Race Driver: GRID
Oyun Dünyası0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Oyun Forumları
- Oyun Dünyası
- Race Driver: GRID
-
26-09-2019, 12:43:28Arcade ve Simulasyon... Yarış oyunlarının doğasından gelen bu iki ayrım, bu turde herhangi bir oyun cıktığında ilk bahsedilecek mevzulardan biridir. Yarış oyunları oncelikle sınıflandırılmalıdır; ne kadar gercekci ya da ne kadar eğlenceli oldukları konusunda dem vurulması gerekir. Aslında bu turun yapımcılarının belli bir "kitle" secmek icin onlarca haklı nedenleri var. Cunku hem simulasyon severlere hem de arcade severlere hitap edebilecek bir yarış oyunu ortaya koymak her babayiğidin harcı değil. Ancak soz konusu yapımcı Codemasters ise yılların tecrubesi ile bize bir şeyleri işaret ediyor: GRID ! Codemasters yıllardır devam ettirdiği Race Driver serisi ile (TOCA / PRO) yarış tutkunlarının gonlunu her zaman calmayı başardı. Ancak gerek Colin McRae serisi, gerekse TOC A serisi olsun acık bir şekilde simulasyon tarzını temsil ediyorlardı. Colin McRae: DiRT'te simulasyon uzerine ilk eser miktarda arcade tohumlarını serpiştiren firma GRID ile bunları biraz daha buyutmuş. Ancak hemen korkmayın, oyun ne NFS kadar arcade, ne de TOCA kadar simulasyon kokuyor. Codemasters GRID ile aradaki ince cizgiyi tutturmayı başaran bir "klasik" sunuyor bizlere. UYARI: Arac ici kamerası adrenalin dozunu fevkalede artırabilir Bu gercekten bir DUNYA Oyunun DiRT benzeri uc boyutlu hazırlanmış menusunden GRID WORLD'u seciyoruz, bir yarışcı olmak istediğimizi onaylayarak işe başlıyoruz. Bu hikaye kısmında gelen teklifler ile değişik disiplinde birkac yarış kazanarak kendimizi ispat etmemiz gerekiyor. Hazır olarak sunulan araclar ve verilen basit gorevler ile kontrollere alıştırma amaclı konulmuş bir nevi "tutorial" olarak nitelendirebiliriz bu bolumu. Ancak bu noktada bahsedilmesi gereken birkac husus var. Oyun kutudan cıkan hali ile kontrollerine alışması biraz zaman alan bir arcade turu. Ve eğer siz fazlasıyla simulasyon seviyorsanız yarışa girilen son menuden arac destek birimlerini (Fren destek, Donuş destek vs.)kapatmanız gerekiyor. Hatta eğer celik gibi sinirlere sahipseniz Pro Mode'u aktif edebilirsiniz. Boylece yarışları restart edemeyecek, kendinizi paralayacaksınız. Yani oyunun ne kadar arcade, ne kadar simulasyon olacağı size kalmış. Unutmadan; NFS sever buyuk kitlenin simulatik (!) ayarları kurcalamaması salık verilir. Sizler icin oyun zaten fazlasıyla simulasyon. Bu ilk yarışlarda verilen gorevleri tamamladıktan sonra (ki yaklaşık 6-7 yarış yeterli. 1000'e yakın Reputation puanı elde etmemiz gerekiyor) gercek GRID dunyası onumuze seriliyor; Avrupa, ABD ve Japonya olarak gruplandırılmış yaklaşık 50 turnuva, 42 arac, bonus olarak sezon sonlarında karşımıza cıkan oldukca uzun Le Mans yarışları ve daha niceleri. Takım ozelliklerimizi ayarladıktan sonra gercek bir yarışcı olmak icin lastik yakmaya başlıyoruz. Avrupa kısmı genellikle tanıdık pistlerde yapılan GT-Touring disiplinindeki yarışları iceriyor. İstanbul Park, Nurburgring, Spa ve daha nicelerinde genellikle Avrupa menşeli araclar ile yarışlara katılıyoruz. Bazen podyumu gorebilmek icin terlerken, bazen sadece kendi sınıfımızda (orneğin GTR2) lider olmamız gerekiyor. Oyunun ABD kısmı sokak yarışlarına odaklanmış. San Francisco, Detroit gibi eyaletlerin tozunu attırıyoruz (hatta demolition derby desem?). "Muscle Car" olarak tabir edilen guclu ancak hantal klasik Amerikan aracları (Mustang, Viper) bu kısmın favorileri. Japonya yarışları ise genel olarak illegal ya da underground olarak tanımlayabileceğimiz yarışlara ev sahipliği yapıyor; drift ve NFS: Carbon’da karşımıza cıkan konvoy kovalamacaları (Pro Touge) gibi. Yine Japon klasikleri burada bizi taşıyor: Nissan 350Z ya da Subaru Impreza. Garaj senin ikinci evin ama sen bir surucusun, modifiye senin işin değil TOCA 3 ile farklı disiplindeki yarışları neredeyse abartarak bizlere sunan Race