Hem sistolik hem diastolik basıncın artmış olduğu en sık gorulen hipertansiyon ceşidine ek olarak, başka yuksek tansiyon (hipertansiyon) turleri de mevcuttur: İzole sistolik hipertansiyon, beyaz onluk hipertansiyonu ve sınırda (borderline) hipertansiyon. Şimdi bu yuksek tansiyon farklı turlerini detaylı bir bicimde ele alalım.
[h=2]İzole Sistolik Hipertansiyon Turu[/h]Sistolik kan basıncının tansiyon olcumundeki buyuk rakam (buyuk tansiyon) olduğunu ve kalp kasılıp arterlere (atardamarlara) kan pompaladığında arterlerde oluşan basıncı temsil ettiğini hatırlatalım. Surekli olarak 140 mm Hg’nın ustunde olan bir sistolik kan basıncı genellikle yuksek olarak değerlendirilir.
İzole sistolik hipertansiyon, sistolik basıncın 140 mm Hg’nın uzerinde, diastolik basıncın ise 90’ın altındaki olması şeklinde tanımlanır. Bu rahatsızlık esas olarak yaşlıları etkiler ve artan (geniş) bir nabız basıncı ile karakterizedir. Nabız basıncı, sistolik ve diastolik kan basınclarının arasındaki farktır. Dolayısıyla, izole sistolik hipertansiyonda olduğu gibi, diastolik kan basıncında herhangi bir artış olmadan sistolik kan basıncının yukselmesi nabız basıncını arttırır. Atardamarların (arterlerin) sertleşmesi de nabız basıncındaki bu genişlemeye katkıda bulunur.
Bir zamanlar zararsız olduğu duşunulen yuksek nabız basıncının artık, sağlık sorunlarının ve potansiyel olarak hedef organ hasarının onemli bir habercisi ve gostergesi olduğu duşunulmektedir. İzole sistolik hipertansiyon ileride kalp buyumesi, kalp krizi (miyokard infarktusu), inme (beyin hasarı) ve kalp hastalığından ya da inmeden kaynaklanan olum riskinin iki ila dort kat artması ile ilişkilidir. İzole sistolik hipertansiyon hastaları uzerinde yapılan klinik calışmalar, sistolik kan basıncının en az 20 mm duşurulerek 160 mm Hg’nın altındaki bir seviyeye indirilmesinin bahsedilen artan riskleri azalttığını gostermiştir.
[h=2]Beyaz Onluk Hipertansiyon Turu[/h]Doktorun muayenehanesinde bir defaya mahsus yuksek olculen tansiyon yanıltıcı olabilir, cunku soz konusu artış sadece gecici olabilmektedir. Bu durumun nedeni, muayene stresi ile ya da kişinin sağlık durumunda birşeylerin ters gitmesi korkusu ile ilişkili anksiyeteden (kaygıdan) kaynaklanıyor olabilir.
Doktorun muayenehanesine yapılan ilk ziyaret genellikle yapay olarak yukselen tansiyonun nedeni olmaktadır, istirahat ettikten sonra tekrarlanan olcumlerle ve takip ziyaretleri ve tansiyon kontrolleriyle bu durum ortadan kalkabilir. Hafif hipertansiyonu olduğu duşunulen her dort kişiden biri aslında, doktorun muayenehanesi dışında olculduğunde normal tansiyona sahip olabilmektedir. Sadece doktorun muayenehanesinde kaydedilen tansiyon artışına “beyaz onluk hipertansiyonu” adı verilir. Verilen bu isim, doktorun giydiği beyaz onluğun, hastanın kaygılanmasına ve tansiyonunda kısa sureli bir artışa neden olduğuna işaret eder. Beyaz onluk hipertansiyonunun teşhis edilmiş olması, durumun klinik acıdan onemli ya da tehlikeli olmadığı anlamına gelebilir.
Ancak beyaz onluk hipertansiyonunu değerlendirirken dikkatli olmak gerekir. Doktor ziyaretinden kaynaklanan stres ve anksiyetenin (kaygı) neden olduğu yukselmiş bir tansiyon her zaman zararsız bir bulgu olmayabilir, cunku hastanın hayatındaki diğer stres faktorleri de, tansiyonunun yukselmesine neden olabilir ve bu tur durumlarda rutin bir şekilde tansiyon olcumu yapılamaz. Tansiyon aleti veya surekli izleme ekipmanıyla evde ya da eczanede tansiyonun olculmesi, yuksek tansiyonun sıklığını ve tutarlılığını tahmin etmekte faydalı olabilir. Buna ek olarak, herhangi bir hipertansiyon komplikasyonu olup olmadığını araştırmak icin uygun tetkiklerin yapılması da değişken tansiyon olcumlerinin onemini değerlendirmeye yardımcı olacaktır.
[h=2]Sınırda (borderline) Hipertansiyon Turu[/h]Sınırda hipertansiyon bazen 140/90 mm Hg’nın ustunde, bazen de altında olculen hafif yuksek tansiyon olarak tanımlanır. Beyaz onluk hipertansiyonunda olduğu gibi, sınırda hipertansiyonu olan hastaların tansiyonlarının ceşitli zamanlarda olculmesi ve hipertansiyon durumlarının ciddi olup olmadığını tespit etmek icin hedef organ hasarının değerlendirilmesi gerekir.
Sınırda hipertansiyonu olan kişilerin, yaşları ilerledikce daha kalıcı ya da daha artmış yuksek tansiyon geliştirme eğilimleri olabilir. Kalple ilgili (kardiyovaskuler) hastalık geliştirme riskleri hafif bir şekilde artmıştır. Bu nedenle, hipertansiyonları ilk başta onemli gibi gorunmese de, sınırda hipertansiyonu olan kişilerin tansiyonlarını surekli olarak takip etmeleri ve hipertansiyon komplikasyonlarını izlemeleri gerekmektedir.
Sınırda hipertansiyonu olan bir hastanın takibi sırasında, tansiyonu surekli 140/90 mm Hg’dan yuksek olculmeye başlanırsa, genellikle bir anti-hipertansif ilac tedavisine başlanır. Diastolik kan basıncı hala sınırda olsa bile (genelde 90 mm Hg’nın altında ama ısrarcı bir şekilde 85’in ustundeyse) bazı durumlarda tedaviye başlanabilir.