Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'ya gundeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıcdaroğlu'nun acıklamaları şoyle:
[h=3]"BİZ YONETEMİYORUZ, SECİME GİDELİM DİYECEKLER"[/h] (Erken secim tartışmaları uzerine) Ben, ozellikle yerel secim doneminden bu yana, bir erken secimi doğru bulmadığımı, parti olarak bizim de bir erken secim talebimizin soz konusu olmayacağını sıklıkla vurguladım. Biz hÂl aynı noktada duruyoruz. Bir erken secim doğru değil. Ancak, erken secim kararı alacak olan iktidar bloku acısından durumu değerlendirdiğimizde, bir sure sonra bunlar başta ekonomi olmak uzere pek cok konuda Turkiye'yi yonetemedikleri gerceğiyle yuzleşmek zorunda kalacaklar. Dolayısıyla "Biz yonetemiyoruz, secime gitmek zorundayız" diyeceklerdir.
[h=3]DEMİRTAŞ'IN TEKRAR TUTUKLANMASI HUKUK FACİASI[/h] (Yargı paketindeki af duzenlemesi tartışmaları uzerine) Adalet Bakanlığı'nın uzerinde calıştığı bir metin onumuzdeki surecte parlamentoya gelir. Gelince ancak o zaman duşuncelerimizi soyleyebiliriz. Haksız yere iceride olan cok kişi var. Eren Erdem'den tutun Osman Kavala'ya kadar... Sivil toplum orgutlerinden, askeri oğrencilere ve yazar, cizerlere kadar gereksiz yere yatan bircok insan var. Bunlar haksız yere yatıyorlar. Dunyanın gozu de bu cercevede Turkiye'ye donmuş durumda. Adaletin olmadığı bir ulke olarak tanımlanıyor Turkiye. Bir dikta yonetimi var. Bu cercevede Adalet Bakanlığı belki dışarıdan gelen eleştirileri biraz yumuşatmak icin bu calışmayı yapıyor olabilir... Cunku Turkiye'de adaletin olmadığını, siyasal baskıların yargıclar uzerinde de surdurulduğunu herkes biliyor. Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesi gerekirken siyasal iktidarın talebi uzerine tekrar tutuklanması aslında bir hukuk faciasıdır.
