Dunya Savaşın İcinde Call of Duty serisinin neredeyse tum oyunları oyuncular uzerinde buyuk bir etki yapmayı başarmışlardır. İlk oyunu cıktığında başından saatlerce kalkamadığımı hatırlarım. Tek kişilik bolumler bittiğinde asıl eğlence başlıyordu; Coklu oyuncu haritaları bizi ekranın onune hapsetmeyi başarmıştı. Hatta ilk ve ikinci oyunların haritalarını oynamaya devam eden azımsanamayacak bir oyuncu kitlesi mevcut. Dorduncu oyunda gunumuzun catışmalarının ele alınacağı duyulduğunda oyun hakkında bircok soru işareti ve oyunun kotu olacağı endişesi ortaya cıktı. Ama Infinity Ward'ın yaptığı Modern Warfare, butun endişelerimizi asılsız cıkardı. Harika bir atmosfer ve hikayeye sahip olmasının yanında coklu oyuncu modunda kendi turunde bir devrim yarattı ve bizi gunler boyunca kendine bağladı. Beşinci oyunda tekrar 2. Dunya Savaşı'na donuleceği duyuruldu ve bu sefer de yapımcı ise Treyach olarak belirtildi. Durust olmak gerekirse onceleri hic umutlu değildik ama Call of Duty bizi tekrar yanılttı. Acıkcası ilk bolumlerde Medal of Honor oynuyor gibi hissettim ve Call of Duty'nin kendini ne zaman gostereceğini bekledim. Bolumler ilerledikce World at War, o atmosferi yakalamayı başardı. Tabi Medal of Honor'u da severim ama Call of Duty her zaman değişik bir havaya sahip olmuştur. Almanlar yetmedi sıra Japonlarda Japonlar tarafından esir alınmış halde bir Japon adasında başlıyoruz. İlk sahnede işkence sırasında bir arkadaşımız olduruluyor ve sıra bize geldiği anda bizim tarafımızdaki askerler gelip cevredeki Japonları olduruyor. Elimize bir silah verilmesiyle oradan uzaklaşma amacıyla adanın bir başka koşesine doğru maceraya atılıyoruz. Hikaye sırasında gelenek bozulmuyor ve iki ayrı askerin başından gecenlere onların gozunden tanık oluyoruz. Amerika tarafında Japonlara karşı ve Sovyet tarafında Almanlara karşı savaşıyoruz. Japonlara karşı oynarken umduğumun aksine cok değişik ve etkileyici sahnelerle karşılaştım. Japonların kurduğu tuzaklar ve kullandıkları yontemler beni yeri geldikce fazlasıyla zorlamaya yetti. Acıkcası oyuna başladığımda gercekten kotu bir oyunla karşılaştığımı duşundum ama oynamaya devam ettikce oyun beni icine cekmeye başladı ve ilk başta edindiğim kotu izlenimi silmeyi başardı. Bolumlerdeki ceşitliliğin cok fazla olduğunu belirtmem gerekir. Kendimi cok değişik bolumleri oynarken buldum ve oynarken her bolumun farklı bir havası ve oynanışı olduğunu fark ettim. Atmosfer de başta beni etkilemeyi başaramadı ama o da bolumler ilerledikce oyle bir değişiklik gosterdi ki sonunda belki de II. Dunya Savaşı oyunları arasındaki en derin atmosferle karşılaştığımı fark ettirdi. Bazı sahneler cok guzel bir şekilde oyuna yerleştirilmiş. Bilincimiz yanımıza geldiğinde olu bulduğumuz arkadaşlarımız ya da durduk yere yapılan baskınlarda yaşananlar gercekten cok iyi duşunulmuş. Tabi atmosferi yerle bir eden durumlar da yok değil. Orneğin yanlışlıkla dipcikle oldurduğumuz arkadaşımızın yerine yenisi birkac metre arkadan devam ediyor ve oldurmemiz ardından da kimse bize tepki gostermiyor. Tabi bazı durumlarda tepki alabiliyoruz ama eski Call of Duty'lerde bir arkadaşımızı oldurmemiz durumunda son kayıt noktasına geri sarıyordu ve o sırada ekranda "Sen bir hainsin!" yazısı cıkıyordu.
