Fotokopi teknolojisinin adını telaffuz etmenin bile caiz olmadığı yıllarda baskı alanında sıklıkla kullanılıyordu karbon kağıdı. Padişah fermanları, dergiler, kitaplar, hatta resimler icin; gunumuz nesli acısından bir etkisiz elemandan oteye gidemeyen bu kağıtlar cok onemliydi. Ote yandan, ilerledikce mehter takımı misali geri adım atan teknoloji bu kağıtları sıklıkla kullanır oldu. Ozellikle gunumuze, bilgisayar cağına goz atarsak bu karbon kağıdı kullanımının sıklığını gorebiliriz. Uzun yıllar FIFA, Tomb Raider gibi serilerin tasarım aşamasında hangi alet edevatlar kullanıldı sanıyorsunuz? Super bilgisayarlar, ultra gelişmiş super teknolojik cizim aletleri, zaman makinesi falan mı? Hayır hicbiri değil, kullanılan şeyler elbette ki karbon kağıtlarıydı! Teknoloji ilerledikce geriye gitmek ancak bunlarla mumkun olabilirdi zira. İşin enteresan tarafı ise, bu kullanımın EA ofislerinde sıklıkla gorulmesi... Ne var ki, EA zaman zaman başkalarını karbon kağıdı kullandırmaya teşvik edecek oyunlar da yaptı. Underground'daki buyuk patlamasına kadar orta halli seyreden Need for Speed serisi gibi. Karbon kağıdıyla NFS'nin ne alakası var be adam diyecek olursanız, oncelikle sesinizi fazla yukseltmemenizi, celal yapmamanızı tavsiye ederim. FIFA, NBA gibi her sene yenisi cıkan oyunlar kervanına artık NFS de katıldı bildiğiniz uzere. Underground, Underground 2, Most Wanted oyunları sabredememekten catlatacak kadar gecikmeden cıkageldiler. Her sene yenisi cıkan oyunların bir yerden sonra rutine binmesi onların kaderidir; tabii başlarında rutin kelimesini sozluğunden kaldırmış idealist bir tasarımcı yoksa... Vancouver'daki EA Black Box studyosunda kesinlikle boyle bir adam calışıyor olmalı ki, Underground patlamasından bu yana seri halen rutine binmiş değil ve yeni oyun da buna bir istisna olarak gorunmuyor. "Sonucta bu bir yarış oyunu, ne kadar da değişebilir ki?" diyorsanız, Carbon'la ilgili herhangi bir bilginiz olmadığını one surerek size cahillik ithamında bulunabilirim. Evet yapabilirim bunu. Test Drive Unlimited ve Midnight Club gibi oyunların sahibi Rockstar-Atari ikilisini karşısına alacak olan EA, sıkı rakipleri olduğunun bilincinde olarak birtakım değişikliklere gitmiş Carbon’da. TOCA'nın oyun literaturune kattığı CaRPG kavramına uzaktan da olsa bakış atıyor Carbon; bu bir yarış oyunu elbette, ancak siz bir odun değilsiniz, siz de bir insansınız. Duygu somurusu dozajını biraz azaltacak olursak; oyundaki karakterimiz bir hastanede yaralı olarak gozunu acıyor ve kız arkadaşı Sara, ona erkek kardeşinin olduğu haberini veriyor. Kardeşinizin kanını yerde bırakmanın delikanlılık kitabında yazıp yazmadığını kontrol ettikten sonra esas oğlan olarak, intikamımızı almak uzere yollara duşuyoruz. Fakat bir dakika; trafik kazasında olan biten her şeyi unutmuş olmalıyız, kimden, nasıl intikam alacağız? Bu noktada da eski Turk filmleri hayranı NFS: Carbon hikaye yazarları devreye giriyor. Karakterimiz, carpışmadan sadece bir kuş logosunu hatırlıyor. O halde erkek kardeşimizin kanını yerde bırakmamalı, kuşlardan intikam almalıdır. (!) Peki bu kuşlu amcalara nasıl ulaşacağız? Tabii ki şehirdeki bolgeleri ele gecirerek! San Andreas’ta rastladığımız cete-bolge hadisesine adım atıyor EA, Carbon ile. Şehirde 14 adet bolge var ve bu bolgeleri ele gecirmek icin o bolgenin sahibi olan azılı yarışcılarla kapışmanız gerekiyor. Ne var ki, oyuna başladığınız arabayla