu verelim:
Acıkca konuşun: Cocuklar ebeveynlerine neler olduğu konusunda bilgilenmek ister. Onlara hastalığınızla ilgili surecleri acıkca anlatmalısınız. Konuşmanızın arasında kucuk molalar verip cocuğunuzun sorusu olup olmadığını sorun. Endişelerini gidermeye calışın.
Durust olun: Hepimiz cocuklarımızı korumak isteriz. Onları kotu haberlerden korumak kadar icgudusel bir şey daha olamaz. Fakat zor zamanlarda durust olabilmek onların guvenlerini kaybetmemek icin onemli.
Onlara cok ağır yukler yuklemeyin: Cocuklar kucuk yetişkinler değildir. Cocuğunuz ev işlerini ustlenmede istekli de olsa ona ustesinden gelemeyeceği sorumluluklar yuklemekten kacının. Rolleri değiştirmeyin.
Kucuk şeyleri es gecmeyin: Doğum gunu, mezuniyet gibi buyuk olayları hepimiz hatırlarız ancak kucuk şeyler bazen cocuklar icin daha onemli olabilir. Eve getirdiği karne, okul takımı macları cocuklar icin cok buyuk olaylardır. Bu konularda yetişkin arkadaşlarınızdan size yardımcı olmalarını isteyebilirsiniz.
Ev kurallarını devam ettirin: Yatma zamanı, yemek zamanı gibi kurallar cok zorunda kalınmadıkca değiştirilmemeli. Cocukların her şeyden once sabit kurallara ve disipline ihtiyacı var. Ergen bir cocuğunuz varsa kurallara uyulması onun alkol, uyuşturucu gibi zararlı maddelere sığınmasını engelleyecektir.
Beraber gulmeye bahane uydurun: Hepimizin bildiği gibi gulmek en iyi ilac. Yaşadığınız değişiklikler konusunda rahat olduğunuzu cocuğunuza hissettirirseniz onun icin de her şeyi kolaylaştırmış olursunuz. Mesela cocuğunuzun peruğunuzu denemesine izin verebilirsiniz.
Kendi hayatlarını yaşamalarına izin verin: Kanser tedavisine devam etmek tam zamanlı bir iş. Buna rağmen ebeveynlerin cocukların kendi hayatlarına devam etmelerini sağlaması onemli.
Hatırlanacak anlar yaratın: Kanseriniz hangi organınızda ya da hangi aşamada olursa olsun fark etmez. Onemli olan cocuklarınıza hayatlarının geri kalanında sizi ve onlara olan sevginizi hatırlayacakları anlar yaşatmak. Fotoğraf cekin. Gunluk tutun. Unutmayın, kanser anıları alıp goturemez.