Bunların otesinde ara sıra karşıma cıkan gorunmez duvarlar ise butun planlarımızı yıkmaya yetiyor. Yanda duran mitralyoze bir gorunmez duvar yuzunden gecememe ya da siper almak icin bir yere koşarken cat diye karşıma gorunmez duvar cıkması fazlasıyla sinirimi bozmaya yetti ama oyunun akıcılığına kaptırdıkca bu hataları onemsemez oldum. Cevresel unsurlar ise fazlasıyla gercekci olmuş orneğin Japonya cevresinde gecen gorevlerde ceşitli tapınaklar ya da Japonların yer altına kurduğu pusular ve Rus olarak oynadığımız bolumlerde cevrede votka şişeleri gormemiz, gorevler icin bazı yerleri bombalarken oraların parcalandığını izlemek ayrı bir keyif haline geldi. Japonya'da daha cok yeşilliklerin arasında dolaşırken Avrupa uzerinde gecen bolumlerde kasvetli ve ağır bir hava ile karşılaşıyoruz. Japonların deli gibi uzerimize sunguyle koşmaları ya da alman kurtlarının boynumuzu parcalamak icin uzerimize koşması bazen aşırı derecede urpertebiliyor. En zor seviyede oynarken iki alman kurdu yuzunden aynı yeri beş altı defa tekrarladım. Kopekler uzerimize atladığında cok kısıtlı bir zaman aralığında "v" tuşuna basarsak kurdu uzerimizden atmayı başarıyoruz. Genel Oynanış Modern Warfare'de uzerimize gelen el bombalarını geriye yollama yeteneğimiz burada da korunmuş durumda. Başta bombalardan kacarken sonraları onları geri yollama cabasına girdim. Ayrıca bombalar belirli bir sure sonra patladığından onların uzerine koşmak gereksiz bir caba olabiliyor o yuzden durduğunuz noktaya bomba duşerse kacmak yerine onu geri fırlatmayı tercih edin. Tabi bazı bolumlerde ustunuze gelen dort beş bomba gorurseniz hemen oradan kacarak uzaklaşın. Amerikan askeriyken dorder adet el bombasıyla sis bombası taşırken Rus askeriyken sis bombaları yerine molotov kokteyli taşıyoruz. Sis bombaları bolumler ilerledikce onem kazandığından onları gereksiz yere kullanmamaya calışın. Bazı bolumlerde "flamethrower" yani ateş puskurtucu silah elimize geciyor ve o noktada asıl eğlence başlıyor. Duşman sığınaklarını ateşe verirken ya da uzerimize koşan Japon askerlerini tutuşturmak ya da eğlencesine cevredeki objeleri yakmak eğlenceli oluyor. Ama yağmur yağıyorsa yaktıklarımız hemen sonebiliyor. Eğer duşmanda flamethrower var ise tek vuruş ile kendisiyle cevresindekileri patlatabiliyoruz. Kurulabilir ağır makineliler duşman akınlarını puskurtmekte fazlasıyla işe yarıyor. Sık sık kendinizi yakın catışmada bulacağınızdan elinizi yakın saldırı tuşundan ayırmayın derim. Oyunda genellikle cephane sıkıntısı cekilmiyor ve Call of Duty 2'den beri kullanılan sağlık sistemi var yani aralanınca birkac saniye saklanarak isabet almazsak sağlığımız yerine geliyor. Zaten oyunda orta yerden milleti tarama gibi bir luksumuz yok, siper almazsak acık hedef oluyoruz. Tabi en kolay seviyede bu yapılabilir ama yapay zekada genel bir eksiklik olduğu acık, duşman zaman zaman ne yapacağını şaşırabiliyor hadi onu gectim takım arkadaşlarımız da diplerindeki askeri fark etmekten aciz olabiliyorlar. Yapay zekanın acığı da bol bol