Runes Of Magic Başlangıc hikayesi [RoMT]
Oyun Dünyası0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Oyun Forumları
- Oyun Dünyası
- Runes Of Magic Başlangıc hikayesi [RoMT]
-
26-09-2019, 18:04:22Yaratılış Hayatın Kaynağı Uzun zamanlar once, Ayvenas isimli genc ve meraklı bir tanrı, kendi dunyasını yaratmaya karar verdi. Bu amacla, tanrılar dilinde yazılmış olan yaratılış kitabında yeni bir bolum acıldı. Bu bolumun adı sonradan ‘Taborea’ olarak bilindi. Ayvenas, Taborea uzerinde ucsuz bucaksız ovalar ve yem yeşil tarlalar yarattı. Masmavi gokyuzu ve nazikce fısıldayan bir ruzgar tum yeryuzunu kapladı. Goz alabildiğince uzanan dağlardan, kapkaranlık denizlere kadar Taborea’nın her koşesinden hayat fışkırdı. Boylece İnsanoğluğunun Taborea’daki macerası başladı… Tanrı ve Evlatları Ayvenas henuz genc bir tanrıydı ve tecrubesizdi. Bu yuzden ilk yarattığı insanlar bir cok sorunla karşılaştı. Bir coğu aclıktan ve hastalıktan yokoldu. Geri kalanlar Ayvenas’a yardım icin haykırdılar. Bunun uzerine Ayvenas tanrıların lisanında taş tabletler uzerine yazıtlar yaratıp Taborea’nın her bir koşesine dağıttı ve insanoğluna ‘Eğer bu yazıtları bulursanız, kaderinizi kendi ellerinize alabilirsiniz’ mesajını verdi. Bunun uzerine Taborea uzerindeki insanlar, kendi dillerinde ‘Rune’ olarak adlandırdıkları yazıtları toplamaya koyuldular. Ancak bu yarış kısa zamanda kızıştı. Gruplar, klanlar oluştu ve en cok Runeye sahip olanlar diğer, daha zayıp grupları kontrolleri altına almaya başladılar. Ayvenas her Rune tabletinin icine yararlı bir ozellik veya yetenek saklamıştı. Bu yeteneklerin sırrını cozebilenler git gide diğer gruplar arasında guc kazanmaya başladılar. Ancak kısa zaman icinde insanoğlunun guc ve kuvvet icin yarışı Taborea’daki dengeyi etkilemeye başladı... Destanlar Devri Değişen Dunya İnsanoğlunun Rune tabletlerini toplama yarışı Taborea’daki ırklar arasındaki dengeyi bozmaya başladı. İnsanoğlu diğer ırklardan farklı olarak hem ciftciliğe ve avcılığa hem de hırsızlık ve cinayete meraklıydı. Kısa zamanda İnsanoğlunun gunahları, kontrolsuz bir şekilde coğalmaya başladı. Ayvenas bu durumu gorunce Taborea’nın eski masumiyetine kavuşabilmesi icin kendi imajından esinlenerek ‘Gardiyanları’ yarattı. Gardiyanların amacı Taborea’daki İnsanoğlu ve diğer ırkları izleyip gelişmelerine yardımcı olmak ve daha zayıf toplumları gucluler altında ezilmekten korumaktı. Ayvenas ozgur iradenin kontrol edilmesinin gucluğunu İnsanoğlu ile farkına varmıştı bu yuzden Taborea’daki diğer tum ırkların aksine Gardiyanlaraozgur irade bağışlamadı. Nede olsa Gardiyanlar Ayvenas’ın emrini, tereddut etmeden ve duraksamadan, kelimesi kelimesine yerine getirmek icin yaratılmışlardı. Yuz yıllar boyunca Gardiyanlar gorevlerini kusurusuzca yerine getirdiler ve Taboreadaki ırklar korumaları altında geliştiler. Aradan yıllar gectikce Gardiyanlar yavaş yavaş İnsanoğlu ve diğer ırkların ozgur iradesini kıskanmaya başladılar. Sonucta Taboreanın her gun gelişmekte olan insanları gonullerine geleni istedikleri zaman yapabiliyorlardı ve bu ozgurluk Gardiyanların Ayvenas’a olan sadakatını kokunden salladı. Ayvenas neden kendi Gardiyanlarından ozgur iradeyi sakınmıştı? Gardiyanlara guvenmiyor muydu? Bazı Gardiyanlar kendilerini ozgur kılacakları sozu karşısında değişik İnsanoğlu topluluklarına katıldılar ve Ayvenas’ın zincirlerini kırmak icin diğer insanlarla uremek gibi akıl almaz şeyler yapmaya başladılar. Ayvenas