yuksek seviye yarışcıları alt etmeniz mumkun değil, arabanız ne kadar guclu olursa olsun. Biraz once de dediğim gibi, artık bir ekibimiz olacak. Peki bu ekip, yarış sonraları ayağımıza masaj yapıp tavşan kanı cay getirmekten başka ne işe yarayacak? Şoyle ki, yarış esnasında bir adamınızı cağırıp yarıştığınız arabayı engellemesini sağlayabilir, veya yarış sonrası keyif cayı demletebilirsiniz. Hep cay demletecek bir ekibim olsun istemişimdir zaten. Bir ekip oluştururken 17 farklı karakter sınıfından karakterler secebileceksiniz. Orneğin kimi arkanıza takılarak –eğer duzgun pozisyonda gidebilirseniz- size hız kazandıracak, kimi yarıştığınız arabaların onune gecerek engeller koyacak, kimi de finish cizgisinde cay demleyerek keyif skill'inizi artıracak. (?) Sizde olduğu gibi onların da arabaları oyun esnasında demode olmaya başlayacak. Dolayısıyla modifiye olayında onları da gormeniz gerekiyor. Modifiye demişken, oyundaki modifiye seceneğinin Underground 2'deki kadar fazla olmasa da geniş bir yelpazede sunulacağı belirtiyor. Ekip olayı, şaşırtıcı olacak belki ama, burada da onemli rol oynayacak. Mekanik işlerden anlayan bir eleman ekipte yer alsaydı, ne guzel olurdu değil mi? Guzel olurdu tabii.. Oyun, başlangıcta 3 mod ile bizleri karşılayacak; Own the Streets isimli hikaye modu, Quickplay adındaki yarış modu ve son olarak da coklu oyuncu modu. 20 farklı yarışa sahip coklu oyuncu modunda 4 kişiye kadar yarışabilirsiniz. Bir yarış oyununda ayaklarınıza masaj yapan bir ekipten daha onemli olan bir şey varsa, o da ayaklarınızı yerden kesen araclardır. Vancouver’da ikamet eden EA Black Box da bunun bilincinde olmalı ki, araclarda bu sefer keskin değişikliklere gitmişler. Onceki oyunların aksine Carbon’da kuşları gormek istiyorsanız, her aracta uzman olmanız gerekiyor, zira hepsinin ozellikleri birbirinden cok farklı ve bunu bariz bicimde size hissettiriyor. Oyunda tuner, muscle ve exotic olmak uzere 3 ceşit arac sınıfı bulunuyor. Evet, eskilerin muthiş –ve pahalı- oyuncakları muscle arabaları artık emrimiz altında. Tum bunlar, dar ve keskin yollara sahip kanyon yarışlarında daha da on plana cıkıyor. Evet, oyunun bir başka yeniliği de, Mario, Sonic, Metal Slug gibi eski arcade efsaneleri benzeri bir oyun tasarımıyla; boss fight’lara yer verecek olması. Ve bu, bolge sahibi olan boss'larla, kanyon yarışlarında kapışacağız. Bu boss yarışları da kendi arasında 2’ye ayrılıyor. Yarışın ilk ayağında boss’un kuyruğundan kopmamaya calışırken 2. kısımda ise boss'la aramızdaki farkı olabildiğince acmaya calışacağız. Teknolojinin mehter takımına benzediğine değinmiş miydim? Yeni nesle doğru hızla yaklaşırken, PlayStation 3 ve Wii gibi konsollar da kapıdan goz kırparken, gunumuzde cıkacak bir oyunun tipsiz gorunmesi kabul edilebilecek bir şey değil elbette. Bunun bilincinde olan Need for Speed: Carbon, en guzel kıyafetlerini giyip, suslenerek karşımıza cıkıyor. PC, PS3, PS2, Xbox, Xbox 360, Wii, Gamecube, PSP, DS ve mobil telefonlara (!!!) geleceği goz onunde bulundurulursa oyun, yeni ve eski nesil arasında bir geciş oyunu niteliği taşıyor. Buna karşın, yayınlanan ekran goruntulerinden de gorulduğu uzere EA, iki nesil konsollarında da cuvallamamış gorunuyor; Autosculpt teknolojisi sayesinde şuphesiz. Ancak kabul etmek gerekir ki, hayallerdeki yeni nesil grafiklerinden uzakta bu goruntuler. Sanıyorum bunlar icin daha zaman gerekiyor. __________________