el bombasıyla kapatılmaya calışılmış. Tanklı bolumde de aynı durum gecerli; Tank isabet almadıkca kendini onarıyor. Yeri geldiğinde fazlasıyla zorlaşabilen oynanış aynı yeri defalarca tekrar ettirebiliyor. Demin soylediğim gibi uzerime gelen bomba yığınları ya da fark edilemeye bir noktaya saklanmış olan duşmanlar sinir bozmakta cok yetenekliler. Hele ki alman kurtları uzerime atlayıp boynumu parcalamaktan buyuk bir zevk alıyorlar. Uzerime sunguleri ile koşan Japon savaşcılarını unutmamak lazım. Defalarca uzerime yediğim sungulere fazlasıyla alıştım. Uc dort duşmanın arasına dalıp hepsini de bıcak darbeleriyle yıktığım anlar da oldu. Bunlardan pek de şikayetci olduğum soylenemez cunku World at War'da bircok oyunun aksine oyunun akışı hic yavaşlamadan tum hızı ve eğlencesiyle devam ediyor ve sıkılıp başından kalkmanıza da izin vermiyor. Ayrıca hikaye gorevlerini diğer arkadaşlarımızla co-op uzerinden oynama seceneğine sahibiz. 4 kişiye kadar destek sağlayan cop sistemi sayesinde butun o hikayeyi yaşamak ayrı bir eğlence oluyor. Ayrıca oyundaki Zombi Modunu oynamak arkadaşlarımızla apayrı bir deneyim oluyor. Alman subayları adlı bu mini oyunu acmak icin hikaye bolumlerini bitirmek gerekiyor. Zaten bu modu tek başına oynamak neredeyse imkansız olduğundan zombileri oldurdukce puan aldığımız bu modda puanlarımızla gizli kapıyı acabilir, pencerelerin zombiler tarafından kırılan tahtalarını onarabilir ya da silah ve cephane alabilirsiniz. Bolumde seviye ilerledikce daha cok ve daha yetenekli zombiler karşımıza cıkmaya başlıyor ve oyun iyice zor bir hal alıyor. Bazı zombilerden duşen power-up denen gerecler iki kat puan kazandırmak ya da tek seferde zombileri oldurmek gibi ozellikler kazandırabilir tabi sınırlı sure boyunca. Zombilerin kafasına nişan almaya calışırsanız daha rahat oynarsınız aksi halde intikam icin ortaya cıkan Alman askerlerinden oluşan zombi guruhu en sonunda bizi alt etmeyi başarıyor. Acıkcası bu modu ilk gorduğumde bir tur şaka sandım ama moda girdiğimde gozleri parlayan, sendeleyen Alman askeri zombilerine karşı savaştıkca bu mod, bağımlılık yapar hale geliyor. Zombiler guclendikce zombilere karşı verilen hayatta kalma mucadelesi, inanılmaz zevkli bir hale gelmekle kalmayıp World at War'u arkadaşlarınıza aldırmak icin baskı uygulamanıza neden olabiliyor. Hikayede ilerlerken saklanmış halde bulunan ve co-op modunda kullanabileceğiniz kartlar buluyorsunuz. Bu kartlar ceşitli ozellikler acıp oyunu sulandırmaya yarayabiliyor. Sol alt koşedeki harita, duşmanlar ateş ettikce onların yerlerini gosterebiliyor, sağ alttan cephane ve bomba stoğumuzu takip edebiliyoruz. Coklu oyuncu ozellikleri, Modern Warfare'den beri pek bir değişiklik gostermemiş, seviye atladıkca yeni ozellik ve silahlar kazanabiliyor ve bazı eylemleri yapma yetkisi alabiliyorsunuz. Bu yeteneklere ornek vermek gerekirse dayanıklılığı artırmak ya da duşman keşif ucaklarından saklanmak diyebiliriz. Silahlara yerleştirebileceğimiz eklentiler bizi daha olumcul yapabiliyor. Mesela