Arttırılmış gerceklik (AR) teknolojisi, son yıllarda adından cokca soz ettiriyor ve ozellikle video oyunlarında bu yonde gelişmeler ortaya cıkıyor. Tabii bu teknoloji, uzay teknolojileri uretimi gibi cok daha karmaşık sektorlere de oldukca yuksek duzeyde faydalar sağlıyor. Arttırılmış gerceklik gozluklerinden Microsoft HoloLens sayesinde ozellikle uzay araclarının uretimi, eskisinden cok daha kolay bir durumda.
Arttırılmış gerceklik, ozellikle Google Glass’ın piyasaya surulmesinden sonra insanlar tarafından cok ilgi gormedi ancak bu teknoloji, aslına bakarsanız tıp ve eğitimden tutun, tasarım ve muhendisliğe kadar bircok sektorde tercih ediliyor. Hatta Microsoft HoloLens; NASA ve ortakları tarafından uzay aracının inşa edilmesi ve astronotların yorungedeki gorevlerini yerine getirmeleri sırasında kullanılıyor.
Microsoft ve NASA’nın ortaklığı, 28 Haziran 2015 tarihinde bir SpaceX tedarik roketinin Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bulunan astronotlara Project Sidekick kapsamında HoloLens’leri temin etmesiyle başladı.

Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bulunan calışanlar, Microsoft HoloLens’leri bircok gorevde “Remote Expert” modunda kullandılar. Bu mod, calışanların yeryuzu uzerinde bulunan bir teknisyenle Skype uzerinden goruntu paylaşarak calışıyor. Yani yeryuzunde bulunan teknisyen, o sırada astronotun gorduğu şeyi gorebiliyor ve buna gore astronotu yonlendirebiliyor. Cihazda aynı zamanda “Procedure” adı verilen bir mod daha bulunuyor. Bu mod ise o sırada hicbir teknisyen musait değilse onceden hazırlanmış hologramlarla astronotu yonlendiriyor.
Project Sidekick, kısa surerek 2016 yılının mart ayında son buldu. Bununla birlikte 2016 yılının yazında NASA’nın Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi Ziyaretci Kompleksi’nde Mars’a sanal gerceklikle turlar duzenlenmeye başlandı. Programın ismi “Destination: Mars” idi ve Ay'a ayak basan ikinci insan olma unvanını elinde tutan Buzz Aldrid tarafından seslendiriliyordu. Bu tur sırasında kullanılan gorseller, Mars’taki gorevi sırasında oldukca ilgi uyandırmış Curiosity Mars Rover tarafından cekilmişti.

Arttırılmış gerceklik, tum bunların yanı sıra uzay araclarının tasarım ve uretim aşamalarında da cok başarılı bir şekilde kullanılıyor. Buna ornek olarak Orion isimli cok amaclı murettebat aracını verebiliriz. Şu an NASA ve ESA tarafından geliştirilip Lockheed Martin firması tarafından inşa edilmekte. Ust duzey karmaşık bir muhendisliğe sahip bu aracın montaj kılavuzu, tek başına 1.500 sayfa. Teknisyenler de cihazın montajını gercekleştirirken bu kılavuzda surekli olarak ileri ve geri giderek bulmak istedikleri yeri arıyorlar. Microsoft HoloLens ise tam olarak bu sırada devreye giriyor.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nun kullandığı “Procedure” modunu kullanan Lockheed ekibi, uzay aracının ceşitli sistemlerini bir araya getirmek icin gerekli sureyi inanılmaz olcude azaltmayı başardı. İstatistiki olarak bakmak gerekirse ekip, bileşenlerin birleştirilmesi ve vidaların sıkılması icin gerekli sureyi %30 ile %50 oranında azalttı cunku HoloLens ile birlikte bir vidaya ne kadar guc uygulanması gerektiği icin kılavuza bakma ihtiyacı ortadan kalktı. HoloLens, calışan o sırada hangi vidaya bakıyorsa o vidanın ihtiyac duyduğu basıncı da gosterebiliyor.

HoloLens’in uzay araclarının uretimi aşamasına katkıları bununla da bitmiyor. Cihaza eklenen verilerle birlikte bir teknisyen, araca baktığı anda nereye neyi yerleştirmesi gerektiğini direkt olarak kılavuza ihtiyac duymadan gorebiliyor. Bu sayede onceden bir teknisyenin 8 saatlik mesaisini alan bir işlem, artık 15 dakika icinde gercekleştirilebiliyor. Hatta eskiden birkac tane teknisyenin gunler boyunca uğraştığı işlemler, tek bir teknisyen tarafından yalnızca 2,5 saat icerisinde tamamlanıyor.
HoloLens’i kullanmaya başlamadan onceki alışma sureci de oldukca kısa suruyor. Bir teknisyenin HoloLens’e alışması, 30 dakikadan az suruyor ve teknisyenler bunun sonrasında hemen goreve başlayabiliyorlar. Yalnız cihaz biraz ağır olduğu icin butun gun kullanılamıyor. Teknisyenler, HoloLens’i yorulmadan once yaklaşık 3 saat boyunca aralıksız olarak kullanabiliyorlar.



Cihaz, her ne kadar kusursuz gibi gorunse de şimdilik bir kusuru var. Projenin yonetici isimlerinden Shelley Peterson, verdiği bir roportajda cihaza veri girişi sırasında zorlandıklarını belirtiyor. Peterson, verileri yazarak girmenin dışında bir yol bulmaları gerektiğini soyluyor ve bu işlem icin ses kullanmanınsa henuz tam olarak başarı sağlamadığının altını ciziyor. Teknisyenler, veri girişi sırasında calışma alanlarını terk ederek klavyelere yoneliyorlar ve bu da aslında HoloLens’in asıl amacı olan teknisyenin calışma alanını terk etmesine gerek kalmamasına ters duşuyor.
Bu arada Lockheed Martin firması, HoloLens’ten faydalanan tek firma değil. Rakip firmalarından Dragonfly isimli uzay aracını geliştiren BAE de kılavuzlardan kurtulmak icin HoloLens’i tercih ediyor. Dragonfly demişken, aracın 2025 yılında Saturn’un uydularından Titan’ı keşfetmek icin goreve cıkacağını belirtelim. Yolculuk, 9 sene surecek ve bu yolculuk, sonunda buyuk ihtimalle Guneş sistemimizle alakalı onemli bilgiler edinmemizi sağlayacak.

Webtekno

__________________