
Bugune Ozel: ABD'li Astronotların Ay'a Cıkmadığına Dair 10 İddia ve Cevap
İDDİA 1. Aya iniş fotoğraflarındaki ışıklandırmanın yapay olduğu savı. NASA'nın Ay yuzeyinde kullandıkları tek ışık kaynağını guneş olarak belirtmesine karşın fotoğraflarda bu tezi curuten golgeler olduğu iddiası.
CEVAP 1. Ay yuzeyindeki tek ışık kaynağı guneş değildir. Guneş ışığı, ay yuzeyinden yansıyarak farklı acılardan gelen bir ışık kaynağı oluşturur. Tum Apollo inişlerinde gokyuzunde bulunan Dunya da Ay yuzeyini aydınlatan kuvvetli bir ışık kaynağıdır. Dunya, Ay yuzeyini Ay'ın Dunya'da gorunen ışığından daha kuvvetli aydınlatır.
İDDİA 2. Ay yuzeyinde sıcaklığın -170° ila +150 °C civarında olması nedeniyle aya gercekten inmiş olmaları durumunda Neil Armstrong ve Buzz Aldrin'in fotoğraf makinelerinin vesaire erimiş veya donmuş olmaları savı
CEVAP 2. "Donma" suyla ilgili bir olayı kast ediyorsa, ay yuzeyinde nem yapabilecek su bulunmadığı icin mumkun değildir. Makinelerin kendileri kast ediliyorsa, zaten katı hÂlde, yani "donmuş" durumda olan metal, elyaf ve camın tekrar donması riskinden bahsetmenin anlamı kalmamaktadır. Ay yuzeyindeki sıcaklık yuksek olmakla birlikte, fotoğraf makinelerinin aksamını eritecek denli yuksek değildir. Isının fotoğraf filmlerine ulaşması, ısı onleyici optik kaplama ve boyalarla sağlanmıştır.
Uzayda, ucarken veya Ay ve diğer uzay cisimlerinin yuzeyinde fotoğraf ceken insanlı ve insansız cok sayıda başka uzay aracı vardır. Bunların bir kısmı Uzay Yarışı'nda ABD'nin rakibi olan Sovyetler veya başka ulusların aracları tarafından cekilmiştir. Mesela Sovyetlerin Venera aracları Ay'dan cok daha sıcak (457 °C) olan Venus yuzeyinde fotoğraf makineleriyle cekim yapmıştır. Yine Sovyetlere ait Luna serisi araclar, Ay yuzeyinde fotoğraf makinesi kullanmış, goruntuleri dunyaya iletmişlerdir.
İDDİA 3. Bazı video goruntuleri: Mesela A-15 filminde bir astronotun omuz hizasından cisimleri bırakış sahnesinde cisimlerin hızı ve katettikleri mesafe analiz edildiğinde bu goruntunun ya Dunya'da cekilip yarı hızda oynatıldığı ya da ayda olduğu iddia edilen astronotun sadece 115 santimetre boyunda olması gerektiği iddia edilmiştir. Atmosfersiz ve dolayısıyla ruzgarsız ve oksijensiz ay yuzeyinde Amerikan bayrağının dalgalanması ve LEM orumceklerin Ay yuzeyinden kalkarken ateş ve duman cıkarmalarının imkÂnsızlığı one surulmuştur.
CEVAP 3. Bayraklar astronotların bayrağı dikmesi sırasında titreşimden ve yanından gecerken statik elektriklenme nedeniyle kıpırdamıştır. Bunun dışındaki "dalgalanma" hissi, bayrakların buruşuk gozukmesinden kaynaklanmaktadır. Filmlerde bayrağın (dikilme sırasındaki titreşim bittikten sonra) hareket etmediği gorulmektedir.
İDDİA 4. 1969-1972 yılları arasında devam eden Apollo projesinden sonra NASA'nın bir daha aya gitmekteki isteksizliği .
CEVAP 4. Apollo Projesi, Uzay Yarışı'nı kazanmak icin yapılmıştı. Yarış bir kez kazanıldıktan sonra pahalı Ay ucuşlarını surdurmeye gerek kalmadı. Nitekim Sovyetler de yenildikleri ortaya cıkınca kendi Ay projelerini iptal ettiler.
