
Kaspersky Lab, vucutlarımızı İnternete bağlama konusundaki gercekleri ortaya cıkarmak icin İsvecli biohacker topluluğu BioNyfiken ile bir ekip oluşturdu. Soru şu; Vucutlarımızın buyuk miktarda kişisel, ele gecirilebilir veri icermesine izin verirsek, endişelenmemize gerek var mı?
Bir zamanlar Hollywood filmleri ve bilim kurgu romanlarına konu olan teknolojik cihazlarla desteklenmiş insanların sayısı 2015 yılında oldukca artmış durumda. Kalp pilleri, insulin pompaları, işitme cihazları ve derin beyin uyarım sistemleri gibi vucuda yerleştirilebilir tıbbi yardım cihazlarının icadı ve geniş capta benimsenmesi sayesinde dunya artık, kısmen makine sayılabilecek insanlarla doluyor.
Ancak yakın zamanlarda medyada farklı bir teknolojik olarak desteklenmiş insan turu hakkında haberler gorulmeye başlandı; tıbbi nedenlerle değil de sadece gunluk hayatta daha fazla kolaylık icin vucutlarına teknoloji nakleden insanlar. Tek bir el hareketiyle kapı kilitlerini kontrol etmeyi, alış veriş yapmayı ve bilgisayar sistemlerine erişim sağlamayı olanaklı hale getiren akıllı implantlara sahip insanlar. Asıl soru burada karşımıza cıkıyor.
Vucutlarımızın buyuk miktarda kişisel, ele gecirilebilir veri icermesine izin verirsek, endişelenmemize gerek var mı?
İsvecli bir biohacker topluluğu olan BioNyfiken, cip takma fenomenini normalleştirmeye yonelik harekete liderlik ediyor ve bunu kitlelere taşıyor. Onlar, akıllı bir deri altı implantına sahip olmanın bir kupe veya dovme sahibi olmaktan cok farklı olmadığını ve git gide artan sayıda insanın bir dizi bilgi taşıyan NFC uyumlu implantlara sahip olmak isteyeceğini duşunuyor.
Kaspersky Lab Kıdemli Guvenlik Araştırmacısı Patrick Mylund Nielsen şunları soyluyor: "Internet of Things trendi, urunler oluşturmak ve bu urunleri pazara hızlı bir şekilde taşımaktı. Guvenlik, eğer akla geldiyse de en son sırada gelmiştir. Her ne kadar biyolojik buyutme bir bilim kurgu konusu olsa da gunluk uygulamaları bircok hikayenin konusu olmamıştır. Anahtarlarımız derimizin altında olursa ne olur? Birisi sadece elimi sıkarak benim sanal bir kopyam olabilir mi? Beni nereye gidersem gideyim kim takip edebilir? BioNyfiken'in kurucularından biri olan Hannes Sjoblad şunları soylemiştir: "Nyfiken" İsvecce'de meraklı anlamına gelir ve soz konusu bu soruların yanıtlanması olduğunda, evet meraklıyız."
Teknoloji halihazırda gercekleşiyor. Kullanıcılarının, binalara erişim sağlama, kişisel cihazları PIN kodu olmadan acma ve farklı tiplerde depolanmış verilere okuma erişimi sağlama gibi ceşitli gunluk işlerini hızlı ve kolayca yapmasına olanak tanıyan cip implantları tecrube eden hızla buyuyen bir topluluk goruyoruz.
Bu teknolojinin gelişimini insan bilgisayar etkileşim gecmişinde, aynı ilk Windows masaustu veya ilk dokunmatik ekran teknolojisinin başlangıcı gibi bir diğer onemli arayuz adımı olarak kabul ediyoruz. Dokunmayla tanımlama insanlar icin son derece doğaldır. PIN kodları ve parolalar ise doğal değil. Kendimizi tanımlamak icin yanımızda taşımak zorunda kaldığımız, orneğin anahtarlık veya kredi kartı gibi her ek cihaz hayatımızı daha da karmaşıklaştırıyor.
İşte bu yuzden Kaspersky Lab, riskleri analiz etmemize yardımcı olacak teknolojiyi gercekten anlayan lider bir guvenlik uzmanıyla birlikte calışmanın cok onemli olduğunu duşunuyor. Kaspersky Lab BioNyfiken icin ideal bir araştırma ortağı. Onlar sadece son derece saygın guvenlik uzmanları ve duşunce liderleri değil, aynı zamanda gelişmekte olan teknolojilerin ve modern araştırmaların da onculuğunu yapmaktalar.
BioNyfiken ile birlikte yurutulen araştırmaya ek olarak Kaspersky Lab, İsvec ve Avrupa'nın her yerinden daha geniş bir bio-hacker topluluğuyla, guvenlik ve gizlilik unsurlarını gundeme getirmeyi amaclayan etkinlikler duzenleyecek. İsvec'te halihazırda, NFC implantlarının ek cihazların yerini alarak bircok faaliyette kullanılmakta olduğu ileri goruşlu şirketlerin ihtiyaclarını karşılayan Epicenter gibi birkac yuksek teknoloji kuruluşu bulunuyor.
Kaspersky Lab Başkanı ve CEO'su Eugene Kaspersky ise şu yorumda bulunuyor: "Kişisel olarak kendime cip takılmasını istemem. Ancak teknolojik gelişmenin engellenemeyeceğini ve riskleri kabul ederek kendi vucutlarında teknolojinin sınırlarını test etmeye gonullu kaşifler olacağını da anlıyorum. Tabii ki bunu, coğu zaman olduğu gibi sonradan duşunerek değil de gozleri acık bir şekilde ve guvenliği on planda bulundurarak yaptıklarını umuyorum. İşte bu yuzden BioNyfiken'in, vucutlarımızı ağa bağlamanın guvenliğiyle ilgi araştırmalar icin bizi secmesi beni mutlu etti. Bizim araştırmacılarımız herhangi bir sorun bulmamış olsalar da insanlar kendi vucutlarına NFC ciplerini yerleştirecekler ve uzmanların tum yan etkileri etraflıca araştırmış olduğundan emin olmak istiyorum".
teknokulis
__________________