eski oyunda yedi duşmanı olmeksizin oldurunce bir helikopter yardımımıza yetişiyor ve duşmanlarımızı kurşuna diziyordu. Şimdi onun yerine yedi duşman oldurunce yardımımıza bir grup alman kurdu yetişiyor. Hikaye suresince bize kok sokturen bu kopekleri yanımızda ve duşmanlarımızı onlar tarafından avlanırken gormek şeytani bir kahkaha atmanızı sağlayacaktır. Bazı haritalarda ise kullanabileceğimiz tanklar bulunuyor. Tabi bu tankların kontrolunu kazanmak bizi cok guclu yapmıyor. Bu denge Treyarch tarafından cok iyi sağlanmış. Hala bircok coklu oyuncu modu bulunmakta ve hepsinin kendine has eğlencesi bozulmadan hala devam etmekte. Acıkcası Zaten devrim yaratmış olan bu coklu oyuncu sistemi hakkında yapılabilecek tek yorum mukemmel olacaktır. Harita yapıları pek de farklı sayılmaz ki mekanlardaki tek fark II. Dunya Savaşında olduğunu tam anlamıyla hissettirmesi. Yine uzun saatler boyunca bizi coklu oyuncu moduna bağlaması acık olduğu gibi gunlerimizi World at War'un coklu oyuncu sunucularında gecireceğimiz şuphesiz. Ayrıca ilk haftadan coklu oyuncu modunu oynayan oyuncu sayısı hızla artıyor. Xfire'da en cok oynanan dorduncu oyun olmayı başarmasının yanında hikaye modu da altıncı sırada yer alıyor. Bu da gosteriyor ki Call of Duty yine kendini kanıtlamayı başardı. Bir sure sonra da Modern Warfare ile rekabet edip edemeyeceğini goreceğiz. Son Olarak Son olarak oyunun artılarından ve eksilerinden bahsetmem gerekirse; II. Dunya Savaşı temalı oyunlara genel hatlarıyla fazlasıyla benzerlik gosteriyor, yapay zeka sacmalayabiliyor, ufak hatalar zaman zaman problem olabiliyor tabi bu hatalar yama ile eminim duzeltilecektir. El bombaları bazen hadlerini aşıyorlar; Uzerimize gelen beş tane el bombasına karşı korunmak fazlasıyla zor denebilir. Diğer taraftan bakmak gerekirse cok iyi oyuna yansıtılmış hikaye unsurları ve atmosfer beni yeterince etkiledi. Co-op sistemi ve Zombi mini oyunu gercekten harika olmuş, coklu oyuncu sistemi pek bir farklılık gostermese de bir adım ileriye giderek daha zevkli hale gelmiş alevli silahlar iyi duşunulmuş, hikaye modundaki ceşitlilik sayesinde hikaye bıktırmıyor. Yeni bir oyun olmasına rağmen Modern Warfare ile teknik benzerlikler taşıyan yapımın sistem ihtiyacları da bir onceki oyunlar neredeyse ozdeş tutulmuş. Modern Warfare'i rahat oynayan bir donanımın kaldırmakta gucluk cekmeyeceği bir yapım World at war. Grafikler ve fizik motoru hic de fena sayılmaz. Seslendirme ve muzikler atmosfere uygun ve son derece kaliteli. Oynanabilirlik yuksek. Atmosfer ve akıcılık gayet iyi durumda. Sadece birkac hata ve yapay zeka sorun cıkarabiliyor. Ozetlemek gerekirse beklenildiği gibi World at War şu an altında ıslandığımız oyun yağmurunun carpıcı yapımlarından biri, kesinlikle denenmeli. Alıntıdır.Derlemeler Demir Adam’a Aittir. __________________
Call Of Duty 5 World At War (PC) On İnceleme
Oyun Dünyası0 Mesaj
●15 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Oyun Forumları
- Oyun Dünyası
- Call Of Duty 5 World At War (PC) On İnceleme