şaşkınlık icinde izledi ve kendi imajında yarattığı Gardiyanlarının bu ihaneti onu derinden sarstı. Ancak Ayvenas’ın gencliğinden kaynaklanan merakı, ihanetin acısından kuvvetli cıktı. Bir yandan Gardiyanların İnsanoğluyla uremesinin sonucunda ortaya ne cıkacağını cok merak ediyordu. Bir yandan da Taborea’daki dengenin bozulmasından korkuyordu. Ancak Ayvenas izlemeye devam etti. Gardiyanların İnsanoğluyla birleşmesinin sonucunda ortaya inanılmaz efsanevi yaratıklar ortaya cıktı. Bu yaratıklardan en unlulerinden biri İnsanoğlu tarafından Ejderler olarak anıldı. Bu yaratıklar zaman icinde tarih kitaplarında destanlar haline geldiler ve binlerce yıl boyunca Taborea’nın ırkları arasında anlatılmaya devam edildiler. Bu yuzden bu asıra Destanlar Cağı adı verildi. Gardiyanların Sonu Ayvenas, Gardiyanların ihaneti ve Taborea’nın kontrolunun elinden kacmaya başladığına karar verince radikal bir onlem almaya karar verdi. Madem Taborea’daki insanlara gucu o vermişti tekrar geri almak da elindeydi. Ayvenas Taboreadaki tum Rune tabletlerini parcalayıp dunyanın her bir koşesine savurdu! Tum Rune tabletlerinden kazanılan gucler ve ozellikler bir anda tamamen yokoldu! Boylece Taborea’daki guc dengesi sıfırlanmış oldu. Runelerin parcalanmasının uzerine değişik İnsanoğlu gruplarının parcası olmuş Gardiyanlar, Runeleri tekrar ele gecirmek icin savaşmaya başladılar. Bir cok Gardiyan bu savaşta yokoldu. Geriye kalanlar da tarihin kitaplarının sayfaları arasında kayboldular. Rune tabletlerinin parcalanması ve Gardiyanların Taborea’dan yok olması uzerine, gecici de olsa Taborea’da barış ve denge sağlandı. Boylece İnsanoğlu’nun değişik toplumları tekrar birlikte bir bunye olarak kaybolan guclerini geri kazanma cabasına giriştiler. Eski Devirler Eski Krallık Taborea’daki barış, tum İnsanoğlunun ittifaklar ve devletler kurmalarına elverişli oldu. Kısa bir surede değişik kulturler gelişti. Taborea’da ilk defa medeni sayılabilecek bir yaşam oluşmaya başladı. Bazı buyuk devletler bugun halen kullanılan icatlara bu barış cağında imzalarını attılar. İnsanoğlu Taborea’daki ırklar arasında en geniş bilgiye ve Rune dağarcığına sahiplerdi. Bu onlara Taborea’da şimdiye kadar eşi gorulmemiş bir guc ve bilgelik sağladı. İnsanoğlu’nun tek bir bunye altında yarattığı muhteşem krallık neredeyse bin yıl surdu ve sonraki nesiller tarafından ‘Eski Krallık’ olarak bilindi. Bu devirin gelecek devirler uzerinde etkisi tartışılmazdı. Eski Krallıktan arta kalan bilgi ve hazineler modern toplumların gelişebilmelerinin onunu actı. Balanzasar Savaşı İnsanoğlunun kuvveti arttıkca acgozluluğu de arttı. Diğer ırklara karşı kucuk başlayan yerel catışmalar ırklar arası savaşlara donuştu ve Taborea tarihinde ilk defa buyulerin gucu zarar vermek ve hatta oldurmek icin kullanıldı. Yuz yıl suren bir savaş başladı ve yavaş yavaş Taborea’daki tum ırkları icine cekti. Savaş o kadar vahşiydi ki bazı, daha az gelişimiş ırklar Taborea’dan tamamen silindiler ve dunya uzerinde savaştan nasibini almamış koşe kalmadı. Taborea’nın ilk savaşı ayrıca da en kanlısı oldu. Balanzasar isimli hırslı bir general İnsanoğlunu kanlı fetih yolunda başarıyla yuruttu. Taborea’nın ırkları birer birer Balanzasar’ın devasa ordusunun postalları altında ezildiler. Yarattığı dunyanın alevler ve kan icinde olduğunu goren Ayvenas sessizliğini daha fazla koruyamadı ve bir gece inanılmaz bir sel Balanzasar ve ordusunun buyuk bir kısmını silip supurdu. Bu