Tokyo Universitesi Astronomi Enstitusu liderliğinde oluşturulan uluslararası ekip, dunyanın farklı bolgelerinde bulunan gozlemevlerindeki teleskopları birlikte calıştırarak, daha onceden keşfedilmemiş 39 devasa boyuttaki galaksinin keşfedildiğini duyurdu.
Hubble uzay teleskobunun kullanıma başlanmasıyla beraber gokbilimciler, evrendeki gorulebilir en uzak oluşumları inceleyip, yıllar icerisinde evrenin nasıl değişim gosterdiğini anlamaya calıştılar. Fakat, evrende konu Hubble bile olsa, hala ulaşılamaz yerler vardı.
Bolgenin ulaşılamaz olarak gorunmesinin sebebi, evrenin oluşum bolgelerine doğru yani gecmişe gidildikce, ışık dalga boylarının Hubble’ın tespit edemeyeceği kadar uzamasından kaynaklanıyordu. Bu sorunu cozmek icin Şili’nin Atacama Colu’nde bulunan ALMA teleskobunu bu ışık dalga boyunu gorebilecek şekilde ayarlayan ekip, 39 antik galaksiyi keşfetmeyi başardı.
Ekip adına keşifleri ile ilgili acıklama yapan Tao Wang şunları soyledi: “İlk kez 13.7 milyar yıl yaşındaki evrenin başlangıc 2 milyar yılına ait bu miktarda bir galaksi varlığı doğrulandı. Bu keşif, evrenin o donemi icin daha onceden oluşturulan mevcut modellerini tamamen boşa cıkarıyor. Ve şu ana kadar eksik olan bazı detayların tamamlanmasına da yardımcı olacak.”
Hubble Uzay Teleskobu icin gorunmez olan dort antik galaksinin ALMA teleskobu tarafından yakalanan goruntusuBu Galaksilerin Keşfi Ne Anlama Geliyor?
Keşfin sonucları ile ilgili ekip şunları soyledi: “Galaksi ne kadar buyuk olursa, merkezindeki super kutleli kara delik o kadar buyuk olur. Bu yuzden bu galaksilerin ve onların evrimlerinin incelenmesi bize super kutleli kara deliklerin evrimi hakkında daha fazla bilgi verecektir. Kesin olan şu ki, teorik araştırmacıların evrenin bu donemi ile ilgili daha onceden oluşturdukları teorilerini guncellemeleri gerekecek. ”
“Keşfin bir diğer onemi de, bu devasa galaksilerin, gunumuzdeki galaksi yapısından oldukca farklı olduğudur. Galaksiler, yıldız ve icerisindeki toz bulutu bakımından oldukca yoğun gorunuyorlar. Guneş Sistemi keşfedilen bu galaksilerden birinde olsaydı, acık bir gecede gokyuzu tamamen yıldız ile kaplı olurdu. Fakat aynı zamanda, buyuk miktardaki toz bulutları yuzunden, uzaktaki yıldızlar cok daha az gorunur olacaktı. Bu yuzden bu parlak yakın yıldızların arka planı karanlık uzay olabilirdi.”
“Boyle bir galaksi populasyonunun ilk kez keşfedilmesinden dolayı, calışmaların sonucları icin başlangıc aşamasındayız. Henuz fark edilemeyen bircok surpriz gercekleşebilir. Ama galaksilerin neyden oluştuklarını elimizdekilerle soylemek imkansıza yakın. Bu galaksilerin gercekte nelerden oluştuğunu bize gostermesi icin, James Webb Uzay Teleskobu gibi fırlatılacak olan gelişmiş teleskopların ne yapabileceğini beklemek gerekecek.”
uzay.co
Hubble uzay teleskobunun kullanıma başlanmasıyla beraber gokbilimciler, evrendeki gorulebilir en uzak oluşumları inceleyip, yıllar icerisinde evrenin nasıl değişim gosterdiğini anlamaya calıştılar. Fakat, evrende konu Hubble bile olsa, hala ulaşılamaz yerler vardı.
Bolgenin ulaşılamaz olarak gorunmesinin sebebi, evrenin oluşum bolgelerine doğru yani gecmişe gidildikce, ışık dalga boylarının Hubble’ın tespit edemeyeceği kadar uzamasından kaynaklanıyordu. Bu sorunu cozmek icin Şili’nin Atacama Colu’nde bulunan ALMA teleskobunu bu ışık dalga boyunu gorebilecek şekilde ayarlayan ekip, 39 antik galaksiyi keşfetmeyi başardı.
Ekip adına keşifleri ile ilgili acıklama yapan Tao Wang şunları soyledi: “İlk kez 13.7 milyar yıl yaşındaki evrenin başlangıc 2 milyar yılına ait bu miktarda bir galaksi varlığı doğrulandı. Bu keşif, evrenin o donemi icin daha onceden oluşturulan mevcut modellerini tamamen boşa cıkarıyor. Ve şu ana kadar eksik olan bazı detayların tamamlanmasına da yardımcı olacak.”

Keşfin sonucları ile ilgili ekip şunları soyledi: “Galaksi ne kadar buyuk olursa, merkezindeki super kutleli kara delik o kadar buyuk olur. Bu yuzden bu galaksilerin ve onların evrimlerinin incelenmesi bize super kutleli kara deliklerin evrimi hakkında daha fazla bilgi verecektir. Kesin olan şu ki, teorik araştırmacıların evrenin bu donemi ile ilgili daha onceden oluşturdukları teorilerini guncellemeleri gerekecek. ”
“Keşfin bir diğer onemi de, bu devasa galaksilerin, gunumuzdeki galaksi yapısından oldukca farklı olduğudur. Galaksiler, yıldız ve icerisindeki toz bulutu bakımından oldukca yoğun gorunuyorlar. Guneş Sistemi keşfedilen bu galaksilerden birinde olsaydı, acık bir gecede gokyuzu tamamen yıldız ile kaplı olurdu. Fakat aynı zamanda, buyuk miktardaki toz bulutları yuzunden, uzaktaki yıldızlar cok daha az gorunur olacaktı. Bu yuzden bu parlak yakın yıldızların arka planı karanlık uzay olabilirdi.”
“Boyle bir galaksi populasyonunun ilk kez keşfedilmesinden dolayı, calışmaların sonucları icin başlangıc aşamasındayız. Henuz fark edilemeyen bircok surpriz gercekleşebilir. Ama galaksilerin neyden oluştuklarını elimizdekilerle soylemek imkansıza yakın. Bu galaksilerin gercekte nelerden oluştuğunu bize gostermesi icin, James Webb Uzay Teleskobu gibi fırlatılacak olan gelişmiş teleskopların ne yapabileceğini beklemek gerekecek.”
uzay.co
__________________