Guneş Sistemi icinde hangi gezegenlerin bulunduğunu sorsak muhtemelen herkes doğru yanıt verebilir. Peki 'gezegen' kelimesinin tam olarak ne ifade ettiğini gercek anlamıyla kac kişi acıklayabilir?

Guneş Sistemi’nde 8 gezegen vardır. Bunların dordu katı bir yuzeye sahip, ic gezegenler olan Merkur, Venus, Mars ve Dunya; dordu de gazdan oluşan dış gezegenler Jupiter, Saturn, Uranus ve Neptun’dur. Eskiden Pluton da Guneş Sistemi'nin gezegenleri arasında kabul ediliyordu ancak bazı nedenlerden dolayı gezegen tanımını kaybetti.

Pluton’un gezegen unvanını kaybetmesi, 2006 yılında gercekleşti. Ustunde kalp deseni olan bu sevimli gezegenin 'gezegenlikten' cıkarılması, ilkokul hayatında Pluton’u gezegen olarak oğrenen insanların, 1930’da gezegeni keşfeden Clyde Tombaugh’ın varislerinin ve hayranlarının, genel olarak bu kucuk gezegene sempati besleyen insanların, Carşı’nın ve daha pek cok kişinin tepki gostermesine neden oldu.



Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), yaptığı toplantıda Pluton’un gezegen olmadığına karar verdi. Bu olaydan once uzerinde anlaşılmış bir gezegen tanımı yoktu. Ozetle gezegen olduğu fikri akla yatan her şeye gezegen diyorduk. Peki şimdi neye gezegen diyoruz?

Uzaydaki nesneleri bakınca tanımak kolaydır. Ay zaten en buyukleri, herkes biliyor. Kucuk parıldayıp sonen, hemen her gece aynı yerde duran noktalar aslında devasa birer yıldız. Işığı sabitse gezegen, muhtemelen de Venus -bizde seher yıldızı diye de bilinir. Işığı sabit ve hareketliyse ucak ışığı, gok cismi değil. Buluta benzer silik hareler de nebulalar. Bir de sonsuz boşluk. Bakarak gorebildiklerimiz bu kadar.

Gezegenlerin bu kadar yakın zamanda tanımlanmış olmasının elbette bir sebebi var: Şimdiye kadar bulduğumuz gezegenler iki elin parmaklarını gecmiyordu. Artık başka sistemlerdeki gezegenleri bile gozlemleyebiliyoruz. Modern sistemler, bizim bakarak goremediğimiz yapıları bile algılamayı sağlıyor.





Bilim insanları, 'Gezegen nedir?' sorusuna yanıt vermek icin bir takım sorular belirledi;

1- Guneş’ten başka yıldızların da etraflarında donen dunyaları var mı? Varsa bu yapılara da gezegen denilebilir mi?

2- Guneş Sistemi’ne gecmişte dahil olan ancak kutlecekimi nedeniyle sistemden uzaklaşmış olan yıldızsız yapılar da gezegen olarak kabul edilebilir mi?

3- Kendi Guneş Sistemimiz icerisinde, Neptun’un otesinde başka cisimler var mıydı ve Pluton onların tipik bir orneği miydi?

Bu soruların buyuk coğunluğu icin net, bilimsel ve kesin cevaplar var. Orneğin Neptun’un otesinde yuzlerce cisim var. Bunların renkleri kırmızıdan maviye uzanan bir skalada değişiyor. Guneş Sistemi’ni bir kuşak gibi saran bu yapıya Kuiper Kuşağı ya da Kuiper Kemeri adı veriliyor.



Yeterince buyuk olan her cisim, hidrostatik denge adı verilen noktaya kadar cisimleri cekiyor. Bu da bizim bildiğimiz eliptik yorungelerin ortaya cıkmasını sağlıyor. Bu kutle cekim, cisimlerin konumlarını ve unvanlarını değiştiriyor. Orneğin eskiden Kuiper Kuşağı’nın iri kıyım uyelerinden olan Triton, bugun Neptun’un uydusu haline gelmiştir.