gece Balanzasar savaşının son gecesi oldu. Balanzasar ve ordusunun yok olması sonucunda geride kalan boşluğu doldurmak icin İnsanoğlu krallığı arasında anlaşmazlıklar ve ic savaşlar başladı. İc savaş ve guc yarışı İnsanoğlunun krallığının Taborea’daki ustunluğunu derinden sarstı. Kaos Cağı İnsanoğlunun İc savaşı Krallığı bir cok kucuk parcalara ayırdı. Runelerin gucunu toplamakta başarılı olan ulkeler kendilerinden daha zayıf ve kucuk ulkelerin halklarını kendi nufuslarına katmaya başladılar. Bu, nadiren barışcıl genellikle ise kanlı bir işlem oldu. Bolunen devletlerin liderleri, diğer devletlere karşı avantaj sağlayabilmek icin ve guc elde etmek icin Runelerin gucunu cok fazla kullanmaktan kendi vucutlarını şeytansı formlara yozlaştırdılar. İc savaş surdukce savaşı kazanmakta olan daha guclu devletlerin halkları bile devamlı saldırı korkusu altında yaşamaktan bıkmaya ve Runelerin gucuyle sarhoşa donmuş liderlerine kin ve nefret ile bakmaya başladılar. Ancak bu liderlerin gucleri eşsizdi ve rejimlerine karşı cıkmaya calışan bir kac cesur kişi de cabuk ve vahşi bir şekilde cezalandırıldılar. İc savaş suresince devam eden Kaos Cağı tamamen bu şeytani liderlerin kontrolu altında gelişti. İnsanoğlunun ic savaşı ilerledikce, savaşı kazanmakta olan bir kac buyuk devletin liderlerine tehlike yaratacak cok fazla devlet kalmamıştı. Runelerin gucuyle şeytansı yaratıklara donuşmuş olan kana susamış liderler arasında acmasız bir savaş patlak verdi ve en guclu devletlerin liderleri zayıflamış İnsanoğlunu tekrardan tum Taborea’yı icine kapsayan bir savaşa giriştiler. Bu vahşi savaş, Taborea’daki diğer ırklar tarafından ‘Buyuk İttifakın’ kurulmasına sebep oldu... Buyuk Surgun Bu İttifak’ın ırklarının onde gelen buyuculeri bir hapishane oluşturdular. Bu hapishanenin adı Boşluk Kuresi’ydı ve bu kureye Taborea’dan acılan bir cok kapı yaratıldı. Boşluk Kuresinin yaratılmasının sonrasında Buyuk Surgun olarak bilinen ve tum Taborea’yı kapsayan bir savaş başladı. İnsanoğlunun Şeytani Krallarının kontrolu altında bulunmayan tum ırklardan oluşan ve aralardında bir cok insanın da bulunduğu ‘Buyuk İttifak’ kana ve guce susamış kralları ve ordularını Boşluk Kuresine acılan kapılara yonlendirdiler. Milyonlarca ittifak askeri şeytani kralları Boşluk Kuresine surmek icin canlarını verdiler ve ardından tum kapılar muhurlendi. Geriye kalan bir kac şeytan tum ordularını ve guclerini kaybettikten sonra teker teker avlanmaya başladılar. Bir kac tanesinin Taborea’nın karanlık koşelerinde saklanarak ittifak ordusundan kurtuldukları soyleniyor. İttifak buyuculeri tarafından şeytani krallarını Boşluk Kuresine hapsetmek icin kullanılan buyu zaman icinde buyucu kitaplarından yok oldu. Ancak ozgurluk icin odenen fiyat kolayca unutulabilir değildi. Savaşın katliamından ve kul ve ateş icinde yok olan şehirlerden sonra Taboreanın sadace onda biri yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebildiler. Ceza Devri Barış Cağı Buyuk Surgunun ardından bir sureliğine Taborea’daki tum ırklar barış icinde ve birbiriyle uyum icerisinde yaşadılar. Ancak kanlı gecmişin yarattığı korku ve Buyuk İttifak savaşı sonunda kacıp saklanarak hayatta kalan bir kac şeytan da tum Taborea icin buyuk tedirginlik kaynağıydı. İnsanoğlunun en zeki buyuculeri diğer ırkların da yardımıyla, koruma amaclı dev heykeller yarattılar. Bu heykeller, buyu ile hareket edebiliyor ve sahiplerinin verdiği komutları son kelimesine