Driver, drift ve sokak yarışları gibi nicesini geniş yelpazesine ekleyerek olayı daha da abartmış. Ustelik yarışlar tek duze değil. Orneğin klasik bir GT turnuvasından sonra drift yapabilir ya da tek başınıza en iyi sure icin BMW'nizin motorunu zorlayabilirsiniz. Ya da belki canınız Formula yapmak isteyebilir. Bunların hepsini icinde barındırması oyunun ulaştığı derinlik konusunda gercekten "abartılmış" kelimesini karşılıyor. Turnuvaları kazandıkca hem cebinizi dolduruyorsunuz hem de Reputation (Şohret) puanlarınızı katlıyorsunuz. Şanınız yedi duvene yayıldıkca sponsorlardan gelen paralar artıkca artıyor. Burada sponsor sistemini biraz acmakta yarar var. Takım ayarları kısmından ulaşabileceğiniz menude 7 adet sponsor slotu bulunuyor. Ve ilerleyen zamanlarda onlarcası icinden işinize en cok yarayacak 7 sponsoru secmek zorunda kalıyorsunuz. Orneğin bazı sponsorlar aracınızı hic hasar almadan finish'e ulaştırabilirseniz ekstra ucret oduyorlar. Ancak boyle bir anlaşmayı sokak yarışları icin kullanmak yersiz olacaktır cunku hasar almadan yarışı tamamlamak neredeyse imkansız. Ama drift ya da kovalamaca yarışları icin bu sponsoru slota yerleştirmek işimize yarayabilir. Kasamızı mantıklı bir şekilde doldurmak istiyorsak, yarışın turune gore sponsorları ayarlamak yerinde bir davranış olacaktır. Her yarış disiplini icin, o disipline uygun aracları koleksiyonumuza ekmememiz gerekiyor. Gerek sponsorlardan kazanacağımız paraları, gerekse aldığımız dereceden gelen turnuva odemelerini harcayabileceğimiz tek alan arac satın almak. Sıfır ya da ikinci el arac satın almak mumkun. Ebay Motors kısmından kullanılmış, daha once birincilikleri olan ancak birkac kez pelte cıkmış (!) (peki nasıl tamir etmişler?) aracları satın almak mumkun. Burada dikkat edilecek husus, fazla kaza gecirmiş aracların tercih edilmemesi gerekliliği. İkinci el aracların performans duşukluklerine neden olması guzel duşunulmuş bir ayrıntı. Ancak sadece bir yarış icin kullanacağımız aracı yeni almak butcemize zarar vereceğinden ikinci el tercih etmek mantıklı olacaktır. Geri sarılması gereken bir an daha Oyunda aracları modifiye etmek, yeni parcalar eklemek mumkun değil. Genel olarak araca değil yarışlara, surucuye yani size odaklanan GRID icin soylenebilecek birkac eksiklikten biri olmuş modifiye noksanlığı. Ama oyunun sunduğu geniş olanaklar karşısında bu eksiklik pek de onemli değil. Endişelenmeye luzum yok. KESTİK !! Bu virajı baştan alıyoruz... GRID'in kontrollerine alıştıktan sonra alacağınız keyif katlanarak artacaktır. Ozellikle farklı disiplin yarışlarını nasıl kazanmanız gerektiğini cozdukce eğlenmeye başlayacaksınız. Ancak ne kadar ustalaşırsanız ustalaşın, herhangi bir dalgınlık, gec frenleme ya da diğer aracların tepkileri nedeniyle yarış dışı kalmanız mumkun. Ustelik bu durum -emin olun- oyun boyunca sıkca başınıza gelecektir. Ufak bir kaza neticesinde aracınızda oluşabilecek balans sorunu nedeni ile yaklaşık 15 dakikalık Le Mans yarışları boyunca aracınızı duz tutmaya calışmak (Porsche biraz sağa mı cekiyor?) zorunda kalabilirsiniz. Bu ve bunun gibi ufacık hatalar sebebiyle koskoca turnuvaların yalan olmaması icin Prince of Persia: Sands of Time benzeri bir "geri sarma" ozelliği oyuna eklenmiş. Yarış turunde fazlasıyla yaratıcı olan bu sistem, gercekten oynanabilirliği inanılmaz arttırmış. Cunku surekli restart cekerek aynı parkurları dolaşmak, son turda lider giderken basit bir hata nedeni ile yarış dışı kalmak gibi durumlar oyundan soğumak icin yeterli olabilirdi. Yarış esnasında istediğiniz zaman menuyu acarak Instant Replay kısmından oyunu geri alabilir, F12 tuşuna basarak Flashback ozelliğini -sadece 4 kez- kullanabilirsiniz. Eğer yarış dışı kalmanıza neden olabilecek ciddiyette bir kaza gecirmişseniz, zaten otomatik olarak sistem devreye girecektir. Arac ve disiplin fazlalığı nedeni ile Flashback ozelliğine rağmen, oyunun kontrollerine bir turlu ısınamayan oyuncular