Cam şaşılacak derecede basit bir maddedir. Dunyanın her koşesinde rahatca bulunabilen kum, kuvars ve sodadan meydana gelmiştir. Fakat camın asıl şaşırtıcı ozelliği ne tam bir sıvı ne de gercek bir katı oluşudur. Aslında sıvıya daha yakındır, cunku atomik yapısındaki duzen sıvılardaki rasgele duzeni andırır. Katıların atomlarının kristal yapısı ise duzgundur.

Katı bir cisimde atomların bir diziliş duzeni vardır. Yani bu diziliş duzeni belli aralıklarla kendini tekrarlar. Camda ise bu ozellik yoktur. Cok kuvvetli mikroskoplarla yapılan incelemelerde bile camın yapısında hic bir kristal oluşumuna rastlanmaz. Arada sırada gorulen bazı kristaller ise camdaki kusurlardır.

Cama cok ağdalı bir sıvı diyebiliriz. O kadar ağdalıdır ki, normal dış etkenlerde bile şeklini değiştirmez. Bir sıvıda ic sınırlar bulunmadığından camın icinden gecen bir ışık demeti kırılma ve yansımaya uğramaz, doğrudan gecer. Bu nedenle bir cama baktığımızda arkasındakileri olduğu gibi goruruz. Işık sadece camın yuzeyini aşarken hafifce kırılır.

Cam saydamdır, su da saydamdır, oyleyse donmuş su olan kar taneleri nicin beyazdır ve nicin kar ortusu saydam değildir? Bir cismin uzerine gelen ışığın tumunu yansıttığında beyaz, hepsini tutup hicbirini yansıtmadığında siyah renkte gorunduğunu biliyoruz. Cam saydamdır ancak kırıldığında, tuzla buz olduğunda yerdeki kucuk cam parcaları yığını beyaz renkte gorunur, cunku her bir cam parcası ışığı değişik yonde gecirmektedir.

Kar tanelerinde de aynı şey soz konusudur. Minik taneler uzerlerine gelen ışığı her yone gelişiguzel yansıtırlar. Bu nedenle kar taneleri de, kar ortusu de beyaz renkte gorunurler. Benzeri durum tuzda da gorulur. Tuz, her biri saydam olan kucuk kristallerden oluşmuştur ama bunlardan buyuk bir miktarı bir kapta bir araya gelince gozumuze beyaz renkte gorunurler.
__________________