Ote yandan uzayı algılama becerimiz de oldukca arttı. Artık oluşmakta olan yıldız sistemlerini canlı canlı izleyebiliyoruz. (Olduğu kadar tabii, aslında yer yer milyarlarca yıl onceye bakıyoruz.) Yaptığımız simulasyonlar da oldukca isabetli sonuclar veriyor. Gezegenlerin once cekirdekleri, sonra katmanları oluşuyor. Yeterince madde toplamayı başaran gezegenler daha sonra etraflarına gaz toplayıp gaz devlerine donuşebiliyor. Erken donem gezegen adayları birbirleriyle birleşiyor, carpışıyor ve bizimki gibi dunyalar en sonunda hayatta kalanlardan oluşuyor.



Kendi sistemimiz dışında da yuzlerce gezegen bulduk. Elimizdeki dev veriye ve incelemelere bakarak şu anda genel olarak bulması kolay ote gezegenleri bulduğumuz soylemek kolay. Kısa yorungelerde donen, genelde duşuk kutleli yıldızların gezegenlerini bulduk. Sonuc olarak dort farklı gezegen tipi belirlendi.

• Duşuk kutleli gezegenler: Dunya, Merkur gibi boyutu kucuk, kutlesi az, ya atmosferi olmayan ya da ince bir atmosfere sahip gezegenler.
• Orta-kutleli gezegenler: Dunya’dan buyuk, super dunya olarak adlandırılan, Saturn boyuna ulaşabilen ve kalın atmosferli gezegenler
• Yuksek-kutleli gezegenler: Jupitervari dev yapılardır, kendi kutlecekimsel alanları vardır.
• Cekirdeğinde ağır hidrojen izotoplarına ev sahipliği yapanlar: Bu cisimlerin artık kutlesi cok artmıştır. Kahverengi cuceler ya da başarısız/olamamış yıldızlar olarak da adlandırılırlar.


Buraya kadar her şey bilgiydi. Buradan sonrasında sorulacak soru şu: Gezegen ile gezegen olmayan bir cisim arasında cizgiyi nerede cekiyoruz?

Bu sorunun cevabı biraz karışık. Oldukca yaygın bir goruşe gore hidrostatik denkleme giren her cisim gezegendir. Bu durumda karşımıza bir başka sorun cıkıyor: Guneş Sistemi’ne 107 gezegen daha eklememiz gerekir. Bu cisimlerin 19’u uydudur.

Bir başka goruş ise bizim gezegenlerimize benzeyen yapıların, yerlerinden bağımsız olarak gezegen kabul edilmesini destekliyor. Hem bu goruş hem de bir cisim etrafında donmeyen gezegen olup olmayacağı konusunda tartışmalar devam ediyor.




Peki IAU ne yaptı? Gidip idareten bir tanım buldu.



Bir cismin gezegen olarak kabul edilmesi icin şu uc şarta uyması gerekiyor:


• Hidrostatik denkleme dahil olması ya da eliptik şekil cizecek kutlesinin bulunması,

• Guneş’in ve yalnızca Guneş’in etrafında donmeli

• Yorungesini başka gezegenimsi ya da rakip gezegenlerden temizlemiş olmalıdır.

Yani sadece Guneş’in gezegeni olabiliyor. Ustelik yorungesini temizlemiş olma kavramı bu değerlendirmeyi bizim sistemimiz icinde bile olcumu zor ve tartışmalı hale getiriyor. Bazı uzmanlara gore bu konuda yapılacak calışmalarda coğrafi ozellikler de onemli durumda.

Jean Luc Margot’un tartışmaları bir adım ileri goturen teklifi ise gezegen tanımını genişletiyor.


Jean Luc Margot'a bir gezegen olmanın şartları şu şekilde:

• Bir yıldızın etrafında donmeliler.
• Kutle ve yorunge mesafesi konusunda kendi yorungelerinde dominant olmalılar
• Yorungelerindeki yıkıntıları 10 milyar yıl icinde temizleyebilecek olmalılar
• Yorungeleri, yıldızları var olduğu surece bozulmadan kalabilmeli.

Bu sistem, buyuk ihtimalle geniş olcekte en uygulanabilir ve en acık gozlemlenebilirliğe sahip yontem olacak.

Bu tanımların hicbiri ne yazık ki Pluton’u yeniden gezegen yapmaya yetmeyecek. Belki bir istisna yapıp ona ozel bir konum verirler ama umutları duşuk tutmakta fayda var.

webtekno

__________________