da olacaktır. Cok zor demek yerine birazcık konsantre olarak oynamak, haritanın sol alt koşesinde bulunan minicik ışığa dikkat ederek frenleme yapmak eminim koyu arcade fanatiklerinin bile oyunu sevmesini sağlayacaktır. Hızlı gittiğimi hissedebiliyorsam gerisi sadece ayrıntıdır GRID, Codemasters'ın daha once DiRT'te kullandığı Neon grafik motorunun geliştirilmişi olan Ego motorunu kullanıyor. Hasar modellemesinin tamamen baştan yazıldığı bu motor bugune kadar gorduğumuz en ihtişamlı hız karelerini bize sunuyor. Abartılmadan kullanılan tum efektler, renk tonlamaları, gercekten hızlı gittiğinizi iliklerinize kadar hissettirebilen Blur efekti -ki gercekten mukemmel kullanılmış, ekran goruntulerine bakınız- oyunu acık ara ozellikle PC'de en ust gorsel noktaya taşıyor. Cevre modellemelerinden tutun (yuksek hız nedeni ile fark edemesek bile bazı noksanlıkları yok değil), yuksek poligonlu araclara kadar herşey kesinlikle gunumuz teknolojisini fazlasıyla yansıtıyor. Codemasters yaptığı kucuk-sihirli dokunuşlar ile bu gorsel hazzı doruk noktaya taşımaya calışmış. Orneğin hızla koşeleri donerken kameranın sallanması, ic kamera modunu kullanırken kırılan camlar ve en guzeli, Flashback yaptığımızda gorduğumuz muhteşem ayrıntılar oyun uzerinde harcanan emeği fazlasıyla hissettiriyor. Oyunun gorselleri o kadar muhteşem ki yaptığınız her yarış sonunda Replay’i izlemek istiyorsunuz. Ayrıca 24 saat suren (oyun saatine gore ortalama 15dk suruyor) Le Mans yarışalarındaki gece-gunduz gecişleri bu muhteşemliği katlamış. Fizik motoru bu gorsellikle dans ediyor adeta. Fazla bahsetmeye gerek yok, sadece Mustang ile San Francisco'nun sokaklarında yarışın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız. Ancak hava olaylarının olmayışı buyuk bir eksiklik olarak hanesine yazılıyor GRID’in. Bu gorselliği yaşabilmek icin haliyle ortalama civarı bir konfigurasyona sahip olmanız gerekmekte. AMD 64 4000+ işlemci, 2 GB RAM ve 8600 GT olan bir sistemde tum ayarlar maksimum , 1024*768 cozunurlukte, 4x AA acık iken 30 fps civarı bir performans elde ettik ki bu oyunun PS3'te calıştığı fps ile aynı yani bir oyun icin gayet yeterli. Daha duşuk sistemlerde bazı gorselliklerden feragat edilerek tatminkar bir sonuc almak mumkun. Ancak aracın farları yandığında yaşanan abartı frame duşuşleri (yaklaşık 20 fps'ye kadar duşmekte) fazlasıyla can sıkıcı bir ayrıntı. Neyse ki bu fazla başınıza gelecek bir durum değil. Seyircilerin verdikleri tepkiler oyunda ilgi cekici ayrıntılardan sadece biri Oyunun eksi hanesi cizilecek en buyuk cizgi, maalesef ses efektleri ve muzikler ile ilgili. Boylesine kusursuz (dikkat ederseniz sadece hava olaylarının olmayışı ve modifiye eksikliğini yazdım şimdiye kadar) bir oyunda, bu kadar ozensiz ses efekleri ve birkac yarış / yarış turu dışında olmayan muzikler ile karşılaşmak gercekten insanı uzuyor. Her ne kadar efektler vasatın uzerinde olsa da, boylesine bir oyunda beklediğinizin cok altında kalmış. Motor sesleri, carpışma efektleri yeteri kadar tatmin edici değil maalesef. Muziklerin fazlasıyla az kullanılmış olmasını belki de oyuncuyu motor sesine kaptırmak adına yapıldığı soylenebilirdi, eğer motor sesleri yeteri kadar iyi olsaydı. Tabi ki bir Race Driver oyununda EA'nin NFS'de yaptığı işleri –sadece ses konusunda. ProStreet ile bu oyunu kıyaslamak GRID'e hakaret olur- Codemasters'dan beklemek yersiz ancak nihayetinde biraz daha dikkat edilebilirdi. Son Soz GRID kesinlikle oynanmayı hak eden, her yarış severin kendi sevdiği tarza ait bişeyleri mutlaka bulabileceği enfes bir oyun. Bir Gran Turismo değil belki ama bunu başarmaya cesaretle soyunabilmiş bir Codemasters şahaseri. Bu kadar cok disiplini, bu kadar doygun bir oynanışla PC'de oynayabileceğiniz, simulasyon-arcade arasında guzel bir noktaya yerleşmiş, bunu gorselliğiyle birleştirebilmiş başka bir oyun yok. Ve oyundan birkac resim. ALINTIDIRRRRRR TrGamer.com 'dan __________________