Izpisua Belmonte isimli bir bilim insanı, yaşlanmayı tersine ceviren bir yontem geliştirdi. Hucresel boyutlarda genleri duzenleyerek belirli izleri silen yontem, hucreleri başlangıctaki genc hallerine geri getiriyor ve işlevsel şekilde calışmalarını sağlıyor.

Olumsuzluk kavramı, insanoğlunun başlangıcından gunumuze kadar gelen en ilgi cekici kavramlardan biri olarak biliniyor. Nihai amacımız olarak gorduğumuz olumsuzluk kavramı, tarihin neredeyse her anında araştırılan bir konu oldu. Simyacılarla başlayan seruven, kendine olumsuzluk/genclik ceşmesi gibi efsaneleri de edindi. Yeni araştırmalar sonucunda bu ceşmenin artık bir efsaneden fazlası olabileceği ortaya kondu.

Juan Carlos Izpisua Belmonte isimli bir genetik bilimci, algınızın sınırlarını zorlayacak bir buluş gercekleştirdi. Izpisua Belmonte, farelerin genlerindeki izleri silerek tum hucrelerini daha genc bir hale getiriyor. Başka bir deyişle hucrelerin yaşlandığı bilgisini hucrelerden silerek onları ilk hallerine donuşturuyor.


(Juan Carlos Izpisua Belmonte)

Bunu bir fare uzerinde deneyimleyen Izpisua Belmonte, bir gun once sırt ustu yatarak kelimenin tam anlamıyla olmeyi bekleyen farenin işlemin ardından hayat dolduğunu belirtti. Neredeyse genclik ceşmesinden bir yudum almış olan fare, birkac gun sonra hucre iflası sebebiyle yaşamını yitirdi. Bunun sebebiyse tumorler oldu. Fare, yuksek dozda 'genclik' almıştı.

Az once soylediğimiz cumle sizin icin bir anlam ifade etmediyse yazının ilerleyen kısımlarında anlam ifade edeceğini rahatlıkla soyleyebiliriz. Konuya geri donecek olursak fareye uygulanan işlem, 'yeniden programlama' adında bir genetik değişiklikten ibaret. Vucuttaki 'epigenetik izler' adı verilen izleri silerek geni duzenleyen bu sistemle birlikte bir hucreye daha onceden bir kemik hucresi mi yoksa deri hucresi mi olduğunu bile unutturabiliyorsunuz. Bu işlem, genellikle kok hucre uretimi icin kullanılıyor. Ne hucresi olduğunu unutan hucreler, embriyonik aşamalarına geri donuyor ve istenilen hucre haline gelebiliyor.



Bu işlemin bilincli ve duzgun bir şekilde kullanılması durumunda hayvanların ve hatta insanların yeniden programlanabileceğini belirten Izpisua Belmonte, işlemin bir ceşit genclik ceşmesi olduğunu belirtiyor. Yaşlanmayı hucresel seviyedeki molekuler sapmalar olarak nitelendiren Izpisua Belmonte, entropiyle olan bu savaşı daha once hicbir bireyin kazanmadığının da altını cizdi.

Yeniden programlama konusunun daha once klonlama işleminde de kullanıldığını belirten Izpisua Belmonte, yetişkin bir boğadan klonlanan bir buzağıyı ornek gosterdi. Yetişkin boğa ile aynı DNA'nın yalnızca tazelenmiş bir halini taşıyan buzağı, başka bir deyişle aynı DNA'ları yaşlanmaya ilişkin sapmalar olmadan edindi.



Izpisua Belmonte'nin bahsettiği işlemse yeni bir birey uretmeden yaşlanmaya ilişkin sapmaları ortadan kaldırmak. Biz yaşlandıkca hucrelerimizin daha verimsiz şekilde calışmasına sebep olan sapmalar, yaşlanmamızın birinci sebebi olabilir. Bu sebeple bu epigenetik değişiklikleri yeniden programlamayla birlikte tersine cevirirsek yaşlanma işlemini de tersine cevirebiliriz.

Izpisua Belmonte, tum bu anlattıklarından sonra epigenetik değişikliklerin size sonsuz bir hayatı vadetmediğini, yalnızca 'son kullanma tarihinizi' biraz daha ertelediğini ifade etti. Kendi acıklamalarına gore insan yaşam suresini 35 ila 50 yıl kadar uzatmak icin hicbir engel bulunmuyor ve 130 yaşına kadar yaşayacak olan kişinin de şu anda aramızda olduğuna inanıyor.


(Shinya Yamanaka)

Izpisua Belmonte'nin farelerine yaptığı tedavi, Japon kok hucre araştırmacısı Shinya Yamanaka'nın Nobel odullu buluşunu temel alıyor. Yamanaka, 2006 yılında yetişkin insan hucrelerine yalnızca dort adet protein ekleyerek hucrelerin yeni şekillenmiş embriyolar gibi davranmasını sağladı. Yamanaka faktorleri denilen bu proteinler, hucrelerdeki epigenetik izleri silerek hucreye yeni bir başlangıc imkanı sunuyor.

Bu araştırmalar aynı zamanda yeni bir tedavi yontemini de ortaya koydu. Araştırmanın sonuclarına gore bir insanın tum vucudunun gencleştirilebileceğinden bahsediliyor ancak bu işlemin belirli dezavantajları da bulunuyor. Bir hucredeki metilasyon izlerini ve diğer epigenom izlerini yuksek dozda silerseniz hucre kendi kimliğini kaybedebilir. Başka bir deyişle hafızasını tamamen silmiş olursunuz. Bu boş hucreler de ileride işlevsel yeni hucrelere evrilebilir ya da işlevini tamamen yitirebilir. Aynı zamanda kendilerini bir kanser hucresi olarak geliştirebilir ve kişinin tumorler geliştirmesine de neden olabilir.



Izpisua Belmonte, farelere daha az dozda yeniden programlama uygulanması durumunda sonucların olumcul olmayabileceğini duşundu. 2016 yılında ekip, progeria ile farelerdeki hucreleri kısmen eski haline dondurecek bir yontem arayışına girdi. Fareleri, vucutları icerisinde Yamanaka faktorlerini geliştirmesini sağlayacak şekilde duzenleyen araştırmacılar, bu işlemi kontrole almak icin bir sistem geliştirdi. Doksisiklin isimli bir antibiyotik erildiği zaman Yamanaka faktorlerini geliştiren fareler, iki farklı gruba ayrıldı.

Izpisua Belmonte'nin laboratuvarında bazı farelere istedikleri zaman doksisiklin iceren bir su verildi. Diğer farelere de haftada iki gun boyunca doksisiklin iceren su verildi. Suyu surekli tuketen fareler kısa bir sure icerisinde oldu ancak kısıtlı bir şekilde doksisiklinli suyu tuketen fareler %30 daha uzun yaşadı.

Tum vucudu gencleştirme fikri şu an icin biraz uzak bir ihtimal gibi gorunse de yaşlılıkla ilgili olan bazı hastalıkların birkac sene icerisinde durdurulabileceği duşunuluyor. Yamanaka faktorlerini kullanarak epigenetik izleri silen bilim insanlarının yakın gelecekte bu hastalıkları tamamen ortadan kaldırabileceği belirtiliyor.

webtekno

__________________