220 bilim adamı tarafından 2 yılda tamamlanan “Aşırı Hava Koşulları Ozel Raporu”na gore insanlığı buyuk bir tehlike bekliyor


Cevre ve Şehircilik Bakanlığının “Cevre ve Şehir Dergisi”nde yayımlanan makaleye gore, Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen ve dunyanın onde gelen iklim bilimcilerinin yer aldığı Hukumetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) “Aşırı Hava Koşulları Ozel Raporu”nu hazırladı.

220 bilim adamı tarafından 2 yılda tamamlanan rapora gore, iklim değişikliğinin artan etkisiyle gercekleşecek şiddetli yağmurlar, sert fırtınalar ve kuvvetli kuraklıklar, onumuzdeki yıllarda tum dunyayı etkisi altına alacak.

Rapora gore, yukselen deniz seviyesi, kıyı şeritlerinin hassasiyetini arttıracak ve oluşan “aşırı hava koşulları” ise bir cok yerel ekonomiyi zarara uğratıp milyonlarca insanın hayatını etkileyecek. Raporda ozellikle coğrafi konumları gereği iklim değişikliğinden en cok etkilenecek gelişmekte olan ulkelere uyarılar da yer alıyor.

HAVADAKİ SERT DEĞİŞİMLER TUM İNSANOĞLUNU ETKİLEYECEK
IPCC'nin eş başkanı Chris Field, raporu değerlendirirken, “Hava koşulları şimdiden değişmeye başladı ve gelecekte de değişmeye devam edecek. Son yıllarda yaşanan afetlerin şiddetinden zaten bunu anlayabiliyoruz. Eğer yeterli onlemler alınırsa afetlerin ekonomiye ve canlılara olan etkisi buyuk olcude azalır. Afetlerde gereğinden fazla can ve ekonomik değer kaybediyoruz” ifadelerini kullandı.

Field, iklim değişikliğinin halihazırda dunyanın bircok yerini sıcaklık dalgaları, kuraklık ve seller gibi sık ve şiddetli hava olayları ile etkilediğini belirtti. Raporun, surekli artmakta olan sera gazlarının atmosferik değerleri durdurulmadığı takdirde, ısınma ve havadaki sert değişimlerin tum insanoğlunu etkileyeceğini ortaya koyduğunu vurgulayan Field, “Ancak raporda bazı soru işaretleri de mevcut. Orneğin, yakın zamanda yaşadığımız aşırı hava koşullarının, insan kaynaklı kuresel ısınmaya bağlı olduğu tam olarak yansıtılamıyor. Ekonomik kayıpların gecmişe gore daha fazla olması, artan şehirleşme ve zenginlik ile bağdaştırılabilir. Bu nokta, gelişmiş ulkelerden fakir ulkelere iklim değişikliği uyumu icin finansman sağlanmasının istenmesi ile ileride daha sıkı tartışmalara yol acabilir. Her ne kadar bilim adamları ısınan bir iklimin fırtına ve başka tropik fırtınaları arttıracağından emin olmadıklarını belirtseler de, Avrupa ve Kuzey Amerika başta olmak uzere tropik fırtınaların fazla yaşanmadığı kuzey yarımkure icin pek ic acıcı olmayan bir tablo gosteriliyor” değerlenmesinde bulundu.

SEL RİSKİ ARTACAK, KURAKLIKLAR ŞİDDETİNİ ARTTIRACAK
Raporda verilen bilimsel modellere gore ise, yuzde 90 ve yuzde 100 gibi bir oran ile ısı donemleri ve sıcaklık dalgaları karasal alanlarda daha uzun, sık ve yoğun bir bicimde gercekleşecek. Yani, 20 yılda bir yaşanan rekor sıcaklıklar artık her yıl yaşanacak. Bunun, sıcaklık değişimlerine hassas olan yaşlılar ve cocuklar icin ciddi bir etkisi olacak.

Raporda dikkat ceken diğer noktalar ise şoyle:

“Aşırı yoğunlaşma ve metrekareye duşen yağış miktarı 21. yuzyılda dunyanın her yerinde artacak. Ozellikle yuksek enlemli ve tropik bolgelerde kış aylarında bu oranlar zirve noktalara ulaşacak. Yoğun yağış miktarları ve ona bağlı fırtınalar da kuresel ısınmanın etkisini arttıracak. Bir başka deyişle, 20 yılda bir gercekleşen ani sağanaklar artık beş yıllık donemlerde gercekleşecek. Bu da dunyadaki sel riskini arttıracak. Dunyanın başka yerlerinde ise azalan yoğunlaşma ve artan su kaybı ile kuraklıklar şiddetini arttıracak. En hassas bolgeler ise Guney Avrupa ve Akdeniz bolgesi, Orta Avrupa, Kuzey Amerika, Orta Amerika ve Meksika, Kuzeydoğu Brezilya ve Guney Afrika olacak.

Tropikal siklonların neden olduğu şiddetli yağışlar, sera gazı salınımlarının sebep olduğu ısınma nedeniyle artacak. Isı dalgalarındaki değişimler, buzulların erimesi ve kutuplarda bulunan donmuş kara parcalarındaki bozulma buyuk olasılıkla yuksek dağlarda eğim değişikliklerine, buyuk kutlelerin yer değiştirmesine ve buzul gollerinde taşkınlara neden olacak.

1979 ila 2004 yılları arasında gecen 25 yıllık surecte doğal afetlerden olumlerin yuzde 95'i gelişmekte olan ulkelerde yaşandı. Eğer daha sık ya da daha şiddetli felaketler yaşanırsa, dunyada yaşanılabilir olan bolgeler azalacak. Bu da beraberinde goclerde bir artışı getirecek. Mercan adalar gibi sular altında kalma tehlikesi olan yerlerde pek cok kişinin goc etmek zorunda kalması olasılığı var.”

kaynak
__________________