Gelişen teknolojiden destek alan gelecek mimarisi, hayal gucuyle birleştiğinde bilim kurgu filmlerini andıran şehirlerde yaşamak artık uzak gorunmuyor. Dunyanın gun gectikce artan nufusu goz onune alındığında, yer altı şehirleri ve denizlerde yaşam gibi farklı yaşam alanı arayışlarına gereksinim artıyor.

Binaların kendi enerjisini uretebilmesi, insanlara daha konforlu ortamların sağlanması, surdurulebilir binalar, su verimliliği, enerji, atmosfer, malzemeler, kaynaklar, ic mekan, cevre kalitesi gelecek mimarisinin olmazsa olmazları arasında yer alıyor.

Yeni Yuzyıl Universitesi Mimarlık Bolumu Başkan Yardımcısı Yrd. Doc. Dr. Gulay Yedekci Arslan, fikirleriyle mimarlık dunyasında ilgi uyandırıyor. Turkiye'nin farklı illerinde ve ozellikle İstanbul'da konut, iş merkezi, universite binası, tatil koyu, banka şubesi, kentsel olcekte planlama gibi konularda cok sayıda proje ve uygulama calışmaları yuruten Arslan'ın, gelecek mimarisi alanında Amerika, Hollanda, Almanya'daki universitelerle kapsamlı işbirliği bulunuyor.

Bilim ve teknoloji, mimarlığı etkiliyor

Gelecek mimarisine ilişkin bilgi veren Arslan, zaman icinde hızla gelişen bilim ve teknolojinin, mimarlığı tasarım surecinden, malzemeye ve yapım sistemlerine kadar pek cok farklı boyutta etkilediğini belirtti.

Bu noktada, imkansızı başarabilme azminin kendisine cekici geldiğini dile getiren Arslan, “Elbette herkes tek katlı ya da iki katlı villa tarzında evlerde yaşamak ister. Ancak, yaşadığımız dunyanın alanı ve yaşayan insan sayısı duşunulduğunde bu cok da mumkun değil. Yarını duşunerek insanlığa yeni bir vizyon acmak gerekir” dedi.

Yıllar once eskiz uzerinde tasarlanan ve imkansız olarak nitelendirilen yapı şekillerinin, teknolojinin yapılabilir hale getireceği formlar olarak duşunulmeye başlandığını, artık cağdaş malzeme ve teknolojilerle hayallerdeki yapıların hayata gecirilebildiğini ifade eden Arslan, gun gectikce artan nufusla birlikte, yer altı şehirleri, mega strukturler, denizlerde yaşam gibi farklı yaşam alanı arayışlarına gidildiğini soyledi.

Teknolojide sonu gelmeyen gelişme, değişme ve toplum ihtiyaclarının, kentlerin artık farklı bir bakış acısıyla tasarlanmasını zorunlu kıldığını anlatan Arslan, “Her tur sosyal donatı imkanının bulunduğu, surdurulebilir enerjilerin en etkin şekliyle kullanıldığı, cocuğunuzun ya da kendinizin spor alanlarından yaralandığı, komşuluk ilişkilerinin geliştirilebildiği ve cok katlı yapılarda bile insanların ayaklarını toprağa basabildiği mekanlardan oluşan kentler artık bir ihtiyac haline geldi” dedi.


“İlham kaynağı hayal gucu”

Mimarlık mesleğinin, gecmişten beri insanların bir cok konfor gereksinimlerine cevap veren mekanlar kurmak ve oluşturmak icin cabaladığını dile getiren Arslan, “Gelecek mimarlığı, gunumuz ve gelecekteki insanların değişen gereksinimlerine cozumler uretebilecek bir mimari anlayışı simgelemektedir. Geleceğin mimarisinin ilham kaynağı kuşkusuz hayal gucudur. Yapılabileceklerin sınırı sadece hayallerinizle sınırlıdır” dedi.

Yarının kentlerinin, surdurulebilir enerji kaynaklarının kullanıldığı, en az gayretle tum gereksinimlerin karşılandığı, doğanın ve tarihi kulturel değerlerin korunduğu, deprem gibi doğal afetlere dayanımı yuksek, insanın psikososyal ihtiyaclarını da ongoren yaşam alanlarının olması gerektiğini ifade eden Arslan, “Benim bakış acımla mimarlıkta ve geleceğin mimarisinde temel nokta, insanların mutluluğudur. İnsanların mutluluk icinde yaşayabileceği alışılmamış mekanlar tasarlamak ana hedeftir. Şehirlerdeki insanlar, şehirleri de yaşayan organizmalara donuştururler; bu organizmaların dengeli ve dolayısıyla sağlıklı olmasını istiyorsak, surdurulebilirlik onceliğimiz olmalıdır” diye konuştu.

Gelecek mimarisinin olmazsa olmazları

Gelecek mimarisinde en onemli olmazsa olmaz olgunun, binanın kendi enerjisini uretebilmesi, insanlara daha konforlu ortamlar yaratması olduğunu ifade eden Arslan, şunları kaydetti: “Ayrıca binaların surdurulebilir olması, herkes icin tasarım ilkelerine uygun olarak tasarlanması, su verimliliği, enerji, atmosfer, malzemeler, kaynaklar, ic mekan ve cevre kalitesi de gelecek mimarisinin olmazsa olmazları olarak sayılabilir. Gunumuz evlerinden farklarına gelince; yukarıda da soylediğim gibi yenilenebilir, cevre dostu ve sağlıklı yapılar olmasıdır. Gunumuz evlerinde, malzeme ve kaynaklar uzun omurlu değildir, ic mekandaki hava kalitesi ve gun ışığı alımı her yer icin eşit olmamakla birlikte yeterli de değildir. Enerji donuşumune dair ya hic yada az şey yapılmakta, su donuşumunde tekrar kullanım soz konusudur. Her bir binanın mumkun olan en yuksek duzeyde konfor, guvenlik ve enerji verimliliği sunması esastır. Gunumuzde coğu konut barınma ve kısmi guvenlik gereksinimini karşılarken gelecek mimarisiyle tasarlanan evler, ileri duzey akıllı bina otomasyon sistemleri de dahil olmak uzere tum teknolojik donanıma sahip neredeyse kimse olmadan kendi kendine tum sistemini calışabilir hale getiren ve farklı bir estetik anlayışı ile tasarlanmış yapılardır.

Ulkemizde bir kilometrekareye duşen kişi sayısı Turkiye genelinde 97 kişidir. Bu sayı illerde 11 ile 2 bin 622 kişi arasında değişmektedir. Bu bağlamda geleceği duşunduğumuzde elbette ki yer altı şehirlerine, mega strukturlere ve denizlerde yaşam gibi farklı yaşam alanı arayışına gereksinim duyulacaktır. Boyle bir durumda da cağdaş ve teknolojik yapım sistemleriyle bu gereksinimlere cozum olarak yer altı şehirleri, mega strukturler ve denizlerde yaşam alanı uretilecektir.”

veteknoloji.com
__________________