İDDİA 5. Astronotları 6 kere aya goturup getiren LEM araclarının bu olaylardan once veya sonra tarafsız otoritelerce test veya tetkik edilmediği savı.
CEVAP 5. Ay'a inişte kullanılan LM modulu Dunya'ya donmek uzere tasarlanmamıştır. Başarıyla Ay'a inilen ucuşların LM modullerinin iniş kademeleri Ay yuzeyinde indikleri noktadadır. Donuş kademeleri ise gorevini tamamladıktan sonra yine Ay yuzeyine duşmuştur. Ay'a iniş yapamayan Apollo 13'un LM modulu Dunya atmosferine girerken yanarak yok olmuştur. Dolayısıyla bu modullerin iniş sonrasında test veya tetkik edilmesi imkÂnsızdır. Ucuş oncesinde ise tum moduller pek cok teste tabi tutulmuştur: titreşim, yalıtım, iletişim...
LM modullerinin son derece iyi test edildiği, hicbir ucuşta onemli bir sorun cıkarmamasından da anlaşılmaktadır. Apollo 13 gorevi sırasında LM, tasarlandığı başlıca amac olan Ay'a yumuşak iniş yapmak ve geri donmek dışında bir amacla, astronotlar icin bir tur cankurtaran sandalı olarak kullanılmış, diğer Apollo modullerini başarılı olarak Dunya'ya kadar taşımıştır.
İDDİA 6. 1969'ların teknolojisiyle aya canlı yayın yapabilecek TV ekipmanı goturup calıştırmanın imkÂnsız olduğu savı.
CEVAP 6. Apollo projesinin kameraları Westinghouse firması tarafından 1964'te kazanılan bir ihaleyle uzay koşullarında calışabilecek şekilde geliştirilmiştir. Bu konudaki bir sahtekÂrlık yapılsaydı, sadece NASA değil Westinghouse firmasını da kapsaması gerekirdi. Dahası, Apollo - Soyuz Test Projesi'nde Sovyet uzayadamlarının gozleri onunde aynı kameralardan cekim yapılmış ve dunyaya iletilmiştir.
1960'ların teknolojisiyle uzayda cekim yapabilecek TV cihazları ve elektronik devreler uretmek mumkundur. Nitekim 1961'de Yuri Gagarin ilk insanlı uzay ucuşu sırasında Sovyetler tarafından uretilen bir TV cihazından kaydedilen goruntuleri dunyaya iletmiştir. Yine Apollo Projesi'nden once Ay'a iniş yapan insansız Surveyor araclarının uzerinde de TV kameraları bulunuyordu, o kameralardan yapılan yayınlar da Dunya'ya iletilmiştir. Hatta Surveyor 3 adlı insansız ay aracının kamerası, yayın yaptıktan iki bucuk yıl sonra aynı bolgeye inen Apollo 12 astronotları tarafından sokulerek dunyaya geri getirilmiştir.
Ote yandan Sovyet Luna programındaki uzay aracları da ay uzerinden televizyon yayını yapmışlardır. Bu, o donemde Ay yuzeyinden TV yayını yapabilecek teknolojiye sahip tek ulkenin ABD olmadığını gostermektedir.
İDDİA 7. Dunya ile Ay arasındaki Van Allen radyasyon kuşaklarının astronotları oldurmuş olması gerektiği.
CEVAP 7. Apollo uzayaracları'nın Van Allen kuşağından gecme suresi 4 saatti. Bu sure icinde uzaygemilerinin aluminyum alaşımlı govdesi, uzayadamlarını korudu. Apollo araclarının rotası da uzayadamlarının radyasyona asgari miktarda maruz kalmasını sağlayacak şekilde hesaplandı. Bunların sonucu olarak Apollo programına katılan bir kişinin aldığı ortalama radyasyon miktarı, 1 rem'in (10 mSv) altında kaldı. Bu doz, deniz seviyesinde yaşayan birinin uc yılda aldığı radyasyona eşittir.[6]
Dunyadaki tum fizikcilerin (ABD'nin rakibi Sovyet fizikciler dahil) gercekten boyle bir tehlike olsaydı bunu gormemeleri mumkun olamazdı. Apollo ucuşları sırasında radyasyon kuşaklarını bulan fizikci James Van Allen hayattaydı. Eğer o da varlığı iddia edilen komplonun bir parcası değilse, kendi bulduğu kuşakların uzayadamlarını oldureceğini acıklaması gerekirdi. Tam aksine, Profesor Van Allen, kuşakların astronotları oldureceği iddialarını "sacmalık" olarak nitelemiştir.[7]
İDDİA 8. Apollo araclarda bulunan ve 2 kb RAM, 36 kb ROM kapasitede calıştığı belirtilen ilkel analog bilgisayarın [Apollo Guidance Computer] modern bir elektronik kol saatinden daha az işlem gucune sahip olması bakımından aya gidişte yetersiz kalacağı.
