Merhaba, konu hakkında herhangi bir kaynağım yok. Tamamen kendi duşuncemi sunacağım.

Dunyamız ortalama 6 milyar yaşında.

Evren ise Ortalama 15 ile 20 milyar yıl yaşında. Modern bilime gore evrenin şu anki hali ile yaşı en yakın 14 milyar yıl olarak hesaplanıyor.

Eğer dunya 6 milyar yaşında yaşlı bir gezegen ise ve evren 14 milyar yıldır var ise o zaman dunya evrenin plazmatik de diyebileceğimiz maddesel oluşum surecinin 6/14= 0.42 yani % 42 lik bolumunu onunla paylaşmış demektir. Bu % 42 lik oran cok ciddi bir orandır ve bizleri şu sonuca doğru goturur: Evren ilk patlama ile gelen maddenin evrimi surecinde bu surecin neredeyse yarısını dunya ile paylaşmış demektir.

Peki bundan ne gibi bir sonuc cıkar ?

Dunyada yaşamın temellerini başlatacak mekanizma maddenin şu anki halinden cok daha farklı bir kimyasal surecte oluşmuş ve artık dunyanın 6 milyarıncı yaşında bu ozelliğini yitirmiş olabilir.

İşte bu sebeple bilimadamları laboratuarda yapay bir canlı hucresi uretme konusunda zorlanıyor olabilirler. Cunku madde dediğimiz maddeyi oluşturan atomların ic yapısı hic duşunemeyeceğimiz kadar karmaşık ve onların uzerinde istediğimiz gibi oynayamıyoruz cunku buna kainatın bile gucu milyar yıllık değişim surecleri ile yetebilmektedir.

Boyle bir durumda, abiyogenez denilen cansızdan canlı varlıkların oluşması ve turemesi gibi şuphe uyandıran ve kafa karıştıran surecler maddenin daha farklı formlarında cereyan eden etkileşimler ile tahminimizden cok daha geniş bir fırsat yelpazesinde vukuu bulmuş olabilir.

Unutmayalım, uzay ve dunya aslında cok soğuktur ve uzayın mutlak ısısı da -270 C dir. Atmosfere sahip olmayan dunyanın o ilk zamanlarında yer kabuğunun sertleşip magmanın onemli bir kısmını ice hapsedecek kadar hızla soğuması mumkun olmuş olabilir. Erezyon ve suyun etkileşimi ile beraberinde gelen jeolojik olaylara yer kabuğumuz belki de 6 milyar yaşının 5.5 milyar yaşını gecirmiş olabilir. Bu ise neredeyse evrenin yaşının 1/3 une tekabul eder ki, ilk canlının ortaya cıkış yılı gunumuzden yaklaşık olarak beş yuz milyon yıl yerine cok daha gecmişe neredeyse milyarlarca yıl oncesine dayanıyor olabilir. Boyle buyuk bir zaman dilimi gercekten de dunyamızın ne kadar yaşlı olduğunu gosterir ve hayatın ortaya cıkması ve gelişmesi icin de ne kadar cok imkana sahip olduğunu dile getirmiş olur..

Yaratıcı ve Tanrısalcı zihniyet işte bu noktada tam anlamıyla cokmuş olur cunku ne o camur dedikleri ne de su dedikleri kimyasal elementler gunumuz teknolojisi ile bile ulaşamayacağımız cok daha farklı bir değişim surecinin oncesine sahip olabilirler...


Konu hakkında kaynak olarak sizlere binbang patlaması, maddenin oluşumu ve evrim mekanizmaları ile ilgili aklı başında yazılmış her turlu makale ve kitabı gosterebilirim. Lakin benim bugun icime duşen şu yukarıda bahsettiğim konu daha once hicbir kaynakta rastlamadığım tamamen kendi duşuncemin eseri olan bir konu olup, heyecanımı bilimsel duşunebilen arkadaşlarla paylaşmak isterim...
__________________