1965 yılında bağısızlığına kavuşmuş olan Singapur, Uzakdoğu’nun minik, şirin ve Japonya’dan sonra en mureffeh ulkesidir. Japonya’dan farklı olarak yeşilliği, son derece duzenli ve temiz olması, yaşam standartlarının yuksek olması, coğrafi konumu ve resmi dilin İngilizce olması gibi ozellikleriyle Uzakdoğu’nun yaşamak icin imrenilen ulkesidir. Halkı 70% Cin, 15 % Malezya ve 5% Hint kokenlidir. Buna bağlı olarak ulke değişik kultur ve dinlerin (Orn. Malezyalılar Musluman’dır) kaynaştığı bir mekandır. Bolgedeki dinler zenginliği her dinden oğrenciye yemek ve ibadet konusunda kolaylık sağlamaktadır.

Malezya yarımadasının alt ucunda kucuk bir ada devlet olan Singapur 640 km2’lik yuzolcumu ve 3.5 milyonluk nufusu ile tek bir şehirdir. Malezya’ya bir kopru ile bağlantılı olan ulkenin diğer yakın komşuları Endonezya, Tayland ve Filipinler’dir. Bu ulkelerde Turk vatandaşlarına vize uygulanmamaktadır.(Pasaportu olan her Turk vatandaşı biletini alıp hic bir işlem yaptırmadan bu ulkelere girebilmektedir)

Bir devlet hayatı icin cok kısa bir surede, sınırlı toprak ve insan gucu ile dunyanın sayılı ekonomik gucleri arasına giren Singapur, bunu en başta eğitime verdiği oneme borcludur. Başta orta oğrenim olmak uzere eğitimin her safhasına buyuk onem vermesi ve neticede eğitimi dunya standartlarına gore oldukca yuksek ve profesyonel bir nesil yetiştirmesi bugunku modern Singapur’un doğuşunu sağlamıştır.

İnsan gucu zaten sınırlı olan ulke, Amerika ve Avrupa şirketlerinin mevcut işgucunu kendilerine cekmesiyle oluşan boşluğu doldurmak icin, eğitim de dahil olmak uzere her sahadaki insana kapılarını acmış ve vatandaşlık vermeye varan cazip teklifler sunmuştur. Ama aradığı bir şart vardır: Singapur standartlarına uyabilecek kalite ve kabiliyet.
__________________