CEVAP 8. Apollo uzayaraclarında kullanılan ana bilgisayar, Apollo Guidance Computer (AGC), analog değil dijital bir bilgisayardı. Bu, 1960'lar icin ilkel değil gelişmiş bir bilgisayardı. Gorevi, Apollo uzayaracının seyir ve komuta kontrol sistemini (PINGS) yonetmekti. AGC'nin işlem gucu, PINGS'i idare etmek icin yeterliydi, ancak uzayaracının rotası ve konumu yerdeki olcum tesisleri tarafından daha yuksek kesinlikle saptandığından, belli aralıklarla konum ve rota bilgileri yerden guncelleniyordu. Yani Apollo tamamen kendi icindeki bilgisayara bağımlı değildi. Nitekim Ay'a ilk iniş yapan uzayaracı olan Apollo 11, AGC'nin hata modunda olduğu sırada iniş yapmıştır.
Sovyetler'in bilgisayar teknolojisi ABD'ninki kadar iyi olmadığı icin, kendi Ay projelerindeki uzayaracı LK'ye seyrusefer icin programlanabilir dijital bir sistem yerleştiremediler. Onların bulduğu cozum daha basitti, analog bir hesap makinesi, oluşabileceği duşunulen tum acil durumları belirlenen sırayla dikkate alıyordu. Ancak bu daha basit cozum dahi Ay ucuşu icin yeterliydi.[8]
İDDİA 9. Fotoğraflarda hicbir yıldızın gorunmemesi, yeryuzunde bile yıldızların gorulduğu halde atmosfersiz ortamda yıldızların daha net gorunmesi gerektiği iddiası.
CEVAP 9. Tum ay inişleri gunduz, guneş gokteyken yapıldı. Son derece ciğ bir ışıkla parlayan ay yuzeyi ve diğer cisimleri net olarak fotoğaflayabilmek icin fotoğraf makineleri yuksek enstantaneyle cekim yaptılar. Bunun sonucu olarak parlak ışık altındaki nesneler fotoğraflarda net gorundu, ancak nispeten soluk yıldızlar gorunmedi. Bu durum, gece aydınlık sokak lambalarının altında yıldızların gozukmemesine benzer. Ay'a yapılanlar dışındaki uzay ucuşlarında da, mesela Uluslararası Uzay İstasyonu'nda ceşitli milletlerden uzayadamlarının cektiği fotoğraflarda da aynı durum gorulur. Apollo uzayadamlarının cektiği parlak zemine bakmayan az sayıda fotoğrafta yıldızlar gozukmektedir.
İDDİA 10. Goruntulerin ağır cekimde cekilmiş olması. Oyle ki astronot ayda yururken ilginc bir şekilde saydamlaşıyor. Bu saydamlaşmanın ağır cekimde olabileceği iddiası komploteorilerinden birisidir.
Ay, Dunya'nın tek doğal uydusudur. Guneş Sistemi icinde beşinci buyuk doğal uydudur. Dunya ile Ay arasında ortalama merkezden merkeze uzaklık 384.403 km, yani Dunya'nın capının yaklaşık otuz katı kadardır. Ay'ın capı 3.474 km'dir,[1] bu da Dunya capının dortte birinden biraz fazladır. Dolayısıyla Ay'ın hacmi Dunya'nın hacminin %2'sidir. Kutlesi Dunya kutlesinden 81,3 kat daha duşuktur. Yuzeyinde kutle cekim etkisi yer cekiminin yaklaşık %17'sidir. Ay, Dunya'nın yorungesinde bir turunu 27 gun 7 saatte tamamlar. Dunya, Ay ve Guneş geometrisinde gorulen periyodik değişimler sonucunda her 29,5 gunde tekrar eden Ay'ın evreleri oluşur.
Science
__________________