kadar herhangi bir duygu veya irade olmaksızın yerine getirmek icin yaratıldılar. İnsanoğlu taştan ve metalden yarattıkları bu koruyuculara, sanki tanrı Ayvenas’ın Destanlar Devrindeki Gardiyanlarına meydan okurmuşcasına ‘Gardiyan’ adını verdiler. Gardiyanların koruması altında İnsanoğlu barış ve refah icerisinde gelişti. Karanlık Cağ Zamanla barış icinde yaşayan İnsanoğlu gelişmeye, gecmişin kabuslarını unutmaya başladı. Yuzyıllar once yarattıkları gardiyanlara artık ihtiyac duymadıklarına karar verip, onları paslanmaya terkettiler. Zamanla gardiyanların bir coğu kullanılamaz hale geldi. İşte tam bu zamanda yaratıcı tanrı Ayvenas, kendi Gardiyanlarının ihanetiniyle dalga gecen kibirli İnsanoğlunu cezalandırdığı Karanlık Cağ başladı. Ayvenas, birer birer, tum paslı, bozulmuş gardiyanları tekrar dirilterek İnsanoğlunun korumasız şehirlerine saldırttı. Bir cok şehir yok oldu ve bir cok insan yarattıkları koruyucular karşısında gucsuz bir şekilde can verdi. Gardiyanların katliamından kurtulan sayılı sayıda insan bir arada atalarının binlerce yıldır yaşamakta olduğu toprakları terk edip, gardiyanlardan uzağa, bilinmeyen yerlere goc ettiler. Modern Devir Duzelme Cağı Goc cok zorlu gecti. Bir cok insan hastalık ve yorgunluktan canlarını kaybetti. Aradan aylar, yıllar gecti ve İnsanoğlunun engin bilgisi yerleşik bir kultur olmadığı icin zaman aşımına uğrayıp, sadece gunluk hayatta kalmak cabası icinde olan gocebelerin dağırcıklarından silindi. Yıllar sonra, hayatta kalan gocebeler ‘Kolydia’ adında kimsenin ayak basmadığı ve haritalarda bile gozukmeyen bir ulkeye vardılar. Kolydia’da ilk defa henuz gelişmekte olan garip kabile topluluklarıyla karşılaştılar. Bu cağda bir cok gocebe Kolydia’ya gelerek yeni bir medeniyet kurmaya başladılar. Eski krallıkların aksine Runelerin gucune ve buyuculerin bilgisine sahip olmayan bu yeni medeniyet zar zor ve oldukca yavaş gelişti. Zamanla buyunun yerini mekanik eşyalar ve araclar almaya başladı. Kolydia’nın dort bir koşesinde yeni kasabalar kurulmaya başladı ve yerli kabileler goc etmiş olan halkla kaynamaya başladılar. Yerli kabilelerin bilgisiyle gocebe insanlar yeni bir nefes buldular ve ozgurluğun tadını tekrardan tatmaya başladılar. Bu yuzden bu cağa Duzelme Cağı adı verildi. Keşif Cağı Kolydia’daki İnsanoğlu gelişmeye ve eski krallıklarının gucunu tekrar kazanmaya başladı. İnsanoğlunun liderleri Taborea’nın dort bir koşesine, Rune parcalarını tekrar toplamak icin keşif ekipleri gonderdiler. Ancak gecmiş savaşlardan dersini alan İnsanoğlu toplanan Rune parcalarının ulke ulke toplanmasından cok, tum ulkelerin de paylaşabileceği bir grup tarafından toplanıp, korunmasına karar verdiler. Bu guclu ve prestijli grubun adı ‘Bilgeliğin Gozu’ olarak adlandırıldı. Kaybolan Rune parcalarını toplamak yavaş ve zorlu bir işlemdi. Bu yuzden Bilgeliğin Gozu grubu devrin teknolojik gelişimlerini avantajlarına kullanarak Rune parcalarının keşfine odaklandılar. İnsanoğlu kaybettikleri bilgiye ac bir şekilde, teknolojik icatlarıyla Taborea’nın her koşesini keşfe başladı. Haritalar cizildi, antik harabeler ve yok olmuş ırklar keşfedildi. Ancak her keşif beraberinde yeni sırlar ortaya cıkarttı. İnsanoğlunun tarihinde en hızlı geliştiği ve Taborea’nın ve antik krallıkların sırlarını cozmek icin el ele calıştı. Şu anda da halen devam eden bu cağın adı, tarih kitaplarına altın kalemle Keşif Cağı olarak gecti. Resmi siteden alıntıdır __________________